#1
|
|||
|
|||
Uluslar Arasi İŞletme Polİtİkasi Ve Ekonomİk BİrleŞmeler
ULUSLAR ARASI İŞLETME POLİTİKASI
EKONOMİK BÜTÜNLEŞMELER 1.GİRİŞ: 20. yy’da hızla gelişen küreselleşme eğilimiyle, ülkeler bir yandan bu eğilimin beraberinde getirdiği yoğun rekabetten korunabilmek ve dünya ile bütünleşme sürecini hızlandırabilmek amacıyla çeşitli zamanlarda ekonomik bütünleşme sürecine girmişlerdir. Integratıon (entegrasyon, bütünleşme) kelimesi; birleşme, bir araya gelme ve parçaların bir bütün içinde toplanması anlamlarına gelmektedir. Ekonomik bütünleşme, ulusal ekonomiler arasındaki bölünme ve parçalanma derecesini azaltmak amacıyla yapılan uğraşlar şeklinde tanımlanabilir. Karluk, ekonomik bütünleşmeleri “Birleşmeye giden ekonomilerde mal ve hizmet akımlarına serbesti sağlayıp, mal ve ticarete engel olan kısıtlamaların ortadan kaldırılarak bir ortak pazarın oluşturulmasıdır” şeklinde tanımlarken, Balassa “Bir süreç olarak, farklı ulusal devletlere ait ekonomik birimler arasındaki ayrımcılığı ortadan kaldırmaya yönelik önlemler alınması; bir durum olarak ise ulusal ekonomiler arasındaki çeşitli ayrımcılık türlerinin mevcut olmamasıdır” şeklinde tanımlamaktadır. En genel tanımlama ile ekonomik bütünleşme; birleşmeye giden ekonomilerde mal ve hizmet akımlarına serbesti sağlayıp, ticarete engel olan kısıtlamaları ortadan kaldırarak bir ortak pazar yaratmaktır. Böylece bütünleşme ile daha geniş bir pazara üretim yapmak ve büyük çapta üretimin sağlayacağı imkânlardan yararlanma fırsatı doğacaktır. Ekonomistler tarafından ekonomik bütünleşmelerin tanımlamasında farklı açıklamalar olmakla birlikte üzerinde anlaşmaya varılan üç temel nokta şunlardır: • Ekonomik bütünleşme temelde iş bölümüne dayanır. • Bütünleşmenin ileri aşamasında malların, hizmetlerin ve üretim faktörlerinin serbestçe dolaşımı öngörülmektedir. • Ekonomik bütünleşme, mal ve hizmetler ile üretim faktörlerinin kaynağı ve gideceği yere göre ayrıcalıklı olmayan uygulama görmesini içerir. Ekonomik bütünleşme teorisi, bir grup ülkenin aralarındaki ticareti serbestleştirici politikalar izlemelerini konu edinir. Ülkeler ekonomik bütünleşme akımlarına katılarak üretim kapasitelerini, kaynak verimliliklerini ve toplumsal refah düzeylerini arttırmayı amaçlarlar. Bu anlamda bütünleşmeler, siyasi bakımdan bağımsız ülkeleri ekonomik yönden birbirine daha bağımlı duruma getirmektedir. Sanayileşmiş ülkelerin, hızlı üretim artışına karşın iç ulusal piyasalarının yetersizliği, ekonomik birlikler oluşturularak piyasanın genişletilmesine yardımcı olurken, az gelişmiş ülkeler de iç piyasalarını birleştirmek yoluyla sanayileşme hızlarını yükseltmeye çalışmaktadırlar. Geniş piyasa ve sanayileşme hızı kaynak verimliliğini yükseltir, içsel ve dışsal ölçekli ekonomileri sağlar, teknolojik gelişmeyi hızlandırır ve dış rekabeti arttırır. Ayrıca ekonomik bütünleşmeler ekonomik ve siyasal güçlerin bir araya getirilmesiyle bölge dışında kalanlara karşı daha büyük dayanışma sağlamak veya uluslararası politikada daha etkin rol oynamak gibi avantajlar sağlamaktadır. Ekonomik bütünleşme sürecinin değişik aşamaları vardır. Bu sürece giren ekonomiler farklı aşamalarda ve farklı koşullarda