#1
|
|||
|
|||
Fatih Sultan Mehmet
En büyük Osmanlı padişahıdır (1432-1481). Sultan Murat II'nin oğludur. Edirne'de dünyaya geldi. Çocuk yaştayken babası hükümdarlığı ona bıraktı (1444). Macarların Osmanlı Devleti'ne karşı sefer açması üzerine Mehmet II tahtı babasına geri vermek istedi, ama Murat II onu tahtta bırakarak ordunun başına geçti ve Varna Savaşı'nda düşmanı yendi. Buna rağmen bir süre sonra Çandarlı Halil Paşa'nın çabasıyla genç padişah tahttan indirilerek Manisa valiliğine geri gönderildi ve hükümdarlık babasına iade edildi (1446).
Sultan Murat çok geçmeden öldü ve 1451 yılında Mehmet II yeniden padişah oldu. Tahtta çok genç bir hükümdarın bulunuşundan cesaret alan batılı devletler ve Bizanslılar padişahtan bazı isteklerde bulundular. Sultan Mehmet II Venedikliler, Macarlar ve Bizanslılara birtakım ödünler vermek zorunda kaldı. Genç padişahın bu tutumundan yanlış sonuçlar çıkaran batılılar Çanakkale Boğazı'nı kuşattılar. Fakat çok geçmeden yanıldıklarını anladılar. Çünkü Anadolu'ya geçip Karamanoğlu İbrahim Bey ile anlaştıktan sonra Edirne'ye dönen Mehmet II, Karadeniz'den İstanbul'a gelecek gemilerin geçişini denetlemek ve gerekirse önlemek için Anadoluhisarı'nın karşısına Boğaziçi'nde acele, yeni bir hisar yapılmasını emretti. Böylece 1452 yılında Rumelihisarı çok kısa bir süre içinde yapılıp bitti. İstanbul'un Fethi Aynı yıl Edirne'de bir divan toplayan Mehmet II, İstanbul'un fethedilmesi konusunu görüştü: Çandarlı Halil Paşa ile yandaşları bu öneriye karşı çıktılarsa da divanın diğer ilerigelenleri padişahı desteklediler, karşı olanlar da çoğunluğun kararına uymak zorunda kaldılar. Böylece kuşatma hazırlıkları başladı: İstanbul surları dışındaki hayvan sürülerine elkondu. İstanbul dolayındaki küçük Bizans kaleleri ele geçirildi. Edirne'de Urban adlı bir Macar ustasına, o devrin en büyük topları döktürüldü. Tarihçiler bu topların sayısını 200 olarak gösterirler. Bunların her birini 40-50 çift öküz ya da 2,000 kadar insan çekerek Edirne'den İstanbul'a taşıdı. Ayrıca Gelibolu'daki 400 gemilik Türk donanması Marmara'ya girdi. Bizanslılar da savunma hazırlığına girişmişlerdi. Kentin savunması için kale kapıları örülmüş ve Haliç ağzına bir zincir gerilmişti. Aslında mevcudu 8000-9000 kadar olduğu söylenen Bizans ordusunun 3,000 kadarı Latinlerden oluşuyordu ve esas savunma gücü bunlardı. Oysa Bizanslılar Latinleri sevmiyorlardı. Bu nedenle, Bizanslı Rumların «İstanbul'da Latin külahı görmektense Türk sarığı görmek bizim için daha iyidir» dedikleri, söylentiler arasındadır. Mehmet II, bütün kışı savaş hazırlıkları ile geçirdi ve 23 mart 1453 günü Edirne'den hareket ederek 5 nisanda Topkapı önüne geldi. Kuşatma 29 mayısa kadar sürdü; karadan ve denizden yapılan saldırılar sonunda Türk ordusu İstanbul'u ele geçirdi. Bu büyük zafer sonunda «Fatih» unvanını alan genç hükümdar