Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Eğitim - Öğretim > işletme - iktisat
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 27 November 2008, 19:59
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 21 September 2008
Mesajlar: 15,180
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Post Uluslararasi Tİcaret Teorİsİ

USLARARASI TİCARET TEORİSİ:

A-KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK TEORİSİ:

Uluslararası iktisat’ın kapsamı ulus.ticaret akımları ve ulus.mali akımlar olmak üzere iki’ye ayrılır.Birincisi mal ve hizmetler ikincisi ise fon ve ödeme akımlarını oluşturur. Mal akımları uluslararası ekonomide daima en ağırlıklı yeri almıştır.
Uluslararası Ticaret ;1,Uluslararası Ticaret teorisi ve 2.Uluslararası ticaret politikası olmak üzere iki an başlıkta incelenir.

1.Uluslarası Ticaret Teorisi: Ulus.Ticaret teorisinin başlıca amacı ülkeler arasındaki mal ve hizmet alım satımlarının nedenlerini açıklamaktır.Ulus. ticaret teorisi üç ana soruyu cevaplamak zorundadır.
• Ülkeler neden dış ticaret yapar,dış ticaretin kapalı eko.sağladığı yararlar nelerdir.
• Bir ülke dış ticaretin bileşenlerini nasıl açıklar.Yani ülkelerin hangi malları ihrac hangi malları ithal edeceği nasıl belirlenir.
• Bir ülkenin ihrac fiyatları ile ithal mal fiyatları oranı nedir.Yani dış ticarette nispi fiyatlar nedir

a-Uluslarası Ticaret Teorisi Analizlerindeki Standart Varsayımlar:
• İki ülkeli ve iki mallı analiz modeliünyada yanlız iki ülke ve iki mal vardır.
• Uluslararası ticarette para kullanılmaz .Malın malla değişimi şeklinde ticaret yapılır.Malın fiyatı diğer malın cinsinden belirlenir.
• Hükümetlere yer verilmez.Gümrük tarifeleri ,kotalar,dış ticaretteki kısıtlamalar yoktur.
• Taşıma giderlerinin sıfır olduğu varsayılır.Ekonomi tam çalışma durumundadır.

b-Emek –değer teorisi: Malın maliyeti onun üretimi için harcanan emek miktarı ile ölçülür.Emek homojen bir üretim faktörü olarak kabul edilmiştir.

2.Mutlak Üstünlük Teorisi (Adam Smith):
Bir ülke karşı ülkeye göre hangi malları daha düşük maliyetle üretiyorsa o malların üretiminde uzmanlaşmalı ve bunları ihraç ederek pahalıya üretebildiğini diğer ülkeden ithal etmelidir.yni ülke emek verimliliği yüksek olan malda uzmanlaşmalı düşük olan malıda ithal etmelidir.Böylece iki ülkeninde refah düzeyi artar.

3.Karşılaştırmalı Üstünlük Teorisi (ricardo):
Ricardoya göre Ulus. Ticarette önemli olan bazı malları daha ucuza üretmiş olması (mutlak üstünlüğü olması) değil, tersine malın üretimin ki üstünlük derecesidir.Başka bir değişle uluslararası ticaretin temeli mutlak değil,karşılaştırmalı üstünlük oluşturur.
Eğer ülke bazı malların üretiminde daha verimli ise ,maliyeti daha düşük ise bu mallarda uzmanlaşmalı boşu boşuna kaynaklarını israf etmemelidir.Bunun için en iyi politika, karşılaştırmalı olarak en üstün olduğu alanlarda üretim yaparak uzmanlaşmalı ve bu malları ihrac etmeli,pahalıya ürettiği daha cok kaybak kullanarak üretitği diğer malı ithal etmelidir.
Böylece ülkeler kıt kaynaklarını en ekonomik şekilde kullanarak ekonomik refah düzeylerini max yapacaklardır.
Karşılaştırmalı üstünlük teorisine göre karlı dış tişcaret için zorunlu koşul ülkelerdeki yurt içi fiyatlarının farklı olmasıdır.Dış ticaretten tarafların sağlayacağı yararın ölçüsü uluslararası fiyat oranlarıdır.

Örn/:Bir işgünü ile üretilen mal miktarları:İngiltere şaraptan 40litre,kumaştan 80metre; türkiye şaraptan 20 litre kumaştan 10 metre üretmektedir
İngiltere her iki malda da mutlak üstünlüğe sahiptir.Mutlak üstünlük teorisine göre ingiltere iki malıda daha ucuza mal ettiği için dış ticaret yapılmamalıdır.Oysa Karşılaştırılmalı üstünlük teorisine göre bu durumda ticaret yapabilir ve ülkeler refah düzeylerini daha da arttırabilir.
İngiltere kumaş üretiminde 8 kat şarap üretiminde 4 kat daha üstündür.Kumaş üretiminmde daha üstün olduğu için kumaşı ihrac şarbıda ithal etmelidir.Başka bir değişle ingiltere kumaş üretiminde göreceli bir şekilde üstündür.


Karşılaştırmalı Üstünlükler teorisinin Eksiklikleri (ricardo):
a-Ricardo Modeli emek değer teorisine dayanır: Modelde m<liyet oluşturan tek etmen emektir.Sermaye, doğal kaynaklar,girişimcilik faktörleri dikkate alınmamış buda kaynakların etkin kullanımını önlemiştir.
Ayrıca emeğide tek bir tür olarak algılamıştır.Ancak gerçek hayatta emeğinde ; eğitim düzeyi deneyimliği gibi çok fazla farklılıkları vardır
b-Ülkeler arasındaki işgücü verimindeki farklılığın nedenlerinide açıklamamıştır
c-Ricardoya göre,işgücü ülke içinde tam hareketli ,ülkeler arasında ise tam hareketsizdir:Gerçekte ise ne işçilerin ülke hareketliliği tam ne de ülke dışı hareketliliği sıfırdır.
d-Ricardonun teorisi arz teorisidir:Fiyat talep ve arz ile birlikte belirlenir.
e-Ricardo modeli sabit maliyetlere ve tam uzmanlaşmaya dayanır:Modelde sadece sbt. Maliyetler göz önüne alınmıştır.Böylece ithalata rakip malların üretimini sıfır almıştır.Ancak sıfır değildir.
f-ricardo modeli statik bir modeldir:Bumodelde zaman ve değişme faktörlerinin yeri yoktur.
g-Üretimin aşamalara ayrılması:

Karşılaştırmalı Üstünlüklerin Geçerlilik Alanları:
a-Yurt İçi talep ve üretim arasındaki farklılıklar:Yerli üretim açığı bulunan ülkeler, iç taleplerini karşılamak için üretim fazlası bulunan ülkelerden ithalat yapmalıdır.Yerli üretim sorunu olan özellikle tarım ürünleri ve madenler için söz konusudur.Bazen de asıl sorun ,ülkedeki ilgili sanayinin kurulmamış olmasıdır.
b-Mal nitekilerindeki farklılıklar:Ülkelerde üretilen çeşitli malların,görünüşü kullanılışı ve yapılışı bakımından farklılıklar vardır.Örneğin Japonların suziki otomobili ile Fransızların Renault otomobilleri arasında fazla bir fiyat farkı yoktur.İnsanlar bunlardan zevklerine uygun olanını satın alırlar.Dolayısıyla fiyat farkı önemli değildir.Arlarındaki kalite farklılıkları bulunan mllar üzerindeki ticareti karşılaştırmalı üstünlük teorisiyle açıklamak mümkün değildir.
c-Fiyat farklılıkları:Çeşitli ülkelerde üretilen mallar arasında önemli bir kalite farkı yoktur.Bu gibi homojen(türdeş) malların hangisinin satın alınacağını belirleyen temel faktör fiyatıdır.

FIRSAT MALİYETİ
Klasik teoriye (karşılaştırmalı üstünlükler teorisi)yöneltilen eleştirilerden birisi bu teorinin emek-değer teorisine dayanması ve emeğin homojen bir üretim faktörü olarak kabul edilmesiydi.Gerçekte ise maliyet, emekten başka sermaye doğal kaynaklar ve girişimcilik faktörlerine de bağlıdır.
Daha sonra gelen neo-klasikler emek maliyeti yerine tüm faktörleri kapsayan fırsat maliyeti teorisini ortaya koymuşlardır.
Bir malın fırsat maliyeti; o malın üretimini bir birim arttırmak için gereken kaynakları serbest bırakmak üzere , başka bir malın üretiminden vazgeçilmesi gereken miktara eşittir.
Örneğin Türkiye de çelik:10TL, buğday:1TL; ABD çelik 1& buğday 1& üretilmektedir.Fiyatlar farklı para birimlerinden olduğu için bunları karşılaştıramayız.Ama aynı ülke içersinde bir malın fiyatını temel alıp öteki malların fiyatlarını o mal cinsinden ifade edebiliriz.Bu tür fiyatlara nispi(reel)fiyatlar diyorduk.İkinci ülkede de aynı işlemi yaparsak ,iki ülkedeki fiyatları karşılaştırabiliriz.
Yani Türkiye de bir birim çelik :10 birim buğday..ABD de bir birim çelik:bir birim buğday eşit.Böylece ülkeler arasındaki verimliliği veya tersi olan maliyetleri karşılaştırmalı olarak göstermiş oluyoruz.Demek ki Türkiye buğdayda ABD ise çelikte karşılaştırmalı olarak üstündür.Bu mallarda uzmanlaşmaya gitmelidirler. Uzmanlaşarak verimliliği artar ,dış pazarlar genişler, teknoloji,bilgi ve deneyim artar.Dünya refah düzeyi ve kendi refah düzeyi artar.


ÜRETİM –MALİYET İLİŞKİLERİ
3 tür maliyet vardır.Sabit,artan ve azalan maliyetler…
a-Sabit Maliyetler:Üretimin değişmesine karşın maliyetlerin sabit kalmasıdır.Yani bir endüstriden başka bir endüstriye aktarılan kaynakların her iki kesimde de aynı derecede verimli olmasıdır.Bu da ya üretim faktörlerinin birbiri yerine tam olarak ikame etmesiyle ya da faktörün her biriminin aynı kalitede olmasıyla gerçekleşebilir. Sbt. Maliyetler sonucu üretimde tam uzmanlaşmaya gidilir.
b-Artan Maliyet:Kaynaklar bir kesimden diğerine aktarıldıkça ,her yeni kaynak bir öncekinden daha az katkı sağlıyorsa üretimde artan maliyet koşulları(çoğalan fırsat maliyeti) vardır.Artan maliyetler ya üretim faktörlerinin homojen olmamasından ya da üretim faktörlerinin tüm mallar üzerinde aynı yoğunlukta kullanılmamasından dolayı oluşur.Azalan maliyetlerin sonucu eksik uzmanlaşmadır.
c-Azalan maliyetler:Aktarılan her kaynağın üretimde sağladığı artış bir öncekinden daha fazladır.Verimlilikteki bu artış iktisatta içsel ve dışsal tasarruflarla (ölçek ekonomisi) açıklanır.İçsel tasarruflar üretim hacmindeki artıl dolayısıyla firma içinden kaynaklanan olumlu gelişmelerdir. Dışsal tasarruflar ise bir ekonominin sırf kendi içersinde değil ,aynı zamanda onun bağlı bulunduğu endüstrinin bir bütün olarak genişlemesinden dolayı ortaya çıkar.

