Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Genel Kültür > İslam Dünyası
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #101  
Alt 10 January 2009, 20:34
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1011 - Muhelleb Ibnu Ebi Sufre (rahimehullah) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i dinleyen birisinden, Efendimiz'in soyle soyledigini naklediyor: "Dusman size gece baskini yaparsa Ha-mim La yunsarun deyin."
Tirmizi, Cihad 11, (1682); Ebu Davud, Cihad 78, (2597).

1012 - Ka'b Ibnu Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gazveye cikmaya karar verdigi zaman, sasirtarak baska bir zan uyandirir ve: "Harb bir hiledir" derdi."
Ebu Davud Cihad 101, (2637); Buhari, Cihad 157; Muslim, Cihad 18, (1740).

1013 - Muaz Ibnu Cebel (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
Gazve iki cesittir: Birincisi kisinin Allah'in rizasini aramak icin yaptigi gazvedir. Bu maksadla gazve yapan imama da itaat eder, en kiymetli seyini harcar, ortagina kolaylik gosterir, fesaddan kacinir. Bunun uykusu da uyanikligi da tamamen kendisi icin ucret olur. Bir de ovunmek, riyakarlikta bulunmak ve kendini satmak icin savasan, imama isyan eden, arzda fesad cikaran kimse vardir. Boyle gazveden asgari ucreti bile elde edemez."
Ebu Davud, Cihad 25, (2515); Nesai, Cihad 46, (6, 49); Muvatta Cihad 18 (2, 466).

1014 - Kays Ibnu Abbad anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ashabi (radiyallahu anhum) savas sirasinda ses cikarmayi sevmezlerdi."
Ebu Davud, Cihad 112, (2656).

1015 - Ebu'd-Derda (radiyallahu anh)'nin anlattigina gore, cihada giderken, yola cikip, halkin gececegi yere durarak, herkese duyuracak sekilde soyle bagirirmis: "Ey insanlar: Kimin uzerinde bir borc oldugu halde, cihada katilir ve bilirse ki, oldugu takdirde bu borc odenmeyecektir, hemen geri donsun, sakin pesime takilmasin. Zira, o, bu haliyle cihadin karsiligini alamaz."
Rezin'in ilavesidir.

CIHADA NIYETTE SIDK VE IHLAS

1016 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e, secaat olsun diye veya hamiyyet (kavmi, ailesi,dostu) icin veya gosteris icin mukatele eden kimseler hakkinda sorularak bunlardan hangisi "Allah yolunda"dir? dendi. Resulullah: "Kim, Allah'in kelami yucelsin diye mukatele ederse, o Allah yolundadir" diye cevap verdi."
Buhari, Cihad 15, Hums 10, Ilm 35, Tevhid 28; Muslim, Imaret 149,(1904); Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 16, (1646); Ebu Davud, Cihad 26, (2517); Nesai, Cihad 21; Ibnu Mace, Cihad 13, (2783).

1017 - EbuHureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam gelerek Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e: "Ey Allah'in Resulu, bir kimse Allah yolunda cihad arzu ettigi halde bir de dunyalik isterse durumu nedir?" diye sordu. Su cevabi verdi: "Ona hicbir sevab yoktur!"Adam ayni soruyu uc sefer tekrar etti, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da her seferinde: "Ona sevab yoktur!" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Cihad 25, (2516).

1018 - Seddad Ibnu'l-Had (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir bedevi gelerek Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a iman etti. Sonra da sordu: "Seninle hicret edeyim mi?" Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu ashabindan birine teslim edip mesgul olmasini soyledi. Sonra yapilan gazvede Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bir miktar ganimet elde etmisti. Bunu taksim etti ve bedeviye de bir pay ayirdi. Bedevi: "Bu nedir?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Bu payi sana ayirdim" dedi. Adam:"Ben bunun icin sana tabi olmus degilim, ben -eli ile bogazini gostererek- suraya bir ok atilip olmem ve cennete gitmem icin sana tabi oldum" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da: "Sen Allah'a sadik oldun mu o da sana sadik olur (diledigini verir)" dedi.
Askerler bir muddet durdular. Sonra dusmanla mukatele etmek uzere kalktilar. Adamcagizi, az sonra sirtlayip Hz.Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e getirdiler. Tam gosterdigi yere bir ok isabet etmis ve olmustu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Bu, o adam mi?" diye sordu: "Evet, odur!" dediler.
"Oyleyse o Allah'a dogru soyleyip sadakat gosterdi, Allah da ona sadakat gosterdi" dedi.
Adam, Resulullah (aleyhissalatu vessselam)'in cubbesi ile kefenlendi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cenazeyi one cikardi, uzerine namaz kildi. Okudugu duadan isitilenler arasinda su da vardi: "Ey Allahim, bu senin bir kulundur. Senin yolunda hicret etmek uzere memleketinden ayrildi. Sehid olarak olduruldu. Ben buna sahidlik ediyorum."
Nesai, Cenaiz 61, (4, 60, 61).

1019 - Abdurrahman Ibnu Ebi Ukbe, babasindan naklediyor. Babasi Iran asilli bir azadli idi. Der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte Uhud Savasi'na katildim. Musriklerden bir adama darbeyi indirdim ve: "Al, bu sana benden, ben Iranli bir koleden!" dedim. (Sozlerimi isitmis bulunan) Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana dogru bakti ve: "Niye, ben Ensari bir koleyim demedin? Bir kavmin kizkardeslerinin oglu o kavimden sayilir" dedi.
Ebu Davud, Edeb 121, 5/23; Ibnu Mace, Cihad 13, (2784).Bu hadisin son cumlesi yani,ibaresi diger kitaplarda da yer alir. Buhari, Feraiz 24, Tirmizi, Menakib 85, (3897); Nesai, Zekat 96, (5,106); Muslim, Zekat 133, (1059).

KITAL VE GAZVE AHKAMI

1020 - Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir ordunun veya seriyyenin basina komutan tayin ettigi zaman, -hassaten komutana- Allah'a karsi muttaki olmasini, beraberindeki Muslumanlara da hayir tavsiye eder ve sonra sunlari soylerdi:
"Allah'in adiyla ve Allah'in rizasi icin savasin. Allah'i inkar eden kafirlerle carpisin. Gaza edin fakat ganimete hiyanet etmeyin, haksizlikda bulunmayin, olulerin vucudlarina satasip burun ve kulaklarini kesmeyin, (onunuze cikan) cocuklari oldurmeyin!
Musrik dusmanlarla karsilasinca onlari once uc seyden birine cagir: Bunlardan birine cevap verirlerse onlardan bunu kabul et ve artik dokunma!
Once Islam davet et. Icabet ederlerse hemen kabul et ve elini onlardan cek. Sonra onlari yurtlarindan muhacirler diyarina hicrete davet et.Ve onlara haber ver ki, eger bunu yapacak olurlarsa Muhcacirler‚ va'dedilen butun mukafaat ve vecibeler aynen onlara da terettup edecektir. Hicretten imtina edecek olurlarsa bilsinler ki, Musluman bedeviler hukmundedirler ve Allah'in mu'minler uzerine cari olan hukmu onlara icra edilecektir; ganimet ve fey'den kendilerine hicbir pay ayrilmayacaktir. Muslumanlara birlikte cihada katilirlarsa o haric, (o zaman ganimete istirak ederler.)
Bu sartlarda Musluman olma teklifini kabul etmezlerse, onlardan cizye iste, musbet cevap verirlerse hemen kabul et ve onlari serbest birak.
Budan da imtina ederlerse, onlara karsi Allah'tan yardim dile ve onlarla savas. Bu durumda bir kale ahalisini muhasara ettiginde onlar senden Allah ve Resulu'nun ahd ve emanini talep ederlerse kabul etme: onlar icin, kendine ve ashabina ait bir eman tani. Zira sizin kendi ahdinizi veya arkadaslarinizin ahdini bozmaniz, Allah'in ve Resulu'nun ahdini bozmaktan ehvendir.
Eger bir kale ahalisini kusattiginda onlar, senden Allah'in hukmunu tatbik etmeni isterlerse sakin onlara Allah'in hukmunu tatbik etme, lakinkendi hukmunu tatbik et. Zira Allah'in onlar hakkindaki hukmune isabet edip etmeyecegini bilemezsin."
Muslim, Cihad 3, (1731); Tirmizi, Siyer 48, (1617), Diyat,14, (1408); Ebu Davud, Cihad 90, (2612, 2613).
Alıntı ile Cevapla
  #102  
Alt 10 January 2009, 20:35
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1021 - Abdullah Ibnu Avn anlatiyor: "Nafi'ye yazarak savastan once (musrikleri Islam'a) davet etme hususunda sordum. Su cevabi verdi: "Bu Islam'in basinda idi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Beni Mustalik'e ani baskin yapti. Adamlari gafildi, hayvanlari su kenarinda sulanmakta idi. Savasabilecekleri oldurdu, kadin ve cocuklarini da esir etti. O gun Cuveyriye (radiyallahu anha) validemizi esir almisti.
Bunu bana Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) rivayet etti. Abdullah bu orduya asker olarak katilmisti."
Buhari, Itk 13; Muslim, Cihad 1, (1730); Ebu Davud, Cihad 100, (2633).

1022 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ashabindan birini herhangi bir is icin gonderince su tenbihte bulunurdu; "Mujdeleyin, nefret ettirmeyin; kolaylastirin zorlastirmayin."
Muslim, Cihad, (1732).

1023 - Semure Ibnu Cundeb (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Musriklerin yaslilarini oldurun, fakat tifillarina (serh) yani henuz tuyu cikmayanlara dokunmayin."
Ebu Davud, Cihad 121, (2670); Tirmizi, Siyer 28, ( 1583).

