Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Eğitim - Öğretim > işletme - iktisat
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 11 December 2008, 09:07
Junior Member
 
Kayıt Tarihi: 1 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Vergi Uyuşmazlıkları

İÇİNDEKİLER
BİRİNCİ BÖLÜM
VERGİ UYUŞMAZLIKLARI
A- GENEL OLARAK .................................................. ........................................ 2
B- UYUŞMAZLIK KAVRAMI VE VERGİ UYUŞMAZLIĞI ........................2
1- Uyuşmazlık Kavramı
2- Vergi Uyuşmazlığı
C- VERGİ UYUŞMAZLIĞINDA TARAFLAR .................................................. .2
D- VERGİ UYUŞMAZLIĞININ ŞEKİLLERİ VE DOĞUŞ ZAMANI .............2
E- VERGİ UYUŞMAZLIĞININ DOĞUMUNA NEDEN OLAN ETKENLER.3
1- Vergilendirme İşleminin Hukuka Aykırılığı .............................................3
a) Vergilendirme İşleminin Yetki Yönünden Hukuka Aykırılığı
b) Vergilendirme İşleminin Konu Yönünden Hukuka Aykırılığı
c) Vergilendirme İşleminin Şekil Yönünden Hukuka Aykırılığı
d) Vergilendirme İşleminin Sebep Yönünden Hukuka Aykırılığı
2- Vergi İncelemeleri .................................................. ..................................5
3- Hatalı Vergi Tarhiyatı ve Ceza Uygulaması .............................................7
4- Matrahın Düşük Beyanı .................................................. ...........................9
5-Verginin Ödenmemesi .................................................. .............................10
6- Diğer Nedenler .................................................. .......................................11
İKİNCİ BÖLÜM
VERGİ UYUŞMAZLIKLARINDA YARGI YOLU
A- GENEL OLARAK .................................................. ..........................................11
1- Vergi Yargısı Kavramı .................................................. ...........................11
2- Vergi Yargısının İşlevleri .................................................. ......................11
3- Vergi Yargısının Sistemleri ve Yargı Bağımsızlığı ................................ 12
B- VERGİ UYŞUMAZLIKLARININ SONUÇLARI AÇISINDAN TÜRK VERGİ YARGI SİSTEMİ .................................................. ................................ 13
1- Vergi Yargısı Organları .................................................. .......................13
a) Vergi Mahkemesi
b) Bölge İdare Mahkemesi
c) Danıştay

C- VERGİ DAVASININ KONUSU VE DAVA AÇMA HAKKININ DOĞMASI .................................................. .................................................. ..........16
1- Davanın Kapsamı .................................................. .................................16
2- Davanın Açılması .................................................. .................................16
a) Dava Açmaya Yetkili Organlar
b) Yetkili Vergi Mahkemesi
3- Dava Açma Süresi .................................................. ................................17
D- DAVA TARAFLARININ DEĞİŞMESİ .................................................. ..... 18
E- TEBLİGAT VE CEVAP VERME .................................................. ............... 19
F- DURUŞMA .................................................. .................................................. .....20
1- Genel Bilgi .................................................. .........................................20
2- Duruşma Yapılabilecek Durumlar.......................................... ................20
G- KARARLARIN AÇIKLANMASI .................................................. ............... 22
H- VERGİ YARGISINDA İSPAT VE DELİL .................................................. ..22
I- RE’SEN ARAŞTIRMA İLKESİ .................................................. ......................23
J- YARGI KARARLARINA KARŞI KANUN YOLLARI ...............................24

1- İtiraz .................................................. .................................................. ...24
a) İtiraz Başvurusuna konu olabilecek kararlar
b) İtiraz başvurusuna konu olamayacak kararlar
c) İtiraz nedenleri
d) İtiraz incelemesinin yapılacağı yer
e) İtiraz süresi
2- Temyiz .................................................. .................................................. 27
a) Temyiz Başvurusuna Konu Olmayacak Kararlar
b) Temyiz Nedenleri
ba- Görev ve Yetki Kurallarına Aykırılık
bb- Yetki Kurallarına Aykırılık
c) Hukuka Aykırılık
d) Usul Kurallarına Aykırılık
e) Temyiz İncelemesinin Yapılacağı Yer
f) Temyiz Dilekçesinin Verileceği Yerler
3- Karar .................................................. .................................................. .......29
a) Karar Düzeltme
b) Karar Düzeltme Süresi
4- Yargı Yenilenmesi Nedenleri ve Süresi .................................................3 1
a) Bir Belgenin Sonradan Ele Geçirilmesi
b) Bir Belgenin Sahteliğinin Sonradan Belirlenmesi
c) Karara Esas Alınan İlamın Sonradan Ortadan Kaldırılması
d) Bilirkişinin Kasten Gerçeğe Aykırı Rapor Vermesi
e) Hile Kullanılmış Olması
f) Vekil ya da Yasal Temsilci Olmayan Kimseler İle Davanın Görülmüş Olması
g) Çekinme Nedenleri Varken Hakim ya da Üyenin Karara Katılmış Olması
h) Birbirine Aykırı Hükümlerin Varlığı
O- KANUNUN YARARINA BOZMA .................................................. .............31















GİRİŞ
Devletin sağladığı gelirler içinde büyük yer tutan vergi, çağımızın ilgi çekici ve önemli bir olaydır. Vergi mutlak olmayıp, tarihi ve sosyal bir olaydır. Bu olay yer ve zamana bağlı olarak ekonomik ve sosyal yapıdaki değişikliklere göre sürekli olarak çok farklı anlamlar kazanmıştır.
