#1
|
|||
|
|||
Kekik
Kekik
Kekik, çimenlik tarla kıyılarında, orman kıyılarında, ve çayırlardaki karınca yuvalarının üstünde yer almaktan hoşlanır. Güneş ve sıcak istediği için, toprak sıcaklığının fazla olduğu kayalık ve dağlık bölgelere çoğalır. Güneşli öğlen sıcaklarında menekşe renkli çiçeklerinden yayılan güzel koku, arıları ve böcekleri kendisine çeker. Ülkemizde kekik adı altında Origanum (Mercanköşk türleri) türlerinden elde edilen drogun satışı yapılmaktadır. Eterli uçucu yağ; Thymol (%50 civarında), Carvacrol, Borneol, Cymol, Pimen, Tanen ve flavonlar içerir. Öncelikle baharat olarak kullanılır. Yağlı ve ağır yemeklerin tadını zenginleştirir, sindirimi kolaylaştırır. Şifalı bitki olarak kekik; öncelikle kramp çözücü, dezenfekte edici ve balgam söktürücü olarak kullanılır. Akciğer ve bronşlar, mide ve bağırsaklar, kekiğin başlıca kullanım alanlarıdır. Bitkinin önemli etken maddesi olan eterli uçucu yağlar kana karışıp, bronşiyal kasları etkileyerek, krampları çözebilir. Aynı zamanda o bölgelerde bakteri oluşumunu önler. Öksürük ve üst solunum yolları iltihabında çay içimi ve gargara biçiminde kullanılabilir. Kekik iştah açar ve sindirim sistemini uyarır. Sindirim sisteminde görülen ekşimeler ve kramplı ağrılar bir bardak kekik çayı ile geçiştirilebilir, kötü kokulu ve yumuşak dışkı normalleşir. Boğmaca ve öksürük, sinir sistemi zafiyeti, romatizma ve bağırsak hastalıklarına karşı, çay içiminin yanı sıra, kekik banyoları da çok yararlıdır. Güçsüz, zayıf ve solgun çocuklara da kekik banyosu yaptırılabilir. Kekik çayı ile ayrıca adet kanamaları dengelenebilir, adet zamanlarındaki kramplı ağrılar geçiştirilebilir, ergenlik sivilceleri iyileştirilebilir. kekik çayı içimi ve kekikle karıştırılmış bal yenmesiyle organizma güçlendirilebilir ve dengeye kavuşturulabilir. Kekik tentürü friksiyonları ile (ovarak sürme) romatizmal ağrılar, sinirsel rahatsızlıklar ve organ titreklikleri tedavi edilebilir. Sıcak kekik yastıkları ağrılı bölgenin üstüne konularak büyük rahatlıklar sağlanabilir. Bu küçük bitki yastıklarını herkes hazırlayabilir. Kekik, öksürük ve mide rahatsızlıklarına karşı başka bitkilerle karıştırılarak daha da başarılı biçimde kullanılabilir. Kekik çayı, bedenin değerli organlarını temizler. Sabahları kahve veya çay yerine bir bardak kekik çayı içen, etkisini kısa sürede fark edecektir: Zeka keskinliği, midede rahatlık, sabah öksürüğüne tutulmamak ve genel bir rahatlık. Kekik, papatya ve civanperçemi, güneşli havada toplanıp, bir kuru bitki yastığı hazırlanır. Bu yastığı uygularken, bir yandan da aynı bitkilerin karışımından hazırlanmış çay içildiğinde, sinirsel yüz ağrıları iyileşebilir. Eğer aynı zamanda kramp da varsa, kurutulmuş kurtpençesi yastığı uygulamak gerekir. Kekik, çiçeklenme zamanı olan Haziran- Ağustos arasında toplanır ve öğlen sıcağında toplananları en etkili olanlarıdır. Kekik yağı, kötürümlükte, kalp krizlerinde, organ sertleşmesinde (skleroz ), kas erimesinde, romatizmada ve burkulmalarda kullanılabilir. Mide ve dölyatağı kramplarında bitkinin içten ve dıştan kullanılması önerilir. Günde 2 bardak kekik çayı içilmelidir. Dıştan kullanıldığında, bitkilerin sap ve çiçeklerinden hazırlanmış bir