#1
|
|||
|
|||
Peygamber Efendimiz (sav)'den Sıhhatli Yaşama Dair Hikmetler
Gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri yaratan Yüce Allah’ın, kullarına Kuran ahlakını tebliğ etmesi için görevlendirdiği Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), yaşamı boyunca her konuda olduğu gibi sağlıklı yaşam ve dengeli beslenme konularında da ümmetine öncü olmuştur. Günümüzden yaklaşık olarak 1400 yıl önce yaşayan Peygamberimiz (sav), ancak günümüzde ulaşılabilen tıbbi bilgileri ümmetine aktarmış ve günümüze ulaşan hadislerle bugünün tıp dünyasına ışık tutmuştur.
Günümüzde teknolojik tıp aletleri ve büyük yatırımlarla ulaşılan modern tıp bilgileri, aynı zamanda asırlardır oluşan bir bilgi birikimi ve tecrübenin sonucudur. Ancak tüm bu olumlu şartların ve teknolojik imkanların bulunmadığı bir dönemde, Peygamber Efendimiz (sav)’in sağlık konusunda ümmetine verdiği tavsiyeler, Peygamberimiz (sav)’in günümüz tıbbının pek çok tespitine bundan yaklaşık 1400 yıl önce vakıf olduğunu ortaya koymaktadır. Elbette ki bu Allah’ın hatem-ül enbiya Peygamber Efendimiz (sav)’e bahşettiği akıl ve ilhamın hikmetli bir sonucudur. Sağlıklı Olmak Cennet Nimetidir Sağlık, dünya hayatında Allah’ın, Rahman sıfatının tecellisi olarak -mümin olsun ya da olmasın- herkese verdiği en büyük nimetlerden biridir. Şüphesiz sağlık iman ile birlikte olduğunda ne denli önemli bir nimet olduğu daha iyi bilinmekte ve Allah’a daha fazla şükretmeye vesile olmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav) sağlıklı olmanın cennet nimeti olduğunu şöyle bildirmiştir: "Mu'âz bin Abdullah babasından ve amcasından anlatır: "Peygamber 'aleyhi's-selâm buyurdu ki: "Zenginlik hoştur, takva ile olursa zarar vermez. Sağlık, takva ile olursa, zenginlikten üstündür. Sağlıklı olmak, cennet ni'metlerindendir Sağlığın Başlıca Şartı: Temizlik İslamiyet’te manevi temizlik gibi maddi anlamda temizlik de başlıca unsurlardan biridir. Müslümanlara yakışan, Rabbimiz’in farz kıldığı ibadetleri yaparken gösterdiği hassasiyeti her an temizlik için de göstermektir. Yüce Allah Kuran’da Hz. İbrahim’e oğlu Hz. İsmail ile birlikte Kâbe’yi ibadet edecek Müslümanlar için temizlemesini emretmiş ve temizlik konusunun önemini bildirmiştir: "...İbrahim ve İsmail'e de, "Evimi, tavaf edenler, itikâfa çekilenler ve rükû ve secde edenler için temizleyin" diye ahid verdik." (Bakara Suresi, 125) Temizliğe bu denli dikkat çekilmesinin bir diğer nedeni de insan sağlığını korumada önemli bir etken olmasıdır. Hastalıklara neden olan mikroplar, kirli ortamlarda rahatlıkla çoğalıp insan sağlığını tehdit edebilmektedir. Sevgili Peygamberimiz (sav) de "Temizlik, imandandır." buyurarak bu konunun önemini vurgulamıştır. Peygamberimiz (sav)’in temizlik konusunda vurguladığı bir diğer nokta ise yemeklerden önce ve sonra ellerin yıkanması ile ilgilidir. Bu konuyla ilgili hadis şöyledir: Hz. Selmân radıyallahu anh anlatıyor:"Tevrat'ta okudum; "Yemeğin bereketi, yemekten sonra (el ve ağzı) yıkamadadır" diyordu. Bunu Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a söyledim: "Yemeğin bereketi yemekten önce ve sonraki yıkamalardadır!" buyurdular." Peygamberimiz (sav)’in Uzman Hekim Konusundaki Hassasiyeti Hz. Muhammed (sav) sahabeye sağlıklarına düşkün olmalarını tavsiye ederken, hastalandıklarında da en iyi doktoru arayıp bulmalarını