Vergi uyuşmazlıkları genellikle, vergiyi doğuran olay, mükellefiyet, tarh, tebliğ, tahakkuk, ceza kesme ve tahsil işlemlerinden ya da bunlara ilişkin uygulamalardan doğmaktadır. Bu uyuşmazlıklarda iki taraf vardır. Biri vergi alacaklısı durumunda olan vergi idaresi, diğeri de vergi borçlusu durumunda olan mükellef ya da vergi sorumlusu veya iştirakçi, teşvikçi, yardımcı vs. gibi ceza muhatabıdır.
Vergi uyuşmazlığında, idare ile mükellefin ya da sorumlunun karşı karşıya geldiği konular, genellikle verginin alınmak ya da ödenmemek istenilmesi veya da az tutarda ödenmek istenilmesinden doğmaktadır. İdare, vergiyi almak, karşı taraf ise ödememek ya da daha az miktarda ödemek istemektedir.
Bu aşamada tarafların önünde iki yol vardır. Bunlardan birincisi uyuşmazlığı idari aşamada çözümlemek, diğeri ise yargı yoluna başvurmaktır. Birincisinde eğer ortada vergiye ilişkin hesaplarda ya da vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla ya da eksik vergi istenmesi veya alınması durumu söz konusu ise, yapılan hata, düzeltme yoluyla giderilmeye çalışılmaktadır. Bunun dışındaki durumlarda ise, mükellefler ödemeleri istenilen vergi ve cezaları hiç değilse kısmen ödemeye yanaşarak uyuşmazlığı idari aşamada çözümlemeye çalışmaktadır.
İkinci yol; uyuşmazlığın dava konusu yapılmasıdır. Uyuşmazlığın davalar açısından ayrı ayrı maliyetleri vardır. Mükellefler, davayı kaybetmeleri durumunda vergi aslı ile cezanın tamamını üstelik de gecikme faizi ile birlikte ödemek zorunda kalmaktadır. İdare ise, özellikle mükellefin haklı çıkarak davayı kazandığı durumlarda almak istediği vergi ile cezanın tamamı üzerindeki talebinden vazgeçmekte üstelik emek ve zaman kaybı bir yana bir de dava giderlerini karşı tarafınki ile birlikte karşılama durumunda kalmaktadır.
Görüldüğü gibi uyuşmazlığın dava konusu yapılmasının taraflar açısından ayrı bir maliyeti ve riski vardır. Buna karşılık uyuşmazlığı sona erdirme gibi yararı da vardır. Uyuşmazlığın idari aşamada çözümlenmesini, hem idare hem de taraflar yönünden karşılıklı anlaşma zemini içinde sonuçlandırılması nedeniyle daha üstün ve arzulanan bir çözüm yöntemi olarak değerlendirmek gerekir.

