#91
|
||||
|
||||
Cevap: İLişme Yalnızlığıma ...
Ağlat beni...
Sanada bu yakışır! İnsan bu elbet, buna da alışır... Bela oldu zaten başıma, Git... Gidişin aslında benim kurtuluşumdur!.. Hadi durma yine ağlat beni... Senin için hiç bir değeri olmayan o damlaları akıt yine... Ne gelir ki elinden başka?! Ne de güzel yakıştırırsın üstüne o ağır sözleri, o yürek burkan cümleleri, o çekip gitmeleri... Ardına bile dönüp bakmadan! Ağlat hadi... İlk kez yaptığın bir şey mi? Acıt yüreğimi, bedenimi, gözlerimi... Öylesine alıştım ki bu hallerine, öyle alıştırdın ki beni... Sanki tek gözlerim değilde, bütün bedenim ağlıyormuş gibi o an'larda sanki! Çok zor oldu kabullenmek başlarda, ölüm gibi soğuk ve keskindi tavrın, umursamazlığın! Sonra gittin... Ben yaşamam sandım... Gidişinin gözlerimde kalan resmi kabuslarım oldu, başımın belası kabuslar! Madem gittin, ne diye hayalini burda bıraktın? Onuda alsaydın ya! İliklerime kadar işleyen Sen'ide çekip çıkarıp öyle gitseydin ya! Bela mısın ya? Bela mısın başıma?! Gidişin bari adam gibi olsun... Ne varsa bıraktığın bende hepsini toplada git! Beni senden kurtarda git! Son bir iyilik yap bana ve bırakma geride hiçbirşey... Gidişin ölümüm değil, kurtuluşum olsun!.. Aradan günler, aylar geçmiş o günden sonra... "Kurtar beni, ben alışırım!" demişim sana! Ama hiç unuturum dememişim... Evet gittin ve alıştım... Kabuslar bitti, belki de bir köşeye sindi... Bilmiyorum... Bildiğim tek şey; Gittiğinde öyle çok acıdı ki canım... Ben bu acıyla yaşamaya alıştım... O acı sanki elim oldu, kolum oldu...!!! |
#92
|
||||
|
||||
Cevap: İLişme Yalnızlığıma ...
Sen böyle gitmeler içinde iken umutlarım suya değen kar taneleri gibi erir ben yok olurum Dudaklarımda söylenmemiş onca söz varken bıçak ağzı bir yalnızlıktır gidişin her dalışta yeni vurgunlar geceden sabaha hiç değişmeyen Tut ki gitmemişin tut ki hıdrellez gecesi gül ağacının altına gömülen dilekler gibi bırakmışım senli umutlarımı öpüşülmedik zamanlara inat dört bir yanını öperek De ki yetişirmiş umutlar gül dalında de ki uzanıp yatmışız toprağa yan yana Senin böyle zamansız gidişinle anılar renklerini yitirip kararan bulutlarla beraber çoktan tutmuşken göç yollarını düşerim yarıda kalır senli rüyalarıma pusu kurar erken doğan şafak Rüzgarın önünde savrulup tadına varılamamış günlerse Hayyam’ın neyine meze olur ıslak gece sessizliğinde Böyle sessiz karanlıklar içinde yalnız kalınca hüzün düşer yanaklarıma inceden Ellerim üşür yüreğim üşür ben üşürüm... |
#94
|
||||
|
||||
Cevap: İLişme Yalnızlığıma ...
saatleri ileri alsak ömrüm zarara mı girer
kim çıkardı bu yalnızlığı... yahu bir duman çeksem kül tablasında ki haykırışlarımdan kim bilir kaç milyon hücrem ölür gider beynimde? ama sen ölmüyorsun! kuru bir inat var yüreğimde bu yüzden unutmaya yeltenemiyorum seni. hay ben bu aşkın gelmişini geçmişi diye dilimin altında eski bir küfür var, ama ne zaman sana yaklaşsa ağzı bozuk niyetlerim iyice etkisini kaybediyor ve ne zaman bir nefretten koşar adım gelmeye çalışsam sana, seni seviyorumlara takılıp düşüyorum. |
#95
|
||||
|
||||
Cevap: İLişme Yalnızlığıma ...
