#1
|
|||
|
|||
1979'dan 2006'ya Gerçekleşen Kıyamet Alametleri
1979'dan 2006'ya GERÇEKLEŞEN KIYAMET ALAMETLERİ KIYAMET vakti, dünya hayatının son günü olmakla birlikte ahiretteki sonsuz hayatın da başlangıcı olacaktır. Kıyamet günü yaşanacak birbirinden dehşetli olaylarla Allah'ın yüce kudreti insanların tümü tarafından idrak edilecektir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), kıyametten önce gerçekleşecek olan alametleri bundan 1400 yıl öncesinde hadis-i şeriflerinde detaylı olarak tarif etmiştir. Buna göre; savaşlar, anarşi, fakirlik, cinsel dejenerasyon artacak; doğal afetler sıklaşacak; insanlar güzel ahlaktan uzaklaşacak; sahte peygamberler ortaya çıkacaktır. Tüm bunların ardından, Allah Hz. Mehdi'yi vesile kılarak İslam ahlakını bütün dünyaya hakim edecektir. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde yer alan bu bilgilerin gerçekliğini bize gösteren en önemli delil, bu olayların vakti geldiğinde tam tarif edildiği şekilde ve birbiri ardına gerçekleşmiş olmasıdır. Hadislerde bildirilen çok sayıda alamet, 1979'dan 2006'ya kadar yaşanan -dünya tarihine oranla- kısa bir zaman dilimi içinde "birbiri ardınca" gerçekleşmiştir. Bu işaretleri anlamak için yapmamız gereken, kıyamet günü ve alametleri ile ilgili Kuran ayetleri ve Peygamber Efendimiz (sav)'in on dört asır öncesinden bildirdiği hadisler üzerinde dikkatle düşünmektir. Rabbimiz bir ayetinde "Ve de ki: Allah'a hamdolsun. O size ayetlerini gösterecektir, siz de onları bilip tanıyacaksınız..." (Neml Suresi, 93) şeklinde vaat etmektedir. Ancak öncelikle belirtmek gerekir ki, herşeyin en doğrusunu Allah bilir. Her konuda olduğu gibi kıyamet hakkında da O'nun bize öğrettiğinden başka hiçbir bilgimiz yoktur. Kesin olarak gerçekleşecek olan kıyametin vaktini sadece Allah bilmektedir: "De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azab) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?" O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.)" (Cin Suresi, 25-26) Afganistan'ın Rusya tarafından işgali (1979) "Talikan'a (Afganistan'a) yazık oldu. Şüphesiz Allah Teala'nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır. Orada Allah'ı hakkıyla bilen insanlar vardır. Onlar ahir zaman Mehdi'sinin yardımcılarıdır." (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59) Hadiste Afganistan'ın ahir zamanda işgal edileceğine işaret vardır. Gerçekten de Rusların Afganistan'ı işgali olan 1979 yılı Hicri 1400 yılına, diğer bir ifadeyle Hicri 14. yüzyılın başlangıcına denk gelmektedir. Ayrıca bu rivayette Afganistan'ın maddi zenginliklerine dikkat çekilmektedir. Bugün Afganistan'da çeşitli sebeplerle işletilmeye açılmamış büyük petrol yatakları, demir havzaları ve kömür madenleri tespit edilmiştir. Dördüncü Sulh (Arap-İsrail Barışı) (1979) "Sizinle insanlar (bir nüshada Rumlar deniyor) arasında dört sulh olacak, dördüncü sulh, Heraklius ehlinden bir adam vasıtası ile olur ve bu yedi sene devam eder..." (Kıyamet Alametleri, Osman Çataklı, 299/8) Hadiste Hz. İsa ile birlikte yeryüzünde bulunacak olan Hz. Mehdi'nin alametlerinden biri haber verilmiştir. Bu alamete göre Müslümanlarla Müslüman olmayanlar arasında 4. kez bir barış anlaşması yapılacak, bu anlaşma 7 yıl sürecektir. İslam aleminden birçok kimsenin kanaati, hadiste geçen "4. Sulh"un, 1979'da ABD-İsrail ve Mısır arasında