#1
|
|||
|
|||
GÖlge Oyunu
Türk Gölge Oyununun ortaya çıkışı konusunda yapılan araştırmalar bir çok farklı görüş geliştirmiştir. Bazıları bu oyunun Çin'den Hindistan'a geçtiğini, sonra da Moğollar tarafından Orta Asya Türkleri'ne tanıtıldığını iddia etmektedirler. Buna göre Gölge Oyunu sanatı Orta Asya'dan Türkiye'ye göç eden Türkler tarafından getirilmiştir. Başka akademik çalışmalar ise Gölge Oyunu nun Anadolu'ya 16. yy'da Mısır'dan geldiğini söylemektedir. Bu bakış açısının taraftarları Yavuz Sultan Selim'in 1517'de Mısır'ın fethinde onuruna verilen kutlama törenlerinde bu sanatla karşılaştığını, etkilenip beğendiği bu oyunun İstanbul'daki sarayında sergilenebilmesi için Ustaları yanında götürdüğünü iddia ederler. Gölge Oyunu bu şekilde Osmanlı saraylarına girmiştir. Bütün bu değişik söylencelere rağmen bizler Karagöz ve Hacivat’ın Bursa’da yaşamış gerçek karakterler olduğuna ve Sultan Orhan Camii inşaatında çalıştıklarına inanıyoruz. Son zamanlara kadar Bursa ‘da Atatürk caddesinde eski bir evin bahçe duvarına yaslanmış bulunan Şeyh Küşteri’nin mezarı ise bunun kanıtıdır. Bugün Tayyare Kültür Merkezinin çarprazına düşen yerde bulunan Şeyh Küşteri’nin mezarı yerinde bugün yüksek bir işhanı-apartman yükselmektedir. Mezar taşı ise Muradiye Türbelerinin bahçesindedir. Oyunlarda “Şeyh Küşteri Meydanı” diye başlanan birçok diyalog Şeyh Küşteri’nin bu işin Piri ve yaratıcısı olduğunu vurgulamaktadır. Karagöz’ün mezarı ise bugün çekirge caddesinde Karagöz ve Hacivat’ın Anıt mezarının bulunduğu bölgede idi. Zira burası yani bugünkü Çırağan cafe Karagöz Evi ve çekirge caddesinin geçtiği bölgede büyük bir mezarlık mevcuttu. 1942’de Bursa’ya gelen araştırmacı yazar Abdülbaki Gölpınarlı Karagöz’ün makam mezar taşını tespit etmiş ve Bursa ile ilgili yazdığı notlarına kaydederek bir örneğini de Bursa Müzesine bırakmıştır.Karagöz’ün makam mezar taşı bugün Yeşil’de bulunan Türk İslam Eserleri Müzesinde bulunmaktadır.
Karagöz günümüzde Bursa’da Karagöz evinde bir avuç gönüllü insan tarafından yasatılmaya calısılıyor... Sizler, Bursa da ki Karagöz evini ziyaret ettiniz mi? Gölge Tiyatrosu, Anadolu'da büyük ilgi ve beğeni ile karşılaşmış ve hemen yaygınlık kazanmıştır. Türk Gölge Oyunu sanatçıları İse ustalarından öğrenmiş oldukları teknikleri daha da geliştirmişlerdir. Mısır'lıların renksiz ve hareketsiz gölge oyunu, Türk tarzında çok daha renk ve hareketlilik kazanmıştır. Türk Gölge Oyunlarına gölge hayaletler veya gölgelerin hayali anlamına gelen Çadır Hayal, Zıllı Hayal ve Hayal-ı Zill isimleri verilmişti. Günümüzde Türk Gölge oyunları daha çok 'Karagöz Oyunları' olarak bilinmektedir. Karagöz figürünün gölge oyunlarının merkezi anafigürü haline gelmesi konusunda değişik versiyonlar bulunmaktadır. 