#1
|
|||
|
|||
Merkantilizm / Akımlar ve Teoriler / Ekonomi
Merkantilizm, 16. ve 17. yüzyıllarla 18. yüzyılın başında ticaret yapan ulusların büyük bir kısmında uygulanan bir iktisat politikasıdır. Bu politikanın ana amacı, ihracatı teşvik yoluyla altın birikimini sağlamak ve ulusun servetini ve gücünü artırmaktı.
Merkantilistler, ticareti ve sanayileşmeyi ana amaç edinmişlerdir. Ödemeler bilançosu fikrini geliştirerek ihracatın ithalatı karşıladıktan sonra bir fazlalık vermesini ve ülkeye değerli maden sağlanmasını amaçlamışlardır. Bunun için, merkantilist programın bir parçası olarak hükümetler, ihraç endüstrilerinde büyük yatırımların yapılmasını teşvik etmişler, içte üretilebilecek malların ithalini kısmak için yüksek gümrük duvarları kurmuşlar, yerli endüstri tarafından kullanılabilecek yerli hammaddelerin ihracatını yasaklamışlar, nitelikli işçilerin göç etmesine engel olmuşlar, nitelikli işçilerin yurt dışından ülkeye gelmesini teşvik etmişler, değerli madenlerin yabancılara satılmasını yasaklamışlardır. Ülkelerin büyük bir kısmında benzer tedbirler alındığı ve bir ülkenin altın kazancı, diğer bir ülkenin altın kaybına neden olduğu için, merkantilist politika her ülkede başarıya ulaşamamaktaydı. Ticarette kıyasıya rekabete girişilmişti. Başarılı olan ülkede, merkantilist politikalar, ülke kaynaklarının tam istihdamını sağlamakta ve hızlı bir ekonomik büyümeye olanak vermekte idi. İngiltere’de merkantilist yazarlar, genel olarak tüccardı ve yazıları kısa risaleler halinde yayınlanıyordu. Merkantilizmin Alman-Avusturya kanadına "kameralizm" adı verilmiştir. Yazarları, hükümet danışmanları, kamu yöneticileri ve bazı hocalardı. Bunların yazıları kitap halinde yayınlanmıştır. Ticari genişlemeden çok sanayileşmeye ağırlık vermişlerdir. Amaçları yerli sanayii geliştirmek ve kendi kendine yeterli bir ekonomi yaratmaktı. Von Hornigk gibi kameralistler, belirli sanayilerin himaye edilmesini ve sübvansiyonunu savunmuşlardır. Fransız tipi merkantilizme "colbertizm" adı verilmiştir. Fransa’da merkantilizm, Jean Baptiste Colbert’in buyruğu altında yetişmiş memur kadroları tarafından yürütülmekteydi. Fransa, devlet kontrolünü ve müdahaleyi aşırı derecede uygulamış, fakat sağladığı başarı kısıtlı olmuştur |