Amerika'da Camp David'de yapılan anlaşma olduğudur. (En doğrusunu Allah bilir.) Kabe'de Kan Akıtılması (1979) "Onun çıkacağı yıl, insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler... Hep birlikte Beyt-i Şerif'i tavaf edecekler, sonra Mina'ya indiklerinde birbirine saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak." (Kıyamet Alametleri, s. 168-169) "İnsanlar başlarında bir imam bulunmaksızın hac ederler. Mina'ya indiklerinde büyük savaşlar olur. Öyle ki ayaklar kan gölü içinde kalır." (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 35) Hadislerde "onun çıkacağı yıl" cümlesi kullanılarak, Mehdi'nin çıkış tarihinde Hac sırasında meydana gelecek bir katliama dikkat çekilmektedir. 1979 yılında, Hac sırasında gerçekleşen Kabe baskınında aynen böyle bir katliam yaşanmıştır. Çok ilginçtir ki bu kanlı Kabe baskını da ahir zamanın başlangıcının ve Mehdi'nin çıkışının diğer alametlerinin gerçekleştiği dönemin tam başında yani Hicri 1400 yılının ilk gününde, 1 Muharrem 1400 (21 Kasım 1979) tarihinde meydana gelmiştir. Yine hadis-i şerifte kanların akacağından bahsedilerek öldürme olayına dikkat çekilmiştir. Baskın sırasında Suudi askerleri ile saldırgan militanlar arasında meydana gelen çarpışmada 30 kişinin öldürülmesi, bu rivayetin kalan kısmını da doğrulamıştır. İran-Irak Savaşı (1980) Şevval ayında ayaklanma Zilkade'de harb konuşmaları, Zilhicce'de ise harb vaki olacak." (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 166) Hadiste belirtilen Şevval, Zilkade ve Zilhicce ayları İran-Irak savaşının gelişim aşamalarıyla aynı tarihlere denk gelmektedir: İran Şahı'na karşı olan ilk ayaklanma, bilindiği gibi, hadiste belirtilen 5 Şevval 1398 (8 Eylül 1976)'de olmuştur. Hicri 1400 Zilhicce (1980 Ekim) ayında İran-Irak arasındaki savaş tam anlamıyla başlamıştır. Depremlerin Çoğalması "Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır. depremler çoğalacak." (Ramuz-El Ehadis, 476/11) "Kıyametten önce iki büyük hadise vardır. ve sonra da zelzeleli yıllar." (Ramuz-El Ehadis, 187/2) Son birkaç yıl içinde meydana gelen büyük ve sürekli depremler, dünya kamuoyunun gündeminde devamlı olarak ilk sıralarda yer almaktadır. Amerikan Ulusal Deprem Enformasyon Merkezi verilerine bakılırsa 1999 yılında, yeryüzünde 20.832 deprem meydana gelmiştir. Bu depremlerde yaklaşık olarak 22.000 insan hayatını kaybetmiştir. (Afganistan ve Endonezya depremlerinde ölen yaklaşık 500 bin kişi bu istatistiklere dahil edilmemiştir) Amerikan Ulusal Deprem Enformasyon Merkezi tarafından yapılan ölçümlere göre; 1556 yılı ile 1975 yılı arasındaki 400 yıllık dönemde meydana gelen deprem sayısı: 110 iken (5.0'dan büyük) 1980 yılı ile 2003 yılı arasındaki 23 yıllık dönemde meydana gelen deprem sayısı 1685 olmuştur. (6.5'dan büyük) Bir başka deyişle, 400 yılda kayıtlara geçen deprem sayısı 110 iken, Hz. Mehdi'nin çıkış alametlerine işaret eden 23 yıllık dönemde 1685 deprem yaşanmıştır. Mısır Meliğinin Öldürülmesi (1981) "Ondan önce Şam ve Mısır melikleri öldürülecektir..." (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 49) Mısır'ın yakın tarihi incelendiğinde hadiste de belirtildiği gibi, bir "meliğin" öldürüldüğü görülmektedir: 1970 yılında Mısır'ın başına geçen ve 11 yıl iktidarda kalan Enver Sedat. Enver Sedat 1981 yılında bir resmi geçit sırasında muhalifleri