#1
|
|||
|
|||
Risk Yönetiminde Vadeli Işlemlerin Rolü
RİSK YÖNETİMİNDE VADELİ İŞLEMLERİN ROLÜ
1. GİRİŞ Uluslararası ticaretin giderek daha serbest hale gelmesi süresince, ulusal paralar daha kolay ulaşabilecek finansal kaynaklar haline gelmiştir. Buna paralel olarak, bireysel ve kurumsal yatırımcıların gelecek piyasa şartlarında kazançlı çıkmaları ve onların piyasada oluşabilecek olumsuzluklardan kaçınmalarını sağlamak için, son yıllarda türev finansal ürünler geliştirilmiştir. Ancak, bu ürünler dünyada vergilendirme yönleriyle, uluslararası piyasalarda da çok karmaşık oldukları, spekülatif özellikler taşıdıkları, bankacılık sistemine büyük riskler taşıdıkları ve sadece eğlenceli oyuncaklar olduklarına yönelik eleştirilere konu olmuşlardır. Bu rapor, türev finansal ürünlerin hangi ihtiyaçlardan ortaya çıktığını, çeşitlerini, ve özelliklerini, gelişimlerini ortaya koyarak, bu ürünler hakkında daha objektif bir değerlendirme yapılmasını sağlamayı amaçlamaktadır. 2. TÜREV ÜRÜNLERE YÖNELME NEDENLERİ Günümüzde risk dendiği zaman akla ilk gelen ödememe riski ya da edimlerin yerine getirilmemesi anlamına gelen temerrüde düşme riski gelmektedir. Ancak, artan rekabet, fiyatların arz ve talep tarafından belirlenmesine, dolayısıyla fiyatta dalgalanmaların yaşanmasına neden olmakta, bu değişimlere bağlı olarak ise bir çok risk ortaya çıkmaktadır. Bunların başlıcaları; 2.1 Finansal Riskler İşletmeler, maruz kaldıkları bir kısım riskler nedeniyle finansal türevleri kullanmaktadırlar. En genel tanımlamayla, işletmelerin maruz kaldıkları riskler şunlardır; 2.1.1 Döviz Riski Döviz riski belli sebeplerle (ödemeler dengesi açığı, siyasal olaylar gibi) ulusal para birimlerinin yabancı paralar karşısında değerinde meydana gelebilecek olumlu veya olumsuz değişmelerdir. Döviz kurlarındaki değişimler, işletmelerin bilançoları veya yatırımcıların portföyleri üzerinde ortaya çıkmaktadır. 2.1.2 Faiz Riski Faiz riski, faiz oranlarında ortaya çıkan değişimlerden dolayı karşı karşıya kalınan risktir. Bu risk, herhangi bir yatırımdan beklenen getiriyi olumlu veya olumsuz etkilemekte veya işletmelerin yaptığı borçlanmalar üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Çünkü vade sonunda elde edilecek veya dışarıya aktarılacak nakit akımları üzerinde doğrudan etki etmektedirler. 2.1.3 Likidite Riski Likidite riski, belli bir dönemde elde edilecek nakit giriş ve çıkışları dengeli götürülememe riskidir. Likidite riski hem bireyler hem de işletmeler için çok önemlidir. Çünkü, nakit giriş çıkışları dengeli olmazsa, bazı yükümlülüklerin karşılanamaması gündeme gelebilir veya nakit elde etmek için maliyetlerin arttırılması gerekir ki bu ise karlılığı düşürecektir. İşletmelerin bu risklerden korunmak için kullandıkları netleştirme, nakit akımlarının zamanlaması, ulusal para ile faturalandırma gibi işletme içi yöntemleri olduğu gibi, işletme dışı yöntemleri de vardır. Bunlar türev ürünlerdir. 