Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Eğitim - Öğretim > işletme - iktisat
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 11 December 2008, 09:19
Junior Member
 
Kayıt Tarihi: 1 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Poliçeler

POLİÇE

1-POLİÇENİN MAHİYETİ

Poliçede de havalede olduğu gibi, üçlü bir ilişki vardır: Keşideci ve muhatap arasındaki ilişki, keşideci ile lehdar arasındaki ilişki ve nihayet lehdar ile muhatap arasındaki ilişki. Birincisine karşılık (provizyon) ilişkisi, ikincisine bedel ilişkisi, üçüncüsüne de havale ilişkisi denir.
Keşideci ile muhatap arasındaki mevcut ilişkiye göre, keşideci muhatap üzerine poliçe keşide eder. Bu ilişkinin mahiyeti çeşitli olabilir: Keşideci ile muhatap arasında satım, kira veya kredi ilişkisi olduğu gibi, keşideci muhatap üzerine hatır senedi de çekebilir. Provizyon ilişkisi kavramı geniştir: bütün bu ilişkileri kapsar.
Keşideci, senedi lehdara belli bir karşılık için vermiştir. Başka bir deyişle, keşideci lehdara olan borcunun karşılığında kendisine senet verir. Keşideci lehdara olan borcunun karşılığında kendisine senet verir. Keşideci ile lehdar arasındaki ilişki de bedel ilişkisi ismini taşır.
Poliçe ile muhataba ve lehdara yetki verildiğinden lehdar ile muhatap arasındaki ilişki havale sayılır. Havalede çifte yetki vermektedir.

2-POLİÇEDE BULUNMASI GEREKEN UNSURLAR

A-MECBURİ UNSURLAR:

Poliçenin mecburi unsurları; poliçe kelimesi, belli bir bedelin ödenmesi hususunda kayıtsız şartsız havale, muhatabın adı ve soyadı, keşide tarihi ve keşidecinin imzasından ibarettir. Bu gruba dahil bulunan unsurlardan biri bulunmadığı takdirde, senet poliçe niteliğini kaybeder.
i-Poliçe kelimesi: Senet metninde, poliçe kelimesinin ve eğer senet Türkçeden başka bir dille yazılmış ise o dilde poliçe karşılığı olarak kullanılan kelimenin bulunması gerekir.
Poliçe kelimesinin senet metninde bulunmasına dikkat edilir. Bu suretle, herhangi bir senedin üzerine sonradan poliçe kelimesinin yazılması suretiyle o senede poliçe niteliği verilmesi tehlikesi giderilmiş olur.
Senette, poliçe için gerekli bütün şartlar mevcut olabilir: fakat sadece poliçe kelimesi yoksa bu gibi senetler emre yazılı havale sayılır.
Bu senetler, bir çok yönden poliçe hükmündedir. Ancak, emre yazılı havale, kabul için arz olunmaz. Bu itibarla da bu senetler, kabul için arz edilir ve kabulde de imtina olunursa, hamilin bu senetten dolayı hiçbir müracaat hakkı söz konusu olamaz. Fakat emre yazılı havaleyi muhatap kabul etmiş olduğu takdirde bu kabul, poliçenin kabulü hükmündedir. Bununla beraber, muhatap poliçeyi kabul etmiş olsun olmasın, vadeden evvel iflas etmiş olur veya ödemelerini tatil etmiş bulunur veya aleyhine yapılan icra takibi semeresiz kalır ise hamil vadeyi beklemeden, müracaat hakkını kullanamaz. Kabul edilmemiş bir emre yazılı havalenin keşidecinin (havale edenin) iflası halinde de durum aynıdır.
İcra-İflas kanunun, çekler, poliçeler ve bonolar hakkındaki takibe ilişkin hükümleri emre yazılı havaleye uygulanmaz.
ii-Belli bir bedelin ödenmesi hususunda kayıtsız şartsız havale: Havale kayıtsız şartsız olmalıdır. Mesela “Nezdinizde doğacak alacağımdan 500 TL ödeyiniz” şeklinde düzenlenen bir senet poliçe hükmünde değildir.
Poliçe ile bir nakit ödenmesi söz konusudur. Bu itibarla poliçe ile bir misli eşyanın veya kıymetli evrakın verilmesi emrolunamaz. Bununla beraber, mutlaka Türk parasının mecburiyeti söz konusu değildir.
Bedel (yabancı paraya göre düzenlenen senetlerde), vade günündeki rayiç üzerinden Türk parası olarak tespit edilir. Buna karşılık, altın esası üzerinden poliçe düzenlenemez: çünkü altın mal hükmündedir. Keza, poliçeye “yabancı para veya Türk parası” kaydı da konamaz. Mesela “50 Dolar veya 500 TL ödeyiniz” kaydı poliçenin niteliğini kaybettirir.
Esas itibariyle poliçede faiz şartı caiz değildir; ancak görüldüğünden belli bir süre sonra ödenecek poliçelerde keşideci tarafından poliçeye faiz şartı da konabilir. Bu iki grup poliçede, poliçenin ne zaman ödenmek için muhataba ibraz olunacağını tayin etmek mümkün değildir. Bu itibarla faiz, hesaplanıp poliçe bedeline ilave edilemez. Bu sebeple de, bu tür poliçelerde faiz şartına cevaz verilmiştir. Diğer poliçelerde faizi peşinen hesaplayıp bedele ilave etmek mümkün olduğundan faiz şartının poliçeye konulması yasaklanmıştır. Faiz miktarının poliçede gösterilmesi şarttır; aksi takdirde faiz şartı yazılmamış sayılır. Aksi öngörülmemişse faiz, poliçe keşide edildiği günden itibaren işlemeye başlar.
Poliçe bedeli hem yazı hem de rakam ile gösterilip de iki bedel arasında fark bulunursa yazılı olan gösterilen bedele itibar olunur. Poliçe bedeli yalnız yazı ile veya yalnız rakamla müteaddit defalar gösterilmiş olup da bedeller arasında fark bulunursa en az bedel muteber sayılır.
iii-Muhatabın adı ve soyadı: Poliçede birden fazla muhatap gösterilebilir. Muhataplardan birinin poliçeyi kabul etmesi halinde, hamilin müracaat hakkı doğar. Poliçede, muhatapların alternatif bir şekilde gösterilmesine müsaade edilmemektedir. Mesela “Ahmet Gider bu poliçeyi kabul etmediği takdirde poliçe Emin Çerez’e arz edilecektir.” Şeklinde muhatap gösterilemez.
Poliçede muhatap olarak gösterilmiş bulunan kimsenin hayal mahsulü olması önemli değildir. Bu hal poliçenin niteliğini etkilemez.
iv-Lehdarın adı ve soyadı: Poliçe kime veya kimin emrine ödenecekse poliçede onun ad ve soyadının bulunması gerekir. Lehdarın ad ve soyadının senet metninde bulunması şartı poliçelerin hamile düzenlenemeyecekleri kuralını teyit eder. Bununla beraber, poliçenin beyaz ciro ile devri mümkün olduğuna göre, beyaz ciro ve teslim ile devredilen poliçe hamile yazılı senedin hükümlerini doğurur.
Poliçede birden çok lehdarın gösterilmesi caizdir. Bu takdirde, lehdarlar birlikte ciro ve teslim ettikleri poliçe muhteviyatından dolayı müteselsilen sorumlu olurlar. Lehdarlar arasında, aynı zamanda, müteselsil alacaklılık olduğu söylenebilir. Muhatap, lehdarlardan birine poliçe muhteviyatını ödemek suretiyle borcundan kurtulur. Lehdarların alternatif bir şekilde gösterilip gösterilemeyeceği konusu ise ihtilaflıdır.
v-Keşide tarihi ve yeri: Keşide tarihinin poliçede mutlaka gösterilmesi gerekir. Keşide yeri ise, poliçeye uygulanacak hukuk bakımından önemlidir. Keşide yeri gösterilmeyen poliçe, keşidecinin soyadı yanında gösterilen yerde keşide edilmiş sayılır.
vi-Keşidecinin imzası: Keşidecinin imzasının senet muhteviyatını kapsayacak şekilde, poliçenin altında bulunması gerekir.
“Temsile yetkili olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imza koyan kimse, o poliçeden dolayı bizzat mesul olur ve poliçeyi ödediği takdirde temsil olunanın haiz olacağı haklara sahiptir. Yetkisini aşan temsilci için dahi hüküm böyledir.” Görüldüğü üzere yetkisi olmayan ya da yetkisini aşan temsilci, keşideci gibi sorumlu tutulmaktadır.
Senedi başkası adına imzalayan kişi keşideci sayılır. Keşideci ile hesabına poliçe tanzim edilen kimse arasında komisyon ilişkisi vardır. Bu itibarla keşideci aynı zamanda komisyoncu durumundadır.
vii-Ödeme yeri: Ayrıca yazılmamışsa, muhatabın soyadı yanında yazılan yer ödeme yeri ve aynı zamanda da muhatabın ikametgahı sayılır. Bu şekilde dahi ödeme yeri tespit edilmiyorsa senet poliçe olmaktan çıkar.