kuru bitki yastığı uygulanmalıdır. Yatmadan önce bu yastık sıcak hava ile ısıtılır (kaloriferin üzerine koyarak veya saç kurutma makinesi kullanılabilir) ve midenin veya dölyatağının (rahim) üstüne koyulur. Tümörlerde, eziklerde ve eskimiş romatizmalarda da bu yastık önerilir. Solunum yolları hastalıklarında, kekik, sinirli ot ile birlikte çok eski zamanlardan beri kullanılmakta olan etkili bir yöntemdir. Balgamlı bronşitlerde, bronşiyal astımda ve hatta boğmacada, kekik ile sinirli ot karışımını, çayı, limon ve nöbet şekeri ile karıştırılarak, günde 4-5 bardak içilebilir. Zatüre tehlikesine karşı bu çay saatte 1 yudum içildiğinde etkisini gösterecektir. Kekik'in, alkol bağımlılığına karşı kullanılabileceğini de unutmamak gerekir. Bir avuç dolusu bitki, 1 litre kaynar suda haşlanır ve demlenmesi için 2 dakika beklenir. Çay termosa koyulur ve hastaya 15 dakikada 1 yemek kaşığı içirilir. Sonra mide bulanması, kusma, dışkı ve idrar çıkarma, terleme, yemek ve içmek için duyulan büyük iştah izler. Bu uygulama doğal olarak bir kerede kalmamalı ve gerektiğince yinelenmelidir. Kekik, sara krizlerine karşı da önerilebilir. Günde 2 bardak içilen bitki çayı yalnızca krizler arasında değil, yıl boyunca, 10 günlük aralarla 2-3 haftalık kürler halinde uygulanmalıdır. UYARILAR : Kekik Çayı, içerisindeki en etkili madde olan eterli uçucu yağın (Thymol) yitirilmemesi için hiçbir zaman kaynatılmaz! Hamilelerin (Düşükleri kolaylaştırır ve bebeğin rahimden çıkmasını çabuklaştırır.) kullanmaması tavsiye edilir. Önerilen dozlar aşılmadığında, bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Fakat kekik yağının içten kullanımında aşırılığa kaçılması, tiroid bezinin işlevini arttırabilir. Bu nedenle guatr hastalarının kekik yağını kullanmaması tavsiye edilmektedir. Kekik çayı içimi ise böyle bir duruma yol açmaz. Kullanım Biçimleri: Çay hazırlamak : Yarım veya bir tatlı kaşığı kurutulup, ince kıyılmış kekik,orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, üstü kapatılarak 8-10 dakika demlendirilir ve süzülür. Günde 2-3 bardak yeni demlenmiş olarak, aç karnına veya öğün aralarında, soğutulmadan ve yudumlanarak içilir. Kekik Banyosu: 70-100 gr kurutulmuş kekik bir tülbentin içine gevşekçe bağlanarak 2-3 litre soğuk suya eklenir. Kaynama derecesine kadar ısıtıldıktan sonra (kaynatılmaz), üstü kapalı olarak 15 dakika demlendirilir. Tülbentteki posa iyice sıkıldıktan sonra sıcak banyo suyuna (Küvet) eklenir. Banyo suyu sıcaklığı 37-38 derece arasında olmalıdır ve banyo süresi 15-20 dakikayı aşmamalıdır. Bu süre boyunca küvet içerisinde oturularak yapılan banyodan sonra üşütülmemeli ve bir bornoza sarılınarak yatakta bir süre dinlenilmelidir. Kekik Tentürü : Öğlen güneşinde toplanmış ve ince kıyılmış çiçekli dallar, gevşekçe, bir şişenin ağzına kadar doldurulur, üstüne konyak veya 35-40 derecelik etil alkol, bitkilerin üstüne çıkana kadar eklenir. 