tarafından düzenlenen bir suikast sonucunda hayatını yitirmiştir. Ramazan Ayında Güneş ve Ay Tutulmaları (1981-1982) "Mehdi için 2 alamet vardır ki... Bunun birincisi, Ramazan'ın birinci gecesi Ay'ın; ikincisi de, Ramazan'ın ortasında Güneş'in tutulmasıdır." (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 47) "... Güneş'in oruç ayının ortasında, Ay'ın ise sonunda tutulması..." (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 37) "Ramazan'da iki defa tutulma olacaktır..." (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 49-53) Hadislerde dikkati çeken en önemli nokta Ramazan Ayı'nın ortasında hem Güneş tutulmasının, hem de bir ay içinde "Ay"ın ve "Güneş"in iki kere tutulmasının gerçekte çok düşük bir ihtimal olduğudur. Bu, belli döneme denk gelmesi olasılığı açısından normal şartlarda gerçekleşmeyecek bir durumdur. Eğer bu hadislerde tarif edilen olaylar dikkatle incelenirse, rivayetler arasında çeşitli farklılıklar olduğu göze çarpar. Böyle bir durumda yapılacak en doğru şey, aynı olaya bakan farklı rivayetlerin ittifak ettikleri ortak yönleri tespit etmek olacaktır. Buna göre, hadis rivayetlerinin toplamından çıkan ortak sonuçlar şunlardır: 1. Ramazan ayında Ay ve Güneş tutulmaları olacaktır. 2. Bu tutulmalar ortalama 14-15 gün arayla olacaktır. 3. Bu tutulmalar iki kere tekrarlanacaktır. Bu tespitlere uygun olarak, 1981 yılında (Hicri-1401'de) Ramazan Ayı'nın 15. günü Ay, 29. günü de Güneş tutulmuştur. Yine "ikinci olarak", 1982 yılında (Hicri-1402'de) Ramazan Ayının 14. günü Ay, 28. günü de Güneş tutulmuştur. Ayrıca bu hadisede "Ay"ın Ramazan'ın tam ortasında DOLUNAY halinde tutulması ve dikkatleri çekecek bir alamet olarak belirmesi de son derece anlamlıdır. Bu olayların Hz. Mehdi'nin diğer çıkış alametleriyle aynı dönemde meydana gelmesi ve Hicri 14. yüzyıl başlarında, üst üste iki yıl (1401-1402) mucizevi bir tarzda tekrarlanması rivayetlerin işaretinin bu olaylar olabileceğini kuvvetlendirmektedir. Şam Meliğinin Öldürülmesi (1982) "Ondan önce Şam ve Mısır melikleri öldürülecektir..." (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 49) Şam kelimesi, yalnızca Suriye'deki Şam şehri için kullanılmaz. Şam, Arapçada kelime anlamı olarak "sol" anlamına gelir ve eskiden beri Hicaz bölgesinin (Mekke ve Medine şehirlerinin bulunduğu bölge) sol tarafında kalan ülkeleri ifade eder. Şam bölgesi yöneticilerinden de suikaste uğrayan çok sayıda kişi olmuştur. Kuyruklu Yıldızın Doğması (1986) "Mehdi'nin çıkışından evvel, (her tarafı) aydınlatan kuyruklu bir yıldız doğacaktır." (Kıyamet Alametleri, s. 200) "O gelmeden önce, doğudan ışık veren bir kuyruklu yıldız görünecektir." (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53) "O yıldızın doğması, Güneş ve Ay tutulmasından sonra olacaktır." (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32) Hadislerde belirtildiği gibi: 1986 yılında (Hicri 1406'da) yani 14. yüzyıl başlarında "Halley" kuyruklu yıldızı Dünyamızın yakınından geçmiştir. Bu kuyruklu yıldız parlak, ışıklı bir yıldızdır. Hareket yönü doğudan batıya doğrudur. 