B-ALTERNATİF DURUMLAR

Kanun koyucu bazı unsurların da poliçe yer almasının gerekli olduğunu hüküm altına almıştır; ancak bunların poliçede mevcut olmaması halinde poliçedeki başka unsurlar bunların yerine geçer. Bu suretle senet, poliçe niteliğini kaybetmez. Bununla beraber her iki unsur da poliçede yer almamışsa, senet poliçe niteliğini kaybetmektedir.
i-Keşide yeri: Keşide yerini gösterilmemesi halinde senet poliçe niteliğini kaybetmez; keşidecinin isminin yanında yazılı yer keşide yeri sayılır. Keşidecinin adının yanında herhangi bir yer gösterilmemişse senet poliçe niteliğini kaybeder.
“Poliçe ile yapılan taahhütlerin şekli, bu taahhütlerin imzalandığı memleketin kanunlarına tabidir.”
ii-Ödeme yeri: Ödeme yeri gösterilmemişse, poliçe muhatabının adının yanında yazılı yerde ödenir. Bu da gösterilmemişse senet poliçe olma niteliğini kaybeder.
Ödeme yeri muhatabın ikametgahının bulunduğu yerde ve fakat başka bir adreste olabilir. Buna “adresli poliçe” denir. Keşideci, muhatabın ikametgahının bulunduğu mülki birlik içinde başka bir adres gösterebilir. Cirantalar adresli poliçe düzenleyemezler.
Ödeme yeri muhatabın ikametgahının bulunduğu yeri mülki sınırları dışında ise buna “ikametgahlı poliçe” denir. Muhatap ve cirantalar ikametgahlı poliçe düzenleyemezler.

C-İHTİYARİ UNSURLAR (ZORUNLU OLMAYAN ŞEKİL ŞARTLARI)

a-Vade: Vadenin poliçede gösterilmemiş olması senedin poliçe niteliğini etkilemez.
TTK m.615’e göre bir poliçeye ancak dört türlü vade yazılabilir. Buna göre vadesi bakımından poliçeleri dört gruba ayrılır.
 Muayyen bir günde ödenecek poliçeler
 Keşide gününden muayyen bir müddet sonra ödenecek poliçeler
 Görüldüğünde ödenecek poliçeler
 Görüldükten muayyen bir müddet sonra ödenecek poliçeler
Vadesi bunlardan başka bir şekilde yazılan veya birbirini takip eden vadeleri gösteren poliçeler batıldır.
Ancak, bir poliçede vadenin gösterilmesi de şart değildir. Vadesi poliçe metninde gösterilmeyen poliçe görüldüğünde ödenmesi şart edilmiş sayılır.
b-Poliçeye konabilecek diğer kayıtlar: Bunlardan bir kısmı, zaten kanunda öngörülen hususlardır. Mesela, keşidecinin kabulden sorumlu olmayacağını öngörmesi, kabule arz yasağı veya mecburiyeti getirmesi, protestodan muaf olacağını yazması bu tür kayıtlar olup, konmaları keşidecinin iradesine bağlıdır. Bunun dışında çok yaygın olarak, bu tür senetlere, bu senetlerden doğan uyuşmazlıkların çözümünde yetkili olacak mahkeme ve mercileri tayin eden kayıtlar konulmaktadır.

