Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Genel Kültür > İslam Dünyası
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #91  
Alt 10 January 2009, 20:31
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

TILAVETE TESVIK

901 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Su Kur'an'i muhafazaya itina gosterin. Muhammed'in nefsini kudret elinde tutan Zat-i Zulcelal ‚ kasem olsun Kur'an-i Kerim'in (hafizalardan) kacmasi, develerin baglarindan bosanip kacmasindan daha kolaydir."
Buhari, Fedailu'1-Kur'an 23; Muslim, Salatu'l-Musafirin 231 (791).

902 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) Resulullah'in soyle soyledigini rivayet etmistir:
"Kur'an-i Kerim'i ezberlemis olan kimse, bagli devesi olan kimse gibidir, bu adam devesine itina gosterirse onu elinde tutar, saliverirse deve ceker gider."
Buhari, Fedailu'l-Kur'an 23; Muslim, Salatu'l-Musafirin 226, (789); Muvatta, Kur'an, 4, (1,202); Nesai,Salat 37, (2,154).

903 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Aramizda bedevi ve gayr-i Araplarin da bulundugu bir cemaatte Kur'an okuyorduk. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanimiza geldi.
"Okuyun, dedi. Her okuyus guzeldir. Oyle kimseler gelecek ki, onlar, Kur'an'in kelime ve lafizlarini, ok yapilacak cubugun duzlenmesi gibi duzleyecekler. Ondan elde edilecek ucreti ahirete birakmayip dunyada alacaklar."
Ebu Davud, Salat 139, (830).

TILAVET ADABI

904 - Bera (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdu:
"Kur'an-i Kerim'i sesinizle guzellestirin."
Ebu Davud, Salat 355, (1468); Nesai,Salat 83, (2,179,180); Ibnu Mace, Ikamet 176, (1342).
Derim ki: Buhari, bu rivayeti Sahih'inin sonunda bab basliginda (tercumede) kaydetmistir (Tevhid 52). "Kur'an'in sesle tezyininden maksad, kiraat sirasinda sesin yukseltilmesidir (Dogruyu Allah bilir).

905 - Huzeyfe (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Kur'an'i Arap lahn'i ve Arap sesleri uzere okuyun. Sakin ha ehl-i ask ve ehl-i kitabeyn'in lahn'i uzere okumayin. Bilesiniz, benden sonra bir kavm gelecek ki, onlar Kur'an'i okurken, sarki ve matem tercii gibi terci' ile okuyacaklar. Onlarin (imanlari laftadir) girtlaklarindan ote gecmez. KaIbleri fitne ve fesada ugramistir. Boylelerinden hoslanan kimselerin kalpleri de fitne ve fesad icindedir."
Rezin rivayet etmistir. (Suyuti, Camiu's-Sagirde kaydeder (Feyzu'l-Kadir 2, 65).

906 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mescidde i'tikaf'a girmisti. Cemaatin Kur'an'i cehri olarak okuduklarini isitti. Perdeyi aralayip soyle seslendi:
"Bilin ki, herkes Rabbine hususi sekilde munacaatta bulunuyor, bir birinizi (seslerinizle) rahatsiz etmeyin. Biriniz okurken (veya namazda iken) digerinin kiraatini bastirmasin."
Ebu Davud, Salat 315, (1332).

907 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bir gece bir adam kalkip yuksek sesle Kur'an okudu. Sabah olunca, Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "(Su kimseye Allah rahmet buyursun) iskat etmis oldugum bir ayeti bana hatirlatmis oldu" dedi."
Buhari, Sehadat 11, Fedailu'l-Kur'an 26; Muslim, Musafirin 225, (788); Ebu Davud, Salat 315, (1331).

908 - Ummu Hani (radiyallahu anha) anlatiyor: "Ben evimin daminda otururken Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in kiraatini isitirdim."
Nesai, Iftihah 81, (2,179); Ibnu Mace, Ikamet 179, (1349).

909 - Abdullah Ibnu Ebi Kays anlatiyor: "Hz. Aise'ye, "Resulullah'in geceleyin kiraati nasildi? gizli mi okurdu, sesli mi okurdu?" diye sordum. Bana:
" Her iki sekilde de okurdu: Bazan gizli, bazan sesli!" diye cevap verdi. Ben: "Bu iste genislik yapan Allah'a hamdolsun" dedim..
Tirmizi, Salat 330, (449), Sevabu'l-Kur'an 23, (2925); Ebu Davud, Salat, 343, (1437); Nesai, Salatu'l-Leyl 23, (3, 224); Tirmizi hadise: "Hasen-sahih" demistir.

910 - Katade (merhum) anlatiyor: "Hz. Enes (radiyallahu anh)'e Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in kiraatindan sordum. Su cevabi verdi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) medleri (uzun heceleri) uzatirdi." Sonra ornek olarak Bismillahirrahmanirrahim'i okudu ve uzatilacak yerleri belirgin sekilde uzatti: Bismillaahi'yi uzatti, er-rahmaan'i uzatti, er rahiim'i uzatti."
Buhari, Fedaili'1-Kur'an 42, 29; Ebu Davud, Salat 355, (1465).
Alıntı ile Cevapla
  #92  
Alt 10 January 2009, 20:31
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

911 - Ummu Seleme (radiyallahu anha)'den, "Onun Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in kiraatini acik bir sekilde harf harf tavsif ettigi rivayet edilmistir."
Tirmizi, Sevabu'I-Kur'an 23, (2924); Ebu Davud, Salat 335, (1456); NesaI, Salat 83, (2,181).

912 - Abdullah Ibnu Mugaffel (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i devesinin ustunde Feth suresini okurken gordum. Sureyi terci' uzere okuyordu."
Buhari, Fedailu'l-Kur'an 24, 30, Megazi 48, Tefsir, Feth 1, Tevhid 50; Muslim, Musafirin 237, (794); Ebu Davud, Salat 355, (1467).

913 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anilatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Bismillahirrahmanirrahim, elhamdu lillahi rabbilalemin diye Fatiha suresini ayet ayet tertil uzere okurdu."
Rezin ilavesidir.

914 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana:
" Kur'an'i bana oku!" dedi. Ben (hayretle): "- Sana indirilmis bulunan Kur'an'i mi sana okuyayim?" diye sordum. Bana:
" Evet, ben onu kendimden baskasindan dinlemeyi seviyorum!" dedi.
Ben de ona Nisa suresini okumaya basladim. Ne zaman ki, "Her ummete her sahid getirdigimiz ve ey Muhammed, seni de bunlara sahid getirdigimiz vakit durumlari nasil olacak?" mealindeki ayete (41. ayet) geldim.
" Dur!"dedi. Durdum ve donup Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a baktim. Bir de ne goreyim, iki gozunden de yaslar akiyordu."
Buhari, Fedailu'l-Kur'an 32, 33, 35; Muslim, Musafirin 247, (700); Tirmizi, Tefsir, Nisa, (3027, 3028); Ebu Davud, Ilm 13, (3668).

915 - Esma (radiyallahu anha) anlatiyor: "Seleften hic kimse Kur'an-i Kerim'in tilaveti sirasinda bayilip dusmezdi. Onlar aglarlar ve urperirlerdi. Sonra bedenleri ve kalpleri zikrullah icin yumusardi."
Rezin ilavesidir. (Bagavi Tefsiri'nden alinmistir 7, 238).

916 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden kim Vettini ve'z-zeytuni suresini okuyup son ayeti olan: "Allah hakimlerin hakimi degil mi?" (8. ayet) ayetine gelince: "Evet, ben buna sehadet edenlerdenim" desin. Kim de La uksimu bi-yevmi'l-kiyame'yi okuyup son ayeti olan "(Butun bunlari yapan Allah) oluleri tekrar diriltmeye kadir degil midir?" (Kiyamet 40) ayetini de okudu mu: "Rabbimizin izzetine andolsun evet!" desin. Kim de Murselat suresini okuyup en sondaki, "Artik bundan sonra hangi soze inanacak onlar?" (50. ayet) ayetini de tamamladi mi: "Allahu Teala'ya inandik" desin."
(Ebu Davud, Salat 154, (887); Tirmizi, Tefsir, Tin, (3344), Hadis; Ebu Davud'da tam olarak, Tirmizi'de, "Ben buna sehadet edenlerdenim"e kadar olan kismi rivayet edilmistir.

917 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden biri geceleyin kalkinca Kur'an diline dolasip ne dedigini anlamamaya baslayinca hemen yatsin."
Muslim, Musafirin 223, (787); Ebu Davud, Salat 308, (1311).

918 - Huzeyfe (radiyallahu anh) soyle demistir: "Ey Kurra cemaati, dogru yolda gidin. Siz cok one gecmis kimselersiniz. Eger (dogru yoldan ayrilarak, ifrat ve tefritle), saga sola meyledecek olursaniz (kotulukte cok one gecmis bulunarak) buyuk bir dalalete dusmus olacaksiniz."
Buhari, I'tisam 2.