1981 ve 1982 (1401-1402) yıllarında meydana gelen Ay ve Güneş tutulmaları olayından sonra ortaya çıkmıştır. Bu yıldızın doğuşunun da diğer alametler ile aynı zamanda meydana gelmesi, Halley kuyruklu yıldızının hadiste işaret edilen yıldız olduğunu doğrular niteliktedir. Tozlu Dumanlı Bir Fitne (2001) "Tozlu dumanlı, karanlık bir fitne görülecek, bunu diğerleri takip edecek..." (Kitab-ül Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26) Bu hadiste ise, Hz. Mehdi'nin çıkışından önce, tozlu ve dumanlı, karanlık bir fitnenin görüleceğinden söz edilmektedir. Fitne, "insanın akıl ve kalbini doğrudan doğruya hak ve hakikatten saptıracak şey, savaş, azdırma, karışıklık, ihtilaf, kavga" gibi anlamlara gelen bir kelimedir. Hadiste bu fitnenin ardında toz ve duman bırakacağı belirtilir. Ayrıca bu fitnenin "karanlık" olarak nitelendirilmesi, nereden geldiği belli olmayan, umulmadık bir olay olduğuna işaret kabul edilebilir. Bu açılardan bakıldığında söz konusu hadisin, 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nin New York ve Washington şehirlerinde meydana gelen, dünya tarihinin en büyük terör olayı olarak nitelendirilen saldırıya işaret etmesi muhtemeldir. Televizyon ekranlarında ve gazetelerde de şahit olunduğu gibi, bu iki büyük terör olayının ardından büyük bir toz bulutu ve duman çevreyi sarıp kuşatmıştır. Patlamalar sonucunda çöken binalar ise, daha büyük bir toz bulutunun oluşmasına neden olmuş, hatta çevredeki insanların üzerleri tamamen bu tozla kaplanmıştır. Bu olay, hadiste haber verilen ve Hz. Mehdi'nin çıkışının bir alameti olarak bildirilen "tozlu dumanlı, karanlık fitne" olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.) Bağdatın Alevlerle Yokedilmesi ( 2003) "Ahir zamanda Bağdat alevlerle yok edilir..." (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, Cilt 3, sf. 177) 2003 Irak Savaşı'nda, savaşın ilk gününden itibaren Bağdat, en yoğun bombardımana tutulan şehirlerden biri olmuştur. Ağır bombardıman, geceleri Bağdat'ın tıpkı hadiste haber verildiği gibi alev alev yanmasına neden olmuştur. Bağdat'ın gazete ve televizyon haberlerine yansıyan görüntüleri, yukarıdaki hadiste dikkat çekilen "alevlerle yok edilir" açıklaması ile tam olarak mutabıktır. Bu da ahir zamanda bulunduğumuzu gösteren açık alametlerden biridir. Irak Halkı Üç Fırkaya Bölünür (2003) "Irak halkı üç fırkaya ayrılır. Bir kısmı çapulculara katılır. Bir kısmı ailelerini geride bırakıp kaçarlar. Bir kısmı savaşır ve öldürülürler. Siz bunları gördüğünüz vakit kıyamete hazırlanın." (Fera İdu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar) Ahir zaman alametlerinden biri de Irak halkının üçe ayrılmasıdır. Hadiste haber verildiğine göre, halkın bir grubu "çapulculara" katılacaktır. Savaş sonrasında otorite boşluğu nedeniyle Irak'ta büyük yağmalama olayları yaşanmıştır. Gerçekten de halkın bir kısmı, hırsızlık, gasp, yağmalama gibi "çapulculuk" olarak nitelendirilebilecek faaliyetleri yapanlara dahil olmuşlardır. Hadiste bir kısım halkın ise, bulundukları yerden bir an önce kaçmaya yeltenecekleri, hatta geride bıraktıkları ailelerini dahi düşünemez konumda olacakları haber verilmiştir. Gazetelerde bu yönde yer alan haberler dikkat çekicidir. Hadiste halkın bir kısmının ise, savaşa katılacağı ve öldürüleceği bildirilmektedir. Irak Savaşı sırasında da, bir kısım insanlar çeşitli bölgelerde yaşanan çatışmalara katılmış ve hayatlarını kaybetmişlerdir. Ayrıca hadisin ilk bölümünde dikkat çekilen, "Irak'ın üçe ayrılması" konusu fiziki anlamda da gerçekleşmiştir. Körfez Savaşı sonrasında, Irak coğrafi olarak üç bölgeye ayrılmıştır. 