A- GENEL OLARAK
Verginin kanunilik ilkesinin doğal bir sonucu olarak vergi kanunları yükümlülere bir takım görevler yüklerken bu görevlere ilişkin itiraz etme hakkını da tanımaktadır. Vergi kanunları hazırlanırken kanun koyucunun düşünmediği birçok,husus değişik nedenlerle gündeme gelmektedir. Bunun dışında, ekonomik yaşamın sürekli olarak değişmesi, vergi kanunlarını da etkileyerek sık sık değişmelere yol açmakta, uygulanmasında güçlükler yaratmaktadır. Bu durumdan etkilenenler sadece yükümlüler değildir. Vergi memurlarının da uygulamada birçok hatalar yaptıkları bir gerçektir. Üstelik, vergi dairelerinin, kanunları çoğu kez ‘kriminalistik’ baktığını gözlemek mümkündür. Bundan başka, vergilerin yükümlüler açısından bir ‘külfet’ olarak algılanması sonucu; birçok yükümlü kanunlardaki boşluklardan yararlanarak ödeyeceği vergiyi azaltmaya ya da hiç ödememeye çalışmaktadır.
Yukarıda kısaca belirtmeye çalıştığımız nedenlerden dolayı, yükümlüler ile vergi yönetimi arasında bazı uyuşmazlıklar çıkmaktadır.
B-UYUŞMAZLIK KAVRAMI VE VERGİ UYUŞMAZLIĞI
Hukuk dilinde kullanılan “uyuşmazlık” sözcüğünün günlük dilde kullanılan uyuşmazlık sözcüğünden bir farkı yoktur. Uyuşmazlık; kişiler merciler (yani adli, idari, askeri merciler ) ve devletler arasında olabilir.
Genel tanımla ile uyuşmazlık, karşılıklı iki tarafın, bir konu üzerinde değişik görüşlere sahip olmaları nedeniyle, düşülen anlaşmazlığı ifade etmektedir.
C-VERGİ UYUŞMAZLIĞINDA TARAFLAR
Vergi uyuşmazlıklarında iki taraf bulunmaktadır. Bu taraflardan birincisi, devlet ya da devlet tarafından vergilendirme yetkisiyle donatılmış kamu kuruluşları; diğeri ise, vergi yükümlüsüdür. Vergi uyuşmazlığında vergi yükümlüsü taraf olabileceği gibi, yükümlü yerine hareket eden vergi sorumlusu da taraf olabilir.
D-VERGİ UYUŞMAZLIĞININ ŞEKİLLERİ VE DOĞUŞ ZAMANI
Vergi uyuşmazlıkları başlıca yükümlülük, ceza kesme ve tahsil konularında ortaya çıkmaktadır. Yükümlülüğe ilişkin uyuşmazlıklar; vergi matrahının saptanması, vergi matrahının saptanması, vergi miktarı, muafiyet ve istisnalar ile yükümlünün şahsında hatalar dolayısıyla ortaya çıkmaktadır. Ceza kesmede uyuşmazlıklar, vergi cezasına ilişkin olarak ortaya çıkar. Tahsil uyuşmazlıkları ise, tebliğ edilen ödeme emri

ile ilgili olup; borcun olmadığı,tamamen veya kısmen ödendiği ya da zamanaşımına uğradığı iddialarından doğar.
Ayrıca,vergiye ilişkin olarak uygulanan kanunların Anayasaya, tüzük, yönetmelik gibi mevzuatın da kanuna aykırı olduğu iddiasıyla da uyuşmazlıklar çıkabilmektedir.
Vergi uyuşmazlığı için ortada bir vergi olması şart değildir. Vergi matrahının tespitine ilişkin işlemlerin tamamlanmasından itibaren vergi uyuşmazlıkları doğabilir. Öyleyse, verginin taraflarına kanunla hangi aşamada itiraz hakkı tanınmışsa, vergi uyuşmazlığı da o aşamada ortaya çıkabilmektedir.
E- VERGİ UYUŞMAZLIĞININ DOĞUMUNA NEDEN OLABİLEN ETKENLER
1- Vergilendirme İşleminin Hukuka Aykırılığı:
Vergilendirme işleminin, yetki, konu, şekil ve sebep yönlerinden biri ile ya da bunlardan birkaçının bulunması nedeniyle hukuka aykırı olması halinde, uyuşmazlıkta ortaya çıkmış olur.