emretmiştir. Bu konuda yaşanan bir örnek, Onun bu konudaki örnek hassasiyetini vurgulamaktadır: Zeyd bin Eslem anlatır:"Bir kişinin yarası kötüleşmişti. Peygamber 'aleyhi's-selâm onun için Beni Enmâd kabilesinden iki tabip getirdi. Onlara sordu ki:"Hanginiz iyi tabiptir?" Dediler ki:"Şu birimiz" ve de sordular ki: "Yâ Resûlu'llah, tıpta hayır ve fayda var mıdır?" Buyurdu ki: "O (Allah), dert verdi, devasını da göndermiştir." Stres Önemli Hastalıkların Ana Sebebidir Depresyon, çağımızın en sık rastlanan hastalıklarındandır. Bu hastalığa neden olan sıkıntı ya da günümüzde sıkça kullanılan deyimiyle stres pek çok hastalığı beraberinde getirmekte, kalp hastalıkları benzeri pek çok hastalığa neden olabilmektedir. Bunun sebebi incelendiğinde, hücreler arasındaki hassas dengelerin sıkıntıdan direkt olarak etkilendiği görülmektedir. Örneğin bağışıklık sistemimiz bizi kanser dahil pek çok hastalığa karşı korumaktadır. Sağlıklı bir bağışıklık sistemi ancak stresten uzak bir yaşam tarzı ile mümkündür. Sıkıntı ve kuruntular olmadığında, lenfositlerimiz enfeksiyonlara, romatizmal hastalıklara ve hatta kansere karşı daha etkili bir mücadele vermekte ve başarı kazanmaktadırlar. Bunun için de dua ve tevekkül şarttır. Kuşkusuz Allah’a devamlı dua eden, başına gelen her olayın Allah’ın verdiği özel birer imtihan olduğunun farkında olan ve tevekkül eden bir mümin sıkıntıdan daha çabuk kurtulacaktır. Yüce Rabbimiz’in sıkıntıları gideren ve duaya cevap veren sıfatları Kuran'da şöyle bildirilmektedir: "Ya da sıkıntı ve ihtiyaç içinde olana, Kendisi'ne dua ettiği zaman icabet eden, kötülüğü açıp gideren ve sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah ile beraber başka bir İlah mı? Ne az öğüt-alıp düşünüyorsunuz. "(Neml Suresi, 62) Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), sıkıntının hastalıklara yol açtığını şu hadisi şeriflerinde buyurmuşlardır: Ebû Hüreyre anlatır: "Peygamber 'aleyhi's-selâm buyurdu ki: "Her kimin huyu kötü olsa, kendi nefsini sıkıntıda tutar ve her kimin kederi çok olsa, kendisini hasta eder İbni Mes'ûd anlatır: "Peygamber 'aleyhi's-selâm buyurdu ki: "Çok türlü kaygılanmalar, çok türlü hastalıklar getirir."(Age) Aliyyi İbni Ebu Tâlib anlatır: "Peygamber 'aleyhi's-selâm buyurdu ki: "Hak Te'âlâ'nın yarattığı mahlûkta kaygıdan daha kötü ve daha şiddetli birşey yoktur Sağlıklı Beslenme Sevgili Peygamberimiz (sav) yaşadığı dönemde, yetersiz beslenmenin zararına dikkat çektiği gibi aşırı beslenmenin de zararına dikkat çekmiştir. Yaşadığımız yüzyılın en önemli hastalıklarından biri olan obezitenin (aşırı şişmanlık) başlıca nedeni olan aşırı ve dengesiz beslenmenin zararlarına Peygamberimiz (sav) şöyle dikkat çekmektedir: "İnsanoğlunun midesini doldurmasından daha zararlı bir şey yoktur. Kişiye belini doğrultacak kadar yemek yeter." Sağlığına çok dikkat eden Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), yediklerini özenle seçer, çevresine de faydalı yiyecekleri tavsiye ederdi. Damar sağlığına yararları ancak günümüzde anlaşılmış olan kolesterolü az etleri, baklagilleri, sebze ve meyveleri tüketmekteydi. Bu örnek davranışına şu hadislerde şahit olmaktayız: Tavuk Eti:Ebû Mûsâ anlatır: "Peygamber salla'llahü 'aleyhi ve sellem tavuk etini yerdi." Bir rivayette der ki: "Ben tavuk eti yediğini gördüm." Üzüm ve Kavun:Ümeyyi 'bni Zeyd anlatır: "Peygamber