İstanbul'da Rumlara karşı. iyi davrandı. Fetihten sonra büyük bir karışıklığa düşen kentte güvenliği sağlayan Fatih üç gün süren fetih şenlikleri yaptırdı. Bu arada Çandarlı Halil Paşa'yı ve Bizanslıların safında savaşan amcası Orhan'ı da öldürttü. Fatih, Rumlara patriklerini seçme hakkını tanıdı. Hıristiyanlarla Müslümanlar arasında tam bir anlaşma sağlamak amacıyla yeni patriği yemeğe çağırıp ağırladı, patriklik asasını ve tacını ona eliyle verdi. Rumların yanı sıra Yahudi ve Ermeni cemaatine de iyi davrandı. Birtakım manastır ve kiliseleri kendi adına ve yanındaki beyler adına camiye çevirdi, ama kiliselerin çoğu gene de Rumların elinde kaldı. Sırp Sorunu İstanbul'un fethinden sonra gözü korkan batılı devletler arasında birleşme eğilimi güçlendi. Fatih bunu önlemek için 1454'te Venedik Cumhuriyeti ile bir anlaşma yaparak onlara ticaret serbestliği verdi. Bunun üzerine Cenevizliler de Fatih'le anlaştılar. Fakat Fatih'in asıl amacı Tuna'ya kadar egemen olmak ve Sırp sorununu çözümlemekti. Belgrat kuşatması da içinde olmak üzere beş yıl süren seferler ve savaşlar sonunda bütün Sırbistan'ı ele geçirdi (1459). Bundan sonra Mora'yı (1460), Bosna'yı (1463) ve Tuna boylarındaki daha birçok yerleri aldı. Karadeniz'e ve Azak Kalesi'ne birlikler gönderdi. Otlukbeli Savaşı Fatih Anadolu'yu da güvenlik altına almak istiyordu. Bu amaçla Konya üzerine yürüdü ve Karamanoğlu Beyliği'ne son verdi (1466). Doğuda Akkoyunlular egemendi; Karamanoğulları, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'a sığındılar. Uzun Hasan başka devletlerden de destek görüyordu. Fatih 1473 yılı mart ayında İstanbul'dan ordusuyla hareket etti. İki ordu Fırat boyunda Otlukbeli denen yerde karşılaştı. Savaş Osmanlı ordusunun zaferiyle sonuçlandı. Uzun Hasan kaçtı, ama bir oğlu ve pek çok askeri bu savaşta öldü. Ve Ölüm Fatih, Akkoyunluları yendikten sonra Anadolu'nun güneyini de güvenlik altına almak istedi. Bunun için Mısır Memlûk Sultanlığı ile ilişki kurdu. Ancak anlaşmaları kolay olmadı, hattâ zaman zaman sürtüşmeye ve uçlarda savaşlara vardı. Nitekim Memlûk Sultanlığı'nın Osmanlılara bağlı Dulkadiroğulları Beyliği'ni ele geçirmesi üzerine Fatih 1480'de Alâüddevle Bozkurt Bey'i Dulkadirli toprağına gönderdiği gibi kendisi de, hasta olmasına rağmen 29 nisan 1481'de Üsküdar'a geçerek sefere başladı. Ancak Gebze yakınına geldiği sırada hastalığı arttı ve 3 mayıs günü hayata gözlerini kapadı. (Solda) Fatih'in ünlü portrelerinden biri, İtalyan ressamı Gentille Bellini'nin (1429-1507) eseri, fatih, ünlü İtalyan hümanistlerini davet eder, onlarla sanat ve bilim tartışmaları yapardı. Bunlardan Francesco Berlinghieri «Geographia» adlı eserini Fatih'e sunmuştur. (Ortada) İtalyan ressamı Ferrara'nın yaptığı Fatih portresi, Topkapı Sarayı Padişah Portreleri Galerisi. İstanbul. (Sağda) Fatih'in tuğrası. Tuğra, hükümdarların