#1
|
|||
|
|||
IrŞad ve tasarruf
Kutbul Irsad ve Tasarruf
Bir isin merkezinde bulunup onu idare edene “o isin kutbu, yani idarecisi” denir. Bir memleketin islerini yürüten kimse, o islerin kutbudur. Bir müctehid, fetva islerinin kutbudur. Bir kâmil mürsid de irsad ve terbiye islerinin kutbudur. Onun için, kendisine tasavvuf dilinde “kutbu’l-irsad” denir... Bir isin merkezinde bulunup onu idare edene “o isin kutbu, yani idarecisi” denir. Bir memleketin islerini yürüten kimse, o islerin kutbudur. Bir müctehid, fetva islerinin kutbudur. Bir kâmil mürsid de irsad ve terbiye islerinin kutbudur. Onun için, kendisine tasavvuf dilinde “kutbu’l-irsad” denir. Kutub ifadesi bir sifattir; irsadla görevli ve bu ise ehliyetli kâmil insanlar için kullanilan bir ünvandir. Kur’an-i Hakim’de ve Sünnet’te zikredilen halife, imam ve ulü’l-emr tabirleri, irsad kutbunu da içine alir. Irsad kutbu olan zat, Hz. Rasulullah (A.S.) Efendimizin gerçek vârisidir. O’nun ilmine, edebine, ruhlari nur ile temizleme isine, kalpleri Allah’a çevirme meslegine, nefisleri terbiye etme ve hayata denge verme sanatina vâristir. Bu velayet ve yetki ona halk tarafindan degil, Cenab-i Hak tarafindan verilmistir. Vazife büyük olunca, yetki ve destek de büyük olmaktadir. Irsad ve terbiyenin asil sahibi Allahu Tealâ’dir; hidayet Onun elindedir; ancak Allahu Tealâ beseri planda bu isi kullari arasindan seçtigi kimselere yaptirmaktadir. Bu kullarin basinda Peygamberler gelmektedir. Peygamber olmadigi zaman bu isi onun halifeleri, vâris ve vekilleri yürütmektedir. Irsad Kutbunun Özellikleri Irsad kutbu, Allah’in huzurunda kabul görmüs mukarrebûn makaminda bir muttaki zattir; edeb ve takva madenidir. Hayirlarda en öndedir. Muttakilerin imamidir; Ilahi huzurda insanligi temsil eder. Naz makamindadir. Büyük arif Imam Rabbani (K.S.) irsad kutbunu söyle tanitir: “Irsad kutbu olan velinin varligi alem ve insanlik için bulunmaz bir devlettir. O, uzun zamanlardan sonra zuhur etse de, bir ganimettir. Onunla alem aydinlanir, kalpler nurlanir. Onun nazari, manevi kalp hastaliklarina sifadir. Onun bir kalbe teveccühü, ondaki düsük ve rezil huylari temizleyip atar. Bu öyle bir zattir ki, velayet mertebelerinin en yüksegine ulasmistir. Allah tarafindan seçilmis ve sevilmistir. Buna mahbubiyet makami denir. O makamin bütün kabiliyet ve yetkisi ona verilmistir. Bu zat, velayet mertebelerinin kemalâtini bünyesinde toplamistir. Allah’a davet makamlarinin tamamini elde etmistir. Özetle, ‘kendisinde bütün güzellikler toplanmis‘ sözü onun hakkinda ne kadar dogrudur. Bu irsad kutbu, kalbiyle bir kimseye yöneldiginde, o kimsenin kalbi açilir; ilahi sevgiyle dolar. Veya bir kimse sevgiyle ona yönelse, ameli ve zikri az da olsa, onun feyzinden istifade eder, imanin tadini tadar.” (Mektubat) Velinin Yetkisi ve Sinirlari Velayet mertebesinin zirvesinde peygamberler bulunmaktadir. Allahu Tealâ’nin izni ve destegi olmadan hiçbir peygamber mucize gösteremez, ayet getiremez; istedigini hidayete