PERİYODİK DİZGE
19. yüzyıl başlarında kimyasal çözümleme yöntemlerinde hızlı gelişmeler elementlerin ve bileşiklerin fiziksel ve kimyasal özelliklerine ilişkin çok geniş bir bilgi birikimine neden oldu. Bunun sonucunda bilim adamları elementler için çeşitli sınıflandırma sistemleri bulmayısa çalıştılar. Rus kimyacı Dimitriy İvanoviç Mendeleyev 1860'larda elementlerin özellikleri arasındaki ilişkileri ayrıntılı olarak araştırmayısa başladı ; 1869'da

elementlerin artan atom ağırlıklarına göre dizildiklerinde özelliklerinin de periyodik olarak değiştiğini ifade eden periyodik yasayı geliştirdi ve gözlemlediği bağlantıları sergilemek için bir periyodik tablo hazırladı. Alman kimyacı Lothar Meyer de

Mendeleyev'den bağımsız olarak hemen hemen aynı zamanda benzer bir sınıflandırma yöntemi geliştirdi.
Mendeleyev'in periyodik tablosu o güne değin tek başına incelenmiş kimyasal bağlantıların pek çoğunun birlikte gözlemlenmesini de olanaklı kıldı. Ama bu sistem önceleri pek kabul görmedi. Mendeleyev tablosunda bazı boşluklar bıraktı ve bu yerlerin henüz bulunmamış elementlerle doldurulacağını ön gördü. Gerçekten de bunu izleyen 20 yıl içinde skandiyum

galyum ve germanyum elementleri bulunarak boşluklar doldurulmayısa başlandı.
Mendeleyev'in hazırladığı ilk periyodik tablo 17 grup (sütun) ile 7 periyottan oluşuyordu ; periyotlardan

potasyumdan broma ve rubidyumdan iyoda kadar olan elementlerin sıralandığı ikisi tümüyle doluydu ; bunun üstünde

her birinde 7 element bulunan (lityumdan flüora ve sodyumdan klora) iki kısmen dolu periyot ile altında üç boş periyot bulunuyordu. Mendeleyev 1871 de tablosunu yeniden düzenledi ve 17 elementin yerini (doğru biçimde) değiştirdi. Daha sonra Lothar Meyer ile birlikte

uzun periyotların her birinin 7 elementlik iki periyoda ayrıldığı ve 8. gruba demir

kobalt

nikel gibi üç merkezi elementin yerleştirildiği 8 sütunluk yeni bir tablo hazırladı.
Lord Rayleigh (Jonh William Strutt) ve Sir William Ramsay'in 1894 den başlayarak soygazlar olarak anılan helyum

neon

argon

kripton

radon ve ksenonu bulmalarından sonra

Mendeleyev ve öbür kimyacılar periyodik tabloya yeni bir "sıfır" grubunun eklenmesini önerdiler ve sıfırdan sekize kadar olan grupların yer aldığı kısa periyotlu tabloyu geliştirdiler. Bu tablo 1930'lara değin kullanıldı.
Daha sonraları elementlerin atom ağırlıkları yeniden belirlenip periyodik tabloda düzeltmeler yapıldıysa da

Mendeleyev ile Meyer'in 1871 deki tablolarında özelliklerine bakılarak yerleştirilmiş olan bazı elementlerin bu yerleri

atom ağarlıklarına göre dizilme düzenine uymuyordu. Örneğin argon - potasyum

kobalt - nikel ve tellür - iyot çiftlerinde

birinci elementlerin atom ağırlıkları daha büyük olmakla birlikte periyodik sistemdeki konumları ikinci elementlerden önce geliyordu. Bu tutarsızlık atom yapısının iyice anlaşılmasından sonra çözümlendi.
Yaklaşık 1910'da Sir Ernest Rutherford'un ağır atom çekirdeklerin- den alfa parçacıkları saçılımı üzerine yaptığı deneyler sonucunda çekirdek elektrik yükü kavramı geliştirildi. Çekirdek elektrik yükünü elektron yüküne oranı kabaca atom ağırlığının yarısı kadardı. A. van den Broek 1911'de

atom numarası olarak tanımlanan bu niceliğin elementin periyodik sistemindeki sıra numarası olarak kabul edilebileceği görüşünü ortaya attı. Bu öneri H.G.J. Moseley'in pek çok elementin özgün X ışını tayf çizgi- lerinin dalga boylarını ölçmesiyle doğrulandı. Bundan sonra elementler periyodik tabloda artan atom numaralarına göre sıralanmayısa başladı. Periyodik sistem

