#1
|
||||
|
||||
Çocuklardan teröristlere mektup var
Çocuklardan teröristlere mektup var Yüzlerce çocuk televizyonda gördüğü, sokakta duyduğu 'teröristlere' mektup yazdı. İşte çocukça yazılan mektuplardan ilginç örnekler; Eskişehir, İzmir, İstanbul ve Ankara'daki ilköğretim öğrencilerinin, terör eylemleri sonrasında yazdığı mektuplar, Babıali Kültür Yayıncılığı'nın yaptığı bir projenin sonucunda Çocuklardan Teröristlere Mektuplar adıyla kitaplaştırıldı. Kitabın fikir babası olan ve aynı zamanda yayına hazırlayan Murat Tazegül, 400 mektubun 100'ünü yayınladıklarını ve bu kitapla çocukların zihinlerindeki 'terör' kavramının ortaya çıkmasını amaçladıklarını belirtiyor. Projeyi oluşturduktan sonra başvurdukları ilköğretim okullarının kendilerine ulaştırdığı mektupların arasından seçim yapmakta çok zorlandıklarını söyleyen Tazegül, "Çocukların teröre dair çevrelerinden, iletişim kanallarından bugüne kadar edindikleri bilgilerle bize anlatacakları, onları nasıl bir gelecekle baş başa bıraktığımızın ipuçlarını da veriyor," diyor. TERÖRİST... Aymina Zeynep, dileklerini "Keşke dünyada teröristler olmasaydı," diye ifade ediyor ve katilleri başka bir dünyaya gönderebilmeyi diliyor. Dördüncü sınıf öğrencisi Olgun, "Amacın ne kardeşim?" diye soru sorarak bitiriyor mektubunu. Cemil ise oldukça hümanist: "İyi insan olun, elinize bir kalem ya da kitap alın ve onları okuyun." 11 yaşındaki Devrimhan, empati duygusuyla yaklaşmayı deniyor: "Biz sıcak evimizde ailemizle beraber en güzel günleri yaşıyoruz. Kuru ekmek parçası değil masamızda sıcak yemekler yiyoruz. Gece olunca taşta toprakta değil sıcacık yatağımızda uyuyoruz." Dördüncü sınıf öğrencisi Bedri ise onların annelerinin şımarttığı çocuklar olduğunu düşünüyor ve bu çocukların büyüyüp 25 yaşına geldiğinde silah aldıklarını, silahlarına şarjör taktıklarını ve insanları öldürdüğünü söylüyor. Hakan çok öfkeli ve onları ancak tehdit ederek korkutacağını düşünecek kadar masum: "Sana sesleniyorum, duyuyor musun, askere gelince seni kendim öldürürüm, yoluna mayın döşerim ona göre." ELLERİ SİLAH TUTAN ABİLER Semanur kardeşlik çağrısı yapıyor ve onlara "Selam elleri kalem yerine silah tutan abiler," diye hitap ediyor. Birlik çağrısı yaptığı mektubunda bu eyleme karışanların maşa olarak kullanıldığını hatırlatıp, "Biliyoruz ki siz kardeşlerinize silah sıkamazsınız," diyor. Nagihan, "Bilir misin çocukken ne kadar saf ve herkes tarafından sevilen bir çocuktun," diye başladığı mektubunda, "Gel biz bu yaptığın kötülükleri unutalım, sen tıpkı çocukluğundaki gibi temiz kalbinle sevecen biri ol," diyor. Aynı yaştaki Enis ise mektup yazdığı kişileri meslek sahibi olmaya davet ediyor: "Sanatınız belli olsa öğretmen veya mühendis olsanız, para kazansanız olmaz mı? Hem hayatınız kolaylaşır hem de rahat ve huzurlu yaşarsınız." Nesibe Mevlana'nın "Gel ne olursan gel" sözünü hatırlatarak muhatabını topluma katılmaya, insanlığı sevmeye davet ediyor. Hamza epey umutsuz, yaşananlar nedeniyle dünyanın ölüler çöplüğüne dönüştüğünü söylüyor. Dördüncü sınıf öğrencisi Ömer, çatışma sırasında bacakları-elleri kopanları gördüğünde, onlara da çok acıdığını anlatıyor. Dünyada barışın ve sevginin eksikliğinden bu tür olayların doğduğuna inanan Merve, "Cumhurbaşkanı ve başbakan ne yapıyor?" diye soruyor. İrem "Ben onları durdurmada yetkili biri olsam yakalandıklarında onların suratlarını herkese gösteririm," dediği mektubunda böylece onları rezil edeceğini düşünüyor. Eylemlerde bulunanlara sevdiklerine çiçek vermeyi öneren Şenay'ın talebi de önerisi kadar masum: "Elinizdeki silahları polis ve komiser amcalarımıza verin lütfen." ŞİİR DE YAZDILAR