KUR'AN'I HIZB VE EVRAD KILMA

919 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As'in daha once zikri gecen: "Bana haber verildi ki sen gunduzleri oruc tutuyor, geceleri de namaz kiliyormussun, dogru mu?.." diye baslayan hadis bu konuya girer.

920 - Abdurrahman Ibnu Abdi'l-Kari (rahimehullah) anlatiyor: "Omer Ibnu'l-Hattab (radiyallahu anh)'in soyle soyledigini isittim: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Kim geceleyin hizbini veya hizbinden bir kismi okumadan uyursa bunu sabah namazi ile ogle namazi arasinda tamamlasin. Bu takdirde, sanki gece (mutad vaktinde) okumus gibi ayni Sevaba nail olur."
Muslim, Musafirin 142, (747); Muvatta, Kur'an 3, (1, 200); Tirmizi, Salat 20, (581); Ebu Davud, Salat 309, (1313).
Alıntı ile Cevapla
  #93  
Alt 10 January 2009, 20:31
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

IHTILAFIN CEVAZI

921 - Omer Ibnu'l-Hattab (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hisam Ibnu Hakim Ibni Hizam'i, Furkan suresini farkli sekillerde okurken dinledim. Resulullah ( aleyhissalatu vesselam) bana bu sekillerden hicbiriyle okumamisti. Namazin icinde adamin uzerine atilacak oldum. Kendimi zorla zabtedip namazi bitirmesini bekledim. Selami verir vermez ridasindan tutup kendime dogru cektim ve: "Sana bu sureyi (boyle okumayi) kim ogretti?" diye sordum. Hisam: "Onu bana Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ogretti!" demez mi! (Tepem atti):
"- Yalan soyluyorsun, onu Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana da ogretti, ama senin okuduguna hic benzemiyor!" dedim. Adami derdest edip dogru Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a goturdum.
"- Ey Allah'in Resulu, dedim, bu adami Furkan suresini, bana hic okumadigin cok farkli sekillerde okuyor gordum!"
Resulullah, sukunetle: " Hele yakasini sal!" diye emretti ve ona donerek:
" Ey Hisam oku bakalim!" dedi. Hisam, kendisinden isittigim sekilde, sureyi yeniden okudu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana yonelerek:
" Evet, sure bu sekilde indirildi!" buyurdu. Sonra bana: " Ey Omer, dedi. Sen de oku!"
Ayni sureyi ben de, bana ogretmis oldugu sekilde okudum. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su aciklamayi yapti:
" Evet sure bu sekilde (de) nazil oldu. Biliniz ki, bu Kur'an yedi harf (sekil) uzere indirilmistir. Bunlardan hangisi kolayiniza gelirse onunla okuyun."
Buhari, Fedailu'l-Kur'an 5, 27, Husumat 4, Tevhid 53; Muslim, Musafirin 270, (818); Ebu Davud, Salat 357, (1475); TirmizI, Kira'at 2, (2944); NesaI, Salat 37, (2, 150-152); Muvatta, Kur'an 5, (1,102).

KUR'AN'IN TERTIBI BOLUMU KUR'AN'IN TERTIBI VE CEM'I

922 - Zeyd Ibnu Sabit (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh), (irtidad edenlere karsi yapilan) Yemame Savasi sirasinda beni cagirtti. Gittim. Yaninda Hz. Omer (radiyallahu anh) oturuyordu. Ebu Bekir bana:
"- Bak! Omer, bana gelip: "Kurra'nin da katilmis bulundugu Yemame savaslari siddetlendi. Ben her yerde kurralari tuketeceginden, onlarla birlikte Kur'an'in da cokca zayi olacagindan korkuyorum. Bu sebeple Kur'an'in cem'edilmesini emretmeni uygun goruyorum!" dedi. Ben kendisine:
"- Resulullah'in yapmadigi bir seyi nasil yaparim?" diye cevap verdim. Ancak Omer (radiyallahu anh):
"- Bunda hayir var!" diye israr etti. Ben her ne kadar bu meseleye yanasmak istemedi isem de Omer, taleb ve muracaatlarinin pesini birakmadi. Sonunda Allah, Omer'de aklini yatirdigi seye benim de aklimi yatirdi. Ben de meselenin geregine aynen Omer gibi inanmaya basladim."
Zeyd devamla der ki: "Ebu Bekir (radiyallahu anh) bana yonelerek sunu soyledi: "- Sen genc, akilli bir kimsesin, hic bir hususta sana karsi bir itimadsizligimiz yok. Ustelik sen Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a vahiy katipligi yaptin, nazil olan vahiyleri yazdin. Simdi Kur'an'in pesine dus ve onu cem'et!"
Zeyd (radiyallahu anh) der ki: "Allah'a yemin olsun, Ebu Bekir bana daglardan birini tasima vazifesi verse bu teklif ettigin isten daha agir gelmezdi. Kendisine itiraz ettim:
"- Siz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yapmadigi bir seyi nasil yaparsiniz?" dedim. Ebu Bekir (radiyallahu anh) beni ikna icin:
"- Vallahi bu, hayirli bir istir!" dedi, taleb ve muracaatlarinin pesini birakmadi. Oyle ki, sonunda Allah, Hz. Ebu Bekr'in aklini yatirdigi gibi bu ise benim aklimi da yatirdi.
Artik Kur'an'in pesine dustum. Onu kumas parcalari, hurma yapraklari, duz tas parcalari ve ezberlemis olanlarin hafizalarindan toplamaya basladim. Tevbe suresinin son kismini Huzeyme -veya Ebu Huzeyme- el-Ensari'nin yaninda buldum. Bu kismi ondan baskasinin yaninda bulamamistim. (Cem ettigim) sahifeler Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh)'in yaninda idi. Vefat edinceye kadar da orada kaldi. Sonra Hz. Omer (radiyallahu anh)'e intikal etti. Allah ruhunu kabzedinceye kadar onun yaninda kaldi.
Sonra Resulullah'in zevce-i pakleri Hafsa Bintu Omer Ibni'l-Hattab (radiyallahu anhuma)'a intikal etti ve onun yaninda kaldi."
Buhari, Fedailu'1-Kur'an 3, 4, Tefsir, Tevbe 20, Ahkam 37; Tirmizi, Tefsir, Tevbe, (3102).

923 - Zuhri, Hz. Enes (radiyallahu anh)'ten rivayet ediyor: "Huzeyfe (radiyallahu anh) Hz. Osman (radiyallahu anh)'in yanina geldi ve:
"- Ey Emiru'l-Mu'minin! Yahudiler ve Hiristiyanlar gibi, kitaplari hakkinda ihtilafa dusmeden, bu ummetin imdadina yetis!" dedi. Hz. Osman (radiyallahu anh) derhal Hz. Hafsa (radiyallahu anha)'ya birisini yollayarak:
"- Sendeki Suhuf'u bize gonder, istinsah edip sana tekrar iade edecegiz" diye haber saldi. Hz. Hafsa (radiyallahu anha) da gonderdi. Hz. Osman (radiyallahu anh) Kur'an'in istinsahi icin Zeyd Ibnu Sabit, Abdullah Ibnu'z-Zubeyr, Said Ibnu'l-As ve Abdullah Ibnu'l-Haris Ibni Hisam (radiyallahu anhum ecmain)'a emretti: Onlar da bunu istinsah ettiler.
Hz. Osman Kureysli gruba: "Kur'an-i Kerim'le ilgili olarak herhangi bir hususta siz ve Zeyd Ibnu Sabit ihtilaf edecek olursaniz, onu Kureys lisanina uygun olarak yazin. Cunku Kur'an onlarin lisani uzere indi" dedi. Calisma esnasinda hey'et bu minval uzere hareket ettiler.
Suhuf'u mushaflar halinde ortaya koyma isi bitince, Hz. Osman (radiyallahu anh) her diyara bir mushaf gonderdi. Ayrica bunun haricinde kalan bir sahife veya mushafin yakilmasini emretti. Zeyd (radiyallahu anh) der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan isitmis oldugum, Ahzab suresine ait bir ayet(e ait yazili parca bana gelmemisti), eksikti. Onu arastirdim. Sonunda Huzeyme Ibnu Sabit el-Ensari (radiyallahu anh)'de cikti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onun sahitligini iki kisinin sahitligine denk tutmustu. Bu ayet su idi: (Mealen): "Mu'minlerden Allah'a verdigi ahdi yerine getiren kimseler vardir. Kimi, bu ugurda canini vermis, kimi de beklemektedir. Ahdlerini hic degistirmemislerdir" (Ahzab 23).
Buhari, Fedailu'l-Kur'an 2, 3, Menakib 3, Tirmizi, Tefsir, Tevbe, (3103).