3-AÇIK POLİÇE

Senedin muhataba ibrazı anında gerekli şartları taşımış olması lazımdır. Gerçekten, poliçenin tedavüle çıkarken tamamen doldurulmuş olması şartı ileri sürülmemektedir. Tamamen doldurulmadan tedavüle çıkarılan poliçe açık poliçe ismini alır.
Keşideci senedi, boş olarak, sadece bir imza ile cirantaya devredebilir. Ciranta senedi doldururken keşideci ile aralarındaki antlaşmaya uymak zorundadır. Ancak ciranta bu anlaşmaya uymaz ise senedin ikinci bir cirantaya devri halinde bu kimseye ve sonraki cirantalara karşı poliçenin aradaki anlaşmaya uymadığı defi ileri sürülemez. Bununla beraber, hamil poliçeyi kötü niyetle iktisap etmiş olsun veya poliçenin iktisabı sırasında hamilin ağır kusuru varsa, bu defi hamile karşı ileri sürülebilir.
Açık poliçe, sonradan mecburi şekil şartlarına uygun olarak doldurulursa, kendisine dayanılarak hak talep edilebilecek bir senet haline gelir.

4-POLİÇENİN DEVRİ

Poliçe emre yazılı senetlerdendir ve ciro ve teslim yoluyla devredilebilir. Poliçenin ciro ve teslim yoluyla devredilebilmesi için, onun açık bir emre yazılı olması şart değildir. Keşideci “emre yazılı değildir” kelimelerini veya eş anlam taşıyan bir kaydı poliçeye koyarsa, senet alacağın temliki yoluyla devreder ve alacağın temlikinin hukuki sonuçlarını doğurur.
Poliçe esas itibariyle, ciro ve teslim yoluyla devreder; ancak istisnai hallerde alacağın temlikinin hükümlerine tabidir. Poliçenin devri ile ilgili iki önemli müessese vardır: Ciro ve teslim