Aşağıda, uyuşmazlık konusu olabilen bu gibi durumlar ayrı ayrı başlıklar halinde çalışılmıştır.
a) Vergilendirme İşleminin Yetki Yönünden Hukuka Aykırılığı:
Kanunlar, toplum için uyulması zorunlu, genel, soyut ve sürekli hükümler içeren metinlerdir. Belli bir kişi ya da olaya göre değil aynı nitelikteki bütün olay ve kişilere uygulanır. Yürürlükte kaldıkları sürece, uygulanması gerekir.
Vergi Kanunları, Anayasa’dan sonra vergi hukukumuzun en önemli, zorunlu ve bağlayıcı kaynağıdır. Anayasa’ya aykırı olmamak koşuluyla ve orada konulan temel ilkeler doğrultusunda vergi koyma yetkisi kural olarak yasama organına verilmiştir. Yasama organı, vergi ve benzeri yükümlülükleri, ancak kanunla koyabilecektir.
Vergi idaresinin yetkisi konu, zaman, yer bakımından olmak üzere üçe ayrılarak açıklanabilir.
Konu itibariyle yetki, denildiği zaman, yasalarda belirtilmiş olan kararların hangi idari makam ve mercilere alınabileceğini ifade etmektedir.
Zaman bakımından yetki ise, konu itibariyle yetkinin kullanabileceği süreyi ve zamanı ifade etmektedir. Şöyle ki; yetkiyi kullanacak olan görevlinin görevde olması gerekmektedir. Eğer, yetkili şahıs, izin ve emeklilik gibi nedenlerle görevden ayrılmış ise, yetkilerinin kullanamaz.
Yer bakımından yetki ise, vergi dairesinin konu bakımından yetkisini kullanabileceği coğrafi alanı temsil etmektedir. Örneğin, Gelir Vergisi Kanunu’muza göre bu verginin mükellefin ikametgahının bulunduğu yerdeki vergi dairesi tarafından tarh edileceği hükme bağlanmıştır.Ancak Kanun’da sayılan istisnalar dışında mükellefin ikametgahının bulunduğu yerdeki vergi dairesi tarafından vergilendirme işlemlerin hukuka aykırılığına neden olmaktadır.
Burada özellik taşıyan bir diğer önemli husus da, vergi yargısında yetki konusu anlaşmazlığın her aşamasında ve re’sen mahkemece söz konusu olabilmektedir.
b) Vergilendirme İşleminin Konu Yönünden Hukuka Aykırılığı:
Vergiler genel olarak adlarını, üzerine konuldukları konulardan almaktadırlar. Sağlıklı bir vergi uygulaması bakımından, verginin nasıl uygulanacağı kadar, neyin üzerinden alınacağının belirlenmesinde büyük önemi vardır. Verginin konusu; verginin üzerine konulduğu,doğrudan ya da dolaylı olarak kaynağını oluşturduğu iktisadi unsurdur. Verginin ne üzerinden alınacağını, belirten verginin konusu kavramı, mükellefiyetin hedefini ve amacını da gösterir.
Uygulanacak olan verginin neyin üzerinden alınacağı, yasa koyucu tarafından belirlenmekte olup, yasalarda gösterilmiş olmadıkça, herhangi bir unsur ya da işlem vergilendirilmez. Ayrıca, verginin konusu göz önünde tutulmak suretiyle, kıyas yoluyla diğer bazı işlem ya da iktisadi unsurların vergilendirilmesi olanağı yoktur.
Gelir elde eden bir gerçek kişiden gelir vergisi yerine, bir harcama vergisi alınması,vergilendirme işlemini konu yönünden hukuka aykırı hale getirmekte ve sakatlamaktadır.
c) Vergilendirme İşleminin Şekil Yönünden Hukuka Aykırılığı:
Vergi idaresinin yapmış olduğu vergilendirme ile ilgili işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu hale gelinceye kadar, izlenmesi ve uyulması gereken yol, usul hazırlık çalışmaları ve incelemeleri şekil unsurunu ifade etmektedir.

Verginin kanuniliği ilkesinin bir sonucu olarak, vergilendirme işlemlerinin belirli usul kurallarına göre yapılması hem vergi mükelleflerinin hukuki güvenliğini sağlar, hem de vergi alacağının güven altına alınması için vergi idaresine izlemesi gereken yolu gösterir. Vergilendirme işlemlerinde yetki kuralları ile şekil kuralları ile şekil kuralları, birlikte, usul kurallarını oluşturmaktadır. Vergilendirme işleminin yapılmasından önce bazı hazırlıklara girişilmesi yasada öngörülmüş olabilir, örneğin belli makamların görüşlerinin alınması gibi, eğer bu işlemler yasaya uygun bir şekilde yapılmazsa veya hiç yapılmamaları halinde, şekil açısından hukuki aykırılık söz konusu olmaktadır.
d) Vergilendirme İşleminin Sebep Yönünden Hukuka Aykırılığı:
Vergilendirmeyle ilgili olarak, uyuşmazlıkların ortaya çıkmasına neden olan durumlardan biri de sebep yönünden hukuka aykırılıkla ilgilidir.
