|
|
#1
18 July 2009, 10:12
|
||||
|
||||
Yoğurt sağlıktır
Yoğurt sağlıktır..  Yoğurt, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] olarak yaşayan süt asidi [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ile aşılanmış [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] meydana getirilen ekşi bir süt ürünüdür. Gıda maddeleri tüzüğünde “ Yoğurt, en az 90 °C’ de ısıtılıp mayalanma derecesine kadar soğutulmuş sütün, yoğurt mayası katılarak [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] mayalanmasına tabii tutulmasıyla elde edilen özel kıvamdaki süt ürünüdür” şeklinde tanımlanmaktadır. Yoğurdun ilk defa nasıl yapıldığına dair yeterli miktarda bilgi mevcut olmamakla birlikte, 10. yüzyılda [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’un yazdığı Divanı Lügat-ı Türk ve 11. yüzyılda Yusuf Has Hacip’in yazdığı Kutadgu Bilig adlı eserlerde yoğurt kelimesine rastlanmaktadır. Yoğurdun hangi millet ya da kavim tarafından bulunduğuna dair somut bir bilgi olmamakla birlikte, öz Türkçe bir sözcüktür. M.Ö.76 ‘da Romalı tarihçi Plinius mide ve barsak iltihaplarının tedavisi için fermente süt ürünleri önermiştir. Eski Ahit’in İran yorumunda “İbrahim’in ömrünün uzunluğunu ekşi süte borçluydu.” Yaklaşık yüzyıl önce Louis Pasteur hastalıklarda mikrop kuramını getirmiştir. Binlerce yıldan beri Türklerin yaşadığı bölgelerde işlenen yoğurt toplumumuzun beslenmesinde çok önemli yeri vardır. Her çeşit sütten yapılabilmesi, sütün daha uzun süre dayanıklılığını sağlayarak saklanmasını kolaylaştırması, basit kap ve usullerle her yerde herkes tarafından işlenebilmesi satış ve tüketimdeki kolaylıklar, ülkemizin en ücra köşelerine kadar yayılmasına sebep olmuştur. Bugün birçok peynir çeşidini bilmeyen çevrelerimiz vardır. Ama yoğurdu veya onun sulandırılmış şekli olan ayranı bilmeyen yok gibidir. Bu bakımdan yoğurt ülkemizin ulusal bir yiyeceği olarak kabul edilir. Türk toplumu onu çok eski devirlerden beri besleyici ve sağlığını koruyucu bir yiyecek olarak tanımıştır. Hastalarını ve sindirim bozukluğu çekenleri onunla beslemiş, sulandırarak ayran olarak içecek haline sokmuştur. Torbalarda süzmüş tuzlamış, peynir gibi kahvaltıda kullanmış, suyunu süzerek, ihtiyaçlarını karşılayacak, dayanıklı yoğurt özü haline getirmiş ve uzun kış devresinde protein ihtiyacının önemli kısmını ( %65 gibi), bu değerli besinden sağlamaya çalışmıştır. Sayısız çorba çeşidinde, tarhana yapımında, kek ve hamur işlerinde, sebze yemeklerinin yanında garnitür olarak, et, tavuk yemeklerinin ve dönerin soslanmasında kadar Türk mutfağında yaygın kullanım alanı yaratılmıştır. Çeşitleri: Yoğurt hangi hayvanın sütünden yapıldıysa ona göre isimlendirilir, örneğin koyun yoğurdu, keçi yoğurdu, inek yoğurdu. Bunun yanında son yıllarda market raflarında light yoğurt, meyveli yoğurt, prebiyotik yoğurt, simbiyotik yoğurt, süzme yoğurt, taze yoğurt, kaymaklı yoğurt, sarımsaklı yoğurt gibi çeşitlerini de görmekteyiz. Besin Değeri: Yoğurt, bileşimi yönünden süte en fazla benzeyen bir süt ürünüdür. Sütle yoğurdun bileşim farkı, yoğurdun ve kullanılan hammaddenin çeşidine göre: genellikle kuru madde ve süt şekerinde kendini gösterir. Sütün işlenmesi sırasında pişirilmesi veya yoğunlaştırılmış süt ürünleri ile takviyesi sonucunda, yoğurdun kuru maddesi ve onu meydana getiren maddelerde şeker hariç, genellikle %5–10 oranında bir yükselme olur. Fermantasyon sonunda şekerin bir kısmı parçalandığından yoğurdun sadece şeker oranında bir azalma meydana gelir. Buna karşılık şekerin parçalanması sonucu meydana gelen süt asidi miktarı yaklaşık 5 kat artmaktadır. Yoğurdun bileşimiyle ilgili veriler kullanılan hammadde ve işleme tekniğinin değişikliği ile ilgili olarak çok farklılık gösterir. Yoğurt yapımı sırasında