14 gün boyunca, arada bir çalkalanarak, güneşli ve sıcak bir ortamda bekletilir, sonra tülbentten geçirilerek süzülür. Koyu renkli şişelerde, serin bir ortamda saklanmalıdır. Bitki yastığı: Öğlen güneşinde toplanıp kurutulmuş çiçekli dallar, ince kıyılarak keten bezinden yapılmış bir yastığa doldurulur ve ağzı dikilir. Yatmadan önce sıcak, kuru hava ile (Örnek : Kaloriferin üzerinde veya saç kurutma makinesi kullanılabilir) ısıtılır ve hasta organın üstüne koyulur. Kekik Yağı: Aynı tentür işlemi gibidir, konyak yerine, sızma zeytinyağı kullanılır. Bir şişenin içine doldurulan çiçeklerin üstüne sızma zeytin yağı eklenerek, 10 gün güneşte bekletilir ve kullanılacak kadarı süzülür. Karışım: Öksürüğe karşı, 2 ölçü kekik, 1 ölçü sinirli ot, 1 ölçü ezilmiş anason iyice karıştırılır. Bir tatlı kaşığı bitki "Çay Hazırlamak" başlığı altında belirtildiği şekilde demlenir ve balla tatlandırılarak, küçük yudumlarla içilir. Kekik, birçok derde iyi geliyor. Uzmanlar, kekik otunun yapısında bulunan minerallerinden dolayı birçok sağlık probleminin çözümünde etkili olduğunu belirtiyor. Kolesterol düşürülmesinden, sara krizini önlemeye ve ağrıların tedavisine kadar bir çok işe yarayan kekik, baharat özelliğiyle de yemeklerde kullanılıyor. Yaygın olarak lezzet arttırıcı baharat olarak sofralarda kullanılan kekik otunun, birçok sağlık problemine iyi geldiği bildirildi. Halk arasında “tahtacı otu”, “güvey otu” ve “pervane otu” olarak adlandırılan kekiğin; kolesterolü düşürdüğü, sara krizin önlediği, mide, karın ve baş ağrılarında etkili olduğu, ani spazmları çözdüğü ve ergenlik sivilcelerinin tedavisinde etkin rol oynadığı belirtildi. Uzmanlar, kekik otunun ve kekik otundan yapılan çay ve yağların dikkatli ve ölçülü kullanılması halinde, birçok sağlık problemini kendiliğinden çözdüğünü vurguladı. İşte kekik otuyla yapılabilecekler ve çeşitleri: Kekik çayı: Kekik çayı sindirim sistemi üzerinde son derece etkilidir. Sindirimi kolaylaştırma, mide rahatsızlıklarına iyi gelme, iştah açma özelliğiyle öne çıkan kekik çayı, ayrıca adet kanamalarını dengeler, kramplı adet ağrılarına iyi gelir, organizmayı güçlendirir ve ergenlik sivilcelerini engeller. Kekik yağı: Sızma zeytinyağı ile birlikte kullanılan kekik yağı, ağrının olduğu bölgeye masajla birlikte uygulanırsa acıyı dindirir ve ağrının yayılmasını engeller. Kekik suyu: Bağırsaklardaki parazitlerin düşmesini sağlar. Yatıştırıcı özelliği vardır. Spazm çözücüdür, organizmanın düzenli çalışmasını sağlar. Mide için son derece faydalıdır. Kolesterolü düşürür. Böbrek ve kum taşlarında iyi sonuç verir. Ağız, diş ve boğaz iltihaplarında gargara yapılırsa iyileştirici etki sağlar. Sara krizini önler. Vücuttaki fazla yağların yakımında etkilidir. Mide, karın ve baş ağrılarında etkilidir. KEKİK MUCİZESİ Türkiye'de yoğun olarak yetişen kekik çeşitlerinin, antioksidan, antikanserojen, antidiyabetik ve antikolestremik özelliği olduğu bildirildi. Erciyes Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Osman Sağdıç, kekik üretimi açısından dünyada önemli bir konumda bulunan Türkiye'de, Origanum, Thymus, Thymbra, Saturaje, Sideritis ve Salvia cinsi kekiklerin yoğun olarak yetiştiğini, bu kekik çeşitlerinin sağlığa çok faydalı olduğunu söyledi. Dünyada kekik çeşitleriyle ilgili birçok araştırma yapıldığını, bu araştırmalar sonucunda bu bitkilerin mikrop öldürücü özellikte olduğu ve yoğun şekilde fenolik madde içerdiğinin saptandığını belirten Sağdıç, kekiğin sağlığa faydalarını şöyle özetledi: “Kekik, içerdiği