Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Eğitim - Öğretim > işletme - iktisat
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 10 December 2008, 10:42
Junior Member
 
Kayıt Tarihi: 1 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Yabanci Sermayenin Tanimi Ve Kapsami

1.YABANCI SERMAYENİN TANIMI VE KAPSAMI

1.1. Yabancı Sermayenin Tanımı

Yabancı Sermaye ; bir ülkenin karşılığını sonradan ödemek üzere dış
kaynaklardan sağlayacağı ve ekonomik gücü ile ulusal varlıklarına ekleyebileceği mali, teknolojik, bilgisel (know-how) ve hizmetsel kaynaklara denilmektedir.
Yabancı sermaye; konuyu değerlendiren ve adlandıran ülkenin yada yerin sermayesi değildir. Bu sermaye, merkez olarak çıkılan ülkenin yada yerin dışındaki dünya ülkelerinden herhangi birinden gelmiş olabilir. Yani o ülkenin, o merkezin yada o yerin ulusal varlığı durumunda değildir. Başka bir bölgeden, başka bir ülkeden, başka bireyler, kurumlar, devletler yada yatırımcılar tarafından o yere getirilmiş ve o ülkenin ulusal varlıklarına ödünç olarak, geçici olarak veya sürekli olarak eklenmiş bir dış varlık durumundadır. Bu dış varlık, geldiği yerde sürekli olarak kalabilir, geçici olarak kalabilir. Anılan varlığın çalıştırılması sonucu elde edilen karlar dışarıya transfer edilebilir veya varolan sermayeye eklenerek o ülkedeki yatırımlar artırılabilir. Yabancı kaynak, varolan yatırımı tümüyle satın alma , varolan bir tesisi işletmek üzere kiralama yada sıfırdan yatırım yeni yatırım yapma biçiminde gelebilir. (EROL , 2000a : 72).




1.2. Yabancı Sermayenin Kapsamı

Yabancı sermaye yatırımları temel olarak iki ana yapıda gerçekleşmektedir. Bunlar, yabancı sermayenin yaptığı doğrudan yatırımlar (Foreign Direct Investment) ve portföy yatırımlarıdır (Portfolio Investment). Yabancı sermayenin geldiği ülkede yeni bir tesis kurması veya var olan bir tesisi satın alması yabancı sermayenin doğrudan doğruya yaptığı bir yatırım türüdür. Yabancı sermayenin borsada işlem gören bir şirketin hisse senetlerini alması ise bir portföy yatırımıdır. (YETKİNER , 2001: 92).
Dolaysız yabancı sermaye yatırımları ile portföy yatırımları arasında oldukça yakın bir ilişki vardır. Çünkü her ikisi de orta veya uzun süreli bir uluslar arası sermaye akımı niteliğindedir. (SEYİDOĞLU , 1994 : 577). Fakat bunlar arasında bazı önemli farklılıklar da bulunmaktadır. Bunlar;
İlk fark; yatırımın denetimi konusunda ortaya çıkmaktadır. Dolaysız yatırımlarda yatırımın denetimi veya yönetimle ilgili karar alma yetkisi doğrudan doğruya yabancıların elinde bulunmaktadır. Oysa portföy yatırımlarında yönetimde doğrudan etkinlik söz konusu değildir.
Dolaysız yabancı sermaye yatırımlarında yabancı sermayedar, sermayesinden başka işletmecilik bilgisi ve üretim teknolojisini de genellikle beraberinde getirir. Portföy yatırımları ile dolaysız yatırımlar arasındaki başka bir fark da budur.
Üçüncü bir fark da yatırımın ana parasının ve kazançlarının geri ödenmesi konusunda görülür. Portföy yatırımlarında gelir ve amortismanların geri ödeme koşulları önceden belirlidir. Bunlar borç alan ülke bakımından sabit bir döviz borcu niteliğinde olup ekonomik koşullara göre değişmez. Oysa dolaysız yatırımlarda genellikle belirli bir amortisman yoktur. Kar transferleri de işletmenin karlılık durumuna ve ülkenin döviz rezervlerine bağlı olmaktadır. (SEYİDOĞLU , 1982 : 337-338).
Yabancı bir pazara girmeyi düşünen bir firmanın önünde farklı üç seçenek bulunmaktadır. Birincisi; malları kendi ülkesinde üretip, yabancı bir ülkeye satmak kaydıyla ihracat yapmak, ikincisi; piyasasına girmek istediği ülkedeki bir firmaya kendi teknolojisini ve marka ismini kullanmasına izin vererek, lisans anlaşması yapmak ve üçüncüsü; piyasaya yabancı sermaye yatırımı yapmak kaydıyla girmektir.
Yerel bir firmaya oranla, yabancı bir firma her zaman ciddi sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu sorunların bazıları kültürel sorunlar, dil ve yerel piyasaya ait uygulamalardaki farklılıklardan oluşan sorunlardır. İşte bu gibi nedenlerle de firmalar, ihracat ve lisans yoluyla elde edemeyeceği bazı avantajlara sahip olmak için yabancı sermaye yatırımları yaparlar. (OKSAY , 1998 : 18).
Genellikle şu gibi değerler yabancı sermaye yatırımı olarak kabul edilir:
Yabancı para şeklinde getirilen sermaye ve otofinansman yoluyla sermayeye eklenen karlar,
Makine ve donatım şeklinde getirilen aynı sermaye,
Lisans, patent teknik bilgi (know-how) gibi fikri haklar ve hizmetler. (SEYİDOĞLU , 1982 : 338).
Yabancı sermaye alan ülke ilk elde kullanabileceği iktisadi kaynakları artırmaktadır. Yani tüketim ve yatırım için kullanabileceği mallar ve hizmetler ilk elde aldığı yabancı sermaye miktarınca artmaktadır. Bu bakımdan, yabancı sermaye girerken ülkeye genişlik ve rahatlık getirir; çünkü bu sayede o ülkenin yurt içi üretiminden daha fazlası tüketim ve yatırım ihtiyaçları için kullanılabilmektedir. (BULUTOĞLU , 1970 : 5-6).

