#1
|
||||
|
||||
YeŞİl Denİz Mavİ GÖk
Bencileyin bir şehzadebaşı akşamında
lirik söylemlerden demetler arzederek yıldızlara ramak kalmışken kırılmıştım intihar girememiştir hayatıma hiçbirzaman sevda ah sevda yüreğin vazgeçilmez korkusu inanız sarsılmıştım. Sevgilinin adı ilahi bir fiilden alınmış olabilir deniz çağırabilir olurolmaz bir fırtınadan sonra aklı ve yüreği ortaya koyarak müthiş acıları da taşıyarak hayatına zincire vurulmuş bir mahkûm gibi kendinin ekseninde muzdarip ve uçkun yaşamak. Güneş iki gökdelenin arasından batıyor deniz çekiyorken aksini derinliklerine pol ve virjin hicran yarası olarak gecenin içinden kapkara bir gemidir karadenize açılıyor karşı tepelerde ayrı dünyaların ışıkları parıldamaktadır acıyla şekillenen yüz hatlarından cesaret alarak intiharı kabul etmiyorum. Aşk var mıydı karasevda var mıydı romantizm nerede kalmıştı diyelim ki bilgi çağında yaşamaktayız denize dökülmüyor gözyaşları gök yarılmıyor öyleyse kalbini tut ve kendini bırak yıldızlara merhametle bak karıncalara derinlikler sun serçe kuşuna acı zeytini tefekkür et aşkın azgın dalgalarıyla savaşa gir bütün serinlikleri kuşan ölüm orada kalsın. Doğu gizemli olan saltanatını sürdürüyor halâ aşk dağlardan koparak gelen rüzgârlarla alıp götürüyor leylayı oralarda yani vuslat her halükârda derin izler bırakarak acılar sunarak oluşmaktadır hırkası olmayan derviş nefsini öldüren kahraman erotizmi yok olmak fiilinin başına koyarak biten bir günün son kızıllığında batışından sonra yani güneşin acıyla şekillenen yüz hatlarının yiten eksilen yok olan aslında ad ve semud; ibretler kitabından bir sayfadır denize birlikte baktığımızda daha net olarak intiharı kabul etmiyorum. |