1024 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in katildigi gazvelerden birinde oldurulmus bir kadin bulundu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunun uzerine kadinlari ve cocuklari oldurmeyi yasakladi."
Buhari, Cihad 147,148; Muslim, Gihad 24, (1744); Muvatta 3, (2, 447); Tirmizi, Gihad 19, (1569); Ebu Davud, Gihad 34, (1667); Ibnu Mace, 30, (2841).

1025 - Nu'man Ibnu Mukarrin. (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile bircok gazvelere katildim. (Sunu gordum): Resulullah (aleyhissalatu vesselam), safak sokunce, gunes doguncaya kadar mukateleyi durdururdu. Gunes dogunca ogle vaktine kadar tekrar mukateleye gecerdi. Tam ogle vaktinde mukateleyi durdurur, gunes batiya meyledinceye kadar ara verirdi. Meyledince, ikindi vaktine kadar mukatele eder, ikindi vaktinde ikindi namazini kilincaya kadar ara verir, sonra tekrar mukateleye gecerdi. (Ashab) derdi ki: "Bu vakitte (yani gunesin zevali vaktinde) yardim ruzgarlari eser, mu'minler namazlarinda ordulari icin dua ederler."
Tirmizi, Siyer 46, (1612); Ebu Davud, Cihad 111, (2655); Buhari, Cizye 1.

1026 - Hz. Enes (radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), sabah vakti baskin yapardi. (Yaklastigi yerlesim bolgesine) kulak kabartir, (ezan okunup okunmadigini kontrol eder) ezan sesi isitecek olursa durur, isitmezse saldiriya gecerdi."
Muslim, Salat 9, (382). Tirmizi, (Siyer 48, (1618); Ebu Davud, Cihad 100, (2634).

1027 - Isam el-Muzeni (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir ordu veya seriyye yola cikardigi zaman, askerlere sunu tenbihlerdi: "Bir mecsid gorur veya muezzini isitirseniz, orada kimseyi oldurmeyin."
Ebu Davud, Cihad 100, (2635); Tirmizi, Siyer 2, (1549).

1028 - El-Hariss Ibnu Muslim Ibni'l-.Haris babasindan Muslim Ibnu'l-Haris (radiyallahu anh)]'den naklediyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bizi bir seriyye ile gazveye gonderdi. Baskin mahalline vardigimiz zaman, atini hizlandirdim ve arkadaslarimi gectim. Koy halki beni imdat cigliklariyla karsiladi. Ben onlara: Lailahe illallah deyip kendinizi koruyun dedim. Oyle yaptilar. Arkadaslarim beni bu davranisim sebebiyle "Ganimeti bize haram ettin" diyerek ayipladilar. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina donunce, yaptigimi ona haber verdiler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni cagirtti. Yanina varinca davranisimdan dolayi takdir etti ve: "Bilesin, Allah (celle celaluhu) senin icin, o kurtardigin insanlardan her birisi sebebiyle su kadar sevab yazmistir" buyurdu. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vessselam) bana: "Sana kendimden sonra bir tavsiye yazacagim"dedi ve yazip, uzerini muhurleyip bana verdi."
Ebu Davud Edeb 110, (5080).

1029 - Cundeb Ibnu Mekis (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) benim de katildigim bir seriyye gonderdi. Orduya Benu'l-Mulevvah kabilesine baskin yapilmasi talimatini verdi. Yola ciktik. Kedid nam mevkiye geldigimiz zaman el-Haris Ibnu'l-Bersa el-Leysi ile karsilastik. Onu yakaladik. Bize:
"- Ben Musluman olmak arzusuyla geliyordum. Memleketten de Resulullah ( aleyhissalatu vesselam)'a gitmek dusuncesiyle ayrilmistim" dedi. Kendisine:
"- Eger Muslumansan bizim sana bir gun bir gecelik bagimiz zarar vermez, dedigin gibi degilsen sana karsi tedbirimizi tam yapmis oluruz" dedik ve baglarini daha bir sikiladik."
Ebu Davud, Imaret 137, (1896).

1030 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Beni Lihyan kabilesine bir askeri birlik gondermeye karar vermisti: "Her iki kisiden biri atilsin, sevapta ortak olacaklar" buyurdu.
Muslim, Imaret,1896.
Alıntı ile Cevapla
  #103  
Alt 10 January 2009, 20:35
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1031 - Ebu Said (radiyallahu anh)'in bu rivayeti bir bask vecihte soyledir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Beni Lihyan'a bir mufreze gonderdi. (Bunu tertiplerken) soyle demisti: "Her iki kisiden biri (orduya katilmak uzere) ciksin!"
Resulullah (aleyhissalatu vesselam), sonra oturanlara: "Sizden kim, gidenin ailesine ve malina iyi sekilde nezaret eder, hami olursa, ona gidenin sevabinin yarisi eksiksiz verilir" buyurdu.
Ebu Davud, Cihad 21, (2510).

1032 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Ben bir seriyyeye katilmistim. Askerler (bir ara) bir firarda bulundu, ben de onlar arasinda idim. Oradan uzaklasinca: "Simdi ne yapacagiz, cihaddan kactik, Allah'in gazabiyla donuyoruz" diye muzakere ettik. Sonunda: "Medine'ye girelim, bizi kimse gormez" diye dusunduk.
Ancak Medine'ye varinca: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gidip, kendimizi arzederek, bizim icin bir tevbe imkani varsa onu yerine getirsek, yoksa geri gitsek" diye kararlastirdik. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ugrayip "Biz firarileriz!" dedik. Bize yaklasarak:
" -Hayir siz, firariler degil, savasa tekrar donmek uzere manevra yapmis kisilersiniz" buyurdu. Kendisine yaklastik, mubarek ellerinden optuk. Bize: "Ben Muslumanlarin ilticagahiyim" dedi."
Ebu Davud, Cihad 106 (2647); Tirmizi, Cihad 36, (1716)].

1033 - Necdet Ibnu Amir el-Haruri'den rivayet edildigine gore, Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'a yazarak bes haslet hakkinda sormustur.
- Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gazveye cikarken kadinlari da alir miydi?
- Kadinlara ganimetten pay ayirir miydi?
- Savas sirasinda cocuklari oldurur muydu?
- Yetimin yetimligi ne zaman kalkar?
- Hums (ganimetin beste biri) kimler icindi?
(Ravilerden Yezid Ibnu Hurmuz der ki Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma), (mektubu yazarken soyle) dedi: "Bir ilmi gizleme durumuna dusmus olmasaydim asla cevap vermezdim." Sonra su cevabi yazdi: "Bana yazip "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in gazveye kadinlari da goturup goturmedigini" sordun. Evet, kadinlari gazveye gotururdu. Onlar yaralilari tedavi ederlerdi. Kendilerine de ganimetten bir seyler verilirdi.Hisseye gelince, kadinlara belli bir hisse ayrilmazdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gazve sirasinda cocuklari oldurmezdi. Oyle ise onlari sen de oldurme.
Yine sen bana yazip: "Yetimin yetimligi ne zaman kalkar?" diye soruyorsun. Kasem olsun kisi vardir, sakali ciktigi (buluga erdigi) halde hakkini almaktan hala acizdir.Oyle ise kendisi icin, baskalarinin aldiginin iyisinden alan kimseden yetimlik kalkar.
Yine sen bana yazip "humstan kimlere verilecegini" soruyorsun. Ben: "Bu bize aittir" demistim. Ancak kavmimiz bunu bize vermekten imtina etti."
Muslim, Cihad 137, (1812); Tirmizi, Siyer 8, (1556); Ebu Davud, Cihad 152, (2727 ,2728).

1034 - Ummu Atiyye (radiyallahu anha) anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte yedi ayri gazveye ciktim. Ordugahlarda ben geride kalir, askerlere yemek yapar, yaralilari tedavi eder, hastalara bakardim."
Muslim, Cihad 142, (1812).

1035 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bizi (bir tecziye vazifesi ile Mekke'ye) gonderdi ve (Kureys'ten iki kisinin ismini vererek): "Falanca ve falancayi yakalayabilirseniz onlari ateste yakin"dedi. (Hazirliklari bitirip) tam Medine'den ayrilacagimiz sirada (bizi cagirtarak): "Ben size falan ve falani yakmanizi emretmistim. (Sonra dusundum ki) atesle yakma cezasini vermek Allaha aittir. Onlari yakalarsaniz oldurun. "
Buhari, Cihad 149; Ebu Davud, Cihad 122,(2674); Tirmizi, Siyer 20, (1571).

1036 - Urve, Hz. Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anhuma)'den naklen anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana: "Ubna'ya sabahleyin baskin yap ve yak" dedi." Ebu Mushir'e soruldu. Ubna nedir?
"- Evet, haklisiniz dedi, bunu biz daha iyi biliriz. O, (bildigimiz) Filistin'deki Yubna'dir." Ubna veya Yubna, Filistin'de, Askalan ile Ramle arasinda bir yerin adidir."
Ebu Davud, Cihad 90, (2616).

1037 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Sizden iki kisi kavga edecek olursa, yuze vurmaktan kacinsinlar" buyurdu."
Buhari, Itk 20; Muslim Bir 117, (2613).

1038 - Ibnu Ya'la anlatiyor: "Abdurrahman Ibnu Halid Ibnu Velid ile birlikte gazveye ciktik. Bize, dusmandan, izbandut gibi dort tanesini yakalayip getirdiler.Derhal oldurulmelerini emretti ve hemen ok atilarak oldurulduler. Bu haber Ebu Eyyub el-Ensari (radiyallahu anh)'ye ulasti. O sunu soyledi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu cesit oldurmeyi yasakladi. Nefsimi kudret elinde tutan Zat-i Zulcelal'e kasem olsun, (degil insan) bir tavuk bile olsa onu oldurucu atislar icin hedef kilmayiz." Ebu Eyyub'un bu sozu Abdurrahman'a ulasinca dort kole azad etti."
Ebu Davud, Cihad 129, (2687).