924 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda Kur'an-i Kerim'i dort kisi cem'etmistir ve hepsi de Ensari'dir: Ubey Ibnu Ka'b, Muaz Ibnu Cebel, Zeyd Ibnu Sabit, Ebu Zeyd (radiyallahu anhum ecmain). "Enes'e: "Ebu Zeyd de kim?" diye Sorunca: "Amcalarimdan biri"dedi."
Buhari, Fedailu'l-Kur'an 8, Menakibu'l- Ensar 17; Muslim, Fedailu's-Sahabe 119, (2465); Tirmizi, Menakib, (3796).

925 - Buhari'nin bir diger rivayetinde Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda Muhkem'i cem'ettim" demistir. Yanindakiler kendisinden: "Muhkem'le neyi kastediyorsun?" diye sorunca: "Muhkem, mufassal (sureler)dir" diye cevap vermistir".
Buhari, Fedailu'I-Kur'an 25.

TEVBE

926 - Haris Ibnu Suveyd anlatiyor: "Abdullah Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) bize iki hadis rivayet etti. Bunlardan biri Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)' dendi, digeri de kendisinden. Dedi ki: "Mu'min gunahini soyle gorur: "O, sanki uzerine her an dusme tehlikesi olan bir dagin dibinde oturmaktadir. Dag duser mi diye korkar durur. Facir ise, gunahi burnunun uzerinden gecen bir sinek gibi gorur" Ibnu Mes'ud bunu soyledikten sonra eliyle, Soyle diyerek, burnundan sinek kovalar gibi yapmistir.
Sonra dedi ki: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini duydum: "Allah, mu'min kulunun tevbesinden, tipki su kimse gibi sevinir: "Bir adam hic bitki bulunmayan, issiz, tehlikeli bir colde, beraberinde yiyecegini ve icecegini uzerine yuklemis oldugu binegi ile birlikte seyahat etmektedir. Bir ara (yorgunluktan) basini yere koyup uyur. Uyandigi zaman gorur ki, hayvani basini alip gitmistir. Her tarafta arar ve fakat bulamaz. Sonunda ac, susuz, yorgun ve bitap dusup: "Hayvanimin kayboldugu yere donup orada olunceye kadar uyuyayim" der. Gelip olum uykusuna yatmak uzere kolunun uzerine basini koyup uzanir. Derken bir ara uyanir. Bir de ne gorsun! Basi ucunda hayvani durmaktadir, uzerinde de yiyecek ve icecekleri. Iste Allah'in, mu'min kulunun tevbesinden duydugu sevinc, kaybolan binegine azigiyla birlikte kavusan bu adamin sevincinden fazladir. "
Muslim'in bir rivayetinde su ziyade var: "(Sonra adam sevincinin siddetinden sasirarak soyle dedi: "Ey Allah'im, sen benim kulumsun, ben de senin Rabbinim."
Buhari, Da'avat 4; Muslim 3, (2744); Tirmizi, Kiyamet 50, (2499, 2500).

927 - Zirru'bnu Hubeys anlatiyor: "Saffan Ibnu Assal el-Muradi (radiyallahu anh) bize, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledig'ini rivayet etti:
"Magrib cihetinde bir kapi vardir. Bu kapinin genisligi -veya bunun genisligi binekli bir kimsenin yuruyusuyle- kirk veya yetmis senedir. Allah o kapiyi arz ve semalari yarattigi gun yaratti. Iste bu kapi, gunes batidan doguncaya kadar tevbe icin aciktir. "
Tirmizi, Da'avat 102, (3529).

928 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim gunes batidan dogmazdan evvel tevbe ederse Allah tevbesini kabul eder."
Muslim, Zikr 43, (2703).

929 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Son nefesini vermedikce Allah, kulun tevbesini kabul eder. "
Tirmizi, Da'avat 103, (3531); Ibnu Mace, Zuhd 30, (4253).

930 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Aziz ve Celil olan Allah, gunduz gunah isleyenlerin tevbesini kabul etmek icin geceleyin elini acar.
Gece gunah isleyenlerin tevbesini kabul etmek icin de gunduz elini acar, bu hal, gunes batidan doguncaya kadar devam edecektir. Burada "el", Allah'in ihsan ve fazlindan kinayedir.
Muslim, Tevbe 32, (2760).
Alıntı ile Cevapla
  #94  
Alt 10 January 2009, 20:32
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

931 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden once yasayanlar arasinda doksan dokuz kisiyi olduren bir adam vardi. Bir ara yeryuzunun en bilgin kisisini sordu. Kendisine bir rahib tarifedildi. Ona kadar gidip, doksan dokuz kisi oldurdugunu, kendisi icin bir tevbe imkaninin olup olmadigini sordu. Rahib: "Hayir yoktur!" dedi. Herif onu da oldurup cinayetini yuze tamamladi.
Adamcagiz, yeryuzunun en bilginini sormaya devam etti. Kendisine alim bir kisi tarif edildi. Ona gelip, yuz kisi oldurdugunu, kendisi icin bir tevbe imkani olup olmadigini sordu. Alim: "Evet, vardir, seninle tevben arasina kim perde olabilir?" dedi. Ve ilave etti:
"Ancak, falan memlekete gitmelisin. Zira orada Allah'a ibadet eden kimseler var. Sen de onlarla Allah ibadet edeceksin ve bir daha kendi memleketine donmeyeceksin. Zira orasi kotu bir yer. "
Adam yola cikti. Giderken yari yola varir varmaz olum melegi gelip ruhunu kabzetti. Rahmet ve azab melekleri onun hakkinda ihtilafa dustuler. Rahmet melekleri: "Bu adam tevbekar olarak geldi. Kalben Allah yonelmisti" dediler. Azab melekleri de: "Bu adam hicbir hayir islemedi" dediler.
Onlar boyle cekisirken insan suretinde bir baska melek, yanlarina geldi. Melekler onu aralarinda hakem yaptilar. Hakem onlara: "Onun ciktigi yerle, gitmekte oldugu yer arasini olcun, hangi tarafa daha yakinsa ona teslim edin" dedi. Olctuler, gorduler ki, gitmeyi arzu ettigi (iyiler diyarina) bir karis daha yakin. Onu hemen rahmet melekleri aldilar."
Bir rivayette su ziyade var: "Bir miktar yol gidince, olum gelip catti. Adamcagiz yonunu salih koye dogru cevirdi. Boylece o koy ehlinden sayildi."
Buhari, Enbiya 50; Muslim, Tevbe 46, (2766); Ibnu Mace, Diyat 2, (2621).

932 - Bir diger rivayette (ayni hikaye ile ilgili olarak) soyle denmistir: "Allah Teala beriki koye adamdan uzaklasmayi, obur koye de yaklasmayi vahyetti, sonra da: "Adamin geldigi ve gitmekte oldugu koylere uzakliklarini olcup kiyaslayin" dedi."
Buhari, ayni bab.

933 - Hz.Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Insanoglunun herbiri hatakardir. Ancak hatakarlarin en hayirlisi tevbekar olanlaridir."
Tirmizi, Kiyamet 50, (2501); Ibnu Mace, Zuhd 30, (4251).

RUYA VE RUYA ADABINA DAIR HADISLER

934 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Zaman yaklasinca, mu'minin ruyasi, neredeyse yalan soylemeyecek. Esasen mu'minin ruyasi, peygamberligin kirk alti cuzunden bir cuzdur." Buhari'nin rivayetinde su ziyade var: "Peygamberlikten cuz olan sey yalan olamaz."
Buhari, Ta'bir 26; Muslim, Ruya 8, (2263); Tirmizi, Ruya 1, (2271); Ebu Davud, Edeb 96, (5019).

935 - Ebu Katade (radiyallahu anh)'nin anlattigina gore: Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isitmistir: "Ruya Allah'tandir. Hulm (sikintili ruya) seytandandir. Oyle ise, sizden biri, hosuna gitmeyen kotu bir ruya (hulm) gorecek olursa sol tarafina tukursun ve ondan Allaha istiaze etsin (siginsin). (Boyle yaparsa seytan) kendisine asla zarar edemiyecektir."
Buhari Tibb 39, Bed'u'l-Halk 11, Tà'bir 3, 4, 10,14, 46; Muslim, Ruya 5, (2262); Muvatta 1, (2, 957); Tirmizi, Ruya 4, (2288); Ebu Davud, Edeb 96, (5021).

936 - Buhari'nin bir rivayetinde Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurur: "Beni ruyada goren, gercekten beni gormustur, cunku seytan benim suretime giremez."
Buhari, Tabir 2, 10; Muslim, Ruya 10; (2266); Muvatta, Ruya 1, (2, 956).