3. TÜREV ÜRÜNLERİN ÇEŞİTLERİ 3.1. VADELİ (FORWARD) İŞLEMLER 3.1.1. Tanımı Sahibine gelecekteki bir tarihte, belirlenmiş bir fiyattan herhangi bir mal, menkul değer ya da dövizin alım/satım hak ve yükümlülüğünü veren sözleşme olarak tanımlanabilecek vadeli (forward) sözleşmeleri, yatırımcılar en eski ve en kolay türev ürünler olarak tanımlarlar. Forward işlemleri, ticari ve mali bir işleme dayanmayan, sırf kar elde etme amacına yönelik spekülatif amaçlı da olabilirler. Dövizlerdeki değer kazanma/kaybetme eğilimlerine ve kişisel tahminlere göre yürütülür. Büyük miktarda likidite gerektirmez. Dövizler hayali olarak alınır satılır ve tahminler doğru çıkarsa forward anlaşmaları yapan spekülatör hiç para bağlamadan kazanç sağlar. Forward işlemlerinde iki risk söz konusudur; karşı tarafın vadede ödemeyi yapmaması durumunda alınıp satılan dövizlerin fiyatlarındaki tahminlerin yanlış olması durumunda karşılaşılan risktir. Vadeli döviz işlemlerinde temel amaç, kur riskine karşı yatırımcının kendini garantiye almasıdır. Spekülatif amaçla, daha fazla kazanmak isteyen yatırımcılar için çok fazla tercih edilmezler. 3.1.2. Vadeli İşlemler Piyasasının İşlevleri ve Yararları Vadeli İşlemler Piyasaları, çok sayıda alıcı ve satıcının serbest rekabet ortamında bir araya gelerek ürün fiyatlarını belirlemesi sayesinde üretici, sanayici ve ticari kesimin ileriye dönük sağlıklı kararlar almasını sağlamaktadır. Başka bir deyişle, fiyatlarla ilgili bir öngörü mekanizması oluşturulmaktadır. Vadeli İşlem Piyasaları, üretici, sanayici ve ticari kesim üzerinde fiyat dalgalanmaları dolayısıyla oluşan belirsizlik ve risklerin mali kesime aktarılmasını sağlamakta ve anılan bu kesimin fiyat dalgalanmalarından asgari düzeyde etkilenmesine yardımcı olmaktadır. Futures ve Opsiyon piyasalar, sözleşme konusu olan maddelerin standardize olmasını zorunlu kılarak, kalite ve verimliliğin artmasına katkıda bulunmaktadır. Futures ve opsiyons piyasalarda sözleşme konusu olan maddelerin teslimi zorunlu olmadığından, bu piyasalar likidite kazandırmaktadır. 3.1.2. Forward İşlemlerinin Özellikleri Forward sözleşmeleri, mal veya hisse senetleri gibi organize olmuş piyasalarda değil, sözleşme taraflarının antlaşmaları doğrultusunda, tezgah üstü (OTC-Over The Counter) piyasalarda yapılmaktadırlar. Vadeli işlemler, sözleşmeler ile gerçekleşeceğinden, taraflara karşılıklı hak ve yükümlülükler getirir. Bu yüzden, tek tarafın isteği veya kararı ile vadeli işlemden cayılamaz, geri dönülemez. Forward sözleşmeler, nama yazılı olduğundan ve genel olarak ikincil piyasası bulunmadığından, devredilmesi zor olan sözleşmelerdir. Bu nedenle, forward işlemler spekülatörlerden çok hedgerlar (korunmacılar) için daha caziptir. Vadeli işlemler, kesin kurallara uyma zorunluluğu olmadan serbestçe gerçekleştirilirler. Özel ticaret antlaşmaları oldukları için oldukça esnek bir yapıya sahiptirler. Sözleşmenin tutarı ve vadesi tarafların insitiyatifine bırakılmış olup, belirli döviz cinsleri ile sınırlı değildir. Sözleşme, banka ve müşteri arasında doğrudan yapılır. Ancak, genellikle çok büyük ölçüde bankalar ve müşterileri arasında gerçekleşir. Diğer sözleşmelerde olduğu gibi teminat için, pey akçesi yada kapora talep edilmez. Kısacası, bu işlemlerde, tarafların sözleşme şartlarını yerine getirip getirmemesi, iki tarafın iyi niyetine kalmıştır. Bu nedenle, forward sözleşmeleri genellikle birbirlerini tanıyan taraflarca gerçekleştirilir. Her ne kadar özel