1039 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Oldurme hususunda insanlarin en iffetlisi iman ehlidir."
Ebu Davud, Cihad 120, (2666).

1040 - Abdullah Ibnu Yezid el-Ensari (radiyallahu anh) der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) nuhba (arsizlikla alma) ve musle'yi yasakladi."
Buhari, Mezalim 30, Zebaih 25.
Alıntı ile Cevapla
  #104  
Alt 10 January 2009, 20:35
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1041 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Musrikler,Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ve mu'minler karsisinda iki kisimdi. Ehl-i harb olan musrikler, ki Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendileriyle savas halinde idi. Bir de ehl-i ahd yani aralarinda antlasma yapilmis olan musrikler vardi. Onlarla savasilmiyordu. Onlar da Resulullah aleyhissalatu vesselam)'a karsi savasmiyorlar. Ehl-i harb' ten bir kadin hicretle geldigi zaman, hayiz olup temizleninceye kadar evlenmek uzere istetilmiyordu. Temizlenince onun nikahlanmasi helal oluyordu. Sayet nikahtan once, kadinin kocasi da hicret ederek gelecek olsa, kadin kendisine veriliyordu. Ehl-i harbten bir kole veya cariye hicret edecek olsa bunlar hur olur ve Muhacirler'in butun haklarini elde ederler."
Sonra Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma), -Mucahid'in rivayetinde oldugu sekilde- Ehl-i ahd'la ilgili olarak rivayete devam etti: "..kendileriyle antlasma yapilmis musriklere ait bir kole veya cariye hicret edecek olsa, bunlar da iade edilmezlerdi, ancak degerleri ne ise o odenirdi." Ibnu Abbas devamla der ki: "Kureybe Bintu Ebi Umeyye Hz. Omer'in yaninda idi, bosadi. Kadinla, Muaviye Ibnu Ebi Sufyan evlendi. Ummu'1-Hakem Bintu Ebi Sufyan da Iyaz Ibnu Ganem el-Fihri'nin nikahi altinda idi. O da bunu bosadi. Ummu'l-Hakem'le de Abdullah Ibnu Osman es-Sakafi evlendi."
Buhari, Talak 19.

CIHADA MUTEALLIK HADISLER

1042 - Abdullah Ibnu Amr Ibnu'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aeyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah yolunda cihada cikip gazve yapan selamete erip ganimetle donen her ordu ve her seriyye ahirette elde edecegi mukafaatin ucte ikisine dunyada kavusmus olur. Hicbir ganimet elde edemeyen, korku geciren ve musibetlere maruz kalan her ordu ve her seriyye ise (ahirette) tam ucrete erer. "
Muslim Imaret 153, (1906); Ebu Davud; Cihad 13, (2785); Nesai,15, (6,17,1; Ibnu Mace, Cihad 13,(2785).

1043 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz bir gazvede Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraberdik, bir ara soyle buyurdular: "Medine'de kalan oyleleri var ki, kateddiginiz her mesafe ve gectiginiz her vadide ayrica sizinle berabermis gibi sevabiniza eksiksiz ortak oluyorlar. Bunlar, (cihada katilmayi canu gonulden arzulayip da) ozurleri sebebiyle orada kalanlardir." Bu rivayeti Buhari ve Ebu Davud, Hz. Enes (radiyallahu anh)'ten tahric etmislerdir.
Muslim, Imaret 159, (1911).

1044 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i isittim soyle diyordu: "Zincirlere bagli olarak cennete sevkedilen bir zumrenin haline Rabbimiz taccub (hayret) etti."
Ebu Davud: "Harp esiri yakalanir, zincire vurulur sonra da Musluman olur" diyerek aciklamistir.
Buhari, Cihad 144; Ebu Davud, Cihad 124, (2677).

1045 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) hazretlerinin anlattigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Imam bir perdedir, onunla birlikte (dusmana karsi) savas yapilir."
Buhari, Cihad,109, Ahkam 1; Muslim, Imaret 43, 1841), Ebu Davud, Cihad 163, (2757); Nesai, Buyu 30, (7,155).

1046 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Eslem kabilesinden bir genc: "Ey Allah'in Resulu! Ben gazveye katilmak istiyorum, ancak gazve icin gerekli techizati temin edecek malim yok!" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam):
"Oyleyse falancaya git. O hazirlik yapmisti ama hastalandi (gelemeyecek)" dedi. Genc o adama gidip:
"- Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sana selami var, cihad icin hazirladigin techizati bana vermeni soyledi" dedi. Adam, ismen cagirarak hanimina:
"- Hanim! cihad icin hazirladigim techizati su gence ver, onlardan hicbir seyi alikoyup esirgeme, Allah'a kasem olsun, esirgemeden her ne verirsen hakkinda mubarek kilinir" dedi."
Muslim, Imaret 134, (1894); Ebu Davud, Cihad 177, (2780).

1047 - Semure Ibnu Cundeb (radiyallahu anh) (bir gun) dedi ki:"Emma ba'd, bilesiniz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) atlarimiza "Allah'in atlari" diye isim verdi. Bize, korktugmuz zaman cemaat olmamizi, savastigimiz zaman da sabirli ve sakin olmamizi emrederdi."
Ebu Davud, Cihad 54, (2560).

1048 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "En hayirli arkadas (grubu) dort kisiliktir. En hayirli askeri birlik dort yuz kisiliktir. En hayirli ordu dort bin kisidir. On iki bin kisi, sayica az diye maglub edilemez."
Ebu Davud, Cihad 89, (2611); Tirmizi, Siyer 7, (1555); Ibnu Mace, Cihad 25, (2827).

1049 - Ebu Talha (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir kavme galebe calinca, (evler arasindaki) bos bir arsada uc gece ikamet ederdi."
Buhari, Cihad 185, Megazi 7; Muslim, Cennet 78, (2875); Tirmizi, Siyer 3, (1551); Ebu Davud, Cihad 131, (2695).

1050 - Imran Ibnu'l-Husayn (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Sakif, Beni Ukayl'in muttefiki idi. Sakifliler, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan iki kisiyi esir ettiler. Buna mukabil Muslumanlar da Beni Ukayl'dan bir kisiyi esir ettiler, adamla birlikte Adba adli deveyi de ele gecirdiler. Adam bagli halde iken Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanina geldi. Adam:
"- Ey Muhammed!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
" Ne istiyorsun?" diye sordu:
"- Beni niye yakaladiniz, hacilari gecene (yani Adba'ya) niye el koydunuz?" dedi:
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) meseleyi buyutmek icin:
"Seni muttefiklerin olan Sakifin cinayetinden dolayi yakaladim!" cevabini verdi, sonra oradan ayrilip gitti. Adam tekrar seslenerek:
"- Ey Muhammed! Ey Muhammed" dedi. Resululah (aleyhissalatu vesselam) merhametli ve nezaketli idi. Adama donerek:
" Ne istiyorsun?" dedi. Adam:
"- Ben Muslumanim!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Sen bunu, daha once, kendi umuruna malik iken soylemis olsaydin, tamamiyle kurtulurdun" dedi ve adamdan uzaklasti. Adam tekrar:
"- Ey Muhammed, ey Muhammed!" diye bagirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) geri gelerek:
"- Ne istiyorsun?" dedi. Adam:
"- Acim, doyur beni, susadim, su ver bana!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Hacetin bu mu?" dedi. Adam obur iki kisiye mukabil fidye yapildi."
Ravi Imran sozune soyle devam etti: "Ensar'dan bir kadin esir edildi.Adba dahi ele gecirildi. Kadin baga vurulmustu. Halk develerini evlerinin onunde dinlendiriyorlardi.
Bir aksam bu kadin ipten bosanarak develerin yanina geldi. Kadin deveye yaklasti mi deve boguruyordu. O da birini birakip oburune yaklasiyordu. Sonunda Adba'ya yaklasti. Bu bogurmedi.
Ravi der ki: "Bu piskin bir deve idi" -bir rivayette: "O terbiyeden gecmis bir deve idi" denmistir. Ebu Davud'da: "Uysal bir deve" denmistir. Kadin devenin arkasina bindi, hayvani surup yola revan oldu.
Kadinin kactigini hissettiler, arayip taradilar, ama bulamadilar.Kadin, Allah kendisine kurtulma nasib ederse, deveyi Allah icin kurban etmeyi adadi. Medine'ye gelince, halk onun kurtuldugunu gorunce: "Adba, Resulullah (aleyhisssalatu vesselam)'in devesi!" diye bagristi. Kadin:
"- Ben nezretmisim. Allah beni kurtarirsa onu kurban edecegim diye!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelip bu durumu haber verdiler. O:
"- Subhanallah! Hayvancagiza ne kotu muhafaat vermis: Allah onu bunun uzerinde kurtarirsa o tutup bunu kesecek ha! Olacak sey mi? Hayir! Gunah olan bir nezre uyulmaz, sahsen sahip olmadigi bir sey uzerine yaptigi nezre de uymaz!" dedi."
Muslim, Nuzur 8, (1641); Ebu Davud, Eyman 28, (3316).
Alıntı ile Cevapla
  #105  
Alt 10 January 2009, 20:36
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1051 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Musrikler, bir musrikin cesedini parayla satin almak istediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunun para ile satilmasina karsi cikti."
Tirmizi, Cihad 35,(1715).

