#1
|
|||
|
|||
Geçmiş Uygarlıklarda ve Kuran'daki Kıyamet
Geçmiş Uygarlıklarda ve Kuran'daki Kıyamet Bir önceki yazımda dünyanın sonunun geldiğini sizlere anlatmaya çalışmıştım. Dünyanın sonunu hazırlayan gelişmelerden ikisini insan kaynaklı göstermiştim ki bunlardan biri "küresel ısınma", diğeri ise ABD gibi bir işgâlci ülkenin çıkaracağı üçüncü dünya savaşı idi. İnsan kaynaklı olmayan ve dünyanın sonunu getireceğini iddia ettiğim bir diğer neden ise Marduk adlı gezegenin dünyamıza doğru gelmekte olduğu idi. Şimdi gelin bu iddialarımı bir de İslâm dünyasının kutsal kitabı olan Kuran-ı Kerim'den ayetlerle pekiştirelim. Kuran-ı Kerim'in 75. Suresinin adı "Kıyamet"tir. Bu sureden başlayarak Müeselât, Nebe sureleri dünyanın sonu hakkında bizlere ipuçları verir. Bu ipuçları aslında bugünün bilim insanları tarafından da kabul edilmiştir. Bilim insanları kutsal kitapları her ne kadar kendi araştırmalarında delil olarak kullanmasalar da, buldukları ipuçları kutsal kitaplarla örtüşmektedir. Kuran-ı Kerim'in, Kıyamet Suresi şu ayetle başlar: "Kıyamet gününe yemin ederim." Altıncı ayet ve sonrası ise şöyledir: "Kıyamet günü ne zaman diye sorar", "Göz, dehşetten ne zaman ki dikilir", "Ay tutulur", "Güneş ile ay bir araya getirilir". Kıyamet Suresi'nin buraya kadar anlattığı olaylar, dünya üzerindeki kıyametin insan eliyle değil, evren üzerindeki bazı olaylardan kaynaklanacağı yönündedir. Nitekim, bu bulgularımı Kuran-ı Kerim'in diğer surelerindeki ayetler de desteklemektedir. Kıyamet Suresi'nden sonraki surenin adı "İnsan"dır. İnsan Suresi'nden sonra "Mürselât Suresi" gelir. İşte bu surede dünyanın sonu biraz daha ayrıntılı bir şekilde anlatılır. Yani, insan, kıyametin kopmakta olduğunu nasıl anlar? "Size vaad olunan gün mutlaka gelecektir", "Yıldızların ışığı silindiği zaman", "Gök yarıldığı zaman", "Dağlar pamuk gibi atıldığı zaman". Mürselât (Birbiri ardınca gönderilen peygamberler anlamınındadır) Suresi 7.8.9.10. ayetleri sıra ile böyle dizilir. 7. Ayette kıyametin kopacağı kesindir. 8. Ayet, yıldızların ışıklarının sönmesinden söz eder. O halde, dünya üzerinde gece olmayacaktır. Bunun bir tek nedeni vardır, güneşten aldığı ışığı evrene yansıtan bir gök cisminin dünyayı güneş gibi aydınlatacağıdır. Bir önceki yazımda da söz ettiğim gibi bu dokuzuncu gezegendir. Büyük olasılıkla da Marduk'dur. Çünkü Marduk adlı gök cisminin ya da gezegenin 3661 yıllık yörüngesi 2012 yılında dünya ile örtüşmektedir. Marduk gibi dev bir gezegenin dünyaya yaklaşması büyük bir olasılıkla dünyayı aydınlağa boğacaktır ve dünyada gece diye bir şey olmayacaktır. Gece diye birşey olmayınca da "Yıldızların ışığı silindiği zaman" gerçekleşecektir. 