#1
|
|||
|
|||
Bir Delinin Hatıra Defteri
Önemli Not: Gösterimiz gerçek bir ev ortamında kendi evinizin rahatlığında rahat minderlerde ve koltuklarda oturarak izleyebileceğiniz farklı bir konsepte sunulmaktadır... Alışagelmiş tiyatroların dışında alternatif bir yol açan mekanımızda seyirci oyuncu ilişkisi de göz göze diz dize kurgulanarak sahici tiyatro mantığının örneklerinden en sahicisi olmaya adaydır... Tarih : 27 Ağustos-23 Eylül 2008 Yer : Kulis Oda Sahnesi Caddebostan Şehir : İstanbul Anadolu BİR DELİNİN HATIRA DEFTERİ ODA DA Bir Delinin Hatıra Defteri adlı oyunla 10 sene de 700.gösterisini yapan Metin Zakoğlu'ndan deneysel bir çalışma... Bir Delinin, tuttuğu günlükten hayallerini yorumladığı koğuşunda, yatağının ucundan birebir göze göz hissettiklerini hissetmeye cesaretiniz var mı? Sadece 20 kişinin girebileceği koğuşta yerinizi şimdiden ayırtın. Oyuncu ile iç içe göz göze bir 90 dakika. Kimi zaman ben neredeyim, bu adam kim? Ben şimdi oyuncu muyum, seyirci mi, karşımda ki oyuncumu yoksa gerçeğin kendisi mi soruları ile baş başa kalabileceğimiz bir 90 dakika. Oyuncu ve seyircinin yer değiştirdiği tek gösteri. Kimi zaman gülmekten ikinci espriyi kaçıracaksınız, kimi zaman da göz yaşlarınıza hakim olamayacaksınız. Kısacası bu gösteri de çok şaşıracaksınız! Ekim 1994 yıllından beri süren ve büyük beğeni toplayan ve bir çok olumlu eleştiri alan bu kült oyunda Metin Zakoğlu gogol'un gerçekle hayal dünyası arasında olduğu bir dönemde kaleme aldığı bu tek kişilik oyunu seyircilere aktarmada da gerçekle hayal arasındaki o ince çizgiyi dokunaklı bir şekilde yorumlayarak seyredenlere etkileyici bir oyunculuk başarısı ile aktarıyor... Yer yer seyircilerin arasında oynanan ve seyirciye ben kimim bu adam kim burada şimdi oyun mu gerçek mi yaşanıyor ikilemi yaşatan Zakoğlu sıra dışı bir seyirci katılımı ile oyunun tıpkı denizle kumsalın git-gel'lerinde yaşadığı bir ilişki gibi oyuncu seyirci ilişkisini de oyunda bu git-gel'lerin üzerine kurarak oluşturuyor... Oyunun konusuna gelince; sıradan bir 3.dereceden memur olan Aksentin İvanoviç Poprişçin bu sıradanlığı karşısında sürekli aşağılanır, alaya alınır... Ve günün birinde Poprişçin çok yüksek tabakadan bir kızın kendisini sevdiğini sanır,hayal dünyasında ki mutluluğu kızın daha soylu bir beyzadeyle evlenmek üzere olmasını öğrenmesi ile yıkılır... Bundan sonraki hayalleri onunda tıpkı o soylu gibi bir asilzade hatta belki de bir kral olmaktır... Ve günün birinde Aksentin İvaneviç Poprişçin kendini İspanya Kralı olmuş bir vaziyette akıl hastahanesinde bulur... Saçları kısaltılmış bir halde gözleri yaşlı annesini yanına istemesi oyunun en gerçek anıdır belki de... Yazan: N.gogol Yöneten - Oynayan ve dramaturji: Metin Zakoğlu Dekor Kostüm: Tuğba Zakoğlu Müzik: Kitaro Işık - Efekt: Eser Karahasanoğlu |