937 - Ebu Rezin el-Ukeyli Lakit Ibnu Amir Ibni Sabire (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Mu'minin ruyasi, nubuvvetin kirk cuzunden bir cuzdur. Bu ruya, anlatilmadigi muddetce bir kusun ayaginda (takili vaziyette) durur. Anlatilacak olursa hemen duser."
Tirmizi, Ru'ya 6, (2279, 2280); Ebu Davud, Edeb 96, (5020).

938 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Mu'minin ruyasi, nubuvvetin kirk alti cuzunden bir cuzdur."
Buhari, Ta'bir 4, Muvaatta 1, (2, 956).

939 - Tirmizi'de Ebu Said'den su rivayet kaydedilmistir: "En sadik ruya seher vakitlerinde gorulen ruyadir."
Tirmizi, Ru'ya 3, (2275).

940 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle demisti: "Benden sonra, peygamberlikten sadece mubessirat (mujdeciler) kalacaktir!"Yanindakiler sordu:
"- Mubessirat da nedir`?" " Salih ruyadirl" diye cevap verdi."
Muvatta'nin rivayetinde su ziyade var: "Salih ruyayi salih kisi gorur veya ona gosterilir."
Buhari, Tabir, 5; Muvatta, Ruya 3, (2, 957); Ebu Davud, Edeb 96,(5017).
Alıntı ile Cevapla
  #95  
Alt 10 January 2009, 20:32
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

TA'BIR EDILMIS RUYALAR
941 - Semure Ibnu Cundeb (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sik sik: "Sizden bir ruya goren yok mu?" diye sorardi. Gorenler de, O'na Allah'in diledigi kadar anlatirlardi. Bir sabah bize yine sordu:
" Sizden bir ruya goren yok mu ?"
Kendisine: "- Bizden kimse bir Sey gormedi!" dediler. Bunun uzerine:
" Ama ben gordum" dedi ve anlatti: "Bu gece bana iki kisi geldi.
Beni alip haydi yuru! dediler. Yurudum. Yatan bir adamin yanina geldik. Yanida biri, elinde bir kaya oldugu halde basucunda duruyordu. Bazan bu kayayi basina indirip onunla basini yariyordu, tas da saga sola yuvarlanip gidiyordu. Adam tasi takip ediyor ve tekrar aliyordu. Ama, basi eskisi gibi iyilesinceye kadar vurmuyordu. Iyilestikten sonra tekrar indiriyor, onceki yaptiklarini aynen yeniliyordu. Beni getirenlere:
- Subhanallah ! nedir bu ? dedim.
Dinlemeyip: - Yuru! Yuru! dediler. Yuruduk, sirtustu uzanmis birinin yanina geldik. Bunun da yaninda, elinde demir kancalar bulunan biri duruyordu. Adamin bir yuzune gelip, cengeli takip yuzunun yarisini ensesine kadar soyuyordu. Burnu, gozu enseye kadar soyuluyordu. Sonra obur tarafina gecip, ayni sekilde diger yuzunun derisini de ensesine kadar soyuyordu. Bu da, yuz derileri iyilesip eskisi gibi sihhate kavusuncaya kadar bekliyor, sonra tekrar once yaptiklarini yapmaya basliyordu.
Ben burada da: - Subhanallah, nedir bu? dedim. Cevap vermeyip: - Yuru ! Yuru ! dediler.
Beraberce yuruduk. Firin gibi bir yere geldik. Icinden birtakim gurultuler, sesler geliyordu. Gorduk ki, icinde bir kisim ciplak kadinlar ve erkekler var. Asagi taraflarindan bir alev yukselip onlari yaliyordu. Bu alev onlara ulasinca ciglik kopariyorlardi. Ben yine dayanamayip: - Bunlar kimdir? diye sordum. Bana cevap vermeyip: - Yuru ! Yuru ! dediler. Beraberce yuruduk. Kan gibi kirmizi bir nehir kenarina geldik. Nehirde yuzen bir adam vardi. Nehir kenarinda da yaninda bir cok tas bulunan bir adam duruyordu. Adam bir muddet yuzup kiyiya dogru yanasinca yaninda taslar bulunan kiyidaki adam geliyor, oburu agzini aciyor bu da ona bir tas atip kovaliyordu. Adam bir muddet yuzdukten sonra geri donup adama dogru yine yaklasiyordu. Her donusunde agzini aciyor, kiyidaki de ona bir tas atiyordu. Ben yine dayanamayip: - Bu nedir? diye sordum.
Cevap vermeyip yine: - Yuru ! Yuru ! dediler. Beraberce yuruduk. Cok cirkin gorunuslu bir adamin yanina geldik. Boylesi cirkin kimseyi gormemissindir. Bunun yaninda bir ates vardi. Adam atesi tutusturup etrafinda donuyordu. Ben yine: - Bu nedir? diye sordum. Cevap vermeyip: - Yuru ! Yuru ! dediler. Beraberce yuruduk.
Iri iri agaclari olan bir bahceye geldik. Icerisinde her cesit bahar cicekleri vardi. Bu bahcenin icinde cok uzun boylu bir adam vardi. Semaya yukselen basini neredeyse goremiyordum. Etrafinda cok sayida cocuklar vardi. Ben yine: - Bunlar kimdir? dedim. Cevap vermeyip: - Yuru ! Yuru ! dediler. Beraberce yuruduk. Ulu bir agacin yanina geldik. Ne bundan daha buyuk, ne de daha guzel bir agàc hic gormedim. Arkadaslarim: - Agaca cik ! dediler. Beraberce cikmaya basladik. Altun ve gumus tuglalarla yapilmis bir sehre dogru yukselmeye basladik. Derken sehrin kapisina geldik. Kapiyi calip acmalarini istedik. Actilar ve beraberce girdik. Bizi bir kisim insanlar karsiladi. Bunlar yaratilisca bir yarisi cok guzel, diger yarisi da cok cirkin kimselerdir. Sanki boylesine guzellik, boylesine cirkinlik gormemissindir. Arkadaslarim onlara: - Gidin su nehire banin! dediler.
Megerse orada acikta bir nehir varmis. Suyu sanki safi suttu, bembeyaz. . . Gidip icine banip ciktilar. Cirkinlikleri tamamen gitmis olark geri geldiler. Iki taraflari da en guzel sekli almisti. Beni dolastiran arkadaslarim acikladilar: - Bu gordugun, Adn cennetidir. Su da metin makamindir. Gozumu cevirip baktim. Bu bir saraydi, tipki beyaz bir bulut gibi.
- Beni gezdirin, icine bir gireyim! dedim.
- Simdilik hayir! Amma mutlaka gireceksin, dediler. Ben: - Geceden beri acaip seyler gordum, neydi bunlar?diye sordum.
- Sana anlatacagiz, dediler ve anlattilar: - Tasla basi yarilan, o ilk gordugun adam, Kur'an'i atip reddeden, farz namazlarda uyuyup kilmayan kimsedir. Ensesine kadar yuzunun derileri, burnu, gozu soyulan adam, evinden cikip yalanlar uydurup, etrafa yalan saran kimsedir. Firin gibi bir binanin icinde gordugun kadinli erkekli ciplak kimseler, zina yapan erkek ve kadinlardir. Kan nehrinde yuzup agzina tas atilan adam faiz yiyen adamdir. Atesin yaninda durup onu yakan ve etrafinda donen pis manzarali adam, cehennemin, atesin bekcisidir. Bahcede gordugun uzun boylu adam Ibrahim (aleyhissalatu vesselam)'di. Onun etrafindaki cocuklar ise, fitrat uzere (buluga ermeden) olen cocuklardir. "
Cemaatten biri hemen atilarak: "- Ey Allah'in Resulu! Musrik cocuklari da mi`?" diye sordu.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam): " Evet, dedi, musrik cocuklari da." ve anlatmaya devam etti:
" Yarisi guzel yarisi cirkin yaratilisli olan adamlara gelince, bunlar iyi amellerle kotu amelleri birbirine karistirip her ikisini de yapan kimselerdir. Allah onlari affetmistir."
Buhari, Tà'bir 48, Ezan (Sifatu's-Sal t) 156, Teheccut 12, Cenaiz 93, Buyu 2. Cihad 4, Bedul-Halk 6, Enbiya 8, Tefsir, Ber et 15, Edeb 69; Muslim 23, (2275); Tirmizi, Ru'ya 10, (2295).

942 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biz one gecen sonunculariz. Ben uyurken bana arzin hazineleri getirildi. Elime altindan iki bilezik kondu. Bunlar benim nazarimda buyuduler ve beni kederlendirdiler. Bana:
"Bunlara ufle" diye vahyedildi. Ben de ufledim, derken ucup gittiler. Ben bunlari, cikacak olan ve aralarinda bulundugum iki yalanci olarak te'vil ettim: Birisi San 'a'nin lideri, digeri de Yemame'nin lideridir. "
Buhari, Ta'bir 40, 70; Muslim, Ruya,22, (2274), Tirmizi,10, (2293).