9. Ayet "Gök yarıldığı zaman" demektedir. Gök'ün yarılması atmosferimize yakın geçen büyük bir gezegenin atmosferimizin yapısını bozması anlamına geldiği kesindir. Dünya yörüngesine çok yaklaşacak Marduk adlı gezegenin çekim gücü nedeniyle atmosfer yapımızı emeceği söylenmektedir. Böyle bir manzara dünyadan "Gök yarıldığı zaman" gibi görünecektir. Büyük gaz hareketleri dünya üzerinde sanki gök kubbenin aktığı, yarıldığı gibi görülmesine neden olacaktır. Ve 10. Ayet "Dağlar pamuk gibi atıldığı zaman"dır. Bilindiği gibi dünya üzerindeki dağların oluş nedeni depremlerin karaları sıkıştırması sonucudur. Yani kıta ya da kara kaymaları depremleri, depremler de dağları oluşturmuştur. Büyük bir olasılıkla, dünya yörüngesini etkileyecek bir gök cisminin dünyamıza yaklaşması bu kez kıtaları gevşetmeye başlayacaktır. Yani, dünya üzerine yapılan atmosferik baskı kıtaların büyük bölümünü suların altına gömerken, büyük kısmınıda bulundukları yerlerden eski yerlerine kaydıracaktır. Yani, dağların oluşumundan önceki konumlarına gelecek olan kara parçaları içinde bu kez dağlar çökmeye başlayacaklardır. Bu "Dağlar pamuk gibi atıldığı zaman"dır. Koskoca dağların yeniden kara parçası haline gelişleridir. Yani, dağlar düz bir kara parçasaydılar dağ olmadan önce, yeniden kara parçası olacaklardır. Nitekim, bu tezimi savunduğum bir başka Kuran-ı Kerim Suresi ise "Vâkıa Suresi"dir. Bu surenin 4. Ayeti ve sonrası şöyledir: "Yeryüzü şiddetli bir sarsıntı ile sarsılınca", "Dağlar paramparça olunca", "Dağılıp zerre zerre toz haline gelince"... 78. Sure olan Nebe ise 20. ayetinde şöyle yazar: "Dağlar yerinden oynayacak, yürütülecek ve bir serap olacaktır" Şimdi Kuran-ı Kerim'de bulunan bazı kıyamet alametlerini ele aldım. Elbette Kuran-ı Kerim'de kıyametle ilgili başka alametler de vardır. Fakat, ben burada yazdıklarımı özetlersem: Şiddetli yer sarsıntılarından söz edilmektedir. Dağların eriyeceğinden ve pamuk gibi atılacağından, yıldızların ışıklarının söneceğinden, göğün yarılacağından söz edilmektedir. Bir önceki yazımda da söz ettiğim gibi günümüz bilim insanları dokuzuncu gezegeni de buldular. Büyük bir olasılıkla bu gezegen Sümerler'in Nibilu dedikleri ve Babilli uzay bilimcilerin kendi tanrılarının adını taktıkları "Marduk" adlı gezegendir. Bu Marduk 13000 yıl önce Nuh Tufanı'nı yaratmıştır. Yalnız Sümerler ve diğer Babil uygarlıkları tarafından bilindiği söylenemeyen bu gezegen Mayalar tarafından da bilinmekte ve dünya yörüngesine girme tarihi kesin olarak not düşülmektedir. Mayalar'a göre Marduk'un dünyaya geliş tarihi kesin olarak 2012'dir. Yine Mayalar'a göre beşinci güneş'in bitiş tarihi 2012'dir. Şimdi şunu söyleyebilirim. Günümüzden binlerce yıl önce, çok ayrı çoğrafyalarda yaşayan insan toplulukları dünyayı alt-üst eden bir gezegenden söz etmektedirler. Bu insan toplulukları Sümer, Akat, Babil olduğu gibi, Hitit ve Asur uygarlıkları ve Maya uygarlıklarıdır. 