maddelerle hücrelerden salgılanan serbest radikalleri bağlayarak sağlık açısından birçok fayda oluşturmaktadır. Kekik, içeriğindeki maddelerle vücutta hücre koruma sistemlerini geliştirmesiyle antioksidan, kanser oluşumunu engellemesiyle antikanserojen, diyabet hastalığını engellemesiyle antidiyabetik ve vücuttaki kolestrol oranını ayarlamasıyla antikolestremik özellikler taşımaktadır. Bu özellikleri ile kekik, yaşlılığı geciktirmekte, tümör oluşumunu engellemekte, şeker hastalığına iyi gelmekte ve gıdaların bozulmasını doğal yollarla engellemektedir.” DOĞAL KORUYUCU Gıdaların bozulmalarının önlenmesi için koruyucu maddeler kullanıldığını, ancak kimyasal koruyucu maddelerin sağlık açısından bazı riskler taşıdığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Osman Sağdıç, doğal koruyucu özelliği olan kekiğin bu riskleri ortadan kaldırdığına dikkati çekti. Gıdaların üretiminden tüketimine kadarki süreçte sağlıklı olarak saklanabilmelerinin önemli bir sorun olduğunu ve bu alanda sürekli araştırmalar yapıldığını kaydeden Sağdıç, şöyle devam etti: “Gıdaların mikroorganizmalar ve oksidasyonla bozulmaları sonucu, ticari değerleri kaybolmaktadır. Bunun için gıdaların tüketiciye ulaşıncaya kadar dayanıklılığının korunması için, kimyasal sentetik koruyucular kullanılmaktadır. Kullanımları gıda kodeksleri ile sınırlandırılan kimyasal koruyucular, limit aşımında kanserojen etki yapmakta ve insan sağlığını tehdit etmektedir. Doğal antimikrobiyal özellik taşıyan kekik grubu bitkiler, bu riskleri ortadan kaldırmakta, doğal yollarla koruma sağlamaktadır.” Kekiğin, sağlık açısından faydaları göz önünde bulundurularak çok farklı alanlarda kullanılabileceğini kaydeden Sağdıç, gıda sektörünün yanı sıra tıp, eczacılık ve kozmetik alanlarında da kullanılabileceğini, hayvan yemlerine katılarak et kalitesinin ve hayvan sağlığının korunabileceğini, çay olarak içilerek insan sağlığına faydasının sağlanabileceğini söyledi. EKONOMİK BOYUT Türkiye'nin dünyada baharat bitkilerinin üretimi ve ticaretinde Çin ve Hindistan'dan sonra üçüncü ülke konumunda olduğunu, yıllık 30 bin ton civarında doğal bitki ihraç ettiğini bildiren Yrd. Doç. Dr. Osman Sağdıç, birçok önemli kekik türünün yetiştiği Türkiye'nin, dünya kekik ihracatının yüzde 75'ini elinde bulundurduğunu söyledi. Kekik üretimi ve ticaretinin geliştirilmesiyle ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlanabileceğini belirten Sağdıç, Türkiye'nin yıllık ortalama 11 bin ton civarında kekik üretimi yaptığını ve bundan 21 milyon dolar gelir elde ettiğini ifade etti. Türkiye'nin ABD, Avustralya, Kanada ve Avrupa ülkelerine ihraç ettiği kekik türleri arasında Türk kekiği (Origanum onites), sütçüler kekiği (Origanum minutiflorum), karabaş kekiği (Thymbra spicata) ve beyaz kekik (Origanum majorana) bulunduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Osman Sağdıç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kekik üretiminin ülke ekonomisine sağladığı katkının artırılması için, üretimin teşvik edilmesi gerekir. Kekik, belediyelerce süs bitkisi olarak kullanılabilir, ormanlara tohumları saçılarak geliştirilebilir ve tarlalarda yetiştirilerek gelir kaynağı haline