salla'llahü 'aleyhi ve sellem yemişlerden üzümle kavunu severdi." Ayva:Talha radıyallahu anh anlatıyor: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'ın yanına girmiştim. Elinde ayva vardı. Bana: "Ey Talha! Şunu al, (ye)! Çünkü bu, kalbe rahatlık verir" buyurdular." Bal:Hayseme bin Esved 'Abdu'llah'tan anlatır: "Peygamber 'aleyhi's-selâm buyurdu ki: "Kur'ân'dan ve de baldan şifâ edinin." Zeytin Yağı: 'Ukbeti 'bni Âmir anlatır:"Peygamber salla'llahü 'aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Zeytin yağıyla deva edinin. O, mübarek ağacın yemişinden hâsıl olur, ya'ni zeytin ağacının Üzüm Suyu ve Pekmezin Faydaları Bilindiği gibi üzüm, içerdiği antioksidanlar nedeniyle kalp-damar sağlığı için oldukça önemlidir ve doktorlar tarafından tavsiye edilmektedir. Özellikle kırmızı üzüm ve çekirdeğinin özü hap olarak üretilmekte ve kullanılmaktadır. Üzüm, ayrıca kan yapıcı özelliğiyle de bilinmektedir. Örneğin Anemi (kansızlık) hastalığı için pekmez oldukça etkilidir. Hatta hafif vakalarda düzenli tüketildiğinde ayrıca demir alınmasına gerek kalmadığı durumlar da bulunmaktadır. Günümüzde üzümün bu faydaları tıp dünyasında henüz keşfediliyorken, Peygamber Efendimiz (sav) tarafından 1400 yıl önce sahabeye tavsiye edilmiş olması, Yüce Allah’ın Peygamberimiz (sav)’e ilhamının delillerinden biridir. Hz. Muhammed (sav)’in bu tavsiye ile ilgili hadis-i şerifinde pekmezin yapılışı da tarif edilmektedir: İbn-i 'Ömer'den rivayettir; sordular ki: "Üzüm özü nasıldır?" Dedi ki: "Sen iç." Öz dedikleri şudur: Üzüm şırasını kaynatırlar, üç paydan iki payı gider, bir payı kalır. Peygamberimiz (sav)’in Diş Sağlığına Verdiği Önem Mikropların vücuda en kolay ulaştığı yer olduğu için ağız sağlığı, vücut sağlığı için de oldukça büyük bir önem taşımaktadır. Peygamber Efendimiz (sav) de Rabbimiz’in ilhamı ile diş bakımına çok önem verirdi. Bunun için lifleri uygun olan bir ağacın dallarını (misvak) diş fırçası gibi kullanmayı tarihte ilk uygulayan kişi olmuştur. Sahabeler, Sevgili Peygamberimiz (sav)’i anlatırken onun dişlerinin inci gibi parladığını, tertemiz, bembeyaz ve ışıl ışıl olduğunu aktarmaktadırlar. 10 Peygamberimiz (sav) İslamiyet öncesi temizlik konusunda hiçbir bilgisi olmayan bir topluma bu konuda örnek olarak ve Yüce Allah’ın ilhamı olan bilgilerini aktararak onları en uygun şekilde eğitmiştir. Câbir anlatır: "Peygamber salla'llahü 'aleyhi ve sellem buyurdu ki: "Hilâl eylemek dişleri arıtır, pâk eyler, diplerini sağlamlaştırır ve ağız kokusunu güzel eyler." Hadis-i şerifte belirtilen bir ayrıntı da dişlerin nasıl fırçalanacağıdır. Hilallemek diye tarif edilen yöntem dişlerin yarım ay şeklinde, dairesel olarak fırçalanmasıdır. Bu yöntem diş minelerine zarar veren ve dişin yıpranmasına yol açan, sağa-sola fırçalama şeklinden farklıdır. Günümüz diş hekimliğinde de dairesel fırçalama önerilmekte ve diş aralarında besin artıklarının birikmesinin en iyi bu yöntemle önüne geçilebileceği tarif edilmektedir. Bilindiği gibi dişleri her yemekten sonra fırçalamak gerekmektedir. Gün içinde en azından 2-3 kez fırçalamak idealdir. Peygamberimiz (sav) de dişleri sık fırçalamayı tavsiye etmiştir. Hastalıklar Şifasıyla Birlikte Yaratılmıştır Dünya hayatında ortaya çıkan hastalıklar, Yüce Allah’ın kulları için yarattığı önemli birer imtihandır. Bu hastalıklar nedeniyle tedavi olup