#1
|
|||
|
|||
Dresden katliamı
Bombardımandan önce Dresden' in genel durumuna bakarsak, Silezya'dan, gözünü intikam hırsı bürümüş rusların elinden kaçan büyük bir insan güruhu Dresden' i istila etmiş durumda. 13 Şubat akşamı, Dresden' de yarım milyon kadar alman sivil var; istasyonları tıklım tıklım dolduran, parklarda, elbe kıyılarında, sakson krallarının bu eski başkentindeki Zwinger ve Frauenkirche gibi 18. yüzyıl şaheserlerinin çevresinde barınan bir kalabalık.
Dresden esasında daha evvel 2 kez bombalanmıştır. 7 Ekim 1944 ve 16 Ocak 1945 günleri. lakin her iki bombardımanda da hedef, optik fabrikaları ve diğer sanayi kuruluşlarının yer aldığı dış mahalleler olmuştur. şehir merkezine herhangi bir zarar verilmemiştir. Ne trajiktir ki, Dresden halkı güzelliği ve tarihiyle ünlü olan şehirlerinin bir çeşit anlaşmaya konu olduğuna inanmaktadırlar: eğer müttefikler Dresden' e dokunmazlarsa, Luftwaffe de Oxford'u bombalamayacaktır. Öylesine bir trajedi ki, 13-14 Şubat gecesi, radyodan bombardıman anonsu yapıldığında halk bunu gülerek karşılamıştır. saat 22:15' te 245 lanchester uçağı, tek bir uçaksavar direnişiyle karşılaşmadan şehre ilk bombalarını bırakıyor. bunlar, patladıkları zaman hava basıncıyla pencere camlarının kırılması ve yangınların daha kolay ve daha çabuk yayılması için özellikle iri tutulmuş 2 tonluk bombalar. İlk akını, saat 01 : 30' da 529 lanchesterin katıldığı ikinci akın ve ertesi gün amerikan hava kuvvetlerine bağlı 450 uçan kalenin akını izliyor. atılan 650 bin yangın bombası şehri öylesine kavuruyor ki, pilotlardan biri "raporumu, pilot mahallini aydınlatan yangınların ışığında yazıyorum" diye belirtiyor. 12 saat sonra gelen uçan kaleler, bombaları, 5000 metreye kadar yükselmiş düman sütunları içerisine körlemesine atıyorlar. Yangın bir alev hortumuna dönüşüyor ve yol açtığı alçak basıncın şiddetiyle giderek daha da şiddetleniyor,ölenlerin yarısı sıcaklığı 1500 dereceye varan alevlerin tükettiği oksijen nedeniyle boğularak ölmüşlerdir.bu yüzden tek bir bombanın düşmediği sokaklardaki insanlar bile ölmüşlerdir. yangın tam 4 gün boyunca devam etmiştir. müttefikler o kadar insanlık dışı davranmışlardır ki, çevre şehirlerden yangına müdahale etmek için gelmeye çalışan itfaiyeciler de, mustang avcı uçaklarının makineli tüfekleriyle katledilmişti. Tam olarak bilinmemekle beraber 135 bin kişinin can verdiği sanılmaktadır. altmarkt' da bir cenaze ateşi yakılmış ve 2 metre yüksekliğe ulaşan insan külü yığını küreklerle kaldırılabilmiştir. Dresden bombardımanı, Hiroşima da dahil olmak üzere, savaşın en büyük insan kırımıdır. Bu saldırının emrini Winston Churchill bizzat vermişti. Şehirde be bir askeri birlik ne bir askeri fabrika vardı. Tek hedef sivillerdi ve amaç Berlin sınırlarına dayanmış olan Rusya'ya bir gözdağı, bir gövde gösterisidir. nazilerin yahudilerden mütevellit çektiklerinden dolayı Almanya bu olayı hiç bir zaman gündeme getirememiştir. Savaş suçuna karşı savaş suçu işlenmiştir. Saldırı savaşını başlatan taraf Almanlar olmakla beraber, müttefik güçlerin de aslında Almanlar'dan daha masum olmadığını gösteren olaylardan sadece biridir. Zaten savaş doğası gereği katılan hiçbir gücün masum kalmasına izin vermez. Başta amaç sadece kendini savunmak bile olsa, güçlenildikçe bu amaç yerini karşı tarafa maksimum zarar verme amacına bırakır. Nürnberg mahkemeleri örneğinde de görüldüğü gibi, hesap vermek sadece yenik taraf için söz konusu olacaktır. Müttefik devletlerin yahudi soykırımını devamlı ön plana çıkarma nedenlerinde biridir. (Hiroşima ve Nagasaki çok daha büyük katliamlardır) Böylece bunun gibi kendi yaptıkları soykırımları unutturmaya çalışmışlardır. Bombalandıktan sonra Dresden'in durumu; |