getirilebilir. Türkiye, toprak ve iklim şartları bakımından buna çok uygundur.” KEKİK Sinir Sistemi : Bedeni ve Ruhi bunalımlarda, sinir zafiyetinde. Solunum yollarında : Astım, Bronşit, Verem, Enfizeme de diğer hastalıklar için Solunum yollarını sterilize etmekte. Dolaşım sistemi Düşük tansiyonu normal hale getirmede, Kansızlıkta, Beyaz kürecikleri artırarak dayanıklılığı artırır. Hazım yollarında: iştah açmada, hazım zorluğunda bağırsaklardaki kokuşma ve gazda, ishallerde, Tifoda çok fayda verir, bağırsaklardaki faydalı mikropları güçlendirir. Soğuk algınlığı, Grip, Nezle, Beyin nezlesi, ateş Anjinde çok faydalıdır.Regl söktürür. Bağırsak parazitlerini döker. KEKİK Güneşli çimenliklerde, tarla ve orman kenarlarında, çayırlarda yetişir. Çok sıcağa ve güneşe ihtiyacı vardır. Onun için taşlı yerlerde, toprak sıcaklığının çok sıcak olduğu yerlerde yetişir. Öğle sıcağında morlarla süslü renkli çiçeklerinin yaydığı güzel kokuya arı ve böcekler üşüşür. KULLANIM TABLOSU Çay: dolu çay kaşığı kekiği 200 gr. Su ile kaynatın ve bir dakika demleyin. Hülasa: öğle güneşinde toplanmış çiçekler bir litrelik şişeye ağzına kadar doldurun.40 derecelik iyi şarap, üzerine doldurarak, 14 gün güneşte bırakın. Kekik yağı: Öğle güneşinde toplanmış çiçekli sapları aynen şişeye doldurup üstüne zeytinyağı koyun. Kekiklerin üstünde iki parmak yağ olsun. 14 gün güneşte bırakın. Kekik şurubu: Güneşte toplanan çiçekli sapları elinizde nemlendirerek, ıslak ellerle bir kavanoza koyun, aralarına kat kat şeker koyun. Üç hafta kadar güneşte bekletin, sonra kekikleri az su ile yıkayın. Bu suyu şuruba ilave edin ve en kısık şekilde kaynama haline gelmeden pişirin, şurup ne ince ne kalın olsun. Bunun için bir yada iki defa soğutulup denemesi yapılır. HASTALIKLAR İdrara ve kadınların adetlerine tesir eder ve düşüğü önler. İç organları temizler, cüzam, felç ve sinir hastalıklarına tavsiye edilir. Mide ve adet kramplarına kekik yağı, müzminleşmiş romatizma için kuru ot yastık çok faydalıdır. Kekik banyosu rahat uyutur. Kekik alkolikler içinde çok faydalı bir koruyucudur. KEKİK Romatizmadan tansiyona, öksürükten hazımsızlığa birçok rahatsızlığa olumlu etkisi var. Sağlık kaynağı kekik Yemeklerin tadını zenginleştiren bir baharat olarak biliyoruz onu. Ama aynı zamanda yağıyla, suyuyla, çayıyla şifa veren bir bitki. Mikropları öldürüyor, hazmı kolaylaştırıyor, kolesterolü düşürüyor. Tansiyonu dengeleyip ağrıları gideriyor. Ve dünyanın en iyi kekiği Türkiye´de yetişiyor. Çoğu insan pirzolayı, ızgara eti onsuz düşünemez. Mis gibi kokusuyla ete ayrı bir lezzet katar. Akdeniz mutfağına özgü yemeklerin de vazgeçilmez baharatıdır. Salatalarda, zeytinyağlılarda, makarna soslarında sıkça kullanılır. Kekikten söz ediyoruz. Odunsu saplı, küçük yapraklı, alçak boylu bitkiden. Kekiğin yemeklere kattığı lezzetin dışında bir önemli özelliği daha var. Şifalı bitkilerin önde gelenlerinden kekiğin sindirimi kolaylaştırıcı, kandaki şeker miktarını azaltıcı, sakinleştirici, idrar söktürücü, âdet düzenleyici, öksürük giderici gibi etkileri bulunuyor. Türkiye, kekik açısından cennet bir ülke. Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüsnü Can Başer, ``Türk kekiği, dünyanın en kaliteli kekiği'' diyor. Aynı zamanda 1980´de kurulan Anadolu Üniversitesi Tıbbi ve Aromatik Bitki ve İlaç Araştırma Merkezi (TBAM) Müdürü olan Prof. Başer, Türkiye´nin son yıllarda dünyanın en büyük kekik üreticisi olduğunu söylüyor. Türkiye´den yılda 7000-7500 ton kadar kuru kekik ihraç ediliyor. Kekiğin yanı sıra, kekik yağı da ihraç ediliyor (yılda en az 50-60 ton kadar). Kekiğin yanı sıra, daha birçok bitki araştırılıyor, inceleniyor, denetleniyor Türkiye´nin ilk ve tek bitki araştırma merkezi TBAM´da. Ancak Prof. Dr. Hüsnü Can Başer´in kalbinde, kekiğin yeri bambaşka. Öyle ki, onun adını alan bir kekik türü bile var: `Origanum Husnucan-Baserii'... Başta kekik olmak üzere, bitkilerin yararları, zararları, merkezde yapılan araştırmalar, bitkilerin doğru kullanımı gibi daha birçok konuda sorularımızı yanıtlayan Prof. Başer ile `bitki âlemine' dalarak sohbet ettik... Nedir Türk kekiğinin sırrı? Türkiye adeta bir bitki cenneti. Özellikle de kekik konusunda çok iddialıyız. Bugün Türkiye´den en çok ihraç edilen bitki kekik. Kekik yağı da ihraç ediliyor. Türk kekiği, dünyanın en kaliteli kekiği. Kekiğin yanı sıra hangi bitkiler ihraç ediliyor? Meyankökü de Türkiye'den gidiyor dünyaya, ancak meyankökü ihracatı son yıllarda azaldı, çünkü meyankökü ilaçtan çok, tütün, şekerleme ve meşrubat sanayisinde kullanılmaya başlandı. Bunun dışında, adaçayı, defne, şakayık çiçekleri, şakayık kökleri, sarı kantaron da sık ihraç edilen bitkiler arasında. Ayrıca Türkiye, gül yağı üretimi konusunda da dünya çapında bir ülke. Bunların yanında Türkiye, pek çok değişik bitki esanslarının önemli üreticisi haline geldi. Yaptığımız bir çalışmada, Türkiye'nin tıbbi ve aromatik bitki ile bitkisel ürünler ihracatının, yılda 100 milyon dolarlık bir kapasiteye ulaştığını tespit ettik. Yani Türkiye yılda 100 milyon dolarlık ihracat yapma kapasitesine sahip. Bu sayı artmış bile olabilir. Ürünlerimizin kalitesi arttıkça fiyatı da artıyor. Örneğin kekikte çok iyi durumdayız. Dünyanın en temiz, en kaliteli kekiği, en temiz kekik yağı Türkiye'den gidiyor. Kekiğin en çok hangi bölümü işe yarıyor? Pilot tesislerimizde hammaddeleri kazanın içine koyarız. Esansını elde etmek istiyorsak, alttan buhar veririz. O buharla birlikte esanslar bitkinin içinden serbest hale geçer ve suyla birlikte soğutucuda soğuyup tekrar sıvı haline dönüp aşağıya iner. Yağ, suyla karışmadığı için yüzer. Biz de onu ayırırız. Özel tesislerimizde bitkinin içindeki özü alıyoruz. Kekiğin posasını istersek su, istersek alkolle kaynatıp onun içinden de bir ekstre elde ederiz. Onu yoğunlaştırdığımız zaman da katı bir madde elimize geçer. Bu da antioksidan özelliğe sahiptir. Bunlar da doğal katkı maddeleri olarak gıdalarda kullanılabilir. Kekiğin aslında çok özelliği var. Hemen hemen hiçbir şey israf olmuyor. Her şeyi alınmış posa da gübre olarak kullanılabiliyor. Yem fabrikalarına da verilebilir. Hemen hemen her tarafı işe yarıyor kekiğin. Peki neden eczacılar bitkilere sahip çıkmıyor? Birçok gelişmiş ülkede doktorlar bitkisel ürünleri reçeteye yazar ve eczacı bu ürünleri eczanesinde hazırlayarak hastaya verir. Sahip çıkıyorlar, ancak doktorlar reçeteye yazmıyor. 