#1
|
||||
|
||||
Televizyonunuzu kapatmayı unutmayın lütfen..
Yoğun bir televizyon açlığı içindeyiz sanki.
Yıllardır televizyonsuzluktan kıvranmış ve sonunda bu kıtlıktan bir şekilde kurtulmayı başarmış gibiyiz. Önce her evde bir televizyon vardı. Şimdi her odada bir televizyon var. Evler yetmedi, her şehirlerarası otobüste bir televizyon görmeye başladık. Şehirlerarası da yetmedi, şehir içinde, özel arabamızda da izler olduk. Özel otomobilinizin olmasına gerek yok, yol boyunda mağazaların vitrinlerinde de izleyebilirsiniz. Hatta yavaş yavaş cep telefonlarına da sıçradı. Bir saniyemiz bile televizyonsuz geçmesin diye bir kampanya var sanki. Uydu antenleri yüzünden evlerin boyalarını göremiyoruz. Uydu antenleri sayesinde de binlerce kanal evimizin içine girebiliyor. Ancak bir problem var: Seyredecek bir şey bulamıyoruz. Tek kanallı TRT zamanından beri değişmeyen tek şey bu galiba. Belki nicelik olarak çok şey var, ama nitelik olarak aynı şeyler… Birbirinin tekrarı programlar, benzeri diziler, defalarca yayınlanmış filmler ve milyonlarca kez dönüp duran reklamlar. Birbirini tekrar eden şovlar, belgeseller, hayata aynı pencereden bakan haberler, yorumlar… Ev kadınları bütün gün, çalışan kadın ve erkekler ise eve geldikleri andan uyudukları ana kadar televizyon izliyorlar. Komşusundan haberi olmayan insanlar, televizyondaki hayali kahramanlar hakkında bir uzman seviyesinde bilgi sahibiler. Televizyon bir bilgi ve haber kaynağı mı, yoksa eğlence kutusu mu? Milyonlarca insanın evlerinde böyle bir cihaz olmasına rağmen Türkiye''de neler olup bittiğinden habersiz olduğunu düşünürsek, bilgi ve haber kaynağı olduğunu söylemek güç. Peki eğlence mi? İçinde yer almadığınız bir eğlence, ne kadar eğlence olabilir? Yoldan geçerken bir düğün izlerseniz, bu sizin için bir eğlence sayılabilir mi? Televizyon nedir peki? Ben henüz tatmin edici bir cevap bulabilmiş değilim. Ama ne olmadığını biliyorum Kitle iletişim aracı. |