gelişme göstermişlerdir. Ekonomik bütünleşme aşamaları şunlardır: • Ekonomik İşbirliği Antlaşması (Prefentıal Tradıng Agreements), • Serbest Ticaret Bölgeleri (Free Trade Association), • Gümrük Birliği (Customs Union), • Ortak Pazar (Common Market), • İktisadi Birlik (Economic Union), • Ekonomik ve Parasal Birlik (Economic and Monetary Union). Bu aşamalar dışında bazı iktisatçılar, iktisadi birleşmeleri bütünleşme aşamalarında uygulanan politikalar bazında değerlendirip; ticaret bütünleşmesi, faktör bütünleşmesi, politika bütünleşmesi ve tam bütünleşme şeklinde ayrıma gitmişlerdir. Ticaret bütünleşmesi; serbest ticaret bölgelerinde olduğu gibi üyeler arasındaki ticaretin serbestleşmesini konu alır. Faktör bütünleşmesi; ticaret bütünleşmesinin bir ileri aşaması olup, üretim faktörlerinin de bütünleşme kapsamına alınmasını öngörür. Politika bütünleşmesinde; iktisadi birlik aşamasında olduğu gibi üye ülke ekonomileri tam olarak birleşirken, tam bütünleşme şeklinde; üyeler arasında ekonomik, sosyal ve parasal birlik tam olarak sağlanmaktadır. Ekonomik bütünleşmeler uygulamada üç şekilde görülebilir. Bunlar: • Bir ülke sınırları içindeki farklı bölgelerin ekonomik bütünleşmesi, • Farklı ülkelerin bir bölge içinde birleşmelerini amaçlayan ekonomik bütünleşmeler, • Farklı bölgesel grupların birleşmesi ve tek bir ekonomik ve politik birim haline dönüşmesini amaçlayan “Dünya Bütünleşmesi”. İkinci dünya savaşından sonra Avrupa’nın yeniden inşası için oluşturulan bir takım uluslararası ekonomik kuruluşlar, uluslararası ekonomik bütünleşmelerin ilk örnekleridir. Ekonomik bütünleşme şekilleri ve özellikleri aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Tablo 1-1: Ekonomik Bütünleşmeler ve Özellikleri Ekonomik Bütünleşme Şekilleri Üyeler Arası Serbest Ticaret Ortalama Gümrük Tarifesi Üretim Faktörlerinin Serbest Dolaşımı Ekonomi Politikalarında Uyum Serbest Ticaret Bölgesi VAR YOK YOK YOK Gümrük Birliği VAR VAR YOK YOK Ortak Pazar VAR VAR VAR YOK İktisadi Birlik VAR VAR VAR YOK Ekonomik ve Parasal Birlik VAR VAR VAR VAR Kaynak: M. Hakan Yalçınkaya, a.g.m. s.415 Aşağıda ekonomik bütünleşme aşamaları incelenecektir. 1.1. Ekonomik İşbirliği Anlaşması En dar kapsamlı ekonomik bütünleşme şekli, ekonomik işbirliği anlaşmasıdır. Burada, anlaşmaya taraf olan ülkeler, belirli mallar üzerindeki gümrük tarifelerini kaldırırlar. Bu tip birleşmede asıl amaç, taraflar arasındaki ticaret hacmini arttırmak, uluslararası ticarete ait çeşitli engelleri ortadan kaldırarak bu alandaki kontrolleri en aza indirmektir. 1932 yılında İngiltere ile Commonwealth arasında kurulan Commonwealth Ekonomik İşbirliği Sistemi, bu tip ekonomik bütünleşmeye örnek olarak verilebilir. 