EMAN VE SULH

1052 - Osman Ibnu Ebi Hazim, babasi vasitasiyla dedesi Sahr (radiyallahu anh)'dan rivayet ediyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Taif'e karsi gazveye cikmisti. Sahr bunu isitir isitmez, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a imdad etmek uzere bir grup atliyla hareket etti. Ancak, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i fetih yapmadan geri donmus buldu. Sahr, o gun Allah'a yemin ederek: "Su Kasr, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)in hukmune boyun egmedikce kusatmayi kaldirmayacagim" dedi ve oradan ayrilmadi. Nihayet iceridekiler Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in hukmune boyun egdiler. Sahr, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a soyle yazarak durumu bildirdi: "Emmaba'd: Ey Allah'in Resulu! Sakif senin hukmune boyun egmistir. Ben, onlari suvariler arasinda getiriyorum."
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) "Es-salatu Camiatun" diye nida edilmesini emretti. Kahraman (yani Sahr) icin: "Rabbim, su kahramana atlarini, adamlarini mubarek kil!" diye on kere dua etti.
Derken halktan bir grup Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina geldi. Mugire Ibnu Su'be soz alip: "Ey Allah'in Resulu! Sahr, halami yakaladi. Halbuki halam Muslumanlarin girdigi seye (imana) girmisti" dedi. Resululah (aleyhissalatu vesselam) onlari cagirip:
"- Ey Sahr, bir kavm Musluman oldu mu, artik kanlarini da mallarini da korumus olurlar. Mugire'ye halasini iade et!" dedi. O da kadini ona iade etti.
Sahr, Beni Suleym'e ait olan bir suyu Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'den istedi. Beni Suleym, Islam'dan kacarak bu suyu terketmisti. Sahr: "Ey Allah'in Resulu, beni ve kavmimi oraya yerlestir!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Pekala!" dedi ve onu oraya yerlestirdi:
Sonra Suleymiler Musluman oldular ve Sahr'a gelip suyu kendilerine iade etmesini soylediler. Sahr, buna imtina edince Suleymiler, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a basvurdular:
"- Ey Allah'in Resulu, biz Musluman olduk, suyumuzu iade etmesi icin Sahrgeldik. O imtina edip vermedi" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Sahr'i cagirtti. Gelince:
" Ey Sahr, bir kavm Musluman olunca mallarini ve kanlarini korurlar, bunlara sularini geri ver!'' diye emretti. Sahr:
"- Basustune ey Allah'in Resulu!" dedi.
Ravi der ki: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yuzunun bu sirada suyu Sahr'dan geri almaktan duydugu haya sebebiyle genc kizin yuzu gibi kizardigini gordum."
Ebu Davud, Harac 36, (3067).

1053 - Zeyd Ibnu Abdillah anlatiyor: "Biz Basra'daMirbed denen yerde idik. Saclari daginik, bir adam geldi, elinde kirmizi renkli bir deri parcasi vardi. Kendisine: "- Koylusun galiba." dedik.
"- Evet!" dedi.
"- Elindeki su deri parcasini bize ver (de ne var bir bakalim)!" dedik.
Hemen alip icindekini okuduk. Su yazili idi: "Allah'in Resulu Muhammed'den Beni Zuheyr Ibnu Kays . Siz, sayet Allah'tan baska ilah olmadigina ve Muhammed'in Allah'in elcisi olduguna sehadet eder, namaz kilar, zekat verir, ganimetten beste biri, Peygamberin hissesini ve safiyy payi'ni eda ederseniz, sizler Allah ve Resulu'nun emaniyla emniyette olursunuz.
Biz: "Bu mektubu size kim yazdi?" diye sorduk. "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)!" dedi.
Ebu Davud, Harac 21, (2999); Nesai, Fey 1, (7,134).

1054 - Amir Ibnu Sehr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (peygamber olarak ortaya) ciktigi zaman, Hamdan kabilesi bana: "Gidip su adam hakkinda arastirip bize haber getirebilir misin? Sayet bizim adimiza memnun kalirsan biz de onu kabul ederiz, sayet begenmedigin bir husus olursa biz de reddederiz" dediler. Ben de: "Pekala!" dedim.
Yola cikip Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in yanina kadar geldim. (Gordum, inceledim ve) memnun kaldim. Kavmim de Musluman oldu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Umeyr Zi Merran'a su mektubu yazdi."
Ravi devamla der ki: Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Malik Ibnu Mirare er-Rehavi'yi Yemen'in tamamina (elci olarak) yolladi. Akk Zu Hayvan Musluman oldu."
Ravi devamla der ki: "Akk'a: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a git, koyun ve malin icin kendisinden eman al" dendi. O da hemen Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a geldi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine su eman mektubunu yazdi:
"Bismillahirrahmanirrahim, Allah'in Resulu Muhammed'den Akk Zu Hayvan'a: "Eger arazisinde, malinda, kolesinde (Islam'a) sadik kalirsa, kendisine eman vardir, Allah'in ve Allah'in Resulu Muhammed'in garantisi vardir. Bu emani Halid Ibnu Said Ibni'1-As yazdi."
Ebu Davud, Harac 27, (3027).

1055 - Ka'b Ibn Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ka'b Ibnu'l-Esref, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in aleyhine hicviyeler duzuyor ve bunlarla Kureys kafirlerini, ona karsi tahrik ediyordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Medine'ye hicretle geldigi zaman, sehrin ahalisi kozmopolitti: Bir kismi Musluman, bir kismi putlara tapan musrik, bir kismi da Yahudi idi. Yahudiler, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve ashabina rahatsizlik veriyorlardi. Cenab-i Hakk, Resulu'ne (aleyhissalatu vesselam) sabir ve af emrediyordu. Allah su ayeti onlar hakkinda inzal buyurmus idi. (mealen): "Hic suphesiz, sizden once kitap verilenlerden ve Allah'a es kosanlardan cok uzucu sozler isiteceksiniz. Sabreder ve Allah'a karsi gelmekten sakinirsaniz bilin ki, bu uzerinizde sebat edilecek islerdendir" (Al-i Imran 186).
Ka'b Ibnu'l-Esref, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e ceza vermekten bir turlu vazgecmiyordu. Sonunda Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Sa'd Ibnu Mu'az (radiyallahu anh)'a, onu oldurecek birini yollamasini emretti. Onu Muhammed Ibnu Mesleme (radiyallahu anh) oldurdu. Ka'b oldurulunce, Yahudiler ve musrikler cok korktular. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek: "Arkadasimizi geceleyin kapisini calarak oldurduler" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara Ka'bu'l-Esrefin gecmiste soylediklerini hatirlatti. Sonra da hepsini kendisiyle onlar arasinda yapilacak ve (serirlerin uyarak sikintilari) sona erdirecek bir antlasma imzalamaya cagirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlarla kendisi ve butun Muslumanlar arasinda muteber olacak yazili bir antlasma yapti."
Ebu Davud, Harac 22, (3000).

1056 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Necranlilarla iki bin takim elbise uzerine sulh yapti. Yarisini Safer ayinda, yarisini da Recep ayinda Muslumanlara teslim edeceklerdi. Ayrica gazvede kullanmak uzere ariyeten otuz zirh, otuz at, otuz deve ve her cesit silahtan otuzar aded vereceklerdi. Muslumanlar, bunlari, Yemen'de ihanetli bir harb oldugu takdirde Necranlilardan alip kullanacaklar, sonra iade edeceklerdi. Buna mukabil Muslumanlar da Hiristiyan mabedlerini yikmayacaklar, dini-ilmi reislerine dokunmayacaklar, bir hadise cikarmayip yahut da faiz yemedikleri muddetce dinlerinde rahatsiz etmeyeceklerdi."
Ebu Davud, Harac 30, (3041).

1057 - Ziyad Ibnu Hudeyr anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh) buyurdu ki: "Eger sag kalirsam, Beni Taglib Hiristiyanlarinin eli kilinc tutanlarini oldurup, cocuklarini esir edecegim. Cunku Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in onlarla yaptigi antlasmayi elimle bizzat yazdim: "Cocuklarini Hiristiyanlastirmayacaklari" sarti vardi. "
Ebu Davud, Harac (30, 40).

1058 - Irbaz Ibnu Sariye es-Sulemi (radiyallahu anh) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la Hayber Kalesi'ne indik. Beraberinde baska bircok Musluman da vardi. Hayber'in sahibi (lideri) cebbar, mutekebbir birisi idi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek:
"- Ey Muhammed! Sizin eseklerimizi kesmeye, meyvelerimizi yemeye, kadinlarimizi dovmeye hakkiniz mi var?" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu sozlere ofkelenerek emretti:
"Ey Ibnu Avf merkebine bin ve soyle nida et: "Haberiniz olsun, cennet sadece mu'minlere helaldir, namaz kilmak uzere toplanin!"
Ravi, devamla, der ki: "Cemaat toplandi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara namaz kildirdi. Sonra da kalkip sunlari soyledi:
" Sizden biri, (rahat) koltuguna kurulup, Allah'in sadece su Kur' an'da yazdiklarini mi haram ettigini saniyor? Haberiniz olsun, vallahi ben (Allah'in yasaklarini) duyurdum, (Kur'an'da olmayan hayirlar) emrettim, bircok seylerden sizleri yasakladim; bunlar, Kur'an in bir misli kadar ve belki de daha coktur. Allah Teala hazretleri, Ehl-i Kitab'in evlerine izinsiz girmenizi helal kilmamistir. Kadinlari dovmenizi, borclarini (olan cizyeyi) verdikten sonra meyvelerini yemenizi de helal kilmamistir."
Ebu Davud, Harac 33, (3050).