Yazdığı mektubun birilerinin eline geçeceğini düşünen Furkan ise, nasıl hitap edeceğini bilmediği teröriste "Kod isimlerle yaşamak iyi bir şey değildir, umarım gerçek adını hatırlıyorsundur," diyor. Sahte hayat yaşadığını söylediği kişilere, hayatın dağlarda yaşamak ya da günübirlik suikastlar için şehre inmek olmadığını anlatıyor. Bahaddin şiirle katılmış projeye: "Terörist mermisi yarım/ Çık dışarıya seni vuralım/ Bak çıkmasan ben gelicem/ Hayatına son vericem." Teröristlerin çoğunun okumamış olduğunu düşünen Fatih ile Marmara, İç Anadolu, Karadeniz, Ege bölgeleri dışındaki bölgelerde böyle insanların yaşadığını söyleyen diğer Fatih, önyargıların çocuklara ne kadar etki ettiğini gösteriyor. Dünyada terörden ahirette şeytandan nefret eden Kadriye ile eylemcilerin çoğunun taşrada yaşayan ve eğitim görmemiş insanlar olduğunu düşünen Betül de bu önyargıdan payını almış çocuklardan. Televizyondaki şiddet yapımlarından şikâyet eden Mustafa ise, "Terör televizyondan bulaşıyor. Saddam Hüseyin'i gözlerimizin önünde asmadılar mı?" diye hatırlatıyor. "Terörist abi," hitabıyla başlayan mektubunda Beyza ise kaba davranarak teröristleri kızdırmak istemediğini belirtiyor. Kitabın en dokunaklı mektubunu 12 yaşındaki Nurten yazmış. Babasız annesiz kalan çocuklara çok üzüldüğünü söyleyen Nurten, çocukların terörist olmadığını, o yüzden büyümek istemediğini anlatıyor. "Öldürdüğün insanlarla konuşarak anlaşmayı denesen olmaz mı?" diye seslenen Nurten, canlı bomba tabirini de öğrenmiş, ama niyeti o kadar farklı ki: "Böyle can yakmaya devam edersen ben de kendime bomba yapacağım ve üzerime saracağım. Sana ve senin gibilere patlayacağım. Ama ben yine de canlı kalacağım. Çünkü üzerime sardığım bombayı binlerce kalemden, silgiden yapacağım. Böylelikle ne ben ne de kimse ölmeyecek. Ölen sadece cehalet olacak." SİLAHI BIRAKIRSAN TAM SÜPER OLACAK ! Bir Çocuklar Duymasın müdavimi olduğu belli olan Rümeysa, sevgisiz buluyor mektup gönderidiği kişileri bu yüzden şu cümleleri kuruyor: "Siz gidin suçsuz, masum insanları dövün öldürün, ben size sevgili diyeyim. Babababababa..." Dördüncü sınıf öğrencisi Tolga'nın matrak biri olduğu her halinden belli. O da bir Avrupa Yakası müdavimi. 'Sevgili kardeşim' diye seslenirken bile eğlendiği belli olan Tolga da şunları yazmış: "Sevgili kardeşim, inan bana, şu işleri bırakırsan tam süper olacaksın. Evinde oturmak varken... Anladın sen onu." Yine bir dizi müdavimi olan Tuncay da, "Sevgili terörist niye böyle yapıyorsun, yoksa insanları beğenmiyor musun," diye konuşuyor. Yedinci sınıf öğrencisi Selim "Sayın terörist arkadaşım," diye başladığı mektubunda, bu eylemleri gerçekleştirenlere "Sen ne yaptığının farkında mısın?" diye takılıyor çocukça. 'Televizyondan duydum, size terörist diyorlar. Muhammetleri, Alileri, Hasanları, Ayşeleri, Fatmaları öldürdüğünüzü söylüyorlar. Yaşlıları, çocukları, kadınları öldürdüğünüzü söylüyorlar. Siz gerçekten terörist misiniz? Dayıma sordum adınızın Türk adı, Müslüman adı olduğunu söyledi. Nasıl olur da kardeşlerinize kıyıyorsunuz? Sonra sizin de öldüğünüzü duyuyorum. Anlıyorum ki hep Müslümanlar, Türkler ölüyor. Üzülüyorum. İnsanlar ölmesin istiyorum. Televizyonlar kötü haberler vermesin. Sizin çocuklarınız var mı? Çocuklarınızı okutun birlikte okuyalım. Ülkemize faydalı olalım." |