Dönüşüm eğrileri:Bir ülkenin ,veri teknoloji ve tam çalışma koşulları altında sınırlı kaynaklarıyla üretebileceği mal bileşenlerini gösteren eğriye dönüşüm eğrisi(üretim olanakları eğrisi) denir
SABİT MALİYETLER VE DIŞ TİCARET











A-B ülkelerin her iki maldan birlikte üretebileceği miktarları gösteriyor.
Grafik a-AB’nin Eğimi tarım ürünün sanayi ürünü cinsinden fiyatını verir.Buda 1/10 dur.Yani bir birim tarım ürüni sanayi ürünün 10’da birine mal oluyor.Ülke uzmanlaşmaya giderken AB üzerindeki herhangi bir noktadaki üretim düzeyini seçebilir.D noktasını seçerse OZ kadar sanayi ,OY kadarda tarım ürünü üretecek.
Sabit fırsat maliyeti bir kesimde üretimi kısıp diğer kesime aktarılan kaynakların o kesimdeki üretime yaptığı katkıda bir değişme olmamasıdır.

Grafik b-ABD üretim olanakları eğrisidr.MN doğrusunun eğiminden anlaşılacağı gibi ABD iç fiyatlar oranı 1 dir.Yani ! birim sanayi ürünü için gerekli olan kaynaklarla gene bi birim tarım ürünü üretilebilir.

O halde dönüşüm eğrilerinden tarım ürününün Türkiye de sanayi ürününün de ABD de daha ucuz olduğu anlaşılıyor.Her iki ülke karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğu malı iç maliyet oranına göre daha yüksek bir uluslar arası fiyattan satmak isteyecektir.









Kapalı ekonomi durumunda ülke ancak ürettiği kadar mal tüketebilir.Yani tüketim dönüşüm eğrisinin dışına cıkma olanağı yoktur.
Örneğin Türkiye D noktasının temsil ettiği mal bileşenlerini tüketmiş olsun.Türkiye Dış ticarete açılırak BA dan daha yüksek olan FA gibi bir uluslar arası fiyattan malı ihraç edecektir. Böylece ülke uluslar arası ticarete istekli olacak ve tarımda tam uzmanlaşacaktır.Üretim dengesi(dönüşüm eğrisi)D’den A’ ya kayacaktır. Ülke sanayi ürününün kaynaklarınını tarıma aktardığı için ihtiyaci olan sanayi ürününü uluslar arası pazarda tarım ürünü ile değiştirecek.
Açık ekonomide tüketici denge noktası T ise Türkiye KA kadar tarım ürününü KT kadar sanayi ürünü ile değiştirebilecektir.(KA:ihracat KT:İthalat)
Sonuç olarak denge noktasında OK kadar tarım KT kadar da sanayi ürünü tüketilmektedir.Bu tüketim miktarı D denge noktasınkinden yüksektir.Görüldüğü gibi Dönüşüm eğrilerinin üstünde bir mal miktarı tüketilmiş oluyor Böylece her iki ülkeninde refah düzeyi artıyor.


ÇOĞALAN MALİYETLER VE DIŞ TİCARET.

Bir kesimden diğerine aktarıldıkça ,her yeni kaynak bir öncekinden daha az katkı sağlıyorsa üretimde artan maliyet koşulları(çoğalan fırsat maliyeti) vardır.Kaynakların her malde aynı derecede etkili olamaması nedeniyle belirli bir noktadan sonra azalan verimler kanunu işler.Çoğalan mliyetler özellikle tarım kesiminde görülür.Çünki Sanayi kesiminden aktarılan kaynaklar tarım keiminde toprak faktörü gibi üretime elverişli değildir.Çoğalan maliyetler koşulu altında dönüşüm eğrisi orjine içbükeydir.
Ülke tarımda uzmanlaşırken üretilecek her tarım ürünü için sanayi malından giderek artan miktarda vazgeçmek zorunda kalacaktır.
Örneğin ülke L noktasındatarım ve sanayi ürünü üretiyor.Tarımsal mal üretimini 1 birim ( K=1)arttırmak için sanayi malından A kadar vazgeçmek gerekir.
A/ K tarım ürünün sanayi malı cinsinden maliyetini verir. Bu orana sanayi ürününün tarım ürününe(terside geçerli) marjinal dönüşüm oranı denir.
İkinci bir birim tarım ürünü elde etmek istendiğinde sanayi malının üretimini B kadar kısmak gerekir.İkinci üretilen bir birimlik tarım ürünün fırsat maliyeti B/ K olur.Bu da A/ K< B/ K dır.

Azalan verimler yasasının bir sonucu olarak ülke öyle bir noktaya gelir ki bir birim daha tarım ürünü üretmek için gerekli olan sanayi malı bulunmamaktadır.Yani kaynak aktarımı yapamamayız.Burada eksik uzmanlaşma oluşur.Tarım kesiminde kaynak sıkıntısı çekilir.


Türkiye dış ticarete açılırsa:
Türkiyenin kapalı ekonomi durumunda üretim tüketim oranı dönüşüm eğrisi üzerindeki D noktası olsun.
Bu noktada ,iç fiyatlar(tarım ürününün sanayi ürünü fiyatı) dönüşüm ergisine teğet olan FF doğrusunun eğimine eşit.
Türkiyenin FdFd gibi bir dünya fiyatından ticarete acıldığını varsayalım.Dünya fiyatlarının yurt içi fiyatlarından yüksek oluşu üreticilerin tarıma yönelmelerini buna bağlı olarakta sanayi malı üretiminden kısmalarını sağlayacaktır.


Tarım ürününe yapılan her artıştan elde edilen gelir,Sanayi üretiminin kısılmasından dolayı oluşan maliyetten büyük oldugu sürece kaynak aktarımı sürer.İkisinin birbirine eşit olduğu noktada süreç durdurulur. (E noktası) .
Bu noktadan daha ileri bir kaynak aktarımı veya uzmanlaşma ülkenin zararına olur.Görüldüğü gibi C noktasında tüketim gerçekleşmiştir Bu nokta dönüşüm eğrisinin üstünde bir noktadır Yani dış ticaret sayesinde daha fazla mal tüketmişiz daha fazla refah düzeyimiz artmıştır.
E noktasında eksk uzmanlaşma oluşur.Bununda nedeni iç fiyatların çoğalan m aliyet koşulları dolayısıyla yükselmesi ve tam uzmanlaşmaya ulaşılmadan dünya fiyatlarına eşitlenmesidir.