2. YABANCI SERMAYE HAREKETİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

2.1. Makro-ekonomik Faktörler

Uluslar arası yatırımcılar, yatırım kararlarında aşağıdaki faktörleri gözönünde bulundurmaktadır:
Üretim sürecinde sermaye ve teknoloji yoğun tekniklerin kullanımının artması işçi kullanımını azaltmakta ve dolayısıyla çalışma yerine ilişkin reformlar daha yoğun olarak gündeme gelmektedir.
Bölgesel ticari blokların hızlı gelişimi uluslar arası ticareti olumlu etkilemekte ve iç piyasaların daha çok rekabete açılamayan yerli şirketlerin bazı sorunlarla karşı karşıya kalmamak için yabancı jointventure’lara yönelmelerine neden olmaktadır. Bu da yabancı sermaye yatırımlarına daha açık piyasaların oluşmasına katkıda bulunmaktadır.
Yetişmiş işgücüne ve emek işgücü piyasalarına olan ihtiyaç bilgiye dayalı teknolojilerin uygulanmasında ve tüketiciye yönelmiş, girişimci ve ilişki ve satış kabiliyetleri olan işgücü talebini arttırmaktadır. Yabancı sermaye bu tür ucuz işgücünün bulunduğu ülkelere yönelmektedir.
İşletmelerin daha geniş pazarlara ulaşabilmesi amacıyla globalleşmesi sonucunda üretim, hizmetler ve sonraki hizmetlerin hedef pazarda veya yakınında olması zorunluluğu da diğer bir etkendir.
Bilgiye dayalı endüstrilerin gelişmesi, bu alanda rekabetin oldukça yoğun olması nedeniyle yeniliklerin, bilginin ve enformasyonun bulunduğu yerlere yatırım yapma arzusu gelişmektedir.
Uzun vadeli karşılaştırmalı üstünlük sağlayan bölgelerde ana şirketin üretim faaliyetlerini destekleyen diğer üretim faaliyetlerinin yoğunlaştırılması maliyetleri azaltan bir etkendir. Böylelikle ana şirkette, gerekli altyapı genişlemeye, destekleme faaliyetlerine, promosyona ve arza açık olan bölgelere yatırım yapma arzusu oluşmaktadır.
Girdilerin, üretimin globalleşmesindeki gelişmelere bağlı olarak artan bir oranda uluslar arası bir karakter kazanması sonucunda, yatırım yapacak şirketler için yatırım yapılacak yerin önemi artmaktadır.
Üretimde otomasyonun ve yeni teknolojilerin kullanımının artması, sanayide geleneksel işgücü becerilerinin üretim sürecindeki önemini azaltmaktadır.
Emek yoğun üretim yapan şirketlerin ucuz işgücünün bulunduğu bölgelere yatırım yapması daha yüksek kar realizasyonunun sağlanması açısından önemli olmaktadır.
Sonuç olarak yukarıda anılan faktörler üretimin belli merkezlerde yapılma zorunluluğunu ortadan kaldırmakta yabancı sermaye, yatırım konusunda gittikçe artan bir oranda daha fazla mobil olabilmektedir. Bu gelişmelerin doğal bir sonucu olarak, gelişmekte olan ülkeler arasındaki yabancı cezbetmek konusunda rekabet kızışmakta ve daha fazla tavizlerin talep edilmesi ve/veya verilmesi söz konusu olabilmektedir. (ÖZYILDIZ , 1998 : 69-70).