1983 yılında ise IRAS kızılötesi teleskop sayesinde Marduk görülebilmiştir. Ve dünyaya doğru büyük bir hızla gelmektedir. Marduk, Satürn, Jüpiter, Uranüs ve Neptün gibi gazlardan oluşan dev bir gezegendir. Yani, Dünya, Venüs, Merkür, Mars gibi değildir. Marduk adlı gezegen dünyamıza doğru gelirken dünyamızda da olağanüstü değişimler başlamıştır. Ve henüz Marduk çok çok uzağımızda olmasına rağmen. Dünya üzerideki değişimler büyük depremlerdir. Şimdi küçük bir araştırma yaparsanız son üç-dört yıldır 7 ve 7'nin üzerindeki deprem sayılarının nasıl arttığını görebileceksiniz. Ayrıca, dünyanın çeşitli yerlerindeki binlerce yıldır faaliyette olmayan yanardağların da faaliyete geçtiği gözlemlenmektedir. Büyük fırtınalar koca koca ülkeleri yerlebir etmektedir. Kuran-ı Kerim'in kıyamet senaryosu dünya dışından gelmektedir. Kuran'daki alametler bunu açıkca göstermektedir. Bence, Kuran'daki kıyametin nedeni büyük bir gök cisminin dünya yörüngesini etkileme koşuluna dayalıdır. Bütün ipuçları bize bunu vermektedir. Ve bence bu gök cismi: Marduk'tan başka bir şey değildir. 3661 yıl önce dünya yörüngesine yakın geçen ve dünyada Mayalar'ın deyişine göre "Dördüncü güneşin" bitişini doğuran tarih MÖ 1649'lu yıllardır. Şimdi, Marduk dünyaya daha da yakından geçecektir. Ve bu geçiş sırasında "Gökyüzü yarılacak, gece gündüz olacak ve yıldızlar gözükmeyecek, büyük depremler olurken, dağlar pamuk gibi ama kızıl lavlarını etrafa savurup, eriyip yerlebir olacaklar ve zerre zerre toz haline gelecekler, dev dalgalar sahillere hücum edecek ve beşinci güneş devri de bitecek." Evet, Marduk'un dünya yörüngesine yaklaşmasıyla ortaya çıkacak korkunç manzara Sümer, Asur, Akat, Hitit, Babil, Maya uygarlıklarında anlatıldığı gibi Kuran-ı Kerim'de de anlatılmaktadır. Günümüz bilim insanları ise Marduk gibi bir gezegenin dünya yörüngesine girmesini dünyanın sonu olarak anlatıyorlar. Fakat, dünya yörüngesine girmeyip de, bu yörüngenin yakınından böyle bir gök cismi geçerse, günümüz bilim insanları da Sümer, Asur, Akat, Hitit, Babil, Maya ve Kuran-ı Kerim'den farklı düşünmüyorlar. Günümüz bilim insanları bir üst paragrafta tırnak içinde yazdığım bütün "alametlerin" ortaya çıkacağını yazıyorlar. Ve hattâ çıkmaya başladığını savunan bilim insanları bile var. Ne diyor Mayalılar: "2012 yılında beşinci güneş bitecek". O halde şu soruyu da kendimize sormadan yazımı bitirmeyelim: 2012 yılında beşinci güneş dönemi biterken ardında büyük uygarlıkları da bitirecektir. Peki, bundan önceki dört güneş döneminde hangi büyük uygarlıklar yok oldu? Yoksa, her 3661 yılda bir, insanoğlu geliştirdiği uygarlığı Marduk sayesinde yitiriyor mu? Eğer durum böyle ise Mısır Piramitlerinin sırrı da dahil Güney Amerika, Mezopotamya topraklarında yaşamış uygarlıkların bugün ulaşamadığımız uzay hesaplamalarının sırrı, takvimi günümüz takvimi kadar doğru hesaplama sırrı, günü 24 saate bölmelerinin sırrı ortaya çıkacaktır. Diğer sırlarla birlikte. Dünya, günümüz uygarlığına hep ulaşmıştır. Ama, her defasında bu uygarlıklar bitmiştir. Yıkılmıştır, yanmıştır, toprak altında kalmıştır. 2012'den sonra bir daha ki Marduk'un ziyareti yaklaşık 5673 yılında olacaktır. 5600 yılında insanlığın ulaştığı uygarlıkta, örneğin bir Süleymiye Camisi, bir Eyfel Kulesi, bir Özgürlük Heykeli yeryüzüne çıkarılırsa o zamanın insanı "ilkel" sandığı bizlerin bu yapıları nasıl yaptığına hep şaşıracak. Bugün bizim geçmiş uygarlık kalıntılarına şaştığımız gibi. |