1.2. Serbest Ticaret Bölgesi Serbest ticaret bölgesi, üyeleri arasında ticareti kısıtlayan veya engelleyen tarife ve kotaların kaldırıldığı, üyelerin birlik dışında kalanlara karşı ise Ortalama Gümrük Tarifesi (OGT) uygulama zorunluluğunun olmadığı ekonomik bütünleşme şeklidir. Bölgeye giren mal ve hizmetler için yaratılan ortak piyasa, üretim faktörlerinin girişine açık değildir. Bu tür birleşmelerde, ekonomi politikalarının ve kurumların uyumlaştırılması ve birliği söz konusu değildir. Dolayısıyla bölge dışında kalan ülkelere karşı her ülkenin bağımsız olarak belirlediği ekonomi politikası uygulanır. Serbest ticaret bölgelerinde amaç, üye ülkeler arasında mal ve hizmetlere ilişkin ticareti serbestleştirerek ortak bir pazar yaratmaktır. Ticaretin serbestleşmesi, AB’de olduğu gibi tüm ekonomik faaliyet dalları için geçerli olabileceği gibi, EFTA’da olduğu gibi belli bir sektör için, Avrupa Kömür Çelik Topluluğu’nda olduğu gibi belli bir mal grubu için oluşturulabilir. Serbest ticaret bölgesi şeklindeki ekonomik bütünleşmeler uygulamada bazı olumsuzluklara yol açmaktadırlar. Serbest ticaret bölgesinde özellikle üyelerin dışa karşı farklı tarifeler uygulamaları uluslararası ticareti dolambaçlı yollara saptırmaktadır. Çünkü birlik dışındaki ülkelerden yüksek gümrüklü ülkeye mal ihraç edecek olan ihracatçı, malları ilk önce birlik içinde düşük gümrüklü ülkeye göndermekte, düşük tarife ödendikten sonra mallar, asıl amaçlanan yüksek gümrüklü ülkeye re-eksport yapılmaktadır. İhracatın bu şekilde dolambaçlı yollarla yapılması, uluslararası ticaret akımlarının normal gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir. Bunu engellemek için bölge içinde dolaşan malların ilk üretim yerlerinin gösterildiği menşe belgeleri düzenlenmektedir. Dünya’da serbest ticaret bölgelerine Latin Amerika Ülkeleri’nin kurduğu LAFTA, Avrupa Ticaret Bölgesi (EFTA) ve Avrupa Ekonomik Alanı (EES) örnek verilebilir. 1.3.Gümrük Birliği GB; üyelerin karşılıklı ticaretleri üzerindeki gümrük tarifeleri, kotalar, ithal ve ihraç yasaları gibi her türlü engel veya kısıtlamaların kaldırılarak üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesinin (OGT) uygulandığı bütünleşme şeklidir. Gümrük Birliği ile mal piyasalarında bütünleşme amaçlanmış ve bütünleşmeye katılan ülkeler arasındaki mal akımlarını kısıtlayan gümrük vergileri ile dış ticaret kontrolleri kaldırılmakta; üçüncü ülkelere karşı uygulanan gümrük vergileri eşitlenmektedir. GB, tarihte en çok görülen bütünleşme şeklidir. 1834 yılında birçok bağımsız Alman devletin kurduğu Zolverein ve 1957’de kurulan AET GB’nin en güzel örneklerindendir. AB her şeyden önce bir gümrük birliğidir. AB’deki gelişmeler bütünleşme kuramının temelini oluşturan GB’nin diğer bütünleşme biçimlerini kapsayacak şekilde genişletilmesine neden olmuştur. GB, serbest ticaret bölgelerine göre daha geniş kapsamlı bir ekonomik bütünleşme sürecidir. Burada, serbest ticaret bölgelerindeki şartlara ek olarak birliğe üye ülkelerin serbest ticaret politikası izleme imkânları kısıtlanmıştır. Buna göre GB, serbest ticaret bölgesine göre daha ileri bir ekonomik bütünleşme derecesidir. 1.4.Ortak Pazar Ekonomik bütünleşmenin üçüncü aşaması ortak pazardır. Ortak Pazar, GB’nin tüm unsurlarına ek olarak emek, sermaye, girişimci gibi üretim faktörlerinin üye ülkeler arasında serbest dolaşımını engelleyen bütün unsurların ortadan kaldırıldığı, üçüncü ülkelere karşı OGT’nin uygulandığı bir bütünleşme şeklidir. Ortak Pazar içinde yer alan ülkedeki sermaye için, en uygun yatırım alanı bulmak serbest hale gelirken, emek de üye ülkeler arasında serbestçe dolaşarak kendi becerisine uygun iş