sütün bileşimini etkileyen faktörler yağ ve kuru madde standardizasyonları ile ısıl işlemdir. Laktik asit fermantasyonu esnasında laktoz içeriği azalmakta, oldukça fazla laktik asit oluşmakta, serbest peptit, aminoasit ve yağ asitleri miktarı artmakta, bazı vitaminlerde azalma ve artışlar oluşmaktadır. Yoğurdun kalori değeri, laktozun laktik aside dönüşmesine bağlı olarak %3–4 oranında azalmaktadır. Yoğurt sağlıktır. Önemli bir karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve mineral madde kaynağıdır. Özellikle kalsiyum, potasyum, fosfor, B2, B12 minerallerinden çok zengindir.100 gr da 90- 100 kalori içerir. İlk yoğurt üretimi ishali tedavi etmek amaçlıdır, çağlar boyu değişik amaçlarla kullanılmış son yüzyılda da önemli bir temel besin maddesi olarak yaygın tüketilen bir besin haline gelmiştir. Sütün fermentasyonu sırasında laktozun bir kısmı hidrolize olduğu için sütü sindirmekte güçlük çekenler tarafından (laktoz intoleransı) daha rahat tüketilmektedir. Sindirimi daha kolay olduğu gibi sindirim sistemini düzenleyici etkiye de sahiptir. Yoğurt bakterileri antigonestik etkilerinden dolayı intestinel patojen ve saprofit organizmaların gelişimini inhibe etmektedir. Bu nedenle bazı besin zehirlenmelerinde tedavi edici olarak yoğurt yedirilmektedir. Yoğurt kalsiyum ve fosfor içeriği ile çocukluk döneminden başlayarak yaşamın tüm evrelerinde günde en az bir bardak tüketilmek suretiyle kemik erimesi riski büyük ölçüde azaltılmış ve bu doğrultuda yaşlılığa en etkili biçimde hazırlanılır. Yoğurt kadar yoğurdun suyu da değerlidir. Yoğurt suyu, bağışıklığı, kas ve kemikleri güçlendiren, kolesterolü düşüren ve demiri değerlendiren whey proteinler ve B2 vitamini içerir. Bu nedenle bu kısmı kesinlikle atılmamalı, mutlaka yenilmelidir. Yoğurttaki kalsiyum damarların tansiyon yükseldiği anda magnezyum ve potasyumla birlikte genişlemesini sağlayarak düşmesini mümkün kılar. Yoğurttaki magnezyum, kalsiyum ve potasyum, tansiyon yüksekliğini kontrol altına alınmasında etkilidir. Kas, sinir ve kemik gelişiminden, kanın yapılanmasından, ve hormonal metabolizmadan sorumlu olan esansiyel amino asitleri tam ve eksiksiz olarak yapısında taşıyan kazein ve peynir suyu proteinlerine sahiptir. Sağlam bir metabolizma için yeterli miktarda tüketmek şarttır. Yoğurt, zengin protein, yağ ve şeker ve su içeriği nedeniyle sadece insan sağlığı için değil mikrop sağlığı içinde mükemmeldir. Bu durum onların kısa sürede mikroplarla kontamine olmasına ve bozulmasına neden olur. Bu riskin yüksek olması nedeniyle saklama sıcaklığı, saklama süresi, kapların sağlığa uygun olması besinin bozulmasına, zehirlenmeleri önlemek için çok büyük önem taşımaktadır. Satın alırken ve tüketim aşamasında +4 derece soğutma koşullarında korunmalıdır. Kalp ve damar hastalıkları, diyabet gibi metabolik hastalıklarda kolesterol kontrol altına alınması gereken bir ölçüttür. Bu nedenle bu hastalıklara sahip bireyler yağsız yoğurt tüketmelidir. Kısaca yoğurt yiyerek; Probiyotikler alınır ve kansere, alerjiye, gastrit ve ülsere, iltihaplanmaya karşı korunma sağlanır.
Zengin kalsiyum, fosfor, B12, A ve D vitamini içeriği ile kemik sağlığı korunabilir. Zengin kalsiyum içeriği ile hipertansiyon kontrol altına alınabilir. Kaliteli sindirim ile kullanılabilirlik oranları yüksek kaliteli hayvansal protein içeriği kas, kemik, sinir ve bağışıklık sistemini koruyarak, sağlığı güçlendirebilir. Son yıllarda prebiyotik mayaların ve bitki sterollerinin eklenmesi ile fonksiyonel gıda olarak sunulan çeşitleri de, kaliteli bir yaşam için yararları arttırılarak sağlığın korunmasına destek olur. 
|
 |
|
||||
| Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
| Uzay Fırtınaları Kalkanı | haktan | Uzay | 0 | 8 January 2009 15:13 |
Normal