Vergilendirmenin tarh işleminde sebep unsuru vardır. Hukuki sebep ve maddi sebep olmak üzere ikiye ayrılır. Hukuki sebep, yürürlükteki kanun hükmünü, maddi sebep ise, vergiyi doğuran olayı ifade etmektedir. Devletin alacak hakkının doğmasına neden olan vergiyi doğuran olay ise, ya fiili bir olay ya da hukuki bir durumun gerçekleşmesi şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Vergilendirme işleminin, sebep unsuru bakımından sakat olmaması için, hem vergiyi doğuran olayın hem de hukuki durumun, yürürlükteki kanun hükmüne uygun olması gerekmektedir. Vergiyi doğuran olayın başka bir anlatımla, maddi olayın, kanun hükmüne uygun olmasına “tipiklik” denilmektedir.
Vergi idaresi tarafından, bir vergilendirme işlemi ile, bir serbest meslek kazancı elde etmediği halde bu kazançtan dolayı kendisine gelir vergisi tarh olunan mükellefin durumunda, sebep yönünden hukuka aykırılık vardır. Bir başka anlatımla, tipiklik ilkesi gerçekleşmemiş sayılmaktadır.
2- Vergi İncelemeleri:
Günümüzde vergiler, genellikle mükellefler tarafından beyan olunan matrahlar üzerinden alınmaktadır. Ancak, idare yalnızca bu beyanlarla yetinmemekte, zaman zaman mükelleflerin bildiriminin gerçeğe uygun olup olmadığını, vergi incelemesi yapmak suretiyle araştırmaktadır.
Vergi incelemesi ile; defter, hesap, kayıt ve belgeler ile gerekli görüldüğü takdirde karşıt araştırmaya da muhasebe dışı envanterden elde edilecek sonuçlara göre, mükellefin ödediği vergilerin doğruluğunu araştırarak bunu sağlamak ve saptamak amaçlanmaktadır. İnceleme sırasında, gerek duyulursa başka kaynaklardan da
yararlanılır.
İnceleme sonucu ödenen verginin gerçeğe uygum olmadığının fark edilmesi durumunda düzenlenen vergi inceleme raporuna ya da buna dayanarak takdir olunan matrah ya da matrah farkı üzerinden, vergi idaresince tarhiyat yapılmakta, mükellef ya da ceza sorumlularının ise, bulunan matrah veya matrah farkının gerçeğe uygun olmadığını öne sürmesi sonucu, uyuşmazlık doğmuş olmaktadır. Örneğin, vergi incelemesi sırasında, mükellefin lehine ve aleyhine olan durumlar göz önüne alınarak matrah farkı bu8lunduğunun öne sürülmesi gerekmektedir. Mükellefin, kendi lehine olan durumlar göz önüne alınmadan matrah farkı bulunduğunu öne sürmesi sonucu, uyuşmazlık doğmuş olmaktadır. Bu konuda başka bir örnek olarak da alıcılardan bir kısmının, fatura da yazılı bedelden daha fazla ödeme yaptıklarına ilişkin ifadelerinin, kıyas yolu ile tüm alıcılara uygulanmakla suretiyle matrah farkı bulunup bulunamayacağı gösterilebilir. Bu gibi durumlarda, satışlar belgelere yansıtılmakta ancak olduğundan daha düşük bir tutarda gösterilmektedir. Gerçek tutar ile belgede belirtilen tutar arasındaki fark kadar satış hasılatı gizlenmiş olmaktadır. Benzeri bir uygulamada, alıcıya verilen faturayı gerçeğe uygun olarak düzenlemekte ancak, firmada saklanan ve kayıtlara yansıtılan fatura düşük değerli olmaktadır. Başka bir anlatımla, faturanın asıl ve suretinde yer alan tutarlar farlık olacak şekilde fatura düzenlenmesidir. Bazı mükellefler ise, fatura düzenlerken araya karbon kağıdı koymamakta, ilk nüshasını müşteriye verdikten sonra, işyerinde kalan ikinci nüshayı
dilediği gibi düzenlemektedirler. Mükellefin defter ve belgelerini ibraz etmeye yanaşmaması halinde ise, vergi matrahı ya inceleme elemanlarınca belirlenmekte ya da ilgili komisyonlarca takdir olunmaktadır. Bu şekilde bir matrah belirleme yoluna gidildiği durumlarda, müşterilere verilen fatura tek tek ele geçirilemeyeceğinden inceleme elemanı kendince, belli bir dönem kazancı takdir etmekte ve bunun üzerinden de mükellefe vergi salınmaktadır. Salınan vergiler ile kesilen cezaların tebliği ile, mükellef ile idare arasında uyuşmazlık doğmuş olmaktadır.