32. ve 36. paralelin arası, 32. paralelin güneyi ve 36. paralelin kuzeyi olarak belirlenen bu üç bölgenin oluşturulması, hadisin işaret ettiği gelişmelerden biri olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.) Irak ve Şam'a Ambargo (2003) Ebu Nadre (r.a.) dedi ki; Cabir (r.a.)'ın yanında idik, şöyle dedi: "Öyle bir zaman yaklaşıyor ki, Irak ahalisine bir kafiz (ölçek), bir dirhem (bir ağırlık ölçüsüdür) sevk olunmayacak". Dedik ki: "Bu kimden dolayı olur." Dedi ki: "Acemler ('Arap olmayanlar) bunu men' ederler." Sonra dedi: "Şam ahalisine bir dinar, bir müdy (kile, bir ölçü birimidir) sevk olunmayacak". "Bu kimden dolayı olur" dedik. "Rumlar'dan dolayı" dedi. (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseyni) Irak ve Şam'a ambargo uygulanacak olması kıyamet öncesinde yaşanacağı bildirilen olaylardan, yani Hz. Mehdi'nin geliş alametlerinden biridir. Irak'a, hadiste haber verildiği gibi, on yılı aşkın bir süredir ambargo uygulanıyor olması dikkat çekicidir. Bununla birlikte, Suriye'ye de ambargo uygulanması ihtimali sıkça gündeme gelmektedir. Irak Halkı Şam'a ve Kuzeye Kaçar (2003) "Masum ve temiz Irak halkı Şam'a kaçar." (Risalet-ül Huruc-ül Mehdi, s. 210) 2003 senesinde Irak Savaşı başlamadan hemen önce onbinlerce Iraklı'nın, Suriye başta olmak üzere çeşitli ülkelere göç etme çabaları bu hadisteki olayla büyük bir benzerlik göstermektedir. Bu konuyla ilgili de çeşitli haber ve resimlere medyada yer verilmiştir. Iraklıların Parası Kalmayacak (2003) "Iraklıların elinde ölçecekleri bir tartı aleti ve alış-veriş yapabilecekleri bir para hemen hemen kalmayacak." (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 45) Ahir zaman ve dolayısıyla Hz. Mehdi'nin çıkış alametlerinden biri de Iraklıların parasının değer kaybetmesidir. Bu hadis iki ayrı duruma işaret ediyor olabilir. Bunlardan birincisi, İran-Irak ve Körfez Savaşı sonrasında Irak'ta yaşanılan ekonomik çöküntüdür. Savaş dolayısıyla büyük zarar gören Irak ekonomisi, savaş sonrası devam eden ambargolar nedeniyle bir türlü düzelmemiştir. Halkın alım gücü düşmüş, yokluk ve fakirlik en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir. Ordunun Kaybolması (2003) "Mehdi'nin beş alameti bulunur. Bunlar Süfyani, Yemani, semadan bir sayha (çağrı, nara), Beyda'da bir ordunun batışı ve günahsız insanların öldürülmesidir". (Naim Bin Hammad) "...Kendisine bir ordu gönderilecek. Bunlar yerin bir çölünde iken yere batırılacaklardır." (Müslim'den; Geleceğin Tarihi 4, s.31) "Bir ordu savaş için gelir, çöle girdiğinde baş ve sonundakileri batar, ortadakiler de kurtulmaz." (Hanbel, Tirmizi, İbni Mace, Ebu Davud'dan; Geleceğin Tarihi 4, s.30) 2003 yılında gerçekleşen Irak Savaşı sırasında Irak ordusunun büyük bir kısmının neredeyse birdenbire ortadan yok olması savaşın en dikkat çekici olaylarından biriydi. Birçok gazete ve televizyonda, Cumhuriyet Muhafızları olarak bilinen yaklaşık 60.000 kişilik ordunun ve Fedailer olarak bilinen yaklaşık 15.000 Iraklı askerin kaybolması haber olarak yer aldı. Yan sayfadaki hadislerde bu konuya dikkat çekilmesi, Hz. İsa'nın ve dolayısıyla Hz. Mehdi'nin geliş alametlerinden biri olan "bir ordunun batması" olayının gerçekleşmiş olabileceğini göstermektedir. (En doğrusunu Allah bilir.) Nitekim ilerleyen günlerde de savaş uçaklarının bir kısmının çöl kumları altına