A-CİRO

a-Cironun mahiyeti
Ciro çifte yetki bir veren bir havaledir. Ciro, hukuki mahiyeti itibariyle poliçe gibi mevsuf bir havale olup, senetten doğan hakların devri maksadıyla yapılan ve çifte yetki veren hukuki bir işlemdir. Bu yönden ciro ile poliçenin hukuki mahiyetleri arasında fark yoktur. Ciroda ciranta, muhataba ödeme yetkisi, ciro edilene kabz (alma) yetkisi vermektedir.
Cironun asıl fonksiyonu, senetten doğan hakların devrini sağlamasıdır. Ama senet bedelinin tahsili veya bu bedelin rehin edilmesi suretiyle teminat olarak gösterilmesi maksadıyla da kullanılabilir.
b-Cironun şekli
Ciro, poliçe ve poliçeye bağlı olan alonj üzerine yazılır. Cironun poliçenin yüzüne veya arkasına yazılması mümkündür. Ancak, poliçenin yüzüne yazılan cironun tam ciro olması gerekir. Çünkü, poliçe yüzüne atılacak imza aval hükmünde sayılır. Poliçenin arkasına sadece imza atılması ciro beyanı için yeterlidir.
Ciro beyanı çeşitli şekillerde ifade edilebilir.
Ciranta, ciro yapacağı kimsenin adını, soyadını ve “ödeyiniz” kelimesini yazıp altına da imzasını atarak veya sadece “ödeyiniz” kelimesini yazıp altına da imzasını atarak ya da sadece imzasını atmak suretiyle senedi ciro edebilir.
Ciro edilen kimsenin adının, soyadının ve belli olduğu ciroya “tam ciro”, cirantanın ödeyiniz yazıp imzalayarak ya da sadece imzalayarak yaptığı ciroya da “beyaz ciro” denir.
Ciro da tarih atmaya gerek yoktur. Bununla beraber cirantanın ciro yaptığı sırada ehil olup olmadığını veya cironun ne zaman yapıldığını saptamak yönünden tarih koymakta yarar vardır. mesela, tarihsiz ciro, protestonun düzenlenmesi için gerekli olan sürenin geçmesinden önce yapılmış sayılır.
c-Ciro kimlere yapılır
Ciro, üçüncü şahıslar dışında, poliçeyi kabul etmiş olsun ya da olmasın muhataba, keşideciye veya poliçe borç altına girmiş olanlardan (ciranta veya aval veren gibi) herhangi birine yapılabilir.
Muhataba yapılan ciro sonucunda senet bir süre tedavülden çekilmiş sayılır. Çünkü, muhatap hem borçlu hem de hamil sıfatıyla alacaklı durumundadır. Başka bir deyimle, alacaklı ve borçlu niteliklerinin birleşmesi sonucunda borç sükut eder. Poliçe yönünden bu kurala istisna getirilmiştir. Alacaklı ve borçlu niteliği birleştiği halde borç sükut etmemektedir. Bu itibarla, muhatap, elindeki poliçeyi tekrar ciro ederek tedavüle çıkarabilir. Bu halde, muhatap, hem bu nitelikle hem de ciranta niteliğiyle sorumludur. Çeklerde durum değişiktir. Çeklerde muhataba ciro makbuz hükmündedir; meğer ki, muhatabın birden fazla şubesi olup da ciro çekin üzerine çekildiği şubeden başka bir şube üzerine yapılmış olsun.
Keşideciye yapılan ciro bir bakıma senedin tedavülden kaldırılması anlamındadır. Keşideci poliçeyi tekrar ciro edebilir, bu takdirde hem ciranta hem de keşideci niteliğiyle sorumlu olur.
Poliçeyle borç altına giren kimselere (ciranta,aval veren, araya giren) senet ciro edebilir ve bunlar da senedi tekrar ciro ile devredebilir.
d-Cironun şartları
i-Cirosu yasak edilmemiş bir ciro olmalıdır.
aa-Ciro yasağı keşideci tarafından getirilmişse, bu senedin ciro yoluyla devri mümkün olmayıp, ancak alacağın temliki yoluyla devredecektir.
bb-Ciro yasağı, başka bir ciranta tarafından getirilmişse, bu senedin ciro yoluyla devri yine mümkündür, ancak ciro yasağı koyan ciranta sonra ciro edilenlere karşı sorumlu olmaz.
ii-Cironun kayıtsız şartsız olması gerekmektedir. Yazılmaması gereken şeylerin ciroya eklenmesi cironun sıhhatine helal getirmez; o kayıtlar yazılmamış sayılır.
Kısmi cironun batıl olduğu hüküm altına alınmıştır.
iii-Ciro çizilmemiş olmalıdır.Çizilen cirolar, ciro silsilenin tayinin de yazılmamış sayılır. Çizilmiş cirolar da yazılmamış hükmündedir.
e-Cironun zamanı
Bir poliçe, ödeninceye kadar ciro yoluyla devredilebilir.
Ciro vadeden sonra da yapılabilir. Vadeden sonra yapılan ciro, vadeden önce yapılan ciro hükümlerini doğurur. Ancak, ödememe protestosu keşide edildikten ve bu protestonun düzenlenebilmesi için gerekli süre geçtikten sonra yapılan ciro, alacağın temliki hükmündedir.
f-Cironun türleri
Ciro, ciro edilenin belli olup olmaması ve cironun amacına göre iki yönden sınıflandırılabilir.
i-Cironun, ciro edilenin belli olup olmaması yönünden sınıflandırılması: Bu yönden ciro tam ve beyaz cirodur.
Tam ciroda, ciro edilen kimse bellidir. (Ahmet Bilek’e ödeyiniz. İmza Nükhet Dağlı)
Beyaz ciroda ise, ciro yapılan kimsenin ismi belli değildir. Ciranta “ödeyiniz” kelimesini yazar ve imza eder ya da sadece senedin arkasına koyacağı imza ile senedi devreder.
Ticari senedin ön yüzüne beyaz ciro anlamında imza atarsak keşideci adına kefil (avalist) oluruz.
ii-Cironun amaca göre sınıflandırılması: Ciroyu bu yönden temliki, terhini ve tahsili ciro olmak üzere üç gruba ayırabiliriz.
 TEMLİK CİROSU: Poliçeye bağlanmış olan hakkın devri maksadıyla yapılan cirodur.
Bir poliçeden doğan hak ve yetkilerin temliki maksadıyla yapılan ciro üç ayrı fonksiyon icra eder.
• Temlik fonksiyonu: Senetten doğan hak ve yetkiler, senedin teslimi ile birlikte ciro edilene geçer.
• Teşhis fonksiyonu: Bir kimsenin elinde bulundurduğu poliçenin yetkili hamil olup olmadığı 598. maddeye göre incelenip tespit edilecek düzgün ciro silsilesinin mevcudiyetine göre tayin edilir.
• Teminat fonksiyonu: Aksine bir şart öngörülmemişse, ciranta ciro ettiği poliçenin kabul edilmemesinden ve ödenmemesinden sorumludur. Burada, keşidecinin sadece poliçenin kabul edilmemesinden sorumlu olmayacağını öngörmesinin mümkün olduğunu belirtmekte yarar vardır.
 TAHSİL CİROSU: Poliçe bedelinin bir başka kimse tarafından tahsil edilmesini sağlamak amacıyla yapılan ciroya tahsil cirosu denir. Ciro bedeli “tahsil içindir”, “kabz içindir”, “vekaleten” veya sadece “tahsili” ifade eden bir kaydı taşımalıdır.
• Senedi tahsil cirosu ile elinde bulunduranların hakları: Bu şahıs poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir. Ancak bu yetkilerini kullanmak maksadıyla, senedi sadece tahsil cirosu ile devredebilir. Ciro edilenin bu hak ve yetkileri cirantanın ölümü veya medeni hakları kullanma ehliyetini kaybetmesi halinde dahi sona ermez. Borçlu cirantaya karşı haiz olduğu defileri, vekil durumundaki ciro edilene karşı da ileri sürebilir. Ama, ona karşı haiz olduğu defileri, ciro aslında tahsil cirosu olmadığı ispatlarsa kullanabilir. Tahsil cirosunun teminat fonksiyonu yoktur.
 REHİN CİROSU: Poliçeye bağlanmış olan hakların rehini maksadıyla “Bedeli rehin içindir”, “Bedeli teminattır” gibi ibarelerle yapılan cirodur.
• Senedi elinde bulunduranların hakları: Bu şahıs poliçeden doğan bütün hakları kullanabilir. Ancak yetkilerini kullanmak maksadıyla senedi sadece tahsil cirosu ile devredebilir. Rehinli alacağın sükutu halinde ise yetkileri sona erer.
• Senedi elinde rehin cirosu ile bulundurana karşı ileri sürülebilecek şahsi defiler: Bir poliçeyi rehin cirosu ile elinde bulunduran şahsın, borçlunun sadece ona karşı haiz olduğu şahsi defileri ileri sürmesi mümkündür. Borçlunun cirantaya haiz olduğu şahsi defiler, senedi rehin cirosu ile elinde bulunduranın senedi iktisap ederken bilerek onun zararına hareket etmiş olması halinde ileri sürülebilir. Rehinli alacak sükut eder ve borçlu bunu herhangi bir suretle öğrenirse, cirantaya haiz olduğu defileri kullanabilir. Aksini savunan yazarlar olsa da rehin cirosunun da teminat fonksiyonu vardır. aksini kabulü, zaten kabul edilmeyeceği ve ödenmeyeceği bilinen bir poliçenin kötü niyetle rehin cirosu ile devrine ve alacaklıyı belki de tamamen teminatsız bırakmaya göz yummak olur.