943 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ruyamda kendimi Mekke'den, hurma agaclari bulunan bir beldeye hicret ediyorum gordum. Ben bunu, hicretimin Yemame'ye veya Hacer'e olacagi seklinde tahmin etmistim, meger Yesrib Sehrine imis. Bu ruyamda kendimi bir kilinci salliyor gordum, kilincin basi kopmustu. Bu, Uhud Savasi'nda mu'minlerin maruz kaldiklari musibete delalet ediyormus. Sonra kilincimi tekrar salladim. Bu sefer, eskisinden daha iyi bir hal aldi. Bu da, Cenab-i Hakk'in fetih ve Muslumanlarin biraraya gelmeleri nevinden lutfettigi nimetlerine delalet etti. O ayni ruyamda sigirlar ve Allah'in (verdigi baska) hayrini gordum. Sigirlar Uhud gununde mu'minlerden bir cemaate cikti, (gordugum baska) hayir da Allah'in Bedir'den sonra (nasib ettigi fetihlerin) hayri ve bize Rabbimizin lutfettigi (Bedru'l-Mev'id) sidkinin sevabi olarak cikti."
Buhari, Ta'bir 39, 44, Menakib 25, Megazi 9, 26, Menakibu'l-Ensar 45; Muslim, Ru'ya 20,(2272).

944 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim:
"Ben bu gece, ru'yamda, kendimi Ukbe Ibnu Rafi'in evinde imisim gordum. Orada bana Ibnu Tab denen cinsten taze hurma getirildi. Ben bu ruyayi soyle te'vil ettim: "Yukselme dunyada bizimdir, ahirette de hayirli akibet bizimdir, dinimiz de tamamlanmistir."
Muslim, Ru'ya 18, (2270); Ebu Davud, Edeb 96, (5026).

945 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle demisti:
"Ben (ruyamda), saclari karma karisik siyah bir kadinin Medine'den cikip Mehyea'ya indigini gordum. Burasi Cuhfe'dir. Ben bunu, Medine' deki vebanin oraya nakledilmesine yordum.
Buhari, Tabir 41, 42, 43; Tirmizi, Ru'ya 10, (2291).

946 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda kisi, bir ruya gorecek olsa onu aleyhissalatu vesselam efendimize anlatirdi. O siralarda ben genc, bekar bir delikanliydim, mescidde yatip kalkiyordum. Bir gun ruyamda, iki melegin beni yakalayip cehennemin kenarina kadar getirdiklerini gordum. Cehennem kuyu cemberi gibi cemberlenmisti. Keza (kova takilan) kuyu diregi gibi iki de diregi vardi. Cehennemde bazi insanlar vardi ki onlari tanidim. Hemen istiazeye baslayip uc kere: "Atesten Allah'a siginirim" dedim. Derken beni getiren iki melegi ucuncu bir melek karsilayip, bana: "Niye korkuyorsun? (korkma)" dedi.
Ben bu ruyayi kizkardesim Hafsa (radiyallahu anha)'ya anlattim. Hafsa da Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a anlatmis. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Abdullah ne iyi insan, keske bir de gece namazi kilsa!" demis. Salim der ki: "Abdullah bundan sonra geceleri pek az uyur oldu!"
Buhari, Ta'bir, 35, 36, Salat 58, Teheccut 2, Fedailul-Ashab 19; Muslim, Fedailus-Sahabe 140, (2479).

947 - Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) bir baska rivayette soyle demektedir: "Ruyamda, avucumda seraka denen iyi cins ipekten bir parca gordum, cennette, her nereyi arzu etsem beni oraya ucuruyordu. Bu ruyami Hafsa (radiyallahu anha)'ya anlattim. O da Resulullah'a anlatmis. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kardesin salih bir kimse" diye yormus."
Buhari, Ta'bir 25; Muslim, Fedailu's-Sahabe 139, (2478).

948 - Ebu Bekre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gun:
" Sizden bir ruya goren var mi?" diye sual buyurdular. Cemaatten bir adam:
"- Evet ben (soyle bir ruya gordum): Sanki gokten inmis bir terazi vardi. Siz ve Ebu Bekir tartildiniz. Sen, Ebu Bekir'den agir geldin. Ebu Bekir'le Omer de tartildilar. Ebu Bekir agir geldi. Sonra Omer'le Osman tartildilar. Omer agir basti. Sonra terazi kaldirildi" dedi.
(Adam sozunu bitirince) Resulullah (aleyhissalatu vesselamin mubarek yuzlerinde memnuniyetsizlik gorduk."
Ebu Davud, Sunnet 9, (4634), Tirmizi, Ruya 10, (2288).

949 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek su ruyayi anlatti:
"Bu gece ruyamda buluta benzer bir sey gordum, ondan yag ve bal yagiyordu. Insanlar da ellerini acip bu yagmurdan almaya calisiyorlardi. Azicik alan da vardi, cokca alabilen de. Derken arzdan semaya kadar uzanan bir ip gordum. Siz o ipe yapisip ciktiniz. Sizden sonra birisi ona tutunup o da cikti. Sonra bir digeri yukseldi, sonra bir digeri daha ipe tutundu, ama ip koptu. Ancak onun icin ipi eklediler, o da yukseldi."
Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) atilarak:
"- Ey Allah'in Resulu, Annem babam sana kurban olsun, musaade buyursaniz ben yorayim!" dedi. Resulullah da:
" Pekala, yor!" dedi. Hz. Ebu Bekir sunlari soyledi:
"- O bulutumsu golgelik, Islam bulutudur. Ondan yagan bal ve yag Kur'andir. Kur'an'in (bal gibi) halaveti ve (yag gibi) yumusakligidir. Insanlarin bundan avuc avuc almalari Kur'an'dan kiminin cok, kiminin az miktarda istifadeleridir. Arzdan semaya inen ip ise, senin getirdigin hakikattir. Sen buna yapismissin, Allah o sebeple seni yuceltecektir. Senden sonra bir adam daha ona yapisacak ve onunla yucelecek, ondan sonra biri daha ona yapisip o da yucelecek. Ondan sonra biri daha yapisir, fakat ip kopar, ancak onun icin ip ulanir o da yapisip yukselir. Ey Allah'in Rasulu, annem babam sana feda olsun, dogru te'vil edip etmedigimi haber ver ! "
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su cevabi verdi: " Bazi te'vilinde isabet ettin, bazi te'vilinde de hata ettin."
"- Oyleyse, Allah'a kasem olsun, hatalarimi soyleyeceksin!"
" Hayir, dedi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yemin verme!"
Buhari, Ta'bir 11, 47; Muslim, Ru'ya 17, (2269); Tirmizi, Ru'ya 10, (2294); Ebu Davud, Sunnet 9, (4632); Ibnu Mace, Ru'ya 10, (3918).

950 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Ruyamda hucreme uc ayin dustugunu gordum. Ruyami babam Ebu Bekir (radiyallahu anh)'e anlattim. Sukut etti, cevap vermedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) vefat edip de odama defnedilince Ebu Bekir:
"- Iste (ruyanda gordugun) uc aydan biri ve en hayirlisi!" dedi."
Muvatta, Cenaiz 10, (1, 232).
Alıntı ile Cevapla
  #96  
Alt 10 January 2009, 20:32
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

951 - Yine Hz. Aise anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e Varaka Ibnu Nevfel hakkinda soruldu. Hz. Hatice (radiyallahu anha):
"- O seni tasdik etti ve sen peygamberligini izhar etmeden once vefat etti" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su cevabi verdi:
O bana ruyada gosterildi. Uzerinde beyaz bir elbise vardi. Sayet cehennemlik olsaydi, beyaz renkli olmayan bir elbise icerisinde olmasi gerekirdi. "
Tirmizi, Ru'ya 10, 2289).

952 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir bedevi Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelip:
"- Ruyamda basimin kesildigini, kendimin de onun pesine dustugunu gordum" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adami azarlayip:
" Sakin ha! Seytanin, ruyanda seninle eglenmesini kimseye anlatma!" dedi.
Muslim, ftu'ya 12, (2268).

953 - Ummu'l-Ala el-Ensariyye (radiyallahu anha) anlatiyor:
"- Muharcirler geldigi zaman (kur'a cekildi), bize Osman Ibnu Maz'un'un agirlanmasi cikti. (Onu evimize yerlestirdik.) Hemen hastalandi. Tedavisi ile mesgul olduk. (Sifa bulamadi), vefat etti. Osman (radiyallahu anh)'i ruyamda gordum, akan bir cesmesi vardi. Dusumu Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e anlattim. Bana:
"Bu onun amelidir, onun icin akiyor" dedi.
Buhari, Tabir 13, 37, Cenaiz 3, Sahadat 30, Menakibu'l-Ensar 46.