imzasıydı; tuğra çizenlere «tuğrakeş» denirdi. Fatih Sultan Mehmet'in bizzat yönettiği akıl almaz harekât: 21 nisan 1453 gecesi, 67 savaş gemisi kızak üstünde kaydırılarak Dolmabahçe-Kasımpaşa yoluyla Haliç'e indiriliyor. Böylece Bizanslıların, 2 nisan gecesi Kentemarion kulesiyle Galata surları arasına gerdikleri zincir etkisiz kalacak ve bu büyük olay tarihçileri ve yukarıdaki tablonun ressamı gibi sanatçıları etkilemeğe devam edecektir. Adil Bir Hükümdar Fatih, güçlü bir padişah olduğu kadar, geniş görüşlü bir düşünür ve aydındı. Edebiyat, din, felsefe, matematik ve astronomi sorunlarıyla ilgilenirdi. Fetih'ten sonra, İstanbul'da 8 kilise ve manastırı medreseye çevirmiş, kendi adına yapılan cami de bir medreseyle bütünlenmiştir. Çevresine bilginleri toplayan Fatih, onların hazırlayıp kendisine sundukları Türkçe, Arapça, Rumca eserlerden yararlanır, huzurunda tartışmalar düzenlenirdi. Avni takma adıyla yazdığı şiirler başarılıydı. Fatih hoşgörülü bir hükümdardı; dil ve din ayırımı yapmaksızın, devleti Karamani Mehmet Paşa'ya hazırlattığı kanunnameler uyarınca yönetti. 1457'de İstanbul'u başkent yaptı ve devlet hazinesini saklamak üzere Yedikule'yi inşa ettirdi. 1472'de Çinili Köşk, 1478'de Yeni Saray (Topkapı) onun emriyle yapıldı. Fatih, yeni bir çağ ve yeni bir çığır açan hükümdardır. Kendisinden sonra gelenler, onun yolundan gitseydiler, girişimleri herhalde bir Türk hümanizmi ve rönesansıyla sonuçlanacaktı. Fatih Sultan Mehmet'in zehirlenerek öldürüldüğü söylentilerinin aslı yoktur. Birçok Osmanlı padişahı gibi, o da «damla hastalığı»na yakalanmış ve bu hastalıktan ölmüştür. Fatih'in bilginleri Fıkıhta Molla Hüsrev, tefsirde Molla Gürani, Molla Yegân, İstanbul'un ilk kadısı Hızır Çelebi, matematikte Ali Kuşçu ve kelâmda Hocazade, Fatih döneminin önemli bilginleridir. Bunlardan başka bazı İtalyan bilginleri de (Anconalı Criaco v.b.) Fatih'e batı tarihi okuyorlardı. Fatih, Rum bilginleri ile de ilgilenmiştir. Nitekim ilk İstanbul patriği Gennadios, Hıristiyan dinini anlaması için itikatname'sini Fatih için yazmıştır. Trabzonlu Georgios Amirutzes, Georgios Trapeziontos ona tarih ve astronomi kitapları çevirip sundular. Sonuncusu Fatih'in ölümünde onun için bir de ağıt yazdı. |
#2
|
|||
|
|||
Cvp: Fatih Sultan Mehmet
Fatih Sultan Mehmed ( 1451 - 1481 )
Yedinci Osmanlı padişahı ve İstanbul Fatihi. Sultan Murad Han, oğlu şehzade Mehmed´ i yanlız din ve fen ilimlerinde yüksek bir tahsil yaptırmak ve bir takım kültür dillerine (Arapça, Farsça, Latince, Yunanca ve Sırpça) sahip olarak yetiştirmekle kalmadı. O, bu kudretli ve kabiliyetli şehzadeye tecrübeli devlet adamlarından ve büyük alimlerden müteşekkil yüksek bir muhiti, maddi-manevibakımlardan devrin en üstün ordusunu ve nihayet bütün düşmanlarını ve Haçlı ordularını yere seren rakipsiz ve sağlam bir devleti de miras bırakmıştı. Bununla