ve ücreti elde etme olanağına sahiptir. Gerek mal ve hizmet piyasalarında gerekse üretim faktörleri piyasalarında serbest dolaşımın sağlanması, ortak pazar içinde faktör fiyatlarının eşitlenmesini ve kaynakların etkin kullanılmasını sağlayacaktır. Ortak pazarın en başarılı örneği AB’dir. 1.5. İktisadi Birlik İktisadi birlik, birliğe üye ülke ekonomilerinin tam olarak birleştirilmesidir. Ortak pazar aşamasına ek olarak ekonomik birlik; ekonomik, parasal ve sosyal politikalar ile kurumların birleştirilmesini öngörür. Özellikle tek para sistemi, merkez bankası ve birleştirilmiş mali sistem ile ortak dış ticaret politikalarının uyumlaştırılması iktisadi birliğin temelini oluşturur. Bu aşamada uyumlaştırılacak politikalar aşağıdaki gibi sıralanabilir; • Mal ve faktör piyasalarında sağlanacak bütünleşme sadece gümrük engellerinin kaldırılması ya da sermaye ve emek dolaşımının serbestleştirilmesiyle gerçekleşmez. Üye ülkelerin ellerinde standartlardan vergilemeye, çeşitli teşviklere kadar uzanan, bu akımları engelleyici politika araçları kalmaktadır. Bu nedenle söz konusu alanlarda bir uyuma gidilmesi, • Etkileri uluslararası düzeyde görülen çevre sorunları gibi konularda ortak politikaların izlenmesi, • Tek bir ülkenin çözemeyeceği büyük ölçekli teknoloji, bilimsel araştırmalar ve projelerde olduğu gibi uluslararası kaynakların harekete geçirilmesini gerektiren alanlarda ortak politikaların izlenmesi, • Topluluk içinde rekabetçi yapıları bozan ve tekelleşmeyi ortaya çıkaran uygulamaları önlemeye dönük politikalarda işbirliğine gidilmesi. Bugün için AB, özellikle Maastricht Anlaşmasından sonra üyeleri arasında malların, kişilerin, hizmetlerin ve sermayenin serbest dolaşımını sağlaması, ekonomi, para ve maliye politikalarının uyumlaştırılması uygulamalarındaki ilerlemeler ile iktisadi birliğe doğru yönelen bir topluluk olarak görülmektedir. 1.6. Ekonomik ve Parasal Birlik Ekonomik ve parasal birliğin, iktisadi birlikten farkı ulusal ekonomik bağımsızlığın büyük ölçüde kaldırılması ve bunun yerini uluslar üstü bir otoritenin almasıdır. Birliğe üye ülkelerin ulusal paraları arasında sabit kur ilişkisi olup, üyeler arasında ulusal para ve maliye politikaları uyumlaştırılmaktadır. Ekonomik ve parasal gelişmeler ile politikalar arasında karşılıklı etkileşim söz konusu olduğundan, ekonomik bütünleşmenin tutarlı olabilmesi için ekonomik ve parasal unsurlar arasında uygun bir denge sağlanması gerekir. Üyeler arasında mal ve faktör hareketlerine konulan sınırlamaların kaldırılması reel anlamda ekonomik bütünleşme için yeterli olmakla birlikte, tam bütünleşme için parasal birlik ve siyasal bütünleşme şarttır. Çünkü bütünleşmenin amacı sadece faktör ve mal piyasalarının kaynaşmasını ve istikrarını değil aynı zamanda para ve finans piyasalarının büyümeyi engellemeyecek ve hatta teşvik edecek şekilde uyumlaştırılmasını gerekli kılar. Parasal bütünleşmenin gerçekleşebilmesi için gerekli süreç şu aşamalardan oluşmaktadır: • Üye ülkeler arasında döviz kurlarında birliğin sağlanması, • Birlik içinde sermayenin serbest dolaşımını engelleyen tüm sınırlamaların kaldırılması, • Üye ülkelerin ekonomik politikalarında koordinasyonun