AZALAN MALİYETLER VE DIŞ TİCARET

Azalan maliyet koşulları altında üretim olanakları eğrisi orjine göre dış bükeydir.Dış ticarete açılınca ihraç malında tam uzmanlaşma ortaya çıkar.Azalan maliyet koşulları altında tam uzmanlaşma doğuran etkiler ,sbt. Maliyet durumundakilerden daha etkilidir.Çünki ülke iç ve dış fiyatlar arasında giderek büyüyen farktan yararlanmak için daha büyük bir istek duyar.
Azalan maliyet koşulları altında dış fiyatlar iç fiyatlara eşit bile olsa karlı dış ticaret yapma olanağı vardır.

Kapalı eko.durumunda üretim ve tüketim noktası dönüşüm eğrisi üzerinde D noktasıdır.İç fiyatlarda FF dogrusudur. Örneğin devlet müdahalesiyle Dnoktasında ki denge sağa doğru kaydı.Böylece motor üretiminde tam uzmanlaşma ya gidilir.
Bu malın MA kısmı FdFd fiyatından ihraç edilerek karşılığında MC miktarında dokumacılık ithal edilir.Bunun sonucu C noktasında yeni denge oluşur.



Görülüyor ki Azalan maliyet koşulları altında dünya fiyatlarının iç maliyetlere eşit olması ticaretin başlaması için bir engel değildir.Ancak bunun için endüstriye dıştan bir müdahaleye gerek vardır.(devlet) Bugün bir çok az gelişmiş ülkede yeni kurulan sanayilerin gümrük tarifeleri ile korunması bu nedene bağlıdır.


FARKLI MALİYET BİLEŞİMLERİ VE DÖNÜŞÜM EĞRİLERİ

Gerçekte üretim olanakları eğrisi(dönüşüm eğrisi) artan azalan veya sabit maliyetlerden yalnızca birine bağlı değildir.Yani belirli bir hacimdeki üretime kadar artan maliyetle, daha sonra azalan maliyet özellikler sonrada sabit maliyet özellikleri izleyebilir.
Bu farklılaşmalar uluslar arası uzmanlaşmada bazı sorunlar doğurabilir.Yani gerçekleşen uzmanlaşma refah ancak sınırlı bir max noktasında olabilir.
Dış ticaret öncesi üretim AB dönüşüm eğrisi üzerinde A-K üzerindeki bir noktada bulunuyorsa ,ülke TT gibi bir uluslar arası bir fiyatta ticarete açılacak D1 noktasında uzmanlaşmaya gidecektir.C1 noktasının gösterdiği bileşenleri tüketecek geçerli koşullar altında max refaha ulaşacaktır.Bu sınırlı bir max noktasıdır.
Çünkü ülke rastlantı sonucu K-B arasında bir yerde bulunsaydı D2 noktasında uzmanlaşacak ve C2 noktasındaki bileşenleri tüketecekti oda gene geçerli koşullarda oluşan max noktasıdır.


Görüldüğü gibi geçerli koşullar altında en yüksek refaha ulaşabilmek için dönüşüm eğrisinin şekli hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor.Eğer yukarıda dönüşüm eğrisinin şeklini bilseydik ekonomiyi doğrudan D’ ye yönlendirerek C2 gibi bir tüketim miktarı elde ederdik ki bu C1 tüketim miktarından daha fazladır.

ULUSLAR ARASI TİCARET TEORİSİ ANALİZLERİ :ARZ VE TALEP MODELLERİ

1.ULUSLAR ARASI GÖRECELİ FİYATLARIN OLUŞUMU
Ricardoya göre ülkelerin yurt içi üretim maliyetleri oranı uluslar arası ticarette denge ticaret hadlerinin sınırlarını belirler. Uluslar arası ticaret dengesini sağlayan göreceli fiyat oranının (ticaret hadlerinin ) hangi düzeyde olacağını ricardo modeline (arz modeline ) dayanarak açıklama olanağı yoktur. Çünki bu ,ülkelerin arz faktörlerinin yanında aynı zamanda onların talep koşullarına bağlıdır.

Türkiye 1 buğday=1/2 kağıt
ABD 1 buğday= 2 kağıt
Türkiye ihraç edeceği bir birim buğday karşılığında ½ birimden daha az miktarda kağıt elde etmeyi ön gören bir fiyattan dış ticaret yapmak istemez. Çünki o takdirde kağıdı kendisinin üretmesi daha karlıdır.
İç maliyet doğrusu türkiye için karlı ticaret alanının sınırını oluşturur.

Benzer şekilde ABD nin iç maliyet oranıda bu ülke bakımından karlı ticaret alanının sınırını belirler. Grafikte görüldüğü gibi iç malişyet doğrularının belirlediği karlı ticaret alanı içinde ticaret hadleri 1 ülkenin yurt içi maliyetlerine ne kadar yaklaşırsa karşı ülkenin dış ticaret kazançları o derece artar.
Ricardo modelinde iç maliyet sınırları arasında ticaret hadlerinin gerçekte hangi düzeyde belirleneceği sonucunu çıkarma olanağı yoktur . Çünkü bunu dünya arz ve talep koşulları belirler.
İç piyasada olduğu gibi dünya piyasalarında da denge fiyatları arz ve talepp edilen miktarları yani ihracat arzı ile ithalat talebini birbirine eşitleyen fiyatlardır. Örneğin ihracat arzı ithalat talebini aşıyorsa bu fazlalığın doğurduğu baskılar sonucu uluslar arası fiyatlar denge sağlanıncaya kadar düşecektir.