Bohr'un 1913'te başlattığı atomların elektron yapıları ve tayfın kuvantum kuramı üzerindeki çalışmalarla açıklığa kavuştu.
Periyotlar. Periyodik sistemin bugün kullanılan uzun Periyotlu biçiminde

doğal olarak bulunmuş ya da yapay yolla elde edilmiş olan 107 element artan atom numaralarına göre yedi yatay periyotta sıralanır ; lantandan (atom numarası 57) lütesyuma (71) kadar uzanan lantanitler dizisi ile aktinyumdan (89) lavrensiyuma (103) aktinitler dizisi bu periyotların altında ayrıca sıralanır. Periyotların uzunlukları farklıdır. İlk periyot hidrojen periyodudur. Ve burada hidrojen (1) ile helyum (21) yer alır. Bunun ardından her birinde 8 element bulunan iki kısa periyot uzanır. Birinci kısa periyotta lityumdan (3) neona (10) kadar olan elementler

ikinci kısa periyotta ise sodyumdan (11) argona (18) kadar olan elementler yer alır. Bunları

her birinde 18 elementin bulunduğu iki uzun periyot izler. Birinci uzun periyotta potasyumdan (19) kriptona (36)

ikinci uzun periyotta rubidyumdan (37) ksenona (54) kadar olan elementler bulunur. Sezyumdan (55) radona (86) kadar uzanan 32 elementlik çok uzun altıncı periyot

lantanitlerin ayrı tutulmasıyla 18 sütunda toplanmıştır ve özellikleri birinci ve ikinci uzun periyottaki elementlerinkine çok benzeyen elementler bu elementlerin altında yer alır. 32 elementlik en son uzun periyot tamamlanmamıştır. Bu periyot ikinci en uzun periyottur ve atom numarası 118 olan elementlerle tamamlanacaktır.
Gruplar. Helyum

neon

argon

kripton

ksenon ve radondan oluşan altı soy gaz

tümüyle dolu altı periyodun sonunda yer alır ve bunlar periyodik sistemin 0 grubunu oluştururlar. Lityumdan flüora ve sodyumdan klora kadar uzanan ikinci ve üçüncü periyottaki yedişer element ise sırasıyla I.

II.

III.

IV.

V.

VI.

VII. grupları oluştururlar. Dördüncü periyotta yer alan

potasyumdan broma kadar sıralanan 17 elementin özellikleri farklıdır. Bunların periyodik sistemde 17 alt grup oluşturdukları düşünülebilir

ama bu elementler geleneksel olarak 15 alt grupta toplanırlar ve demir

kobalt

nikel ve bundan sonraki periyotta benzer özellikte olan elementler tek bir grupta

VIII. Grupta yer alırlar. Potasyumdan (19) manganeze (25) kadar olan elementler sırasıyla Ia

IIa

IIIa

IVa

Va

VIa

VIIa alt gruplarında

bakırdan (29) broma (35) kadar olan elementler de Ib

IIb

IIIb

IVb

Vb

VIb

VIIb

alt gruplarında toplanırlar.
I. grup alkali (Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)ller grubudur ; lityum ve sodyumun yanı sıra potasyumdan fransiyuma kadar inen (Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)lleri kapsayan bu grup

farklı özelliklere sahip Ib grubu (Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)llerini içermez. Aynı biçimde

berilyumdan radyuma kadar inen elementleri kapsayan II. grup toprak alkali (Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)llerdir ve IIb grubundaki elementleri kapsamaz. III. grubu oluşturan bor grubu elementlerinin özellikleri

IIIa grubunun mu yoksa IIIb grubunun mu

bu grupta yer alacağı sorusuna kesin bir yanıt getirmez

ama çoğunlukla IIIa grubu elementleri bor grubu olarak düşünülür. IV. grubu karbon grubu elementleri oluşturur ; bu grup silisyum

kalay

kurşun

gibi elementleri kapsar. Azot grubu elementleri V. grupta toplanmışlardır. VI. grup oksijen grubu elementlerinden

VII. grup ise halojenlerden oluşur.
Hidrojen elementi bazı tablolarda Ia grubunda gösterilmekle birlikte kimyasal özellikleri alkali (Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)(Sansürlü Kelime)llere ya da halojenlere çok benzemez ve elementler arasında benzersiz özelliklere sahip tek elementtir. Bu nedenle hiç bir grubun kapsamında değildir.
Uzun periyotların (4.

5. Ve 6. periyotlar) orta bölümünde yer alan IIIb

IVb

Vb

VIIb

Ib gruplarındaki ve VIII. gruptaki 56 elemente geçiş elementleri denir.