17. yy'ın ünlü Osmanlı seyyahı ve yazarı Evliya Çelebi, seyahatnamesinde Karagöz ve arkadaşı Hacivat'a büyük bir bölüm ayırmıştır. Aynı eserde dönemin ünlü kukla oynatıcıları hakkında bilgi ve oyunlara dair kısa özetler de bulunmaktadır. Evliya Çelebi, bu iki ana kişi hakkındaki öykünün Anadolu'da oldukça iyi bilindiğini ve işbilir gölge oynatıcılarının bundan yararlanarak, deriden figürlerini yapıp gösterilerinde kullandıklarını belirtir.Çelebi'ye göre Karagöz Oyunları, yalnızca halkın değil Osmanlı Sarayı'nın eğlence yaşamının da önemli bir gösteri ögesiydi. Gölge Oyunları, Sultan IV. Murat'ın tahta çıkış töreni için l623'de yapılan muhteşem törenin önemli bir parçasıydı. IV. Murat'ın hükümdarlığı süresince birçok kukla sanatçısı ortaya çıkmış ve kukla tiyatrosu bugün bilinen formlarına o zamanlarda kavuşmuştur. 19.yy'da Karagöz daha da yaygınlık kazandı, Osmanlı Sarayı'nda da daha çok sergilenmeye başlandı. Ancak I. Dünya Savaşı'ndan sonra sinema ve modern tiyatro ile rekabet edemeyen gölge tiyatrosunun önemi giderek azalmaya başladı. Bütün bunlara rağmen Gölge Oyunu günümüze dek gelmeyi başarabilmiştir. İşte bu noktada Bursa’da yaşayan karakterler olarak kabul ettiğimiz Karagöz ve Hacivat ve dolayısıyla Bursa ile anlam bulmuş Türk Gölge Tiyatrosu Karagöz’ ün adına Bursada bir Karagöz Evi’nin bulunması çok önemlidir. KARAGÖZ Tiyatrosu Teknikleri : Karagöz Gölge Oyunu bir çerçeveye gerdirilmiş olan beyaz bir perdenin ardında oynanır. Figürler, perdeye göİgenin vurmasını sağlayan bir ışık kaynağının önüne tutularak oynatılır. Eskiden meşale – mum olan bu ışık kaynağının yerini bugün elektrik ampulleri almıştır. Bütün tasvirlerin tek taklitlerini HAYALİ denen usta yapar. Şarkılarda ÇIRAK yardım eder. Yardımcı sesler ve diğer işler ilerde Hayali olacak olan YARDAK tarafından yapılır. Tef, Zil, Nareke, oyunda YARDAK tarafından kullanılır.Beyaz perdeye Ayna denilir. Orjinali 2 x 2.5 m. olan perdenin boyutları sonradan 1.10 x 80 cm.'ye inmiştir.Aynanın çevresine kalın, siyah bir perde kapatılır. Aynanın alt iç tarafında ise peş tahtası olarak bilinen tahta bir raf bulunmaktadır. Karagözcünün oynattığı figürler bu peş thatası deen çıtaya basarak hareket alır. Tasvir adı verilen figürler 32 ila 40 cm boyundadırlar ve manda, deve, dana, sığır derisinden yapılırlar. Deve derisinen imal edilenler diğer derilere göre daha transparan, ışığı ve renkleri daha iyi geçirebilme özelliğine sahip olabilmektedir. Deri özel kimyasal maddelerle yapılan işlemlerle transparan hale getirilmektedir. Bu işlemlerden sonra deri, ıhlamur ağacı üzerine gerilerek "nevrekan adı verilen özel bir bıçakla kesilir. Ortaya çıkan figürler sentetik veya doğal boyalar kullanılarak renklendirilir. Son olarak da değneklerin geçeceği delikler açılarak figürlerin eklem yerleri birbirine bağlanır. Not:Sizde küçük çaplı araştırmalarla evinizde karagöz oynatıp çocuklarınızı televizyonun olumsuz etkilerinden kurtarabilir hatta evinizde o büyülü otantik havayı yakalayabilirsiniz... -alıntı- |