gömülmüş olarak bulunması, hadiste bahsedilen çölde bir ordunun batması olayının Irak ordusu ile ilgili olma ihtimalini güçlendirmektedir. Irak'ın Yeniden Yapılanması (2003) ".Irak'a saldırmadıkça kıyamet kopmaz. Ve Irak'taki masum insanlar Şam'a doğru sığınma yerleri ararlar. Şam yeniden yapılanır, Irak da yeniden yapılanır." (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 254) Hadiste Irak'ın yeniden inşa edileceğine dikkat çekilmektedir. Önce İran-Irak Savaşı, daha sonra Körfez Savaşı, son olarak da 2003'teki Irak Savaşı'nın ardından, Irak'ta pek çok şehir yerle bir olmuştur. Bu savaşın sonrasında yaşanan yağmalama olaylarının da etkisiyle büyük bir harabeye dönüşen Irak'ın yeniden inşa edilmesi mecburi hale gelmiştir. Bu durum gazete haberlerinde de çok geniş olarak yer almıştır. Şam Irak ve Arabistan'da Kargaşa Yaşanması (2003) Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "...Öyle bela ve musibetler olacak ki, hiçbir kimse, sığınabileceği bir makam bulamayacaktır. Bu belalar Şam'ın etrafında dolanacak, Irak'ın üzerine çökecek. Arabistan yarımadasının elini ve ayağını bağlayacaktır... Onlar belayı bir tarafta defetmeye çalışırlarken, diğer taraftan o yine ortaya çıkacaktır." (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, c.5, s. 38-39) Doğuda Yer Batması Tsunami(2004) "On alamet görülmeden kıyamet kopmayacaktır; ... Biri doğuda, biri batıda, bir diğeri de Arap Yarımadası'nda meydana gelecek yere batma hadisesi..." (Müslim, Fiten, 39) Peygamber Efendimiz (sav)'in haber verdiği kıyamet alametlerinden bir tanesi, "doğu tarafında gerçekleşecek olan yere batma" hadisesidir. Bu alametin büyük bir kara parçasının ya da insan topluluğunun ortadan kalkması, yeryüzünden yok olması anlamına gelmesi muhtemeldir. (En doğrusunu Allah bilir.) 2004 yılının son ayında Güney Asya'da gerçekleşen büyük tsunami felaketi bu alametle çok büyük benzerlikler göstermektedir. Dolayısıyla Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği "doğudaki yere batış" alameti, bu büyük tsunami felaketine işaret ediyor olabilir. (Hiç şüphesiz en doğrusunu Rabbimiz bilir.) Tarih boyunca Asya'da, Uzakdoğu'da çeşitli felaketler, depremler ve kasırgalar yaşanmıştır. Bu felaketlerde çok büyük yıkımlar gerçekleşmiş, çok yüksek sayılarda insan hayatını kaybetmiştir. Ancak 26 Aralık 2004 tarihinde Güney Asya'da gerçekleşen ve 400 bin kişiye yakın insanın ölümüyle sonuçlanan tsunami, bu felaketlerin en büyüğü olmuştur. Bu büyük felaket sırasında, yeraltındaki büyük levhaların hareketi sonucu oluşan 1000 kilometrekarelik kırılmalar ve kıtaların yer değiştirmesinin yarattığı büyük enerji, okyanuslarda meydana gelen çok büyük enerjiyle birleşip, Güney Asya ülkelerinden Endonezya, Sri Lanka, Hindistan, Malezya, Tayland, Bangladeş, Myanmar, Maldiv Adaları ve Seyşel Adaları'nı hatta 5 bin km uzaklıktaki bir Afrika ülkesi olan Somali sahillerini dahi vurmuştur. Kıyamet alametlerinin birbiri ardına gerçekleştiği ahir zamanda meydana gelen bu tsunami felaketi, çok geniş bir alanı etkilemiş, şehirlerin deniz sularının altında kalıp yok olmasına, dünya haritasının değişmesine neden olmuştur. İşte bu nedenle de "doğudaki yere batış" ifadesi ile Güney Asya'da gerçekleşmiş olan bu felakete işaret ediliyor olabilir. (En doğrusunu Allah bilir.) Batıda Yer Batması Katrina (2005) "On alamet