#1
|
||||
|
||||
Süper Sarışın + Azeri Doktor
Fıstık gibi bir sarışın kucağında bir bebek ile eczaneye girip;
"-Bebeği tartmak istiyorum." deyince eczacı; "-Efendim bebek tartımız bozuk. Onun için anneler bebeklerini kucaklarına alıp büyük tartısına çıkıyorlar. Sonra ben bebeği kucağıma alıp anneyi bir daha tartıyorum. Aradaki farktan da bebeğin ağırlığını buluyoruz." demiş. Kadın ; "-Hay aksi şeytan !" deyip kapıya doğru yürüyünce eczacı; "-Ne oldu efendim?" diye sormuş, Sarışın; "-Ben bu bebeğin annesi değilim ki, teyzesiyim.Gidip bebeğin annesini getireyim bari..." Doktor Azeri olunca: - Gelesen! - Selam doktor bey! - Salam... Sabahın hayır! (Selam. İyi sabahlar) - Ne salamı? Kızımı muayeneye getirdim. - Gızım, sen yahşi birine ohşayırsan! (Kızım sen iyi birine benziyorsun.) - Neee! Kızım kimi okşuyormuş? - Vallahi kimseyi okşamıyorum baba! - Sus kız! Koskoca doktor yalan mı söyleyecek? Ellerindeki pişikten anladı herhalde! - Pişik ele degel kucağa yaraşır. (Kedi ellenmemeli, kucağa alınmalı.) - Doktor sen ne diyosun yaa? - Siz haradan gelisiz? (Siz nereden gelirsiniz?) - Biz at mıyız haradan gelecek? Doktor, ağzını topla... - Gızım soyunasın, sırtına gulag asmag isterem. (Kızım soyun da sırtını dinleyeyim.) - Baba ya... bu adam kimin kulağını sırtıma asacak? - Men indi gızına dayandıraaram. Marağım gabardı. Neçe ağlarsın? (Ben şimdi kızınızı durdururum. Merak ettim. Neye ağlarsın?) - Baba ne diyo bu? - Gızım sen kârhanede çalışırsın? (Kızım sen fabrikada mı çalışıyorsun?) - Lan p... doktor... Küüüüütttt... - Özümü itirdim, dağlara kar düşende, bülbüle gam düşende, ruhum bedenden oynar, gözüme yumruk gelende... ) |