1059 - Cuheyneli bir adam anlatmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki:
" Sizler muhtemelen bir kavimle savasip onlara galebe calacaksiniz. Onlar mallariyla kendilerini ve cocuklarini size karsi koruyacaklar. "
Said (Ibnu Mansur) rivayetinde der ki: "Sizinle belli sartlarla sulh yaparlar." (Bu cumleden sonra Musedded ve Said Ibnu Mansur su ifadede) ittifak ederler:
"..Artik onlardan (sulh sirasinda belirlenenden) baska bir sey alamazsiniz, zira bu size yakismaz."
Ebu Davud, Harac 33, (3051).

1060 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular:
"Muslumanlar arasinda, harami helal, helali de haram etmedikce sulh caizdir." Yine buyurdular ki: "Muslumanlar harami helal, helali de haram etmedikce kabul etmis bulunduklari sartlara uyarlar."
Ebu Davud,Akdiye 12, (3394); Tirmizi, Ahikam 17, (1352)
Alıntı ile Cevapla
  #106  
Alt 10 January 2009, 20:36
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1061 - Ibnu'l-Museyyeb anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hayber Yahudilerine sunu soyledi:
"Mahsulat, sizinle bizim aramizda olmak Sartiyla sizi Allah'in biraktigi muddetce yerinizde birakiyorum. "
Resulllah (aleyhissalatu vesselam) Hayber'e (tahminci olarak) Abdullah Ibnu Revaha (radiyallahu anh)'yi gonderdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la Yahudiler arasinda, mahsulun miktarini tahmin ve takdir isini o yapmis, neticede, onlara: "Isterseniz siz alin, isterseniz bana kalsin"demisti. Yahudiler mahsulun kendilerine kalmasini tercih ettiler."
Muvatta, Musakat I, (2, 703).

1062 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hayber halki dediler ki: "Ey Muhammed, bizi birak, burada kalalim, araziyi islah edip isleyelim." Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da her ekinin ve Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in uygun gorecegi. her bir seyin mahsulunun yarisi onlarin olmak sartiyla araziyi onlara birakti.
Abdullah Ibnu Revaha (radiyallahu anh), her yil oraya gelir, miktari tahmin eder ve yarisinin karsiligini onlardan alirdi. Yahudiler, Abdullah'i tahminde gosterdigi titizlik sebebiyle Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e sikayet ettiler. Hatta bir ara (lehlerine gevsek davranmasi icin) rusvet vermek istediler. Abdullah onlara:
"Bana haram mi yedirmek istiyorsunuz. Vallahi ben en ziyade sevdigim insanin yanindan geldim. Sizin topunuz bana maymunlar ve hinzirlardan daha menfurdur. Buna ragmen, benim size olan bugzum, size karsi adil olmama mani degildir." Yahudiler, Abdullah (radiyallahu anh)'i takdir edip:
"Iste bu adalet ve dogrulukla semavat ve arz nizam icinde ayakta durur" dediler.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam), her bir hanimina her yil seksen vask hurma, yirmi vask arpa veriyordu. Hz. Omer (radiyallahu anh) zamaninda, Yahudiler Muslumanlara hile yaptilar Ibnu Omer (radiyallahu anh)'i bir evin daminda uyurken geceleyin asagi attilar, el ve (ayak) bileklerini cikardilar. Hz. Omer Ibnu'l-Hattab: "Hayber'de hissesi olan hazirlansin, aralarinda taksim edelim" dedi. (Taksim edilecegi zaman) reisleri:
"Bizi buradan cikarma. Bizi Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve Hz. Ebu Bekir'in yaptiklari gibi yerlerimizde birak" dedi. Hz. Omer (radiyallahu anh) ona: "(Kararimizda) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sozune ters dustugumuzu mu zannediyorsun?l) Binegin seni Suriye'ye dogru bir gun, sonra bir gun, sonra bir gun daha kosturmasina ne dersin?" diye cevap verdi.
Hz. Omer (radiyallahu anh), Hayber'i, Hudeybiye ashabindan Hayber Seferi'ne istirak etmis olanlar arasinda taksim etti.
Buhari, Megazi, 38; Ebu Davud, Cihad 24, (3006).

1063 - Ebu Bekir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Kim (kendisine eman verilerek) antlasma yapilan bir kimseyi vakti disinda oldururse, Allah ona ceneti haram eder."
Ebu Davud, Cihad 165, (2760); Nesai, Kasame 14, (8, 24).

1064 - Safvan Ibnu Suleym, bircok sahabi evlatlarinin, babalarindan yapmis olduklari rivayetlere dayanarak, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle buyurmus oldugunu naklediyor:
"Kim antlasma yapilan bir kimseye zulmeder veya hakkini tenkis eder veya takatinin fevkinde emreder veya onun rizasi disinda bir seyini alirsa,kiyamet gunu aleyhine ben delil olacagim. "
Ebu Davud, Harac 33, (3052).

1065 - Ummu Hani (radiyallahu anha) anlatiyor: "Ben kocamin akrabalarindan iki kisiye civar (himaye) vermistim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) "Senin civar verdigine biz de civar verdik" buyurdu."
Buhari, Cizye 9, Salat 4, Edeb 94; Muslim, Hayz 70, (336), Musafirin 80; Muvatta, Sefer 27, (1,152); Tirmizi, Isti'zan 24, (2735); Ebu Davud, Salat 30, (1290); Cihad 167, (2763).

1066 - Ibnu Abas (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Ahdine kim vefasizlik edip bozarsa, Allah mutlaka ona bir dusman musallat eder."
Muvatta, Cihad 12, (2, 449), 26 (2, 460). Imam Malik bunu belag (senetsiz) olarak rivayet etmistir.

CIZYE VE CIZYE ILE ILGILI HUKUMLER

1067 - Muaz Ibnu Cebel (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (Aleyhissalatu vesselam), kendisini Yemen'e gonderdigi zaman, ihtilam olan herkesten (vergi olarak) bir dinar veya -Yemen'de imal edilen bir kumas olan meafiri'den, bir dinara tekabul eden miktarda almasini emretti."
Ebu Davud, Harac 30, (3038, 3039); Tirmizi, Zekat 5, (623); NesaI, Zekat 8, (25-26).

1068 - Ca'fer Ibnu Muhammed babasindan naklediyor: "Omer Ibnu'1-Hattab (radiyallahu anh) Mecusileri mevzubahis ederek: "Onlar hakinda nasil hareket etmem gerektigini bilmiyorum" dedi. Abdurrahman Ibnu Avf(radiyallahu anh):
"Sana sehadet ederim ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyle dedigini isittim: "Onlara, Ehl-i Kitaba davrandiginiz gibi davranin".
Muvatta; Zekat 42 (1, 278).

1069 - Ibnu Sihab der ki: "Bana ulasti ki, "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Bahreyn Mecusilerinden cizye almistir, keza Hz. Omer (radiyallahu anh) Iran Mecusilerinden, Hz. Osman (radiyallahu anh) da Berberilerden cizye almistir."
Muvatta, Zekat 41, (1, 278).

1070 - Hz. Enes (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Dumetli Ukeydir'den de cizye aldi
Alıntı ile Cevapla
  #107  
Alt 10 January 2009, 20:36
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1071 - Harb Ibnu Ubeydillah, baba tarafindan dedesi Umeyr es-Sakafi (radiyallahu anh)'den nakleder: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Harac Yahudi ve Hiristiyanlardan alinan vergidir. Muslumanlara harac yoktur. " Bir rivayette "usur yoktur" buyurmustur."
Ebu Davud, Harac 33, (3046-3049).

1072 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "(Babam) Omer (radiyallahu anh) Nebat ahalisinden bugday ve zeytinyagindan osrun yarisi (yirmide bir nisbetinde) vergi alirdi. Bu davranisiyla kasdi Medine'ye bunlardan cokca gelmesini saglamakti. Kintiyye (denen bugday ve arpa disinda kalan, nohut, mercimek, bakla nevinden tahil) dan da osur aliyordu."
Muvatta, Zekat 46, (1, 281).

1073 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir yerde iki kiblenin varligi uygun olmaz. Musluman kimseye cizye yoktur."
Sufyan merhum der ki: "Bunun manasi sudur: "Bir zimmi, kendisine cizye vermesi gerektikten sonra (vergisini henuz odemeden) Musluman olursa, artik bu vergi ondan duser."
Ebu Davud, Harac 34, (3053); Tirmizi, Zekat 11, (633).

1074 - Hz. Muaz (radiyallahu anh) demistir ki: "Kim kendi boynuna cizye akdi yaparsa, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in gittigi yoldan (sunnetten) beri olmus olur."

1075 - Ebu'd Derda (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "Kim bir araziyi haraci ile birlikte (satin) alirsa hicretinden rucu etmis demektir. Kim de bir kafirin boynundan zilleti kaldirip onu kendi boynuna koyarsa Islam'a sirtini donmus olur."
Sinan Ibnu Kays der ki: Halid Ibnu Ma'dan bu hadisi benden isitince bana: "Bunu sana Sebib mi rivayet etti?" dedi. "Evet" dedim. "Oyleyse dedi, gidince, soyle bu hadisi bana yazip gondersin."
Sinan Ibnu Kays devamla dedi ki: "(Sebib'e) soyledim, onun icin hadisi yaziverdi. Tekrar geldigim zaman Halid Ibnu Ma'dan kagidi sordu. Ben de verdim. Okuyup bu hadisi isitince sahip oldugu arazinin hepsini terketti."
Ebu Davud, Harac 38, (3082).