görülmeden kıyamet kopmayacaktır; ... Biri doğuda, biri batıda, bir diğeri de Arap Yarımadası'nda meydana gelecek yere batma hadisesi..." (Müslim, Fiten, 39) ABD'nin Meksika Körfezi'nde yaşanan Katrina Kasırgası'nın meydana getirdiği büyük yıkım, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in haber verdiği bir diğer kıyamet alametini, "Batıdaki Yere Batış"ı akıllara getirmektedir. Peygamberimiz (sav)'in ahir zamanda gerçekleşeceğini bildirdiği bu "yere batışın", tarihteki benzerlerinden çok daha büyük, çok daha etkili olması gerekmektedir. Nitekim Katrina Kasırgası da geçmişteki benzerlerinden çok daha büyük bir yıkım meydana getirmiştir. "İnsanlara ölüm gelip evler mezar olduğu zaman halin nice olur." (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir zaman Alametleri, s. 392, no. 726) New Orleans Şehrinin Yere Batışı Katrina Kasırgası birçok şehirde çok büyük tahribat oluştururken, New Orleans'ı yaşanamayacak hale getirdi. ABD'nin turizm ve kültür merkezlerinden biri olarak kabul edilen New Orleans'ın yüzde 80'i sular altında kaldı. Bazı yerlerde suyun yüksekliği 6 metreyi aştı. Dolayısıyla New Orleans suların altına gömülerek, adeta ortadan kalktı. Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği "Doğudaki yere batma" alameti Endonezya'da yaşanan tsunami felaketine bir işaret olabileceği gibi, "Batıdaki yere batma" hadisesi de New Orleans şehrinin ortadan kalkışına bir işaret olabilir. Hiç şüphesiz en doğrusunu Allah bilir. Büyük Olayların ve Hayret verici Şeylerin Meydana Gelmesi "Onun zamanında büyük hadiseler vuku bulacak." (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 27) "Onun zamanında nice hayret veren haller zuhur edecektir." (Mektubat-ı Rabbani, 2/258) "Onun zuhur mebdeleri ve mukaddimeleri (çıkış alametleri) Resulullah Efendimiz (sav)'in irhasatına (peygamberliğine delil olan alametlere) benzer." (Mektubat-ı Rabbani, 2/258) Hz. Muhammed (sav)'in doğumundan önce büyük ve olağanüstü olaylar meydana gelmişti. Doğduğu gece yeni bir yıldız doğmuş, ateşe tapan İran Padişahlarının sarayının 14 burcu yıkılmış, İran'da 1000 yıldır yanmakta olan Mecusi ateşi sönmüş, Semavi Vadisi sel suları altında kalmış, Save Gölü kurumuştu... 1979 2500 yıllık İran şahlığı yıkıldı ve İran Şahı Rıza Pehlevi öldü. 1980 1980 yılı başlarında ilk AIDS vakaları tespit edildi. Şu ana kadar on binlerce kişinin ölümüne sebep olan bu hastalığa "Çağın Vebası" ismi verildi. AIDS, 1960'larda Amerika'da başlayan ve her çeşit cinsel serbestliği getirmiş olan "Seks Devrimi"ni sona erdirdi. 1985 Kuzey Kolombiya'daki Nevada Del Ruiz yanardağı 400 yıldır ilk kez patladı. Eriyen kar ve buzun oluşturduğu çamur yüzünden Armero kenti haritadan silindi. 20.000 kişi öldü. 1989 Soğuk Savaşın sembolü olan Berlin Duvarı inşasından tam 28 yıl sonra yıkıldı. 1990 Sovyetler Birliği yıkıldı ve Gorbaçov'la birlikte Bağımsız Devletler ortaya çıktı. 1991 Irak'ın Kuveyt'i ilhak etmesinden sonra yıllarca sürecek olan Körfez Savaşı başladı. 1993 Avrupa'nın ortasında bulunan Bosna ve Kosova'daki katliamda yüz binlerce Müslüman öldürüldü ve yüzbinlercesi yurtlarından çıkarıldı. 2003 60.000 senede bir gerçekleşen bir olay meydana geldi ve Mars gezegeni Dünya'ya en yakın konuma geldi. Dünyanın en kurak bölgelerinden olan Mekke'de meydana gelen sel felaketinde 12 kişi yaşamını yitirdi. |