B-TEMSİL

Poliçenin devredilebilmesi için ciroyu takiben senedin de devredilmesi gerekir. Teslim ayni bir sözleşme niteliğindedir. Poliçenin tesliminin geçerli olabilmesi için, kural olarak, teslim eden ile tesellüm edenin hür bir iradeye sahip olmaları gerekir; aksi halde sözleşme vücut bulmaz. Başka bir deyişle, teslim edenin iradesi dışında bir sebeple senedin elinden çıkması halinde, sözleşme meydana gelmemiştir. Bu esaslar, poliçe yönünden geçerli değildir. Poliçe, herhangi bir sebeple hamilin elinden çıkmış ise, yeni hamilin iktisabı geçerlidir. Buna, kanun koyucu şu istisnayı getirmiştir: Yeni hamil poliçeyi kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisabında ağır bir kusur bulunduğu takdirde o poliçeyi geri vermekle mükellef olur. Burada açılacak dava, poliçenin iadesine ilişkindir.
Ciroyu yapan lehdar veya ciranta ise, bu kimseler hamile karşı, ehliyetsizlik sebebiyle, sorumsuz oldukları definde bulanabileceklerdir. Buna karşılık keşideci ehliyetsiz ise, senet hükümsüzdür.
Keşidecinin ehil olmaması halinde poliçenin istirdadı söz konusu olmamaktadır. Keza, cirantalardan birisinin ehliyetsizliği de senedin iadesini istemeye hak vermez, sadece ciranta sorumsuzluk definde bulunur.