GANIMETLER VE FEY

1076 - Mucemmi' Ibnu Cariye el-Ensari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte Hudeybiye sulhunde hazir bulunduk. (Sulh yapilip) oradan dondugumuz zaman, halk, develerini hizlandirarak (bir yere birikmeye) basladilar. Biz hayretle: "Bu insanlara ne oluyor, (nicin hayvanlarini hizlandirip bir yere ususuyorlar?)" diye sorduk.
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a vahiy gelmis" dediler. Biz de, halkla birlikte harekete gecip develeri hizlandirdik. Ilerleyince Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i Kura'u'l-Gamim denen (Mekke ile Medine arasinda Usfan'in onunde bulanan) yerde bulduk. Devesinin uzerinde duruyordu. Halk toplaninca bizesuresini tilavet buyurdular.
Askerlerden biri: "Yani bu sulh bir fetih midir?" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Evet!" deyip ilaveten: "Muhammed'in nefsini kudret elinde tutan Zat'a yemin ederim bu bir fetihtir" buyurdu. Sure-i celileyi okumaya devam eden Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Allah size, ele gecireceginiz bol bol ganimetler vaadetmistir. Iman edenler icin bir delil olmasi ve sizi dogru yola ulastirmasi icin bunlari size hemen vermis ve insanlarin size uzanan ellerini onlemistir"mealindeki ayete kadar (Fetih 20) okudu.
(Ayet-i kerimede isaret edilen acil ganimetle) Hayber kastediliyordu. Buradan ayrilinca Hayber'e gazveye ciktik. (Elde edilen ganimet) Hudeybiye'ye katilanlara taksim edildi. Bunlar bin bes yuz kisi idi. Bunlardan uc yuzu suvari idi. Ganimet on sekiz hisseye ayrildi. Suvari olana iki, yaya olana bir hisse verildi."
Ebu Davud, Cihad 155, (2736), Harac 24, (3015).

1077 - Sehl Ibnu Ebi Hasme (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hayber'i iki kisma ayirdi: Biri vukua gelecek hadiseler ve kendi ihtiyaci icindi, obur kismi da Muslumanlar arasinda taksim etti. Bu kismi on sekiz hisseye ayirdi."
Ebu Davud, Harac 24, (3010).

1078 - Ibnu Sihab der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hayber'i bese taksim edip beste birini aldiktan sonra geri kalani, Hudeybiye Seferi'ne katilanlardan Hayber'e istirak eden ve etmeyenler arasinda taksim etti."
Ebu Davud, Harac 24, (3019).

1079 - Ibnu'z Zubeyr (radiyallahu anhuma) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hayber (fethedildigi) sene, (babam) Zubeyr'e dort hisse ayirdi. Bir hisse Zubeyr icin, bir hisse zilkurba ya giren Abdulmuttalib'in kizi ve Zubeyr'in annesi olan Safiyye (radiyallahu anhuma)icin, iki hisse de ati icin."
Nesai, Hayl 17, (6, 228).

1080 - Hasrec Ibnu Ziyad'in babaannesinden (radiyallahu anha) anlattigina gore, babaannesi (Ummu Ziyad el-Esceiyye) Resullulah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte alti kadindan biri olarak Hayber Gazvesine katilir. Kadin der ki: "Bizim de istirak ettigimiz Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ulasinca Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bizi yanina cagirtti. Gittik. Yuzunde ofke okunuyordu. Bize: "Kiminle ciktiniz, kimin izniyle ciktiniz?" diye cikisti. Biz:
"Yun egirip onunla Allah yolunda yardimci oluruz. Oklari (toplar gazilere) veririz, diye ciktik. Ayrica yanimizda yaralilari tedavi icin ilac var, yemek de yapariz" dedik. Bunun uzerine: "Oyleyse kalin!" buyurdu.
Cenab-i Hakk Hayber'in fethini muyesser kilinca, bize de ganimetten, tipki erkeklere oldugu gibi pay ayirdi."
Hasrec der ki: "Ey babaannecigim, bu verilen ne idi?" diye sordum.
"Hurma idi" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Cihad 152, (2729).
Alıntı ile Cevapla
  #108  
Alt 10 January 2009, 20:37
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1081 - Umeyr Mevla Abi'l-Lahm (radiyallahu anh) anlatiyor: "Efendilerimle birlikte Hayber Gazvesi'ne katildim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a benden bahsettiler ve benim kole oldugumu soylediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da bana kilic kusatmalarini emretti. Bana kilic kusatildi. (Acicak yasca kucuk olmam ve boyumun kisaligi sebebiyle) kilici yerde suruyordum. Sonra Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bana ev esyasi verilmesini emretti. Delileri tedavi icin okudugum bir rukyeyi (afsunlama duasi) (kontrol ettirmek icin) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a arzettim. Bir kismini atip, diger bir kismini muhafaza etmemi emretti."
Tirmizi, Siyer 9, (1557); Ebu Davud, Cihad, (2730).Ibnu Mace, Cihad 37, (2855).

1082 - Zuhri anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), kendisiyle birlikte savasmis olan Yahudilerden bir gruba, ganimetten pay ayirdi."
Tirniizi, Siyer 10, (1558).

1083 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hayber'in fethinden sona bir grup Es'ari ile Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina geldik. Ganimetten bize de pay vardi. Halbuki (Habesistan'dan donmus olan) gemi arkadaslarimiz Ca'fer (radiyallahu anh) ve arkadaslari haric, Hayber Gazvesi'ne filen istirak etmeyen kimseye pay ayirmamistir."
Ebu Davud, Cihad 151, (2725); Tirmizi, Siyer 10, (1559).

1084 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gun -yani Bedir Savasi gunu kalkip soyle buyurdu:
"Muhakkak ki Osman Allah'in ve Resulu (aleyhissalatu vesselam)" nun rizasina uygun bir hizmet sebebiyle gelmistir. Ben onun adina bey'at akdediyorum." Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ganimetten hisse ayirdi. Savasa katilmayan onun disinda kimseye hisse vermedi."
Ebu Davud, Cihad 151, (2726).

1085 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hangi bir koye varir da orada ikamet ederseniz, hisseniz oradadir. Hangi bir belde de Allah ve Resulu'ne isyan ederse o beldenin beste biri Allah ve Resulu'ne aittir ve o (geri) kalan) da sizindir."
Muslim, Cihad 47, (1756); Ebu Davud, Harac 29, (3036).

1086 - Rafi' Ibnu Hadic (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ganimet taksiminde on keciyi bir deveye bedel tutardi."
Nesai, Dahaya 15, (7, 221).

1087 - Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gazveye gonderdigi kimselerden bazilarina, umumi ganimet taksiminden dusecek hisseden ayri olarak, sahislarina ait olmak uzere (bir nevi armagan olmak uzere) fazladan ganimet verirdi."
Buhari, Hums 15, Megazi 57; Muslim, Cihad 35, (1749); Muvatta, Cihad 15, (2, 450); Ebu Davud, Cihad 35, (2741-2746).

1088 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Bedir gunu, Ebu Gehl'in kilincini bana armagan etti. Ebu Cehl'i, Ibnu Mes'ud oldurmus idi."
Ebu Davud, Cihad 150, (2722).

1089 - Ebu'l-Cuveyriyye el-Cermi (rahimehullah) anlatiyor: "Rum diyarinda icinde dinar bulunan kirmizi bir kup ele gecirdim. Bu sirada emir, Hz. Muaviye (radiyallahu anh) idi. Basimizda da komutan olarak, Hz. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan, Ma'n Ibnu Yezid (radiyallahu anh) adinda Beni Suleym'den biri vardi. Kupu ona getirdim. O altinlari Muslumanlara taksim etti. Bana da, oburlerine verdigi kadar bir pay verdi. Sonra da, "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in: 'Nefi (armagan) ancak hums'tan sonra olur" dedigini isitmemis olsaydim sana (daha fazla) verirdim" dedi. Sonra bana, kendi hissesinden bagista bulundu."
Ebu Davud, Cihad 160, (2753, 2754).

1090 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), ben yaninda otururken, bir grub insana ihsanda bulundu. Ancak onlardan benim daha cok hoslandigim birine hicbir sey vermedi. Ben: "Falanca ile aranizda ne var (ona niye vermedin)? Allah'a kasem olsun, ben onu mu'min goruyorum!" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Musluman (goruyorum de!)" buyurdu. Sa'd (dayanamayip) bu kanaatini uc kere soyledi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da her seferinde ayni sekilde karsilikta bulundu. Sonuncu sefer sunu ekledi: "Ben, nazarimda daha sevgili olana hicbir sey vermezken, yuzu ustu atese duseceginden korktugum insani kurtarmak icin ona ihsanda bulunurum (ihsanda bulunmam sevgime olcu degildir)"
Buhari, Zekat 3, Iman 53; Muslim, Iman 236, (150), Ebu Davud, Sunnet 16, (4685); Nesai, Iman 7, (8,103,104).
Alıntı ile Cevapla
  #109  
Alt 10 January 2009, 20:37
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1091 - Rafi' Ibnu Hadic (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Huneyn gunu Ebu Sufyan Ibnu Harb, Savfan Ibnu Umeyye, Uyeyne Ibnu Hisn, Akra' Ibnu Habis ve Alkame Ibnu Ulase'den herbirine yuzer deve verdi. Abbas Ibnu Mirdas'a ise daha az verdi. Bunun uzerine (ayni zamanda sair olan) Abbas Ibnu Mirdas su manada bir siir duzdu:
"Benimle atim Ubeyd'in payini Uyeyne ile Akra' arasinda mi taksim ediyorsun? Ne Bedr ne de Habis, cemiyette, Mirdas'tan ustun degillerdir.
Ben de onlarin hicbirinden asagi degilim.
Ancak bugun sen, kimi alcaltirsan o bir daha yukselmez."
Rafi' der ki: "Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onun payini da yuz deveye yukseltti."
Muslim, Zekat 137, (1060).

