Uyurgezerler, genelikle gözleri kısmen açık dolaşırken, engelli alanlarda da adımlarını uydurarak hareket ederken, yine konuşmaları algılayabiliyor ve soruları cevaplandırıyor. Ancak yine de uyanık değiller.

TOPLUM SERVİSİ

BİR çoğumuz için uyurgezerlik hala içinde büyük sorular içeriyor ve çözülemeyen bir bulmaca olmaya devam ediyor. Uyurgezer insanlar bilinçsizce ve tehlikelerin farkında olmadan hareket ettikleri için çoğu zaman büyük tehlikelerle karşı karşıya kalabiliyor. Bu anlamda uyurgezer sürekli düz bir şekilde yol almasından dolayı camdan düşme, merdivenden yuvarlanma gibi tehlikelerle karşı karşıya gelebiliyor. Özellikle de evin dışına çıkıp, sokakları aşan uyurgezerler daha büyük bir tehlike içine giriyorlar. Uyurgezerlerin en fazla soru işaretleri uyandıran özelliği ise sabah olduğunda hiç bir şeyin hatırlamaması. Bilimsel tespitlere göre derin uykuya dalan kişinin kalp atışı, nefes alışı yavaşlıyor, kan basıncı ve kas gerginliği de en aza inmiş oluyor, yine beyni de tamamen dinlenmeye çekilmiş oluyor.

UYURGEZERLİK HASTALIK DEĞİL

Bilimadamları, uyurgezerliğin hastalık olmadığının altını çiziyor. Uyurgezerlik, rüya görülmeyen derin bir uykudan uyanma probleminin yarattığı bir sonuç olarak tanımlanıyor. Uyumama gibi bir sorundan çok uyanma sorunu olarak düşünülen bu özellik, insanların uyanmayı isteyip de içten içen takılması ve uyanmayı tam olarak başarmaması olarak da ifade ediliyor. Uyurgezerlik bilim dilinde Somnambulismus olarak biliniyor. Latince'den gelen Somnambulismus kavramı, Somnus uyku, Ambulare ise gezmeden alıyor.

Uyurgezerler genelikle gözleri kısmen açık dolaşırken, engeli alanlarda da adımlarını uydurarak hareket edebiliyor. Konuşmaları algılayabiliyor ve soruları cevaplandırıyor. Ancak yine de uyanık değildir ve en fazla zoruna giden şey uyur gezer iken zorla uyandırılmasıdır. Çünkü, bilimsel olarak çok derin bir uyguda oldukları tespit edilen uyur gezerler rahat bırakılmayı ister. Bu nedenle uyurgezeri uyandırma yöntemlerine de dikkat edilmesi gerekiyor.

ÇOCUKLUKLA BAŞLAR

Bilimadamları, uyurgezerliğin genellikle çocuk yaşta başgösterdiği ve en sık o dönemde yaşandığını ortaya koyuyor. Çocuklardan %3'ten fazlasının uyurgezer olduğundan yola çıkılıyor, ancak çocuk büyüdükçe uyurken gezme vakalarında da ciddi bir azalma meydana gelmeye başlıyor. Bilimadamları, çocuklardaki uyurgezerliğin çocukların doğru yatma tekniğini bilmemesinden kaynaklandığını söylüyor. Uyumanın bir çok aşamadan sonra geliştiğine işaret eden bilimadamları, çocuklardaki rüya vakalarının da düşük olduğunu belirtiyorlar. Yani çocukların rüya görme oranı %50 iken büyüklerde %90'a çıkıyor. Uyurgezer olmamanın önemli bir önlemi ise sık aralıklarla rüya görmektir.

TEREYAĞLI SİGARA YİYORLAR

Ortaya çıkarılan diğer bir gerçek ise, kadınlara oranla erkeklerde daha fazla uyurgezer vakalarının ortaya çıkmasıdır. Ev içinde uyurken gezen insanların çoğu ise ilginç davranışlara sahip. Bazıları farkında olmadan tereyağı sürdükleri sigaraları, buzluğa konulan çiğ et, kedi maması veya sarılmış çukolatanın üzerindeki kağıtları sökmeden yiyebiliyor. Bazıları ise kitap sayfaları yırtıyor ve bunu ekmek sandığı için yiyebiliyor.

NASIL YAKLAŞMALI

Uyur gezerler için hala bilimadamları tarafından bir tedavi bulunmuş değil. Ancak en fazla 6 ile 12 yaşları arasında çocuklarda başgösteren bu özelliğin ruhsal ve fiziksel nedenleri tam olarak aydınlatılmış değil ve sağlık merkezlerinde incelenmeye devam ediliyor.

Bilimadamları, uyurgezerin bulunduğu bütün aile üyelerinin belirli kurallara dikkat etmeye çağırıyor. Buna göre dikkat edilmesi gereken noktalar şunlar:

* Kişinin yattığı odada yaralanma tehlikesi ve önüne engel olabilecek şeylerin uzaklaştırılması.

* Yüksek yatak altları yerine döşeğin yere konulması.

* Uyurgezer çocukların yüksek yataklarda yatırılmaması.

* Camların demirlerle kapatılması.

* Kapı ve camlara uyarıcı zillerin takılması.

* Uyurgezeri hiç bir zaman direkt üzerine giderek uyandırmamalı, aniden uyanacak kişi yabancı bir yerde kendini görünce panikleyebilir ve zamanla kendisinde korku ve sinirli bir ruhhali geliştirebilir.

* Uyurgezerin yanında yürürken nazikçe yaklaşıp yavaş yavaş kendisini uyandırmadan yönünü yatağına doğru yönlendirmeli.

* Yatağın önüne ıslanmış bir havlunun konulması. Bu yöntem yer yer uyurgezerin kalktığı sırada uyanmasını sağlayabiliyor.