IFLAS BOLUMU

954 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Bir kimse, iflas edenin yaninda malini aynen bulmus ise, bu mala o, herkesten daha ziyade hak sahibidir."
Buhari, Istikraz 14; Muslim, Musakat 22, ( 559); Muvatta, Buyu 42, (2, 678); Tirmizi, Buyu 36, (1262); Ebu Davud, Buyu 76, (3519-3520, 3522); Nesai, Buyu 95, (7, 311); Ibnu Mace, Ahkam 26, (2358, 2359).

955 - Ebu Said el-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda, bir adamin satin aldigi meyveyi afat vurdu. Bu yuzden adamin borcu artti ve if1as etti. (Kendisine dava arzedilince) Resulullah (aleyhissalatu vesselam) halka: "Kardesinize mal tasadduk (ederek yardim) edin" dedi. Bunun uzerine, halk ona tasaddukta bulundu, ama toplanan, borcunu odemeye kafi gelmedi. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz, bu sefer alacaklilara: "Bulduklarinizi alin, size bundan baska bir sey yok" buyurdu.
Muslim, Musakat 18, (1556); Tirmizi, Zekat 24, (655); Ebu Davud, Buyu' 60, (3469); Nesai, Buyu'30 (7, 265), 96, (7, 312); Ibnu Mace, Ahkam 25, (2356).

OLUMU TEMENNI

956 - Hz. Enes (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular:
"Sizden hic kimse, maruz kaldigi bir zarar sebebiyle olumu temenni etmesin. Mutlaka bunu yapmak mecburiyetini hissederse, bari soyle soylesin: "Rabbim, hakkimda hayat hayirli ise yasat, olum hayirli ise Canimi al!"
Buhari, Merda 19, Da'avat 30; Muslim, Zikr 10, (2680); Tirmizi, Cenaiz 3, (971); Ebu Davud, Cenaiz 13, (3108, 3109); Nesai, Cenaiz 1, (4, 3).

957 - Kays Ibnu Ebi Hazim anlayitor: "Habbab Ibnu Eret (radiyalahu anh)'in yanina girmistim. Karnindan yedi yeri daglatmisti. Bana:
"Eger Resulullah (aleyhissalatu vesselam) olumu taleb etmekten bizi men etmeseydi mutlaka onu taleb ederdim" dedi.
Nesai, Cenaiz 2, (4, 4); Buhari, Merda 19, Da'avat 30, Rikak 7, Temenni 6; Muslim Zikr 12, (2681).

TESEKKUR

958 - Usame Ibnu Zeyd (radiyalahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Kim, kendisine yapilan bir iylige karsi, bunu yapana: "Cezakellahu hayran (Allah sana hayirli mukafaat versin!)" derse tesekkuru en mukemmel sekilde yapmis olur."
Tirmizi, Birr 86, (2036).

959 - Hz.Cabir (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kim bir ihsana mazhar olursa, buldugu takdirde karsiligini hemen versin, bulamazsa, verene senada bulunsun. Zira onu ovmekle, tesekkurunu yerine getirmis olur. Ketmeden (karsilik vermeyen) nankorluk etmis olur" dedi.
Tirmizi'nin rivayetinde su ziyade var: ". . . Kim de kendisine verilmeyenle suslenirse iki yalan elbisesi giyen gibi olur."
Tirmizi, Bir 86, (2035); Ebu Davud, Edeb 12, (4813, 4814).

960 - Ebu Said (radiyalahu anh)'den gelen bir rivayette, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Halka tesekkurde bulunmayan Allah'a da sukretmez."
Tirmizi, Bir 35, 1955); Ebu Davud, Edeb 12, (4811).
Alıntı ile Cevapla
  #97  
Alt 10 January 2009, 20:32
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

961 - Hz. Enes (radiyalahu anh) anlatiyor: "Muharcirler hicretle Medine'ye gelip (Ensar'in yardimlarini gordukleri) vakit soyle dediler:
" Ey Allah 'in Rasulu ! Biz, cok maldan boylesine comertce veren, az maldan da yardimi boylesine guzel yapan aralarina inmis bulundugumuz su Medinelilerden baska bir kavmi hic gormedik! Bize bedel islerimizi yaptilar, hayatimizi duzene koymada yardimci oldular. Biz (hicret ve ibadetlerimizle kazandigimiz) sevaplarin hepsini onlar alacak diye korkuyoruz !"
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara su cevabi verdi: " Hayir! Onlar sizin dua ve tesekkurlerinizden hasil olan sevabi alacaklar. "
Tirmizi, Kiyamet 45, (2489); Ebu Davud, Edeb 12, (4812).

CIHAD VE MUCAHIDLERIN FAZILETI

962 - Hz. Osman (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i dinledim soyle diyordu:
"Allah yolunda bir gunluk ribat, diger menzillerde (Allah yolunda gecirilen) bir gunden daha hayirlidir."
Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 26; ( 1667, 1664, 1665); Buhari, Cihad 73; Muslim, Imaret 163; Ibnu Mace, Cihad 7, Nesai, Cihad 39, 6, 39).

963 - Fadale Ibnu Ubeyd (radiyalahu anh) anlatiyor: "Her olenin ameline son verilir, ancak Allah yolunda olen murabit mustesna. Cunku onun ameli kiyamet gunune kadar artirilir. Ayrica o, kabir azabina da ugratilmaz."
Tirmizi, Fedailu'1-Cihad 2,(1621); Ebu Davud, Cihad 16, (2500).

964 - Tirmizi'nin rivayetinde su ziyade mevcuttur: "Gercek mucahid, nefsiyle cihad edendir."
Fedaiiu'l-Cihad 2, (1621).

965 - Hz. Enes (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ogleden evvel veya ogleden sonra bir kerecik Allah yolunda yola cikis, dunya ve icindeki her seyden daha hayirlidir."
Buhari, Cihad 5, 6, 73, Rikak 2, 51; Muslim, Imaret 112- 115, (1880); Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 17, (1648, 1649, 1651); Nesai, Cihad 11, 12,(6,15); Ibnu Mace, Cihad 2,(2755-2757).

966 - Ebu Hureyre (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"(Musluman erkeklerden) kim, Allah yolunda, ila-yi kelimetullah icin, devenin iki sagimi arasinda gecen muddet kadar savasacak olsa cennet kendisine vacib olur."
Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 21, (1657); Ebu Davud, Cihad 42, (2541); Nesai,Cihad 25, (6, 26); Ibnu Mace, Cihad 15, (2792).

967 - Muaz Ibnu Cebel (radiyalahu anh) anlatiyor: "Icinden samimi sekilde Allah yolunda cihad yapmayi temenni eden bir kimse, bilahare olse de, oldurulse de sehid sevabi kazanir. Kim de Allah yolunda yara alsa veya Allah yolunda -dusmanin sebep olmadigi- bir musibetle bile yaralansa bu yara, kiyamet gunu, en buyuk hali icinde rengi zaferan renginde, kokusu da misk kokusunda olarak gelir. Kimin vucudunda, Allah yolunda iken cikan, iltihab gibi bir yara acilacak olsa bu da onun icin Sehidlik muhru olur."
Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 21, (1657); Ebu Davud, Cihad 42, (2541); Nesai, Cihad 25, (6, 26).

968 - Ebu Hureyre (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Allah yolunda yaralanan hicbir yarali yoktur ki, kiyamet gunu, yarasi kaniyor olarak gelmis olmasin, bu kanin rengi kan renginde, kokusu da misk kokusundadir."
Buhari, Cihad 10, Zebaih 31; Muslim, Imaret 103; Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 21, (1656); Nesai, Cenaiz 82, (4, 7, Cihad 27, (6,2; Muvatta, Cihad 29, (2, 461).