1092 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular:
"Savas sirasinda kim bir dusmani oldurur ve bunu isbatlarsa, maktulun seleb'i kendisinin olur."
Buhari, Hums 18, Buyu 37, Megazi 54, Ahkam 21; Muslim Cihad 46, (1571); Muvatta, Cihad 18, (2, 454); Tirmizi, Siyer 13, (1562); Ebu Davud, Cihad 147, (2717).

1093 - Seleme Ibnu'l-Ekva (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir seferde idi, musriklerden bir casus gelip, ashabinin yaninda bir muddet oturup konustu. Sonra sivisip gitti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "(O bir casustur, arayip bulun ve oldurun!" diye emretti. Ben (erken) bulup oldurdum. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) selebini bana bagisladi."
Buhari, Cihad 173; Muslim, Cihad 45, (1754); Ebu Davud, Cihad 110, (2653); Ibnu Mace, Cihad 29, (2836).

1094 - Avf Ibnu Malik ve Halid Ibnu Malik (radiyallahu anhuma) sunu soylemislerdir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) selebin katile ait olduguna hukmetti, selebi ganimet malina katarak besli taksime (humus) tabi kilmadi."
Ebu Davud, Cihad 149, (2721).

1095 - Abdullah Ibnu Ebi Evfa (radiyallahu anh)'nin anlattigina gore, kendisine: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda, gida maddelerini humus taksimine tabi tutar miydiniz?" diye sorulmustu, su cevabi verdi:
"Hayber gunu yiyecek maddeleri de ele gecirdik, kisi gelir, ihtiyaci kadar alir, sonra giderdi."
Ebu Davud, Cihad 138, (2704).

1096 - Hz. Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda bir ordu ganimet olarak yiyecek maddesi ve bal ele gecirdi. Ancak bundan humus alinmadi."
Ebu Davud, Cihad 137, (2701).

1097 - Amr Ibnu Abese (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kible istikametinde (sutre olarak) bir ganimet devesi bulundugu halde gerisinde bize namaz kildirdi. Namaz kilinca, hayvanin yan kismindan bir tutam yun aldi (elinde tutup gostererek): "Ganimetinizden humus disinda su kadari bile bana helal degildir. Humus da size iade edilecek (sizin maslahatlarinizda harcanacak)tir" dedi."
Ebu Davud, Cihad 161, (2755).

1098 - Cubeyr Ibnu Mut'im (radiyallahu anh) anlatiyor: "Humustan Beni Hasim ve Beni Muttalib'e ayrilan pay hakkinda konusmak uzere Osman Ibnu Affan (radiyallahu anh) ile birlikte Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gittik. Ben:
"Ey Allah'in Resulu, dedim, kardeslerimiz olan Beni Muttalib'e verdin, bize hicbir sey vermedin. Halbuki bizim de onlarin da (size) yakinligi birdir" dedim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Beni Muttalib ile Beni Hasim tek bir seydirler!" buyurdular.
Cubeyr der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ne Beni Abdu Sems'e, ne de Beni Nevfel'e: (Beni Hasim ve Beni Muttalib'e verdigi halde humustan) pay ayirmadi. Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) de humusu aynen Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gibi taksim etti. Ancak o, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yakinlarina, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in onlara verdigi kadar vermedi. Hz. Omer (radiyallahu anh) de onlara humustan verdi. Sonra da Osman (radiyallahu anh) verdi."
Buhari, Humus 17, Menakib 2, Megazi, 38; Ebu Davud, Harac 20, (2978. 2979, 2980); Nesai, Fey 1, (7,130,131).

1099 - Abdurrahman Ibnu Ebi Leyla anlatiyor: "Ali (radiyallahu anh)'yi dinledim, demisti ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yaninda ben, Abbas, Fatima ve Zeyd Ibnu Harise toplanmistik. Ben sunu soyledim:
"Ey Allah'in Resulu, Aziz ve Celil olan Allah'in kitabinda zikri gecen su humustaki hakkimizin taksimine beni vazifelendirseniz de hayatinizda bu isi ben bir yapsam! Ta ki sonradan kimse bu hususta bizimle ihtilafa dusmese!"
Ali (radiyallahu anh) devamla der ki: "Resulullah bu istegimi yerine getirdi. Hayati boyunca ben taksim ettim. Sonra buna, Hz. Ebu Bekir de beni vazifelendirdi. Ayni is, Hz. Omer (radiyallahu anh) devrinin son senesine kadar bende devam etti. O yil (fetihlerden dolayi) bol mal gelmisti. Bizim hakkimizi yine ayirdi ve bana gonderdi. Ben:
"Bu sene ihtiyacimiz yok, Muslumanlarin ihtiyaci var, onlara ver!" dedim. O da bu hisseyi Muslumanlara dagitti. Artik, Hz. Omer (radiyallahu anh)'den sonra kimse beni bu ise cagirmadi.
(Zaten o sene) Hz. Omer'in yanindan ciktiktan sonra Abbas (radiyallahu anh)'a rastladigimda (hayiflanarak) bana:
"Ey Ali, dun bize oyle bir seyi haram ettin ki, bundan sonra artik kimse bunu bize vermez!" demisti. (Meger ne kadar dogru soylemismis. Dedign aynen cikti). O ne dahi insan imis!"
Ebu Davud, Harac 20, (2983-2984).

1100 - Katade (rahimehullah) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gazveye bizzat istirak edince, onun sehm-i safiyy denen riyaset hissesi olurdu. Bu hisseyi, taksimden once kole, cariye, at gibi ganimete dahil mallardan dilediginden alirdi. Safiyye validemiz de iste bu hissedendi. Gazveye bizzat istirak etmedigi takdirde bu hisse giyabinda ayrilirdi, ancak bu durumda secme hakki yoktu (ne ayrilmissa onu kabul ederdi.)"
Ebu Davud, Harac 21, (2993).
Alıntı ile Cevapla
  #110  
Alt 10 January 2009, 20:38
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1101 - Malik Ibnu Evs Ibni Hadesan (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh) bana haber gonderdi. Ben de gun yukseldigi zaman ona gittim. Kendisini evinde bir sedirin uzerinde, deri yuzlu bir yastiga dayanmis vaziyette oturmus buldum. Sedirin orgu ipleri adalelerine gomulmus durumdaydi. Bana:
"Ey Malik, seni sunun icin cagirdim: Senin kavminden bir kac hane halki pes pese geldiler (ihtiyac arzettiler). Ben de kendilerine biraz bagista bulunulmasini soyledim. Iste! Albunu aralarinda dagitiver!" dedi. Ben:
"Bu isi benden baskasina soyleseniz daha iyi olur!" dedim. Ancak o israrla:
"Ey Malik al sunu!" dedi. Az sonra Hz. Omer'in azadlisi (kapici) Yerfe' geldi ve:
"Ey mu'minlerin emiri! Osman, Abdurrahman Ibnu Avf, Zubeyr ve Sa'd (radiyallahu anhum)'in girmelerine izin veriyor musunuz? (sizi gormek istiyorlar!) dedi. O da:
"Evet, buyursunlar!" diyerek izin verdi. onlar da girip selam vererek oturdular.
Az sonra Yerfe' tekrar gelip: "Abbas'la Ali (radiyallahu anhuma) icin de izin var mi?" dedi. Hz. Omer, onlara da izin verdi. Girdiler, selami verip oturdular. Abbas (radiyallahu anh) soz alarak:
"Ey mu'minlerin emiri! Benimle Ali arasinda hukmet!" dedi.
Bunlar bir meselede ihtilafa dusmus, birbirlerini dava ediyorlardi. Oradaki cemaat de:
"Evet ey mu'minlerin emiri, aralarinda hukmet, onlari rahatlat!" dediler. Hz. Omer (radiyallahu anh) (onceden gelenlere yonelerek):
"Soyle bir sakin olun!" deyip devam etti:
"Arzi ve semayi ayakta tutan Allah askina soruyorum. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyle soyledigini biliyor musunuz? "Bize mirasci olunmaz, ne birakmissak o sadakadir."
"Evet!" dediler. Sonra da Hz. Abbas ve Hz. Ali'ye yonelerek:
"Arz ve sema izniyle ayakta duran Zat'in askina size soruyorum, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in: "Bize mirasci olunmaz, her ne birakmissak sadakadir" dedigini biliyor musunuz?"
O ikisi de: "Evet" dediler. Hz. Omer de:
"Allahu Teala hazretleri, Resulu'ne (aleyhissalatu vesselam) bazi imtiyazlar bahsetmistir, bunlari ondan baska kimseye vermemistir. Soz gelimi, beldeler ahalisinden Allah'in fey kildigi seyler (hassaten) Allah ve Resulu'ne aittir. Allah Resulu (aleyhissalatu vesselam) Beni Nadir'in mallarini aranizda taksim etti. Allah'a kasem olsun, o iste, kendisini size tercih etmedi, sizi birakip, onu kendisi almadi. (Nitekim, onu aranizda dagitti.) Sadece su mal (kendisine) kaldi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bundan (ailesinin) yillik nafakasini alir, mutebakisini beytu'l-male koyardi" dedi."
Buhari, Feraiz 3, Humus 1, Cidad 80, Megazi 14, Tefsir, Hasr 3, Nafakat 3, I'tisam 5; Muslim, 48, (1757); Tirmizi, Siyer 44, (1619); Ebu Davud Harac 19, (2963, 2964, 2965, 2967); Nesai, Fey 1, (7,136,137).

