#1
|
|||
|
|||
bir yıldız daha bitiyor....
bir yıl daha bitiyor
İşte bu kadar duru, bu kadar yalın bu kadar el değmemiş sıradan bir gerçeği daha kolları bağlı hayatımızın bir şiire nasıl dahil edilir bir yılın son günleri her sonda her başlangıçta ve her defasında alır gibi bir başkasını karşımıza perdeler çekip, ışıklar söndürüp oturup yatağın içinde bir başımıza sorgulamak kendimizi öğrenmek ikizin anadilini,ikinci belleğimizi öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini bu aynaların dehlizlerinde gezinirken görürüz karanlık günlerimizin kenar süslerini biterken bir yılın son günleri biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini gençlik ikindilerini kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri Bir yıl daha bitiyor. Düşlerim, tasalarım, yarım kalmış onca şey, her yıl biraz daha kısalıyor bir öncekinden. Bana mı öyle geliyor yoksa daha mı hızlı ilerliyor zaman insan yaşlanırken. Kırdım mı, incittim mi birilerini? Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler? Kendimi yeniledim mi yaşadıklarımda? Yeniden düşünmeliyim, dostluklarımı, ilişkilerimi. Çoğalttım mı eksiklerimi? Gözlerim çocukluk fotoğraflarımda mı kaldı? Yitirdim mi yoksa masumiyetimi? Borçlarımı ödedim mi? Doğru seçtim mi soruların fiillerini? Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış, giysilerim ütülü, odam düzenli mi? Ödünç aldığım kitapları geri verdim mi? Geri verdim mi aldıklarımı; Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları? Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi? Yokladım mı duygularımı hâlâ sevebiliyor muyum insanları? Ovmalı gümüşlerimi, bakırlarımı, cila geçmeli ahşaplarıma. Ovmalı umutları. Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımdan hançer kıvamındaki o karamizah tadını. Şimdi oturup uzun bir hasretlik mektubu yazmalıyım. Sonra köşe başından bir demet çiçek alıp öyle başlamalıyım akşama, yeni bir yıla. Ama nedense her şeyin tadı dağılıyor ağzımda. Bir sap çiçek mi taşısam yoksa ağzımın kıyısında? Aydınlık rengi vursun diye gözlerimdeki buluta. |