Vergi incelemesi genellikle satışların, alışların, giderlerin ve gelirlerin araştırılması amacına yönelik olduğundan bazı durumlarda defter, kayıt ve belgelerin yanı sıra kanuni ölçülere göre de matrah ya da matrah farkı bulunmakta veya una olanak bulunmayan durumlarda, re’sen matrah ya da matrah farkı takdir olunmaktadır. Mükellefler ise, inceleme elemanlarının öne sürdüğü tutarda satış yapmadıklarını, alıcılar nezdinde karşıt inceleme yapılmasını, fire durumunun göz önüne alınması ya da randıman hesaplaması yapılmasını öne sürerek bulunan matrah farkını kabul etmeyerek salınan vergilerle kesilen cezaları uyuşmazlık konusu yapabilmektedirler. Bunların yanı sıra, giderlerin gerçek olduğunu ya da işle ilgili bulunduğunu veya gelirlerini gizlemediklerini belirterek, inceleme sonucu adlarına salınan vergilere kesilen cezaları kısmen ya da tamamen uyuşmazlığa konu yapmaktadır.
3-Hatalı Vergi Tarhiyatı ve Ceza Uygulaması:
Verginin hatalı biçimde tarh edilmiş olması, idare ile mükellef arasında uyuşmazlık doğurabilen başlıca nedenlerden biridir. Vergiye ilişkin hesaplarda ya da vergilendirmede yapılan hatalar sonucu haksız yere fazla veya eksik vergi tarh edilmiş olması ve ceza kesilmiş olması farklı biçimlerde ortaya çıkmaktadır.
Bu hatalar yanlış bir hesaplamadan veya vergilendirmeden doğmuş olabilir. Sözgelimi, verginin tarh edilmesi aşamasında yanlış oran veya tarife uygulanmış olabileceği gibi, yapılması gereken mahsuplar yapılmamış ya da aritmetik işlemlerde hata yapılmış olabilir. Bunların yanı sıra, matrahın yanlış belirlenmiş olması ya da aynı matrah üzerinden birden fazla vergi veya ceza alınmak istenilmesi, hesap hatalarına örnek gösterilebilir.
Ayrıca, açık olarak verginin konusuna girmeyen ya da vergiden istisna bulunan gelir servet, değer, belge ve işlemler üzerinden vergi istenmesi ya da yine açık bir biçimde vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan kimselerden, örneğin, isim benzerliği sonucu vergi istenmesi, vergilendirmede yapılan hatalara örnek gösterilebilir. Verginin asıl mükellefi yerine başka bir kişiden vergi istenmesi ya da vergilendirme veya muafiyet döneminin yanlış belirlenmesi sonucu, verginin eksik veya fazla istenmiş olması vergilendirme işlemlerinde yapılan diğer hatalardır.
3- Matrahın Düşük Beyanı:
Mükellefin beyan ettiği matrahın, vergi dairesince düşük bulunması vergi uyuşmazlığını doğuran diğer bir nedendir. Vergi dairesinin mükellef tarafından beyan edilen matrahın düşük olduğu gerekçesiyle, ek bir vergi almak istemesi, mükellefin olmadığını ya da vergi dairesince belirlenen matrahın çok yüksek olduğunu öne sürmesiyle, uyuşmazlık doğmuş olmaktadır.