30-40 yıl önce, tıp fakültelerinde Materia Medica diye bir ders vardı. Bu derste, tıpta kullanılan bütün maddeler ve bitkiler öğretilirdi. O zamanki tıpçılar bitkileri bilirdi. Ancak artık hekimler tıbbi bitkileri hiç bilmeden mezun oluyor. Konuyu bilmedikleri için de bitkilerden uzak duruyor, bunları `koca-karı ilaçları' olarak görüyorlar. Örneğin Almanya'da tıp fakültelerinin hepsinde bitkilerle tedavi dersi okutuluyor. Bitki işini eğitimleri sırasında gördükleri için de hastalara daha bilinçli bir biçimde reçete yazıyorlar. Bir doktor-eczacı-hasta zinciri oluşmuş durumda. Türkiye'deki eksiklik bu. Bitki Kimyası Bölümü: Anadolu Üniversitesi Bitki Kimyası Laboratuvarı´nda küçük çaplı üretimler yapılıyor. Örneğin kekik yağı, defne yağı, adaçayı yağı gibi bitkisel esanslar burada üretiliyor. Uçucu Yağlar Bölümü: Aromatik bitkilerden uçucu yağ (esans) üretimi, analizi, kalite kontrolü, biyolojik etkinliği ve aroma kimyasallarının izolasyonu, kalite kontrolü gibi işlemler yapılıyor. Mikrodistilasyon Sistemi sayesinde, tek bir tohumdan veya yapraktan dahi uçucu yağ elde edilebiliyor. Normalde 100, 200 gram, hatta yarım kilo gerekebilir. Uçucu yağlar, parfümeri, kozmetik ve gıda sektöründe kullanılabilir. Aletli Analiz ve Kalite Kontrol: İyi laboratuvar uygulamaları kurallarına uygun olarak doğal ve sentetik hammaddeler ile ilaç ve kozmetik ürünler üzerinde son teknoloji kullanılarak analiz ve kalite kontrol yapılıyor. Pilot Tesisler: Endüstriyel üretim öncesinde deneme üretimleri bu bölümde yapılıyor. Bitkisel ekstre ve yağ üretimi konusunda yeterli imkânlara sahip olan tesiste, öğütme, ekstraksiyon (bitkinin içindeki maddeleri elde etme), distilasyon, kimyasal reaksiyon, buharlaştırma, kurutma, püskürtme gibi işlemler gerçekleştiriliyor. Hücre ve Doku Kültürü Laboratuvarı: Bu laboratuvarda, insan ve hayvan dokuları üretilerek, onlar üzerinde bitkilerle deneyler yapılıyor. Örneğin anti-kanser etki deneyleri yapılıyor, yara iyileştirici maddeler veya yaşlanmayı önleyici etkiler, bitkilerin zehirli olup olmadıkları araştırılıyor. Bu çalışmaların avantajları var. Hayvan deneylerinde sürekli hayvanları kanser edip öldürmek gerekiyor. Oysa hücreler üzerindeki deneylerde, istenilen miktarda hücre üzerinde çalışılabiliyor. Bu hücreler ise eksi 195 derecede donduruluyor. Biyotransformasyon Laboratuvarı: Burada `mikroplar çalışıyor'. Mikroorganizmalar, verilen maddeleri yedikleri an, metabolize edip onları başka bir maddeye çeviriyorlar. Her mikrop farklı madde üretiyor. Böylece yeni maddeler de keşfedilmiş oluyor. Biyoteknolojinin ön adımları olan bu çalışmalarla, değeri olmayan veya tedavi edici etkisi az olan birtakım maddeler mikroplara çevirtilerek, tedavi etkisi yüksek maddeler haline getirilebiliyor. Örneğin kokusu olmayan maddeler kokulu hale; ucuz maddeler pahalı hale dönüşüyor. Kozmetoloji: Kozmetik araştırma ve geliştirme laboratuvarında, maddelerin cilt üzerindeki nem ölçümleri, ürünlerin yasal yönetmeliklere uygunluğunun saptanması ve kalite kontrolleri gibi işlemler yapılıyor. Kütüphane ve Dokümantasyon Birimi: Geniş bir kütüphane ve arşive sahip olan TBAM´da, bütün bilgiler bilgisayar ortamında saklı. Birçok eserin orijinallerini de bu kütüphanede bulmak mümkün. |