A.TEKLİF EĞRİLERİ:
Karşılıklı talep teorisi ünlü ingiliz iktisatçı alfred marshall tarafından geliştirilen ve teklif eğrileri adı verilen grafikle incelenmiştir.
Ülkenin belli miktar veya hacimdeki ithal malı karşılığında önerdiği ihraç malı tutarına teklif adı verilir. Buna göre bir teklif aynı anda üç şeyi ifade eder. İhraç miktarı, ithal miktarı ,ve uluslar arası fiyat oranı...
Ticaret hacmine bağlı olarak ülkenin teklifleride değişir.
Teklif eğrisi ithal malı birer birim arttırılırken bunların karşılığında ülkenin kendi malından önereceği miktarları gösteren eğridir.Bunun terside geçerlidir.

OT=Türkiyenin kağıt karşılığında buğday teklif eğr.
OU=ABD nin buğday karşılığında kagıt teklif eğr.

OA ve OM =İç maliyet doğruları
Teklif eğrisi iç maliyet doğrusunun altına inemez. Çünkü ticaret hadlerinin iç maliyetlerden düşük olması durumunda ülkenin ithal malınıda kendisinin üretmesi dış ticaretten daha karlıdır.Teklif eğrisi orjinden çıkar ve bu eğrinin sınırını iç maliyet ler oranı doğrusu belirler...





Gerçek dünyada denge fiyatları toplam uluslar arası ihracat arzı ile ,ithalat talebini birbirine eşitleyen fiyatlardır.İki ülkenin ayrı ayrı elde edilen teklif eğrileri bir noktada kesişirler. Bu noktadan geçen fiyat oranı ise denge ticaret haddini oluşturur.
Türkiye ile ABD arasındaki ticarette uluslar arası dengeyi sağlayan ticaret hadleri P den geçen OP fiyat oranıdır. OP ticaret hadlerinden türkiyenin ihraç etmek istediği buğday miktarı(OL) ABD nin ithal etmöek istediği buğday miktarına (MP) türkliyenin ithal etmeyi arzuladığı kağıt(LP) da ABD nin ihraç etmek işstediği kağıt miktarına (OM) eşittir.OP nin dışında hiçbir ticaret haddi dünya ticaret dengesini sağlayamaz.
Ticaret hadlerinin Opnin altına düştüğü varsayılırsa bu fiyatlardan bir buğday talebi fazlası ve kağıt arzı açığı ortaya çıkacağı için buğday fiyatlrı yükselecek ve OP düzeyinde karar kılacaktır.
Teklif eğrisi İç maliyet doğrusundan ayrıldıktan sonra giderek dikleşmekte ve belli bir ticaret hacminden sonra tersine dönmektedir. Eğimin yüksekte olduğu kısımda her yeni ithal malı birimi karşılığında ihraç malından önerilen miktarlar azalmaktadır. Eğrinin tersine döndüğü kısımda ise daha fazla ithal malı kabul edebilmesi için ülşke teklif ettiği ihraç malının toplam miktarını azaltıyor.
Bir teklif eğrisi hem arz hemde talep eğrisi olma özelliğine sahiptir. Ticaret hacmi genişledikçe ihraç mallarının arzı kıtlaşmakta ve dolayısıyla ancak daha fazla miktarlarda ithal malı karşılığında aynı miktar ihraç malı arz edilmektedir.(ticaret hadlerinin yükselmesi).

B.TEKLİF EĞRİLERİNDE KAYMALAR:
Teklif eğrilerindeki bir kayma normal olarak iki sonuç doğurur. Ticaret hadleri etkisi ve ticaret hacmi etkisi. Önce talepteki değişmeyi ele alalım.



Türkiyede halkın zevk ve tercihlerinin ithal malı kagıt tönünde değiştiğini varsayalım . Bu durumda Türkiye birim miktar kağıt karşılığında daha fazla buğday vermeyi kabul edece ği için bu ülkenin teklif eğrisi OT1 şeklinde sağa kayar. Bu durum dünya piyasasında istikrarı bozar. Çünki aşırı bir kağıt talebi ile aşırı buğday arzı ortaya çıkar. Böylece denge sağlanıncaya kadar buğday fiyatları düşecek ve yeni ticaret hadleri OP1 olacaktır.


Dış ticaretteki bu değişmeler türkiyenin refahı üğzerinde bir birine ters iki etki doğurur. Dış ticaret hjacmindeki genişleme refahı olumlu dış ticaret hadlerinde bozulma ise olumsuz yönde etkiler. Refahtaki gerçek değişmeyi bu iki etkinin sonucu belirler. Ticaret hadleri etkisi sonuçta ağır basarsa ülkenin refah düzeyinde bir düşme olacaktır.
Bunun tersine türkiyede halkın zevk ve tercihleri ithal malına karşı yönde yani ihraç malına doğru değişirse teklif eğrisi sola kayar. Ticaret hadleri ülke lehine değişir. Dış ticaret hacmi daralır. Refah düzeyindeki değişme ise yine bu iki zıt etkinin sonucuna bağlıdır.
Teklif eğrilerini etkileyen arz faktörleri arasında teknolojik gelişme faktör artışları yönetim bilgisinde ilerleme vs.. gibi bir dizi faktör vardır.

C.ÖNEMSİZ OLMANIN ÖNEMİ,KÜÇÜK ÜLKE AVANTAJI:
Eğer ticaret ortaklarından birisi çok küçük diğeri çok büyük bir ülke ise uluslar arası ticaret büyük ülkenin iç maliyet oranında yada ona çok yakın bir fiyattan yapılabilir. Dolayısıyla dış ticaret kazançlarının önemli bir payı ufak ülkeye gider.
ABD motorda lüksemöburg ise tereyağında karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olsunlar. Lüksemburg bu malların dünya ticaretinde önemsiz bir ülke olduğundan onun karşılıklı talebi dünya fiyatları üzerinde hissedilir bir etkide bulunmaz. Dolayısıyla dünya fiyatları ABD nin iç fiyatına eşlit veya ona çok yakın bir düzeyde oluşur. Lüksemburg malını ABD ki yüksek fiyattan ihraç edip ithalatını yine o ülkedeki düşük fiyattan yapacağı için dış ticaret kazançlarının tamamına yakın bir bölümünden yararlanır.