çekemez; kalbi temizleyemez. Bu hakikat Kur’an-i Hakim’de açikça belirtilmistir. (Ra’d/38, Kasas/56, Nur/21) Ancak ilahi izin ve destek gelince peygamberler ölüleri diriltmis, körlerin gözünü açmis, bir nefesle hastalari iyilestirmis, hayvanlarla konusmus, cinleri emrinde çalistirmis, bulutlari istedigi yere sevketmis, denizi yol gibi kullanmis, parmaklari arasindan su fiskirtmis ve daha nice harikalari gerçeklestirmistir. Bütün mucizeler, peygamberlerin insan, esya ve kainat üzerindeki tasarruflaridir. Bunlarin bir kismi, derecelerine göre peygamber vârisi olan kâmil insanlarda da zuhur eder. Ancak bunun ölçüsü vardir, onu bilmek gerekir. Aksi halde veliler hakkindaki yanlis itikadlar yüzünden sirke düsülür. Bazilari, kutub ve gavs olarak bilinen velilerin kainati idare ettigini, bütün insanlardan ve alemden haberdar oldugunu, istedigini yapma yetkisinin bulundugunu düsünür ve söylerler. Bu fikir yanlistir; tevbe edilmezse sirke ve küfre girme tehlikesi vardir. Irsadla görevli bir velinin isi, Allah’in izniyle ölü kalpleri nur ve ilahi sevgi ile diriltmek, kulu Yüce Rabbine sevketmektir. Velinin bütün tasarrufu ilahi kadere bagli olarak gerçeklesir ve hepsi ilahi izinle olur. Veli, sonuç almak için sebepleri kullanir. Himmetini hayirlara yöneltir, her isinde Allah’in rizasini arar. Nazi, niyazi, dua ve avazi Hak içindir. Allahu Tealâ’nin kendisine ikram ettigi feyz, nur, kesif, keramet, marifet, feraset ve duasina icabet nimetlerini ilahi irade ve rizaya uygun kullanir. Kul oldugunu unutmaz; haddini bilir, yetkisini asmaz. Yüce Rabbine karsi boynu bükük, gönlü yanik, kalbi uyanik bir vaziyette, hep O’nun emrini ve destegini bekler. Elinde hangi güzel hal zuhur etse kendisinden bilmez, kibir yapmaz, övünmez. Makami ne olursa olsun, veli her seyi bilmez; bilmesi de gerekmez. Veli, Allahu Tealâ’nin kendisine bildirdiklerini ve hak yolunda lazim olani bilir. Veli, Allah’in sahididir; O’nu tanir, O’nu tanitir. Kalbin ve nefsin terbiyesinde ustadir. Irsad kutbu olan veli, bütün himmet ve gücünü dinin yayilmasi ve insanlarin islahi için kullanir. Esyayi islah etmek, dünya islerini düzene sokmak, güzel geçim yollari aramak, teknik gelismeleri takip etmek velinin birinci isi degildir. O, bunlari ehline havale eder. Bazi insanlar, bas ve bel agrisina varana kadar her türlü derdini velinin himmet ve tasarrufu ile dindirmek ister; doktor yerine veliye gider. Kimileri, insanlarin cehalet, zulüm, tembellik ve ihanetleri yüzünden bozulan cemiyet hayatinin, mürsidlerin bir tasarrufu ile düzelmesini ve zalimlerin basinin ezilmesini bekler. Halbuki veliler, fitrat kanunlarina uymayi takvanin bir geregi görürler; hikmete tabi olur, hakki gözetirler. Ilahi rizaya uymayan talebleri de reddederler. Dr. Dilaver Selvi |
Benzer Konular |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Kara Yollarindan Trafik Sloganlari | eLanuR | Komik Şeyler | 0 | 13 January 2009 09:40 |
YeLiZZ | KaRdeLeN | Yerli Yabancı Klipler | 0 | 20 November 2008 14:19 |