ticaret antlaşmaları oldukları için, esnek bir yapıları olsa da, sözleşmenin yapıldığı tarihteki fiyattan alım satımın yapılması zorunludur. Vade sonunda sabit bir tutar sağlayarak olası belirsizliği ortadan kaldırsa da, vade sonundaki spot kurun anlaşılan kurdan düşük olması durumunda zarar etme olasılığı vardır. Yukarıda da değinildiği gibi vadeli sözleşmeleri vadesinden önce sona erdirmek maliyetli olup oldukça zor olduğundan dolayı likit değillerdir. Vadeli işlemlerde, taraflara, beklenilmeyen bir olayla karşılaştıklarında (ihracat bedelinin mücbir sebepten dolayı alınamaması gibi), sözleşmeyi uzatma (rolling over), yenileme hakkı tanınabilir. Bunda da amaç yine vadeli işlemlerin esnekliğini arttırmaktır. 3.1.3. Forward işlemlerinin İşleyişi Forward işlemleri, başlangıç aşamasında mala dayalı işlemler olarak tanımlansa da, future piyasalarda yaşanan hızlı gelişim forward işlemlerin daha çok döviz ve faizde kullanılmasına neden olmuştur. Forward sözleşmeleri, bir örnekle daha iyi anlaşılacaktır. X firması, hammaddelerini İngiltere’den ithal eden bir iç çamaşırı üreticisi olan bir Amerikan firmasıdır. İngiltere’den yapmış olduğu 200,000 Sterlin tutarında gerçekleşen ithalatının ödemesi, 1 Haziran 2000 tarihinde gerçekleşecektir. 01/06/2001 tarihinde spot piyasadaki parite; 1.6795 Durum 1: 01/06/2001 tarihindeki vadeli işlem paritesi: 1.6772 (kar durumu) Durum 2: 01/06/2001 tarihindeki vadeli işlem paritesi: 1.6800 (zarar durumu) Borcu sterlin üzerinden olan X firması, 26.3.2000 tarihinde bankasına gider ve yapacağı işlemin vade tarihindeki döviz paritesinin ne olacağını tahmin ederek banka ile işlem tarihinde bir sözleşme imzalar. Müşteri, bu işlemi vade tarihinde (1 Haziran 2000) İngiliz Sterlinin Amerikan doları karşısında değer kaybedeceği, yani paritenin düşeceği beklentisine sahip olduğu için gerçekleştirmiştir. Vade tarihinde spot piyasada, paritenin 1.6772’ye düşmesi durumunda, 335.900 ABD doları elde eden müşteri, aynı anda spot piyasadan 335.440 ABD doları ödeyerek 200.000 İngiliz Sterlini sağlar. Böylelikle, müşteri vade tarihinde, daha az dolarla, aynı miktarda İingiliz Sterlinine sahip olabiliyor. Dolar cinsinden doğan fark olan (335.900 – 335.440) = 460 ABD doları müşterinin forward işlem kazancı olur. Örneğin ikinci kısmında koşulların beklendiği gibi gerçekleşmediği ve paritenin 1.6800’a yükseldiği bir durum sözkonusu. Bu durumda, 200.000 Sterlin borcunu spot piyasadan almak için 336.000 ABD dolara ihtiyacı olan müşterinin elinde sadece 335.900 ABD doları olduğu için (335.900 – 336.000) = 100 ABD doları kadar forward işlem zararı oluşacaktır. Şekil 1. X Firmasının bir forward işlemde olası kar veya zararı Dolar 336,000 335,900 335,440 1,6772 1,6795 1,6800 Sterlin Vadeli işlem yapılan iki para ile ilgili ülkelerin yıllık faiz oranları farkı (interest differential) kadar bir fark, peşin ve vadeli işlem fiyatlarına yansır. Örneğin; Türkiye’de faiz yıllık %65, ABD’de ise % 5 ise, fazi farkı %60 kadar bir farkın peşin ve vadeli işlem fiyatlarını belirleyeceği söylenir. Başka bir dey,şle, bugün 100.000 Lira olan bir ABD dolarının, üç aylık vadeli işlem fiyatının,i aylık %5 fark ile 115.000 lira olması gerekir. |