969 - Ebu Hureyre (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Allah Teala Hazretleri, Allah rizasi icin yola cikan kimse hakkinda:
"Bu kulum, benim yolumda cihad etmek uzere bana inanarak peygamberlerimi tasdik ederek yola cikmistir, artik onu ya cennetime koymak yahut da ucret veya ganimet elde etmis olarak, cikmis oldugu meskenine geri cevirmek hususunda garanti veriyorum" diyerek te'minat verir.
Muhammed'in nefsini kudret elinde tutan Zat-i Zulcelal'e yemin olsun ki, Allah yolunda yaralanmis hicbir yarali yoktur ki, kiyamet gunu, yaralandign ilk gunku manzarasiyla gelmis olmasin: (Yarasi taze) kan renginde, kokusu da misk kokusunda olarak.
Muhammed'in nefsini kudret elinde tutan Zat-i Zulcelal'e yemin ediyorum ki, Muslumanlar'a mesakkat vermeyecek olsam, Allah yolunda gazveye cikan hicbir seriyyeden asla geri kalmazdim. Ancak onlari hayvana bindirecek imkan bulamiyorum. Onlar da beni takibe imkan bulamiyorlar. Benden geri kalmak da onlara zor geliyor.
Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Zat-i Zulcelal'e kasem olsun Allah yolunda gazaya cikip oldurulmeyi, sonra tekrar hayat bulup gazada tekrar oldurulmeyi, sonra tekrar gazaya cikip oldurulmeyi ne kadar isterim.
Buhari,Iman 25, Cihad 2,119, Hums 8, Tevhid 28, 30; Muslim, Imaret 103- 107, (18?6), (8, 119); Muvatta, Cihad 2, (2, 444), 40, (2, 465); Nesai, Cihad 14,(6, 16), Iman 24.

970 - Hz. Ebu Hureyre (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'tan bir gun sordular:
"- Ey Allah'in Resulu! Allah yolunda yapilan cihada hangi amel denk olur?"
" (Baska bir amelle) dedi, ona guc getiremezsiniz !"
Soruyu soranlar ikinci ve hatta ucuncu sefer tekrar sordular.
Resulullah her seferinde ayni cevabi verip:
" (Bir baska amelle) ona guc getiremezsiniz!" dedi ve sonra sunu ilave etti:
" Allah yolundaki mucahidin misali (gunduzleri ve geceleri hic ara vermeden oruc tutup, namaz kilan, Allah'in ayetlerine de itaatkar olan ve Allah yolundaki mucahid, cihaddan donunceye kadar namaz ve oructan hic gevsemeyen kimse gibidir. "
Buhari, Cihad 2; Muslim, Imaret 110, (1878); Tirmizi, Fed ilu'l-Cihad 1, (1619); Nesai, Cihad 17, (6,19); Muvatta, Cihad 1, (2, 443).
Alıntı ile Cevapla
  #98  
Alt 10 January 2009, 20:33
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

971 - Ebu Said (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a:
"- Ey Allah'in Resulu! Insanlarin en efdali kimdir?" diye soruldu. Su cevabi verdi:
" Allah yolunda maliyla caniyla cihad eden mu'min kisi!"
"- Sonra kim? diye tekrar soruldu. Bu sefer:
" Tenhalardan bir tenhaya Allah korkusuyla cekilip, insanlari serrinden birakan kimsedir" diye cevap verdi."
Buhari, Cihad 2, Rikak 34; Muslim, Imaret 122, 123, 127, (1888); Ebu Davud, Cihad 5, (2485); Tirmizi, Fedauilu'l- Cihad 24, (1660); Nesai, Zekat 74, (5, 83), Cihad 7, (6,11); Ibnu Mace, Fiten 13, (3978).

972 - Ebu Saidi'l-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Size, insanlarin en hayirlisi ve en serlisini haber vereyim mi! Insanlarin en hayirlisi o kimsedir ki, kendi veya baskasinin ati sirtinda ya da yaya olarak, olunceye kadar Allah yolunda calisir. Insanlarin en serlisine gelince o da, Allah 'in Kitab 'ini okuyup (emir ve yasaklarina) riayet etmeyen kimsedir."
Nesai, Cihad 8, (6,11-12).

973 - Ibnu Abbas (radiyalahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Size insanlarin en hayirlisini haber vereyim mi! O, atinin yularindan Allah yolunda tutan kimsedir. (Hayirda) bunu takip edeni haber vereyim mi? O da koyunlarinin pesine takilip (insanlari) terkeden koyunlarda bulunan Allah'in hakkini da odeyen kimsedir.
Size insanlarin en kotusunu de haber vereyim mi! O da, Allah'tan isteyip, Allah adina vermeyendir."
Muvatta, Cihad 4, (2, 445); Tirmizi, Fedailu'I-Cihad 18, (1652); Nesai, Zekat 74, (5, 83-84).

974 - Ebu Umame (radiyalahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular:
"Ummetimin seyahati Allah yolunda cihaddir."
Ebu Davud, Cihad 6, (2486).

975 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Allah korkusuyla goz yasi doken kimse, sut memeye geri donmedikce atese girmez. Bir kul uzerinde, Allah yolunda yapisan tozla, cehennemin dumani biraraya gelmez."
Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 8, (1633); Zuhd 37,(2372); Nesai, Cihad 8, (6,12).

976 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim:
"Iki goz vardir, onlara ates degemez: Allah icin aglayan goz ile, Allah yolunda uyanik sabahlayan goz."
(Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 7, (1632).

977 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Rasulullah buyurdu ki: "Kafir ile onu olduren ebediyyen cehennemde bir araya gelmezler, keza bir kulun karninda, Allah yolunda (yutulmus olan) tozla cehennem atesi bir araya gelmezler, keza, bir kulun kalbinde imanla hased bir araya gelmezler."
Muslim, Imaret 130, 131, (1891); Ebu Davud, Cihad 11, (2495); Nesai, Cihad 8, (6,12-14); Ibnu Mace, Cihad 9.

978 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gun soyle dedi:
"Kim Rabb olarak Allah'tan, din olarak Islam'dan, peygamber olarak Muhammed'den razi ise ona cennet vacib olmustur." Bu soz hayretime gitti ve:
"- Ey Allah'in Resulu, bir kere daha tekrar eder misiniz?" dedim. Aynen tekrar etti ve arkadan da sunu soyledi.
" Bir baska sey daha var ki, Allah, onun sebebiyle, kulun cennetteki makamini yuz derece yuceltir. Bu derecelerden ikisi arasindaki uzaklik sema ile arz arasindaki mesafe gibidir. " Ben:
"- Oyleyse bu nedir`?" dedim. Su cevabi verdi:
" Allah yolunda cihad, Allah yolunda cihad, Allah yolunda cihad!"
Muslim, Imaret 116, (1884); Nesai, Cihad 18, (6,19-20).

979 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Allah iki kisi hakkinda guler: Bunlardan biri digerini oldurmus oldugu halde ikisi de cennete gider. Bunlardan digeri, Allah yolunda cihad eder ve sehid olur. Allah katile magfiretini ulastirir, o da Musluman olur, sonra Allah yolunda cihada katilir ve sehid olur (Boylece her ikisi de Cennette bulusurlar)."
Buhari, Cihad 28; Muslim, Imaret 128,129, (1890); Muvatta, Cihad 28, (2, 460); Nesai, Cihad 37, (2, 3; Ibnu Mace, Mukaddime 13, (191).

980 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Kim Allahiman ederek ve va'dini tasdik ederek, Allah yolunda (kullanmak uzere) bir at "tutarsa" bu atin yedigi, teri, gubresi, bevli kiyamet gunu terazisine girecektir, yani sahibine sevap olacaktir."
Buhari, Cihad 46; Nesai, Hayl 11.
Alıntı ile Cevapla
  #99  
Alt 10 January 2009, 20:33
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

981 - Ebu Mes'ud el-Bedri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a, yularlanmis bir deve getirerek: "Bu Allah yoluna bagisimdir" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adama:
" Buna karsilik sana, kiyamet gunu, her biri yularlanmis yedi yuz deve vardir!" dedi.
Muslim, Imaret 132, (1892); Nesai, Cihad 46, (6, 49).

982 - Adiyy Ibnu Hatim (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a:
"- Sadakanin hangisi efdal (Allah nazarinda en kiymetli)dir?" diye sorulmustu, su cevabi verdi:
" Allah yolunda bir koleyi hizmete koymak veya Allah yolunda (askerler icin) bir cadir kurmak (bagislamak) veya dol alma yasina basan bir deveyi (hibe, iare veya karz suretinde) bagislamak. "
Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 5, (1626).

983 - Zeyd Ibnu Halid (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular:
"Kim Allah yolunda bir askerin techizatini temin ederse bizzat gaza yapmis olur. Kim, gazaya cikan bir askerin geride kalan ailesine hayirli himayede bulunursa gaza yapmis olur."
Buhari, Cihad 38; Muslim, Emaret 135,136, (1899); Ebu Davud, Cihad 21, (2509); Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 6, (1628); Nesai, Cih d 44, (6, 46).