2.2. Mikro-ekonomik Faktörler

Gelişen ülkelerde büyük firmalar ağır bir koruma şemsiyesi altında ve
istikrarlı bir iş ve sosyal çevrede büyümektedir. Piyasaların serbestleştirilmesi, iç ve dış rekabet, iş alanlarına giriş çıkışın serbest olması, sübvansiyonların ve kotaların kaldırılması, açık sermaye piyasası ve anti-tröst yasaları birçok büyük gelişmekte olan ülkenin büyük şirketlerinin geleceğini farklılaştırabilir. Diğer yandan daha küçük firmalar, yani fırsatlardan yararlanan müteşebbislerce yönlendirilebilir. Özellikle gelişen ülkelerde piyasanın gelecekteki büyümesine katılmak, büyük firmalar yerine henüz büyümekte olan firmalara yapılacak yatırımlarla olanaklı görülmektedir.
İkinci olarak gelişen ülkelerdeki dışa açılmış büyük firmalar, uluslar arası entegre olmuş firmalardır. Bunun bir sonucu olarak bu firmaların nakit akımları, entegre oldukları dünya piyasalarında ticaret yapan firmalarla benzer olacaktır. Bundan dolayı gelişen ülkelerde bu tür firmaların risk çeşitlendirme potansiyeli de düşük olacaktır. Böylece beklenen gelir ve risk çeşitlendirmesi temelinde daha küçük ölçekli gelişen ülke firmaları tercih edilmektedir.
Yabancı yatırımcı için yatırım yapılan ülkedeki, şirket ortaklıklarının belirli oranlarla sınırlandırılması ve belirli endüstrilerdeki şirketlere yatırım yapılmasına izin verilmemesi gibi uygulamalar sorun yaratmaktadır. Finansal maliyetlerin yüksekliği, yönetimsel ve kültürel farklılıklar, teknolojinin kontrolünde duyulan endişe ve kalifiye işgücünün bulunmayışı yabancı sermayeyi engelleyen diğer unsurlar olarak sayılabilir.

2.3. Sosyal Etkenler

Yabancı sermaye hareketlerinin yönünü belirleyen ekonomik, politik ve sosyal boyutları vardır. Ekonomik ve politik etkenler doğrudan doğruya ülkelerin borç yükümlülüklerini etkilemektedir. Sosyal etkenler ise ülkelerin politik ve ekonomik yapısını, tercihlerini etkiler. Sosyal etkenler sermaye hareketlerinde dolaylı yönden ağırlıklarını hissettirir. Bir ülkenin sosyal istikrarı; nüfus yoğunluğu, demografik denge, eğitim düzeyi, etnik ve dini yapı, işgücü ve sendikalar, gelir dağılımı ve aile yapısı gibi unsurların bileşkesinin sonucunda çıkan tabloya göre belirlenmektedir.
Sosyal yapıdaki uyumsuzluk ve dengesizlikler her an sosyal patlamalara neden olabileceğinden; ekonomik ve politik istikrarı da olumsuz etkileyebileceğinden dolayı, yabancı sermaye yatırım kararlarını da ilgili ülke aleyhinde olumsuz etkileyecektir. Eğer sosyal yapı uyum ve istikrar içinde ise, sermaye yatırımlarında dikkate alınan ülke riski değerlendirmelerinde ülkenin riski düşük çıkacağından dolayı; bu istikrarın yatırım kararını da pozitif yönde etkileme gücü yüksektir.
Yabancı yatırımcı açısından önemli bir kıstas da; ülkenin hukuk ve adalet sisteminin işleyiş etkinliğidir. Yaptığı yatırımların güvencede olması, sermaye ve kazançlarını transfer etmede veya bir anlaşmazlık durumunda hakkını arama sistemlerinin işlerliği güven ortamı yaratacaktır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 06:41


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2