Sana neyi anlatayım? -evet..yalnızım.. Sadece bunu söyleyip susmak isterdim...Ebediyyen susmak.Çünkü canım acıyor...Konuştukça,arzuladıkça,özledikçe,en kötüsü yaşadıkça canım acıyor." Ruhumu yaktıktan sonra şimdi de damarlarımda dolaşan sensizliğin etimi yakan acısını mı?O acıyı uyutsun diye sığındığım,ama sevgini orada da hep ama hep kaybettiğim soğuk rüyalarımı mı?Odamın tavanındaki yoksulluğumu ve kimsesizliğimi harç yapıp içine doldurduğum o derin,o sonsuz çatlakların altında ,sen,diye her gece koynuna girdiğim o zamansız ölümlerimi mi? Şimdi burada değilsin.Ama beni duyabiliryorsun,biliyorum.Kapat gözlerini benim için ve dinle n'olur.Çünkü bunu sana ancak bir kez söylemeye cesaretim var.Seni ait olduğun çevre için değil,bana ait olman için değil,karşılığında beni sevmeniz için değil. Sadece sen olduğun için sevdiğimi söyleyebilseydim...Ne zaman sevgine acıksam kendi kalbimi yedim. Kendi etimi...Aşkımı....Ruhumu yedim. yüreğimin en saklı yerinde yalnızca senin elin dolaşmıştı Seni yollarca,şehirlerce uzağından sevdim. Seni kelimelerce,şiirlerce yakınından sevdim. Seni,dünya üzerinde sanki ilk kez benim için kalemi eline alıp yazdığın mektuplarca sevdim. Seni umutsuzca, beklentisizce, hayallerce sevdim uzağından. Zamanla kırgınlık kimlik değiştirdi ve vazgeçiş oldu benim için.Unutmanın en ağırı unutamadan unutmaktır.Seni sonsuza kadar kaybetmek,kimlik değiştirdi ve unutmak oldu benim için... Anlamadın mı artık,varlığım sana acı vermek iin değil,sadece seni sevebilmek için yaşadım ben...Hala seninle geçireceğim anların telaşıyla ,tüketir gibi yaşıyorum sensiz geçen günlerimi...Seninle geçen zaman bir daha tekrarı mümkün olmayan,doğaçlama bir melodi gibi benim için.Sanki birlikte yazılmış kaderimizin sayılı dakikalarından an çalıyorum.Öyle birikmişsin ki içimde...Seni yaşamakla tüketmem,seni sıradanlaştırmam mümkün değil.İçime çektikçe çoğalıyorsun sevgili... "Sevgilim,beni bensiz bırakma olur mu?Çünkü sen nereye gidersen git,ben oradayım.Benim başka gidecek bir yerim yok. Benim senden başka gerçeğim yok.Sende yaşıyorum ben sadece..." |
#96
|
||||
|
||||
Cevap: İLişme Yalnızlığıma ...
yalnızlığın çığlıkları susun artık! ne teselli verenim var ne yaslanacağım bi omuz...bir de sen yalnızlık; üstüme gelme zaten harabeyim geçmişin sancılarıyla...paslanmış anıların, küllenmiş acıları hala mı acı verir insana?kaç gece yanar yürek ateşlerde?gelir mi diye saniyeleri saymalar ne zaman biter? yüreğim iflaslarda mutluluğa dair... korkuyorum, kırgınım bir de yalnızım kuytu kederlerin avcundayım bir başıma... isyanlarını bastırıyorum ruhumun zincire vurdum hayallerimin sana dair olanlarını canım acıyor hissediyor musun? sonsuz derdik bir zamanlar sonsuzluğa hakaret edercesine hani sonsuz yanımda oluşların bu muydu? gün değil ay değil kaç zaman geçti sensiz.... bir de yalnızlık ayrılığa dayanamıyorum bir de sen gelme üstüme... |