gerçekleştirilmesi, • Ortak bir rezerv fonu ile para yaratma ve yok etme yetkisine sahip, ortak bir Merkez Bankası’nın kurulması, • Ortak bir paranın kabulü ve kullanılması. Para birliği, yoğun ekonomik ilişki içinde olan ülkelerin, ulusal paralarını sabit kurlarla birbirine bağlamalarından sonra tek para ve tek merkez bankasına geçmeleridir. Parasal birlikte ülkeler bağımsız bir para politikası izleme yetkilerini kaybetmektedirler. Avrupa’nın siyasal bütünleşmeden yola çıkarak parasal bütünleşmeyi gerçekleştirebilmesi için, ekonomik bütünleşme alanında sağladığı ilerleme (gümrük birliğinin sağlanması, tek pazarın gerçekleşmesi, dolaylı vergiler alanında politikaların uyumlaştırılması, hizmet ve finans sektörlerinin bütünleşmesindeki gelişmeler v.b) daha somut görünmektedir. Nitekim bu gelişmelerden sonra AT, Maastricht Anlaşması’nın öngördüğü çerçevede tüm topluluk düzeyinde tek para politikasını yürütecek bir Avrupa Merkez bankaları sistemini kurmuş ve 1 Ocak 1999 tarihinden itibaren “Euro” adı verilen tek parayı, kaydi para ve hesap birimi olarak yürürlüğe koymuştur. Belirlenen takvim uyarınca 2002 yılında ulusal paralar tümüyle tedavülden kalkacak ve ekonomik faaliyetlerde sadece “euro” kullanılacaktır. 2. Gümrük Birliği Teorisi La Haye Uluslararası Daimi Adalet Divanı GB’yi şu şekilde tanımlamaktadır; “GB, akit tarafların hepsinde tek bir tarifenin, birliğe üye olmayan devletlere tek bir ortak gümrük barajının uygulandığı, birlik içinde üyeler arasındaki mal alış verişlerinde uygulanan gümrük vergilerinin tamamen ortadan kaldırıldığı, üçüncü ülkelerden gelen mallar için alınan vergilerin üyeler arasında paylaşıldığı bir ekonomik bütünleşme şeklidir”. GB, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımı çerçevesinde üye ülkeler arasında her türlü gümrük vergisi, resim, harç ya da miktar kısıtlamalarının kaldırılması, bundan sonra da bu tür kısıtlamalara gidilmeyeceğinin taraflarca taahhüt edilmesi, bunun yanında birliğe üye olmayan üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesinin uygulanması ve bu hususların söz konusu ülkeler arasında imzalanacak bir sözleşme yoluyla yasallaştırılmasıdır. GB, üyeleri arasındaki ticaret ile ilgili her çeşit engellerin (ithal ve ihraç yasakları, kota, gümrük vergisi gibi) kaldırılması, birlik dışı ülkelere karşı ortak gümrük tarifesinin (OGT) ve ithalat rejiminin uygulanmasıdır. Gümrük Birliği kuran ülkelerin iç sınırlarında gümrükler kalkar, ancak Gümrük Birliği’ne dahil olmayan diğer üçüncü ülkelerden gelen mallar için aynı tarife uygulanır. Buna Ortak Gümrük Tarifesi (OGT) denir. Üçüncü ülkelerden gelen mallar için gümrük vergileri ödendikten sonra bu mallar da serbest dolaşıma girer. Malların serbest dolaşımını engelleyici her türlü kısıtlama, koruyucu engel, gümrük birliği uygulayan ülkeler arasında ortadan kalkar. Gümrük Birliği’ne dahil olan taraflar birbirlerine gümrük vergisine eş etkili fon gibi başka vergiler koyamazlar. Ayrıca malların serbest dolaşımını engelleyici miktar kısıtlamaları veya kota türü kısıtlamalar getiremezler. Aşağıda Gümrük Birliği’nin ülke ekonomilerine ve uluslararası ekonomiye olan etkileri üzerinde durulacaktır. |