ilaç kullanabilmekse Rabbimiz’in bu imtihanları kolaylaştırdığı bir rahmetidir. Bugün birçok hastalık, geliştirilen tedavi yöntemleri ve ilaçlar vesilesiyle tedavi edilebilmekte ve hasta kişilerin çeşitli hastalıkları kısa sürede geçirmeleri sağlanmaktadır. Peygamberimiz (sav) de, hastalıkların şifasıyla birlikte yaratıldığını anlatmış ve şifa için gerekli sebepleri yerine getirmeyi tavsiye etmiştir. Bunlar arasında doktora başvurma ve ilgili ilacı kullanma da bulunmaktadır. Peygamber Efendimiz (sav)’in konuyla ilgili hadisleri şu şekildedir: "Hak Te'âlâ şifâsını yaratmadığı hiçbir türlü dert yaratmamıştır. Her kim o şifâyı bilirse 'İlâç edip kurtulur, her kim bilemezse o dertle kalır. Fakat ölümün dermanı yoktur Hilâl bin Yesâr anlatır:"Peygamber 'aleyhi's-selâm bir hastayı sormaya varmıştı. Buyurdu ki:"Tabip getirin." Dediler ki: "Yâ Resûlu'llah, sen de mi tabip getirmek buyuruyorsun?" Buyurdu ki:"Evet. Hak Te'âlâ devasını birlikte indirmediği hiçbir dert göndermemiştir. "Peygamber Efendimiz (sav)’in Hayatı Alemlere Örnektir Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in tüm bu tavsiyeleri göstermektedir ki; Peygamber Efendimiz (sav) her konuda olduğu gibi tıp konusunda da oldukça bilgili ve tüm alemlere örnek bir kişiydi. Hadislerle günümüze dek ulaşan tavsiyeleri, kendisinin günümüz tıbbının pek çok tespitine bundan 1400 yıl önce vakıf olduğunu ortaya koymaktadır. Unutulmamalıdır ki zindelik ve sağlık, Yüce Allah’ın bizlere sunduğu en büyük nimetlerdendir. Peygamber Efendimiz (sav) sağlık ve dengeli beslenme hakkında ümmetine öğütler vererek, Yüce Allah'a kulluk etmekle yükümlü olan insanın, aynı zamanda kendisine emanet edilen bedenine de en güzel şekilde bakmakla yükümlü olduğunu hatırlatmıştır Has Undan Yapılan Ekmek: Ebu Hâzım anlatıyor: "Ben Sehl İbnu Sa'd radıyallahu anh'a: "Sen has undan yapılmış beyaz ekmek gördün mü?" diye sormuştum. Sehl: "Resulullah aleyhissalâtu vesselâm vefat edinceye kadar, beyaz ekmek görmedim" dedi. Ben tekrar: "Resülullah zamanında ashabın eleği var mıydı?" dedim. "Aleyhissalâtu vesselâm vefat edinceye kadar elek görmedim" dedi. "Öyleyse elenmemiş arpa ekmeğini nasıl yiyordunuz?" dedim. "Biz onu üflerdik, içindeki kepekten uçan uçardı. Kalan (kepek)leri de su ile yumuşatıp yoğururduk" cevabını verdi." Bulaşıcı Hastalıkların Yayılmasını Önlemede Karantina Günümüzde bazı hastalıkların insanlar arasında temasla yayıldığı bilinmektedir. Veba da, yersinia pestis adlı bir bakteri ile farelerden insanlara bulaşan bir hastalıktır. Veba salgınları ancak hastalığa yakalanan kişilerin sağlıklı kişilerden ayrı tutulması ile durdurulabilmiştir. Günümüzde hala bulaşıcı hastalıkların yayılması bu şekilde karantina uygulamaları ile önlenebilmektedir. Peygamberimiz (sav) de yaşadığı yüzyılda bulaşıcı hastalıklar için karantina uygulamasını tavsiye etmiştir. Hatta özenle riayet edilmesini bildirmiş ve hastalığı dışarı taşımayı oradan ayrılmayı yasaklayarak önlemiştir. Üsâme bin Zeyd anlatır: "Peygamber 'aleyhi's-selâm katında tâ'ûn (bir tür vebâ)'dan bahsedildi. Peygamber 'aleyhi's-selâm buyurdu ki: "O, geçmişte yaşamış ümmetlerden bir ümmete verilmiş bir 'azaptır. Şimdiki zamandaki, ondan kalan kalıntıdır. Bir yerde salgın olduğunu işitirseniz, sakın o yere gitmeyiniz ve sizin orada olduğunuz bir yerde vâki' olursa, kaçıp çıkmayınız." |