beraber 21 yalında tahta oturan genç Hakan, daha ilk günlerde devleti ve ordusunu daha büyük hamleler yapacak bir kudrete ulaştırdı. Şehzadeliğinden beri bir an önce İstanbul´ u fethetmek ve hazret-i Peygamberin "Kostantiniyye (İstanbul) muhakka feth edilecektir. Bu fethi yapacak hükümdar ne güzel hükümdar ve onun askerleri ne güzel askerdir." müjdesine mazhar olmak istiyordu. Bu gaye ile askeri tarihin kaydettiği en büyük ateşli silahlar ve toplar ile ordusunu dayanılmaz bir kudret halina getirdi. Ayrıca 1000 yıllık tarihi boyunca bütün muhasaraları muvaffakiyetsizliğe uğratan surları aşmak için seyyar kuleler kurdu. Nihayet 6 Nisan´ da başlayan kuşatma, 22 Nisan´ da Fatih´ in donanmayısı Beşiktaş´ tan Haliç´ e indirmesiyle çok şiddetli bir duruma girdi. 29 mayısıs 1453 ´ de yapılan son taarruzla şehri alarak ortaçağa son verdi. Beyaz bir at üzerinde ve muhteşem bir alayla Topkapı´ dan şehre giren Fatih Sultan Mehmed, doğuca Ayasofya´ ya gitti. Kapıya gelince attan inip, secdeye vardı. Mabedi temizletti, tasvirlerden kurtardı ve ilk Cuma namazını orada bütün gazilerin sevinç ve heyecanları içinde kıldı. Daha sonra Ayasofya´ nın kıyamete kadar cami kalmasını yazılı vasiyyet ve vakf eyledi. Fatih Sultan Mehmed bundan sonra, Osmanlı Devleti´ ni bir Cihan İmparatorluğu haline getirme ve İslamiyet´ i bütün dünyaya yayma mücadelesine girişti. O; "Dünyada tek bir din, tek bir devlet, tek bir padişah ve İstanbul da cihanın payi tahtı olmalıdır. " diyordu. Nitekim bu gaye ile Fatih kısa zamanda Anadolu´ da İsfediyar, Trabzon, Karaman ve Akkoyunlu memleketlerini ilhak etti. Dulkadir beyliği ile Kırım hanlığını tabiiyeti altına aldı. Yunanistan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Sırbistan (Belgrad hariç), Eflak Boğdan ve sair ülkeleri fethetti. Bir çok krallık, imparatorluk, hanlık ve beylik ortadan kaldırıldı ve Osmanlı topraklarıTuna´ dan Fırat´ a kadar yayıldı. Anadolu´ da milli birlik te´si edildi. Bu büyük Türk Sultanı 1481 senesi ilkbaharında üç yüz bin kişilik bir ordunun başında olarak yeni bir sefere çıktı. Ancak, Hünkar çayırı denilen mevkide hastalandı ve çok geçmeden 3 Matıs 1481 ´ de vefat etti. Özel doktoru olan Yahudi dönmesi Yakup Paşa tarafından zehirlendiği de söylenmektedir. Naşı, adına yaptırdığı camini bahçesine defnedildi. Sonra üzerine türbe yapıldı. Fatih Sultan Mehmed, ince yüzlü, uzunca boylu, dolgun vücudlu olup, seyrek güler, yüzüne bakıldığında hürmet ve korku telkin ederdi. Her şeyi öğrenmek isteyen zeki bir araştırıcı idi. Harp san´ atından çok hoşlanır. yapacağı seferlerden en yakınlarını bile haberdar etmez ve bunların gizli kalmasına çok dikkat ederdi. "Sırrıma sakalının bir telinin vakıf olduğunu bilsem onu yolar atarım" sözü meşhurdur. Soğuğa-sıcağa, açlığa-susuzluğa ve yorgunluğa karşı çok dayanıklı idi. Tabzon üzerine çıktığı seferde Zigana