984 - Ebu Eyyub (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalàtu vesselam)'i dinledim soyle demisti:
"Size bir cok memleketlerin fethi muyesser kilinacak. Oralarda (komsu kuffarla cihad icin) toplanmis askeri birlikler goreceksiniz. Size bu birliklerle sefere cikmak vazifesi verilecek. Bazilariniz onlarla (hasbi olarak) sefere cikmak istemiyerek, adamlarinin arasindan svisip gazveye (ucretsiz) katilmamanin yollarini arayacak. Arkadan da kendileriyle anlasacak kabileler arastirip, onlara: "Falanca orduya size bedel katilmam icin beni ucretle tutacak yok mu, falanca orduya size bedel katilmam icin beni ucretle tutacak yok mu?" diyecek. Bilesiniz, (hasbeten gazveye gitmekten kacan bu adam) bir ucretlidir, son damlasina kadar kanini akitsa da (gazi degildir, sehit sayilmaz, uhrevi ucretten mahrumdur)."
Ebu Davud, Cihad 30, (2525).

985 - Zeyd Ibnu Eslem anlatiyor: "Ebu Ubeyde, Hz. Omer (radiyallahu anhuma)'e yazarak Rum cemaatlerini ve bunlardan duydugu endiseyi belirtti. Hz. Omer (radiyallahu anh) kendisine su cevabi verdi: "Emma ba'd: Bil ki, mu'min bir kula nerede bir siddet inecek olsa Allah ondan sonra bir ferec (kurtulus) verir. Zira bir zorluk iki kolayliga asla galebe calamaz. Cenab-i Hakk da Kur'an-i Kerim'inde soyle buyurmustur: "Ey iman edenler, sabredin, dusmanlarinizdan daha sabirli olun, cihada hazir bulunun, Allah'tan da korkun ki basariya eresiniz" (Al-i Imran 200).
Muvatta, Cihad 6, (2, 446).

SEHADET VE SEHIDIN FAZILETI

986 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Cennete giren hic kimse dunyaya geri donmek istemez, yeryuzunde olan her sey orada vardir. Ancak sehid boyle degil. O, mazhar oldugu ikramlar sebebiyle yeryuzune donup on kere sehit olmayi temenni eder. "
Bir rivayette su ziyade mevcut: ".. Sehid haric, o, sehidlik sebebiyle mazhar oldugu ustunlukler ve kerametler sebebiyle. . . (donmek ister). "
Buhari, Cihad 5, 21; Muslim,Imaret 108, 109, (1877); TirmizI, Fedailu'l-Cihad 13, (1643);
Nesai, Cihad 30, 6, 32).

987 - Ibnu Ebi Umeyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Allah yolunda oldurulmem; bana butun evlerde ve cadirda yasayanlarin benim olmasindan daha sevgilidir."
Nesai, Cihad 30, (6, 33).

988 - Hz. Mugire (radiyallahu anh) dedi ki: "Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselam), Rabbimizin risaletini getirmistir. Bir de bize bildirdi ki, bizden kim oldurulurse cennetlik olacaktir. Bu sebeple biz, olumu, sizin hayati sevdiginizden daha cok seviyoruz."
Buhari, Cizye 1, Tevhid 46, (Buhari, Kitabu't-Tevhid'de muallak olarak kaydetmistir. Rezin tam olarak kaydeder).

989 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam sordu:
"- Ey Allah'in Resulu, Allah yolunda olduruldugum takdirde, butun hatalarim ortulecek mi?"
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) : " Evet, sen sabreder, mukafaat bekler, geri kacmadan ileri atilir vaziyette oldugun halde oldurulursen!" diye cevap verdi. Ve adama sordu:
" Nasil sormustun?" Adam sorusunu aynen yeniledi. Bunun uzerine aleyhissalatu vesselam Efendimiz sozlerini soyle tamamladi:
" Evet, (kul) borcu haric, butun gunahlarin affedilecek. Zira Cebrail bu hususu bana haber verdi!"
Muslim, Imaret 117, (1885); Muvatta, Cihad 31, (2, 461); Nesai, Cihad 32, (2, 33).

990 - Muslim, Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma)'dan sunu kaydeder:
"- Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular:
"Sehidin -borc haric- butun gunahlari affedilir."
Muslim, Imaret 118.
Alıntı ile Cevapla
  #100  
Alt 10 January 2009, 20:33
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

CIHADIN VACIB OLUSU VE CIHADA TESVIK EDEN HADISLER

1001 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Emiriniz, fazil veya facir her nasil olursa olsun, (onun emri altinda) cihad etmeniz size farzdir. Keza, namazi da fazil veya facir ve hatta kebair islemis bile olsa her Muslumanin, arkasinda kilmasi butun Muslumanlara farzdir."
Ebu Davud, Cihad 35, (2533).

1002 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Musriklere karsi mallarinizla, canlarinizla ve dillerinizle cihad edin."
Ebu Davud, Cihad 18, 2504); Nesai,Cihad 1, (6, 7).

1003 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam.) Mekke'nin fethi gunu buyurdular ki:
"Artik bu fetihten sonra hicret yoktur. Fakat cihad ve niyyet vardir. Oyleyse askere cagrildiginiz zaman hemen silah altina kosun!"
Buhari, Cihad 1, 27, 194, Cizye 22, Hacc 43, Cezau's-Sayd 10; Muslim, Imaret 85, (1353), Hacc 445, (1353); Tirmizi, Siyer 33, (1590); Nesai, Cihad 15, (7,146); Ebu Davud, Cihad 64, (2480).

1004 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim gazve yapmadan ve gaza yapmayi temenni etmeden olurse nifaktan bir sube uzerine olmus olur."
Ibnu'l-Mubarek der ki: "Biz bunun Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in sagligina has bir keyfiyet olduguna hukmetmistik."
Muslim, Imaret 158, (1910); Ebu Davud, Cihad 18, (2502); Nesai, Gihad 2, (6, .

1005 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Kim bizzat gazveye katilmaz veya bir gaziyi techiz etmez veya bir gazinin ailesini hayirli bir sekilde himaye etmez ise, Allah kiyamet gununden once ona hic beklemedigi bir musibet ulastirir."
Ebu Davud, Cihad 18, (2503).

1006 - Ebu'n-Nadr merhum Abdullah Ibnu Ebi Evfa (radiyallahu anh)'dan naklen anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) dusmanla karsilastigi gunlerden birinde, gunesin meyletmesini bekledi. Sonra kalkip yanindakilere soyle dedi: "Ey insanlar, dusmanla karsilasmayi temenni etmeyin, Allah'tan afiyet dileyin. Ancak karsilasacak olursaniz sabredin, bilin ki cennet kiliclarin golgesindedir."
En sonda Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sozlerini soyle tamamladi:
"Ey Kitab'i indiren, bulutlari yuruten, (Hendek Savasi'nda dusman muttefikler olan) Ahzab'i hezimete ugratan Rabbimiz, bunlari da hezimete ugrat ve onlar karsisinda bize yardim et".
Buhari, Cihad 156, 22, 32,112, Temenni 8; Muslim, Cihad 20, (1742), Ebu Davud, Cihad 98, (2631).

1007 - Seleme Ibnu Nufeyl el-Kindi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Ummetimden bir grup, hak yolunda mucadeleye (hic ara vermeden) devam edecek, Allah da, onlar(la mucadele sebebi) ile bazi kavimlerin kalplerini saptiracak ve bunlardan (alinanlarla) onlarin rizkini saglayacaktir, bu hal kiyamet gunune, Allah'in va'dinin gelme anina kadar devam edecektir. Atin, kiyamete kadar alninda hayir baglidir. Rabbim bana, aranizda kalici degil, gidici oldugumu, ruhumu kabzedecegini, sizin de beni, (birbirinizin boynunu vuran gruplar olarak) takib edeceginizi bildirdi. Sakin birbirinizin boynunu vurmayin. Mu'minlerin (fitne sirasinda emniyette olacaklari) asil yerleri Sam'dir."
Nesai, Hayl 1, (6, 214-215).

CIHAD'IN ADABI

1008 - Hz.Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gazve yaptigi zaman:
"Ey Rabbim sen benim destekcim ve yardimcimsin. Senin sayende care dusunur, senin sayende saldirir, senin sayende mukatele ederim" derdi.
Tirmizi, Da'avat 132, (35, 781; Ebu Davud, Cihad 99, (2632).

1009 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve askerleri (sefer sirasinda) tepeleri tirmandikca tekbir getirirler, inise gecince de tesbihte bulunurlardi. Namaz dahi buna gore vazedildi."
Ebu Davud, Cihad 78, (2595).

1010 - Seleme Ibnu'l-Ekva (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gazve sirasinda basimiza Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh)'i komutan tayin etti. Bu seferde musriklerden bir gruba gece baskini yaptik. Onlardan cokca olduruldu. Ben kendi elimle yedi kisi oldurdum. Bunlar, farkli ailelerdendi. O gun parolamiz: "Ey Mansur (yardim goren) oldur, oldur!" idi."
Ebu Davud, Cihad 78, (2596),102, (2638).
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 06:19


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri Antalya Seo tesbih aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort eryaman escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort
mecidiyeköy escort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2