2.EKONOMİDE GENEL DENGE

A.KAPALI EKONOMİ:

AA eğrisi ülkenin üretim olanakları eğrisidir. Bu eğri üzerinde toplumsal kayıtsızlık eğrisleri gösterilmiştir. Kayıtsızlık eğrilerinden her hangi birisi dönüşüm eğrisine teğet olur. Dış ticarete kapalı bir toplumda üretim ve tüketim dengesi bu noktada gerçekleşir.
Bu noktayı toplumun zevk ve tercihleri belirler .Kapalı bir ekonomide tüketim üretime eşitlenmek zorundadır.
Grafikte denge noktası D dir.



Toplum D noktasında görülen mal miktarlarını tüketerek i1 kayıtsızlık eğrisinin gösterdiği tatmin düzeyine ulaşır. Bu onun ulaşabileceği en yüksek refah düzeyidir.
Ekonominin genel denge noktasında dönüşüm ve kayıtsızlık eğrilerine teğet olarak çizilen bir doğrunun eğimi iki mal arasındaki yurt içi değişim oranını (İç fiyatları) ifade eder. Grafikte iç fiyatlar FF doğrusunun eğimi ile gösterilir.
Marjhinal ikame oranı ile marjinal dönüşüm oranının birbirine eşit olduğu nokta da hem tüketici hemde üretici dengesi sağlanmış olur. Bu ise kapalı ekonomi durumunda toplumsal refahın max ulaşması demektir.

B.AÇIK EKONOMİLERDE DENGE:

OF kağıt üretimi
OZ=buğday üretimi
YZ=buğday ihracatı
FQ=kağıt ithalatı

Dış ticaretten önce türkiyedeki iç fiyatlar TT ile gösterilmiştir. Türkiye buğday üretiminde uzmanlaşmaya gitmiştir. Dış ticaretin başlaması ile uluslar arası fiyatlar oluşmuş buda şekilde F1f1 doğrusu ile gösterilmiştir.


Dış ticaretten önce üretici dengesi D noktası iken dış ticaretteten sonra bu nokta D1 e kaymıştır. Türkiye ancak D1 noktasına kadar kağıtaki kaynakları buğday üretimine aktarabilir. D1 noktasında üretim maliyetleri dış fiyatlara eşitlenmiştir. Tüketim noktası ise C1 noktasıdır. Dış ticaretten önce toplum İ1 kayıtsızlık eğrisine ulaşmaktaydı. An cak dış ticaretten sonra kayıtsızlık eğrisi i2 kayar. Buda daha yüksek bir refah düzeyini gösterir.

ABD kağıt sektöründe uzmanlaşmıştır. D1 noktasına kadar kaynak aktarımı yapabilir. D1 üretim noktasıdır. Uluslar arası fiyatlardan bir tanesi D1 notasına teğet olarak geçer. ABD kapalı ekonomi durumunda D noıktasındaki mal bileşimini tüketecek İ1 kayıtsızlık eğrisine ulaşmaktadır.
Dış ticarete başladıktan sonra YQ kadar kağıt ihracatı karşılığıunda SQ kadar buğday ithal ederek tüketimini C2 noktasına çıkarmıştır.
Bu noktadaki refah düzeyi ise İ2 gibi daha yüksek bir kayıtsızlık eğrisi ile gösterilmiştir.



3.DIŞ TİCARET KAZANÇLARI:
Ülke D noktasında kalıp hiçbir uzmanlaşmaya gitmemiş. Bu koşul altında bile mevcut üretimin bir kısmının yüksek dış fiyattan satılıp bununla tüketimin bir bölümünü düşük dünya fiyatlarından sağlama olanağı vardır. Bu da kapalı ekonomiye göre ülke refahını arttırır.
Grafikte D den geçen TT uluslar arası fiyat doğrusuna teğet olan İ1 kayıtsızlık eğrisisin İ0 dan daha yüksek bir refahı temsil etmesi tüketim kazançlarını gösterir.




Ülkenin üretimde uzmanlaşmaya gittiğini kabul ettiğimizde üretici dengesi D noktasından D’ noktasına kayar.Üretimdeki uzmanlaşma nedeni ile tüketim denge noktası C2 ye yönelir ve refah İ2 kayıtsızlık eğrisi düzeyine yükselir. Refah düzeyinin bu şekilde İ1 den İ2 ye yükselmesi de dış ticaretin üretim kazançlarını ifade eder.
FAKTÖR DONATIMI TEORİSİ

1.TEORİDEN ÇIKARTILAN TEMEL SONUÇ:
heckscher-ohlin teorisinde savunulan ana düşünce bir ülke hangi üretim faktörüne zengin olarak sahipse üretimi o faktörü yoğun biçimde gerektiren mallarda karşılaştırmalı üstünlük elde eder;_ yani onları daha ucuza üretir ve o alanlarda uzmanlaşır
Bir ülke üretim faktörlerinden emeğe daha bol biçimde sahiptir. Böyle bir ülkede normal olarak emek yoğun mallar daha ucuza ğretilir.
Heckscher-ohlin teorisinin dayandığı iki anavarsayım şunlardır. A- ülkeler faktör donatımları bakımından birbirinden farklıdırlar. İki ülkeli modelde bir ülke emek diğeri ise sermaye bakımından zengin ülkelrdir. B- mallar faktör yoğunlukları bakımından da farklılık gösterir. Bazı mallar emeğe oranla daha çok sermaye ,ya da tersine gerektirir. Birinci türdeki mallara sermaye yoğun ikinci türdekilere de emek yoğun mal adı verilir.
Bu iki temel varsayımın dışında teorinin dayandığı diğer bazı varsayımlar...c-bir malın üretim fonksiyonu bütün ülkelrde aynıdır. D- üretimde ölçeğe göre sbt verim koşulları geçerlidir. E- ülkelerin talep koşulları birbirinin benzeridir.