1102 - (Yukaridaki vak'a ile alakali olan) bir rivayet soyledir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (yillik ihtiyacini aldiktan sonra) geri kalani Allah'in mali kilar (Beytu'l-male koyar) idi." Omer (radiyallahu anh) sonra (cemaate yonelerek) dedi ki:
"Arz ve semanin izniyle ayakta durdugu Zat askina sizden soruyorum, bunu biliyor musunuz?"
Onlar: "Evet!" dediler. Sonra Hz. Omer teker teker, Hz. Abbas ve Hz. Ali'ye yonelerek, obur cemaate yaptigi gibi, ayni sekilde yemin vererek bu hususu bilip bilmediklerini sordu. Her ikisi de: "Evet, biliyoruz!" dediler. Sonra Hz. Omer (radiyallahu anh) sozune devam etti:
"(Hatirlayin! Siz,) Resulullah (aleyhissalatu vesselam) vefat edince Ebu Bekir'e bu meseleyi goturdunuz. O, size: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in velisiyim, ikiniz bana ihtilafinizi getirdiniz, sen ey Abbas, kardesin oglunun mirasini taleb ediyorsun, sen de ey Ali, hanimin Fatima'nin babasindan olan mirasini taleb ediyorsun" dedi ve devamla: "Ebu Bekir (radiyallahu anh) size, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in su sozunu hatirlatti: "Bize varis olunmaz. Her ne birakti isek sadakadir." Siz ikiniz (onu ithamda) ittifak ettiniz. (Allah biliyor o, bu tatbikatta dogru, iyi, isabetli ve hakka uygun hareket ediyordu. Sonra Ebu Bekir (radiyallahu anh) vefat etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve Ebu Bekir'in velisi ben oldum, boylece o malin sorumlulugu bana gecti. Allah biliyor, bu iste ben de dogru, iyi, isabetli ve hakka uygun hareket ediyorum. Simdi (ey Abbas!) sen ve Ali bana geldiniz. Meseleniz ayni mesele. Bana: "(Beni Nadir'den kalan fey malini) bize ver!" diyorsunuz. Ben de su cevabi veriyorum: "Dilerseniz, bir sartla o mali size vereyim. O sart da sudur: "Bu mali, Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (Ebu Bekir ve sorumlulugunu aldigim gunden beri ben) nasil kullandi isek sizin de oyle kullanacaginiza dair Allah'a soz vermenizdir. Onu bu sartla aldiniz mi? Tamam mi?" Onlar: "Evet!" dediler. Hz. Omer de: "Sonra siz bana aranizda (baska sekilde) hukmedeyim diye (mi)? geldiniz. Hayir, vallahi aranizda, kiyamet kopuncaya kadar, bundan baska bir hukum veremem. Bu sarti yerine getirmede aciz kalirsaniz, mali bana iade ediverin" dedi.
Buhari, Feraiz 3, Humus 1, Cidad 80, Megazi 14, Tefsir, Hasr 3, Nafakat 3, I'tisam 5; Muslim, 48, (1757); Tirmizi, Siyer 44, (1619); Ebu Davud Harac 19, (2963, 2964, 2965, 2967); Nesai, Fey 1, (7,136,137).

1103 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Bahreyn'den bir mal getirildi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Bunu mescide dokun" dedi. Bu mal (simdiye kadar) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelenlerin en cok olani idi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namaza gitti ve mala hic nazar etmedi. Namaz bitince gelip malin yaninda durdu. Her gordugune ondan veriyordu. Derken amcasi Abbas (radiyallahu anh) geldi ve:
"Ey Allah'in Resulu, bana da ver. Zira ben hem kendimin, hem de Akil'in (esaretten kurtulus) fidyesini verdim!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da: "Al!" dedi.
Bunun uzerine o da torbasini iyice doldurdu. Sonra onu sirtlamaya calisti, ancak muvaffak olamadi.
"Ey Allah'in Resulu, birilerine soyle de sirtima kaldiriversin" dedi ise de: "Hayir" cevabini aldi. Bunun uzerine; Abbas:
"Oyleyse sen sirtima kaldiriver!" dedi. Yine: "Hayir!" cevabini aldi. Bunun uzerine Abbas, torbadan bir miktarini doktu, tekrar sirtlamaya calisti, yine kaldiramadi. Ve:
"Birilerine soyle sirtima kaldiriversin!" dedi. "Hayir!" cevabini alinca, yine: "Oyleyse sen kaldiriver" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buna da "Hayir!" deyince Abbas bir miktar daha bosaltti, sonra kaldirip omuzuna koyup cekip gitti.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Abbas (radiyallahu anh)'taki para hirsina taaccubunden, bize gorunmez oluncaya kadar gozleriyle onu takip etmisti.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) tek dirhem kalincaya kadar oradan ayrilmadi."
Buhari, Salat 42, Cizye 4, Cihad 172).

1104 - Avf Ibnu Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a fey mali gelince, hemen gununde dagitirdi. Evliye iki hisse, bekara bir hisse verirdi."
Ebu Davud Harac 14, (2953).

1105 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hayber mahsulunden her sene zevcelerine yuz vaskveriyordu. Bunun seksen vaski hurma, yirmi vaski arpa idi. Hz. Omer (radiyallahu anh) halife olunca, Hayber'den Yahudileri cikardigi zaman orayi taksim etti ve Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in zevcelerini muhayyer birakti. Dileyene arazi ve (sulama) suyu verecek, dileyene de eskiden oldugu sekilde belli miktardaki vaski verecekti. Bazilari arazi ve suyu tercih etti -ki Hz. Aise ve Hafsa (radiyallahu anhuma) bu gruptandi- bir kismi da kendilerine hurma verilmesini tercih etti."
Buhari, Hars 8, 9, 11, Icare 22, Sirket 11, Surut 5, Megazi 40; Muslim, Musakat 1,(1551); Ebu Davud, Harac 24, (3008); Ibnu Mace, Ruhun 14, (2467).

1106 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Peygamberlerden (aleyhimusselam) biri, gazveye cikti da kavmine: "Nikahla baglanip, gerdege girmek istedigi halde henuz gerdek yapmadigi kadini olan benimle gelmesin, keza bina yapip henuz catisi atilmamis inssaati olan da gelmesin, keza gebe koyun veya develer satin alip dogurmalarini bekleyeniniz varsa o da gelmesin" dedi. .
Gazveye cikti. Derken tam ikindi namazi sirasinda veya buna yakin bir zamanda (fethedecegi) beldeye yaklasti. Gunes'e: "Sen bir memursun, ancak ben de bir memurum" dedi ve Allah'a yonelerek: "Ey Rabbim, su gunesi bize durdur (da namazimiz gecmesin!)" diye dua etti. Gunes, o yerlerin fethini Allah muyesser kilincaya kadar durduruldu. Sonra elde edilen ganimetleri topladilar. Toplanan ganimetleri yemek uzere ates geldi. Fakat ates tatmadi bile. Bunun uzerine Peygamber:
"Icimizde ganimetten calan bir hirsiz var, her kabileden bir kisi bana biat etsin!" dedi. Bu suretle ona biat etmeye basladilar. Derken bir adamin eli peygamerin eline yapisip kaldi."Hirsiz bu kabilede. Kabilenin her ferdi bana teker teker biat etsin !" dedi.
Biat etmeye basladilar. Iki veya uc kisinin eli O'nun eline yapisti kaldi. "Ganimet hirsizi sizde" dedi.
Okuz basi kadar iri bir altin getirdiler. Ganimet yigininin icine o da atildi. Ates gelip ganimeti yedi.
Bilesiniz, bizden once hicbir ummete ganimet helal kilinmamistir. Ganimetleri Allah sadece bize helal kildi. Bu da, bizde gordugu aczimiz ve za'fimiz sebebiyledir.
Buhari, Humus 8, Nikah 58; Muslim, Cihad 32.

1107 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gun kalkip gulul'u (yani ganimet malindan calma) hatirlatti, bunun kotulugunu, gunahinin buyuklugunu belirtti ve bu meyanda sunlari soyledi:
"Sakin sizden birini, kiyamet gunu, boynunda bogurmesi olan bir deve oldugu halde bana gelmis: "Ey Allah'in Resulu, bana yardim et!" diye yalvariyor ve kendimi de cevaben: "Senin icin hicbir sey yapamam, ben sana teblig etmistim" der bulmayayim..." Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu tarzda hayvanlari ve diger ganimet mallarini teker teker zikretti."
Buhari, Cihad 189; Muslim, Imaret 24, (1831).

1108 - Semure Ibnu Cundeb (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini haber verdi: "Kim ganimet hirsizini gizlerse bu da onun gibi olur."
Ebu Davud, Cihad 146, (2716).

1109 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'1- As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir ganimet ele gecirilince, Hz. Bilal (radiyallahu anh)'e emrederdi, o da halka yuksek sesle duyulur, askerler de ganimet olarak ne ele gecirmisse getirip teslim ederdi. Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam) de once beste birini (humus) alir, geri kalani taksim ederdi.
Bir gun, (Bilal'in) cagirmasindan sonra bir adam kildan mamul bir yular getirdi ve:
"Ey Allah'in Resulu, ganimet olarak biz de bunu ele gecirmistik!" dedi.
"Sen, dedi, uc kere bagirdigi vakit Bilal'i isitmedin mi? O zaman niye getirmedin ?"
Adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a (gecikmenin sebebiyle ilgili olarak kabul gormeyen) ozurler beyan etti. Ancak neticede su cevabi aldi:
"Hayir! Bunu senden kabul etmiyorum. Kiyamet gunu sen bununla birlikte geleceksin."
Ebu Davud, Cihad 144, (2712).

1110 - Yine Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in agirliklarinin basini bekleyen Kerkere denen bir zat vardi, derken vefat etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"O cehennemdedir!" buyurdu. Bu soz uzerine adami gormeye gittiler. uzerinde, ganimetten calinmis bir aba buldular."
Buhari, Cihad 190; Ibnu Mace, Cihad 34, (2849).
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 05:39


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2