Düşük matrah beyanından doğan uyuşmazlıklar, vergilerin ve faaliyetin türüne göre farklı biçimlerde ortaya çıkmaktadır. Buna, gayri menkullerin rayiç bedelinin düşük bulunması veya gelir ve kurumlar vergisini mükelleflerinin, beyan ettikleri kazancın düşük görülmesi durumları örnek olarak gösterilebilir.
Gayri menkullerin yıllık vergileri ya da el değiştirmesi nedeniyle doğan uyuşmazlıklar, genellikle beyan olunan rayiç bedelin, vergi dairesince düşük bulunarak idarece belirlenmesi ya da takdir olunması sonucu, ek bir matrah üzerinden vergi alma yoluna gidilmekte, mükelleflerde, vergi idaresince belirlenen ya da takdir olunan rayiç bedeli kısmen ya da tamamen kabul etmemektedirler. Mükelleflerin, gayri-menkullerinin değerini düşük göstermeleri, hem gayri menkulün el değiştirmesi sırasında ödenecek alım-satım harçlarını, veraset ve ,intikal vergilerini azaltmakta, hem de her yıl ödenecek emlak vergisinin miktarını etkilemektedir. İdare ise mükellefin beyanı ile yetinmemekte ve inşaatın maliyetinden, semtinden, cinsinden vb. özelliklerinden hareket ederek, gayri menkulün rayiç bedelini belirleyebilmektedir.
Gelir ve kurumlar vergilerine düşük matrah beyanından doğabilen uyuşmazlıklar, mükellefin sahip olduğu bazı servet unsurları ile yaşam düzeyi arasında ilişki kurulmasından da doğabilmektedir. Bir anlamda, bazı dış göstergelere göre görüntü vergileme biçiminde olan bu uygulama, Fransa’da öteden beri başarı ile sürdürülmektedir. Aynı matrahtan hareketle, Türkiye’de de 1982 yılından itibaren gelir vergisi mükellefleri için “Hayat Standardı Esası” uygulanmaya başlanılmıştır . Ancak, 4369 Sayılı Kanunla 01.01.1999 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. Uyuşmazlığın doğmasına neden olan bir başka uygulamada, mükellef beyanının benzer iş kollarıyla kıyaslanmasıdır.
Fransa ve Almanya’da uygulamalarını örnek gösterebilecek olan bu matrah belirleme yönteminde, aynı dalda faaliyette bulunan mükellefler için bir kar oranı belirlenmekte ve bildirimler buna göre denetlenmektedir. Fransa’da perakende satışlarda ve elde edilen hasılatta bir gizleme olup olmadığı, aynı dalda faaliyete bulunan işletmelerin gayri safi kar oranlarının araştırılması ile anlaşılmaktadır. Ayrıca, perakende emtia ticareti ile uğraşan bir işletmenin satış tutarlarının düşük bulunması durumunda inceleme elemanı, satılan emtianın maliyet bedeline uyun gördüğü bir yüzdeyi uygulamak suretiyle, gayri safi karı yeniden hesaplamaktadır. Almanya’da ise, aynı dalda faaliyette bulunan mükellefler için bir kar oranı saptanmakta ve bildirimler bu oranlara göre, satış tutarları esas alınmak suretiyle denetlenmektedir.
4- Verginin Ödenmemesi:
Tahakkuk ettirilmiş bulunan vergilerin ödenmemesi ya da vadesinde ödenmemiş olması, vergi uyuşmazlığını doğurabilen diğer bir nedendir.
Vergi idaresi, mükellef ya da sorumlunun kesinleşmiş ya da kesinleşmek üzere bulunan vergi borcu ile cezaları, tahsil edebilmek amacıyla, gerektiğinde bazı zorlayıcı yollara başvurmakta, mükellef ya da sorumlunun, böyle bir borcunun olmadığını, istenen borcun gerçeğin üzerinde olduğu veya bir borçla ilgili olarak da daha önce tebligat yapılmadığını öne sürmesiyle de uyuşmazlık başlamış olmaktadır.
5- Diğer Nedenler:
Vergi uyuşmazlıklarının doğumuna neden olabilen etkenler yalnızca yukarıda sayılan nedenlerden ibaret değildir. Bunların yanı sıra, vergi ve cezalarının ya da vergilendirmeyle ilgili işlemlerin tebliğinden, vergi ve cezaların tahsiline ilişkin uygulamalardan ya da mükelleflerin vergi ödemeye karşı duyarsızlığından da uyuşmazlıklar doğabilmektedirler
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 11:23


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2