1.Faktör Donatımı:
S=sermaye E=emk T=Türkiye A= Almanya F=fiyat

St/Et<Sa/Ea = Bu yaklaşımda faktör bolluğu kavramı arz yönüyle ele alınır. Yani faktör donatımı üretim faktörlerinin fiziki miktarları ya da faktör stoğu ile açıklanır.

STF/ETF > SAF/EAF = Ekonomik yaklaşımda ise faktör donatımı faktör fiyatları ile tanımlanır. Genel bir kural olarak ülkenin göreceliş anlamda zengin bir biçimde sahip olduğu faktörün fiyatı daha ucuzdur. Do9layısıyla iki ülkedeki göreceli faktör bedelleri karşılaştırılarak bu ülkelerin faktör donatımı özellikleri konusunda bir sonuca varılabilir.
Yukarıdaki eşitsizlikte Almanyada sermayenin göreceli fiyatının türkiyeden daha düşük olması bu ülkenin sermayeye Türkiyenin de emeğe daha zengin olarak sahip bulunması demektir...
Türkiyenin ABD ye göre emek zengin bir ülke olması diğer yönden ABD nin türkiyeye göre sermaye bol konumda bulunması biçiminde yorumlanır.

2.Faktör Yoğunluğu:
Bir malın üretiminde kullanılan girdilerle elde edilen ürün arasındaki teknik ilişkiye üretim fonksiyonu denir.
Eş ürün eğrisi teknolojinin koyduğu sınırlandırmalar altında bir maldan aynı miktarı üretmek için kullanılması gereken emek ve sermaye bileşimlerini gösteren bir eğridir.Bir faktörün belirli ölçülerde öteki faktörün yerine kullanılabilmesine olanak verdiği duırumlarda eş ürün eğrisi orjine göre dış bukey olur.




Eş ürün eğrisinin Üretim eğrisine teğet geçtiği yer denge noktasıdır. OS faktör yoğunluğudur. Sermaye ve emeğin bileşimini gösteren doğrudur. Yani bir miktar motor üretiminde ne kadar sermaye ne kadar emek kullanıldığını gösterir. Faktör yoğunluğu doğrusunu belirleyen öğe iç fiyatlar oranıdır. Eğer üretimde kullanılan faktörlerden biri ucuzlarsa faktör yoğunluğu doğrusu o tarafa kayar.
Şekilde faktör fiyatları FF den F1f1 yükselince (sermayenin ucuzlaması) sermaye emek yogunlukları motorda OS1 e tekstilde OD1 e yükselmiştir. Yani her iki malın üretimi daha sermaye yoğun duruma gelmiştir.
Ucuzşlayan sermaye faktörü pahalılaşan emek faktörünün yerine eçmiştir.
Emek yoğun bir üretim sermaye yoğun olamayacağı gibi sermaye yoğunbir üretimde emek yoğun olamaz. Yani faktör yoğun luğu tersine dönmez.


B- Teorinin geometrik yoldan kanıtlanmasıheckscheohlin medeli):

AA almanyanın TT türkiyenin dönüşüm eğrileridir. Almanya sermayeye bol olarak sahip bulunduğu ve motor üretimide sermaye yoğun olduğu için bu ülkenin üretim olanakları eğrisi motor ekseni yönünde daha uzundur. Emeğe zengin bir biçimde sahip Türkiyenin üretim olanakları eğriside tekstil yönünde dışa doğru genişlemiştir.
Dış ticarete başlamadan önce almanyanın denge noktası DA ve iç fiyat oranı FA türkiyenin denge noktası DT ve iç fiyat oranıda FT dir.
FA doğrusu Ft ye göre daha dik konumdadır. Bu bize almanyada türkiyeye oranla motorun daha ucuz (tekstilin pahalı veya Türkiyede almanyaya göre tekstilin daha ucuz mallar olduğunu gösterir.

Her ülke zengin olarak sahip bulunduğu mallarda karşılaştırmalı üstünlüğe ahip olacaktır.

**Heckscher-ohlin modelinden 4 önemli teorem elde edilir.
1- Faktör donatımı teoremi
2-Faktör fiyatları eşitliği teoremi
3-Stolper-samuelson gelir dağılımı teoremi
4-Rybczynski teoremi

2.Faktör Fiyatları Eşitliği Teoremi...
Türkiye motor üretimini kısarak kaynaklarını tekstile aktarır. Motor sermaye yoğun , tekstil ise emek yogun maldır. Motor üretiminin kısılması ile açığa çıkan işgücü tekstil üretiminde kolayca çalışabilirken sermaye faktöçrünün bu sektörde istihdam olanakları daha kısıtlıdır.Sonuçta genişleyen tekstil üretimi işgücü talebini hızla yükseltirken sermaye talebi daha sınırlı artar. Üretim yapısındaki bu değişiklik göreceli faktör fişyatlarınıücretler lehine faiz aleyhine değiştirir. Yani ücretler yükselirken fiyatlar düşer.
Almanyada ise bu mekanizmanın tersi oluşur. Bu ülke motor üretiminde uzmanlaşır, azalan tekstilk üretimi dolayısıyla göreceli olarak bol miktarda emek açığa çıkar .Motor üretimindeki artış sonucu öteki kesimde işsiz kalan sermaye kolayca motor endüstrisinde çalıştırılabilir. Fakat işgücü göçü için bu kolaylık yoktur. Emek açıkta kalır. Sonuçta sermayeye göre işgücünün fiyatı düşer.
Hecksher-ohlin modeline göre serbest ticaret ve onu simgeleyen uluslarararası uzmanlaşma ülkelerin bol olarak sahip bulundukları faktörlerin fiyatını yükseltip kıt faktörlerin bedelini düşürerek ülkeler arasında fiyatların eşitlenmesine neden olmaktadır.

