#1
|
|||
|
|||
YaŞaminizi DeĞİŞtİrmek İstermİsİnİz
Yaşamınızı değiştirmek ister misiniz?
İnsan yaşamı her ne kadar evrensel pencerede bir anlık bir ışık parlaması kadar kısa olsa da kendi içinde sonsuzluk içeren, zaman mekanizmasını anlamsız hale getiren bir olgudur. Ömrümüzde bizi bekleyen yıllar sanki hiç bitmeyecekmiş gibi gözükür, geçmiş ise su gibi akıp gitmiştir, ikisinin de bize hissettirdiği çok farklıdır. Gelecek hep vardır ve daha zaman vardır. Geçmiş ise “keşke” ler ve “iyi ki” lerle doludur. Ne kadar iyi bir yaşam sürersek sürelim sıkıntılarımız olacaktır ve bize hep ruhsal veya fiziksel rahatsızlıklar yaşatacaktır. Tıpkı unutamadığımız mutlu anlarımız gibi onlar da bizim bir parçamızdır ve memnun olmadığımız yerleri tamir etmemiz için fırsatlardır. Bazen çok acılı süreçlerdir ama eninde sonunda bize bir şeyler katacaktır. Yaşamı verimli bir şekilde devam ettirmenin belirli kurallar var ancak ne yazık ki bu kuralları öğrenmek bazen bir ömür boyu sürebiliyor. İşte tavsiye edilen beş altın anahtar; OLGUNLUK Olgun olmak yaşlı olmak değildir. Yaşlanmaksa bilge olmak değildir. Yaşamının başından beri olgunlaşmak için çaba harcamamış insanlar kendi kısır döngülerinde yok olan yaşlılar olacaktır. Burada zaman çok önemli bir kavram haline geliyor. Olaylara olgun bir şekilde yaklaşabilmeye hemen şimdi itibariyle başlanmalı ki yaşlılık döneminde mutsuz, aksi, hoşnutsuz bir ihtiyar olmak yerine, yaşanan tecrübelerin meyvelerini toplayabilen bilgeler olarak geçirilsin. Olgunluğun ilk altın kuralı başkalarının fikirleriyle değil, kendi doğrularımızla yaşayabilmek. SAMİMİYET Masumiyet duygusunu kaybetmeden sevebilmek, sıkı dostluklar edinmek, insanların dertlerini dinleyebilmek ve gerekirse yardım edebilmek. Bazen karşılık beklemeden, bazen karşılık alarak sevebilmek. İnsani içgüdülerin en temelinde yer alan birilerine yakın olma hissini reddetmeden, küçümsemeden var olmak ve “ben” duygusunu “biz” duygusuna çevirebilmek. Zenginliğin, kariyerin sevilmeden, yalnız başına hiçbir anlamı olmadığını bilmek aidiyet duygusunu yeniden canlandırır. ALTINCI HİS Ruhun doğal bir sezgisi vardır. Kendimiz için iyi olanı hissederiz ancak bazen şartlar müsait değildir. Temkinli davranarak zarardan yarar çıkarabilir, beynimizi kullanarak bilgiyi, sezgiyle özdeşleştirebiliriz. Gözlerinizi kapatın ve sezginize her zaman kulak verin, ve kendinize hep şu soruyu sorun “Bu durum benim için iyi mi?”. FARKINDALIK Hiçbir şey doğru veya yanlış değildir. Ahlak göreceli bir kavramdır ve kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Bunu eleştirmek veya değiştirmek de doğru değildir. İnsan önce kendini tanımalıdır. Kendi için iyi olanı yapan hata yapmaz, en azından tekrarlamaz. Burada kritik nokta başkalarının doğrularını değil, kendi doğrunu fark edebilmek, algılayabilmek ve de uygulayabilmektir. ÖZGÜRLÜK İnsan özgür olmalıdır. Fikir, davranış kısıtlaması olan insanlar büyüyemez, gelişemezler. Öz iradeyi harekete geçirebilmek için özgürce karar verebilmeli ve uygulamalıyız. Özgürlüğün ilk altın kuralı “Hayır” diyebilmektir. İstemediğimiz hiçbir şeyi zorla yapmamalıyız, bu bizi kısırlaştırır, duru görümüzü kapatır. Fikrinizi özgür bırakın. SİZ BU DÜNYANIN ÇOK GEREKLİ BİR PARÇASISINIZ. Çevremizde yazılan, çizilen her türlü yeni çağ akımlarının altında yukarıda bahsedilen temel kavramlar yatar. İsmi her ne olursa olsun, amaç insanın kendini tanıyabilmesi, sevebilmesi ve de inanabilmesidir. Bu zincirdeki en ufak bir bozukluk hatalar getirir ve süreci yavaşlatır. “Uyuyormuş gibi davranan bir insanı uyandıramayız, en iyisi ya gerçekten uyumak ya da gerçekten uyanmak.” Eski bir Navajo atasözü. Bige Dalkılıç [email protected] |