#1
|
|||
|
|||
Hermes ( Mercuius )
Hermes rüzgar tanrisidir, babasi Zeus annesi ise yagmur perilerinden biri olan Maia'dir. Kanatli sandallari olan Hermes ayni zamanda tanrilarin habercisidir. Arkadia da Kylleni daginin dik yamaçlarinda bulunan oldukça genis ve derin bir magarada dogdu. Ve dogar dogmaz kundagindan kurtulup magaradan çikti ve daglarda dolasmaya basladi. Dogdugu magranin yakinlarinda ki bir çayirda çiçekler arasinda gezinen bir kaplumbaga buldu ve onu alip hemen magarasina getirdi. Önce kabugun içini bosaltti ardindan bu kabugu yumusak bir öküz derisiyle kapladi. Kamislar keserek arasindan geçirdi ardindan yedi tane kuvvetli tel takti..böylece lir denilen ve ahenkli sesler çikaran müzik aleti yapmis oldu. Parmaklarini gergin teller üzerinde gezdirerek yumusacik melodiler çalip sarki söylemeye basladi. Bu arada karni da acikmisti..lir'I besigine birakarak tekrar magaradan çikti. Cani et yemek istiyordu bu yüzden Apollon'un semiz öküzlerinin bulundugu yere dogru yola koyuldu. Apollon öküzleriniPieria'nin gölgeli daglarinin yamacinda ki bir çayirda otlatiyordu. Aksam karanlik çökünce Hermes çabucak elli tane semiz öküzü çaldi ve izleri belli olmasin diye hayvanlari kumlu yoldan yürüttü böylece esen rüzgarla birlikte izleri yok olmustu. Ancak yolda meyve bahçesi ile ugrasa yasli bir adamla karsilasti ve ona: "Eger bol meyve almak ve zengin olmak istiyorsan bak fakat görme, isit fakat dinleme seninle ilgisi olmayan hersey hakkinda susmayi söylememeyi tercih et..dedi Günes'in dogmasina yakin Alheios suyunun kiyilarina vardi öküzleri orada gizli bir magaraya sakladi ama açlik canina tak etmisti. Aralarindan besili iki tosun seçerek güzelce kizartti ve yedi. Hemen sonra ise gizlice magarasina döndü. Içeri kapi deliginden rüzgar gibi girdi.Bu yüzden gelisini ne peri kizlari nede köpekler duymustu. Besigine kivrilip yatti. Günes dogdugunda Apollon öküzlerin yoklugunu fark edip küplere bindi. Tanrisal sezgileriyle kisa sürede hirsizin izini bulmustu. Apollon, Hermes'in magarasina geldi ve ona öküzleri nereye sakladigini sordu ancak Hermes anlamamazliktan geldi, öküzleri çaldigina dair kendisine yöneltilen suçlamalarin hepsini red ediyordu. "Ben küçücük bir kundak çocuguyum nasil senin öküzlerini çalabilirim ki..banyo yaptirmak disinda beni besigimden bile çikarmiyorlar. Ama Apollon'u ikna edememisti. Günes'in tanrisi daha da öfkelenerek Hermes'I alip Zeus'a götürdü. Ancak Hermes en sevimli halini takinarak yaptiklarini Bas tanrinin huzurundada inkar etti. Ama Zeus her seyi duyar ve görürdü. Öküzleri kimin çaldigini çok iyi biliyordu ama küçük oglunun sevimliligi onunda aklini çelmisti bu yüzden onu cezalandirmadi. Bunun yerine iki kardesi baristirip aralarini düzeltti ve Hermes'e öküzlerin yerini agbisine göstermesini söyledi. Hermesin baska sansi kalmamisti. Apollon ile birlikte öküzleri sakladigi yere gitti ve öküzlerini günes tanrisina teslim etti. Ancak Apollon'un öfkesi hala geçmemisti, bunun üzerine Hermes onun gönlünü almak için kendi elleriyle yaptigi Lir'ini Apollon'a hediye etti. Apollon ahenklisesler çikaran bu müzik aletine hayran kalmisti. Hemen yumusak melodiler çalmaya basladi. Sesler öylesine güzeldi ki Apollon çalarken kendinden geçiyordu. Böylece iki kardesin arasi düzeldi ve Hermes'in herzaman Apollon'unkalbinde ayri bir yeri oldu. Ölümsüzler arasinda en sevdigi tanri rüzgar tanrisi olan Hermes idi. Ona duydugu sevgi hiç azalmadi tersine artti
|