3-Stolper-samuelson gelir dağılımı teoremi:
Serbest ticarette bol olan faktörün milli gelir içindeki payını araştırır. Kıt olan faktörün payını azaltır.
Türkiye tekstil yapısı ile daha fazla emek kullanırsa milli gelir içindeki payını arttırır. Almanya ise sermayeyi kullanarak milli gelir içindeki payını arttırır. Almanya sermaye yerine emek daha fazla kullanılan malları üretime önerse idi,daha pahalı üretecek ve ihraç etmeye kalkacaktı,ve ihraç payı azalacaktır. Kıt olan faktörü milli gelir içinde payını arttırır,bol olanın payını azaltır isek ithalat çogalır,ihracat azalır. Buna Metzler paradox u denir.

4-Rybczynki Teoremi:
2 mallı ve 2 faktörlü bir modelde tam çalışma koşulları altında eğer tek bir faktörün arzı arttırılacak olursa , onu Yoğun olarak kullanan malda üretim genişler;diğer malde ise daralır. Bu görüşe rybczynki teoremiş denir.
Emek faktöründe artış yaşanırsa üretm olanakları eğrisi dışa doğru genişler, yeni üretim noktası D noktasından D1 e kayar.




Leontifel Paradoxu: Leontief 1930 larda input-output tablosu denilen teniği gelirştirmiştir. Leontief in bulguları ABD nin emek yoğun malları ihraç edip sermaye yoğun malları ithal ettiğini göstermiştir. Oysa ABD tartışmasız dünyanın en zengin sermaye stoğuna sahip ülkesi durumundadır. Heckscher-ohlin modeline göre emek yoğun malları ithal etmesi gerekir,sermaye yoğun mallarıda ihraç etmesi gerekirdi. İşte bunun tam tersi çıkması sonucuna Leontief Paradoxu denir.


DIŞ TİCARET VE BÜYÜME HIZI

Büyümenin iki temel kaynağı vardır1.Faktör stoğundaki artış 2.Teknolojik gelişme.


1.FAKTÖR STOĞUNDAKİ ARTIŞ

a-İhracat Endüstrisinde yoğun kullanılan faktörün daha hızlı artması:

**Yansız (sapmasız,nötr ) Büyüme: Emek ve sermayenin aynı oranda (yansız)büyümesi durumunda emek/sermaye oranı aynı kalır ve üretim olanakları eğrisi ilk şekle paralel şekilde dışa doğru kayar. Üretim faktörlerinin eşit oranda artması tüketim ve üretim miktarlarınıda eşit oranda artmasına sebep olur. İhracat ve ithalat oranları ise aynı kalacaktır.
DD=İlk durumda ülkenin üretim olanakları eğrisi
D’D’=İkinci durumda ülkenin üretim olanakları eğrisi
OP=Nötür(yansız)büyüme doğrusu
OR=Yansız tüketim eğrisi
Üretim dengesi= A0 dan AN e
Tüketim dengesi=CO dan CN e kaymıştır.
A0B0=İhraçat
B0C0=ithalat



Sapmasız (yansız,nötr)büyümenin iki temel koşulu vardır. Birinci faktörlerin büyüme öncesi ile aynı oranda artmasıdır. Yani faktörler yine büyüme öncesinde olduğu gibi faktörlerin endüstrilere dağılışı değişmemiştir. İkinci koşul ise iki malın tüketiminin aynı oranda sürdürülmesidir.Tüketimin aynı oranda büyümesi için ; her malın tüketimindeki % artışın gelirdekiş % lik artışa eşit olması gerekir.
Burada ticaret hadlerinin TT ve T’T’ birbirine paralel olması ticared hadlerinin değişmeyeceğini gösterir
Varsayımları:Sbt verim koşulları geçerli,Ticaret hadleri aynı,Tüketici tercihleri aynı,İncelenen mallar normal mallar

**Ticaret Arttırıcı Yönlü Büyüme:
L (Emek faktörü) > K (Sermaye fakötörü)
C1=Tüketim denge noktası
D1=Üretim denge noktası
İhracat endüstrisinde yoğun kullanılan faktörün daha hızlı arttığını ,yani emekteki artış oranının sermayedeki artış oranından daha fazla olduğunu varsayalım...
Tekstil emek yoğun bir endüstri olduğu ve emek yoğun faktörün daha hızlı arttığı için üretim olanakları eğrisi tekstil yönünde daha fazla dışa doğru genişler. Yeni üretim noktası eskisine göre daha düşük bir makine/tekstil bileşimini temsil edecektir.
Yeni üretim denge noktası A0 ın ötesinde ve OP doğrusunun altında bulunacaktır.

A0 ın dışında ve ilk OP düzeyinin altındsa kalan alanı iki bölgeye ayırabiliriz. Bunun için A0 noktasından yatay eksene A0 AE paralel doğrusunu çizeriz. Bu doğru ile O-AO-P arasında kalan bölgeyi 1 ile A0-AE nin altındaki alanıda 2 ile gösterebiliriz.
Eğer yeni üretim noktası 1 alanında bulunuyorsa bu hem tekstil hemde makine üretiminin arttığını fakat tekstildeki artışın daha yüksek olduğunu belirtir.
Eğer yeni üretim noktası 1 ve 2 nolu alanın sınır çizgisi yani AE doğrusu üzerinde yer alırsa yannız tekstil üretimi artmış makine üretimi sbt kalmış demektir.( emek artmış,sermaye sbt)
Yeni üretim noktası 2 nolu alanda bulunursa Tekstil üretimi artarken makine üretiminin miktarı azalmıştır

**Yoksullaştıran Büyüme:
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 03:49


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri Antalya Seo tesbih aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort eryaman escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort
mecidiyeköy escort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2