5-POLİÇEDE KABUL

A-KABUL BEYANININ MAHİYETİ VE ŞARTLARI

Kabul, keşidecinin poliçeye yazdığı ödeme emri ile ödenmesini havale ettiği bedeli ödeyeceğini kabul ettiğini bildiren bir beyanı poliçeye yazması ve bunu imzalaması suretiyle yapılan tek taraflı mücerret bir irade açıklamasıdır. Muhatabın kabul beyanı, onu poliçenin asıl borçlusu durumuna sokar.
Kabul, tek taraflı, mücerret ve kayıtsız şartsız bir beyandır. Poliçede, keşideci muhataba ödeme, lehdara kabz yetkisi verir. Muhatap, poliçe bedelini ödemek mecburiyetinde değildir. Ancak muhatap poliçe üzerine kabul şerhini koyduktan sonra, bu beyanı dolayısıyla, poliçe bedelinin sorumlusu olur.
Kabul, poliçe bedelinin bir kısmına hasredilebilir. Mesela, poliçe muhteviyatı 2000 TL ise, muhatap sadece 500 TL için kabul şerhi koyabilir. Bunun dışında; kabul şerhi poliçe münderecatından farklı olursa, poliçe kabul edilmemiş sayılır.

B-POLİÇENİN KABULE ARZ ZAMANI

Keşideci, muhatap üzerine poliçe keşide etmiş ve muhataba kabul şerhini yazdırdıktan sonra, poliçeyi lehdara vermiştir. Bu poliçe daha az emniyetle tedavül eder. Çünkü poliçenin yegane sorumlusu keşideci ve varsa cirantalardır. Halbuki, kabul şerhi konulmuş bir poliçede ayrıca muhatap da sorumludur. Kabul şerhi konulmadan lehdara verilmiş olan poliçeyi, hamil kabul eder. Hamil, poliçeyi vadesine gelmesine kadar kabule etmek yetkisine sahiptir. Vade günü, arz süresine dahil değildir. Bununla beraber, vadede veya vadeden sonra poliçeyi kabul eden muhatap da bu beyanı sebebiyle genel hükümler çerçevesinde poliçe bedelinden dolayı sorumlu olur. Poliçe vadesini keşideci belirlemiştir.
Poliçe, vadesinin dolmasına kadar hamil veya poliçeyi elinde bulunduran herhangi bir kişi tarafından muhatabın ikametgahında onun kabulüne arz olunur.
Esas kural keşidecinin kabule arz süresini istediği şekilde belirleyebilmesidir. Cirantalar ise kabule arz süresini ancak kısaltabilirler.
Görüldükten belli bir süre sonra ödenecek poliçelerde keşideci, kabule arz için belli bir süre tayin etmemiş ise, poliçenin keşide gününden itibaren 1 yıl içinde kabule arz edilmesi gerekir. Böyle bir poliçenin vadesi, kabul şerhinde yazılı tarihe göre tayin olunur. Kabul şerhinde tarih yazılmamış olduğu hallerde, hamil protesto keşide ederek poliçenin kabule arz edildiği tarihi saptamalıdır. Kabul şerhinde tarih gösterilmemiş ve protesto ve protesto da çekilmemiş ise poliçe, kabule arz için öngörülen sürenin son günü kabul edilmiş sayılır. Başka bir ifadeyle, keşide tarihinden itibaren 1 yıl sonra poliçe kabule arz edilmiş sayılacaktır.
Kural, kabule arzın ihtiyari olmasıdır. Yani hamil elindeki poliçeyi hiç kabule arz etmeksizin vadeyi bekleyebilir.

C-POLİÇEYİ KABULE ARZ EDEN KİMSE

Poliçenin kimin tarafından kabule arz edileceği keyfiyeti önemsizdir. TTK 603 m.de poliçenin hamil veya onu elinde tutan herkes tarafından kabule edilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 12:16


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri Antalya Seo tesbih aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort eryaman escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort
mecidiyeköy escort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2