dağlarını yay olarak binbir müşkilatla geçerken yanında bulunan Uzun Hasan´ ın annesi, Sara hatun; "Ey oğul! Bir Trabzon bunca zahmete değer mi?" deyince, yüce Hakan; "Bu zahmet din yolundadır, ahiretde Allahü tealanın huzuruna varınca inayet ola. Zira elimizde İslam kılıcı var. Eğer bu zahmeti ihtiyar etmezsek bize gazi demek yalan olur." cevabını verir. Fatih, büyük ilim, din, kültür ve san´ at adamlarını etrafında tolayarak İslam medeniyetine yeni bir hamle verdi ve İstanbul´ u devrinde bu medeniyetinve dünyanın en yüksek bir merkezi haline getirdi. Molla Gürani, Hocazade, Molla Hüsrev, Hızır Bey, Molla Yegan, Ali Kuşçu ve Akşeseddin meclisinin en mühim simaları idi. Devrinde Osmanlı Devleti´ nin büyük temel müessese ve teşkilatı en mükemmel bir hale geldi. Zeytinyağı döktürerek insanlık tarihinde "yağla makina soğutması", havan topunun balistik hesab ve planını yaparak dik mermi yollu ilk silahı keşfeden de odur. Yine onun devrinde başta İstanbul olmak üzere, imparatorluğun büyük şehirleri cami, mescid, medrese vesair eserlerle donatılmıştır.
|
#3
|
|||
|
|||
Cvp: Fatih Sultan Mehmet
II.Mehmed (Fatih Sultan Mehmed) Babasi . Ikinci Sultan Murad Annesi . Huma Hatun Dogumu : 29 Mart 1432 Vefati . 3 mayıss 1481 Saltanati : 1451 - 1481 (30) sene Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, uzun boylu, dolgun yanakli, kirmizi - beyaz tenli, kirik burunlu, kollari adaleli ve kuvvetli bir padisahti. Devrinin en büyük ulemasindan birisi idi. Yedi tane yabanci lisan bilirdi. Âlim, sâir ve sanatkârlari toplar ve onlarla sohbetten çok hoslanirdi. Gayet sogukkanli ve cesurdu. Essiz bir kumandan ve idareci idi. Yapacagi isler hususunda, en yakinlarina bile hiç birsey sizdirmazdi.Fatih Sultan Mehmed'in ömrü seferlerle geçti. Yikilmaz diye bilinen Bizans'i yikti. Istanbul'u fethetti.Ayasofya kilisesini câmiye çevirdi. Kryamete kadar câmi olarak kalmasini istedigi bu muhtesem mâbed için mükemmel bir vakfiye yazdirtti. (Bu,vekâlet Arsivi Tapu Defterleri No:20, 27, 167, 251 ) 1127 sene kilise, 481 sene de câmi olarak kullanilan Ayasofya, 1934'de müze haline getirildi.Fatih, Enez'i, Galata ve Kefe'yi Osmanli topraklarina dahil etti. Limni, Imroz, Semendirek, Tasoz, Bozcaada ve Bogdan'i ald.Belgrad'i muhasara ettigi zaman çarpismayısa bizzat katildi. Alnindan ve dizinden ciddi sekilde yaralandi. 1458'de Mora'yi kismen, bir sene sonra da Sirbistan'i tamamen aldi. 1461'de Amasra'yi ve Isfendiyar Ogullari Beyligini Osmanli topraklarina dahil etti. Trabzon Rum Imparatorlugunu ortadan kaldirdi. 1462'de Romariya, Yayçeve Midilli'yi aldi. 1463 senesinde Papa'nin büyük gayretleri ile toplanan ve savasa katilan herkesin alti aylik günahinin affolunacagi ilân edilen 20 devletin katildigi bir haçli ittifaki ile 16 sene savasti. 1463'de Bosna'yi fethetti ve Hersek'i de tabiiyeti altina aldi . 1466'da Konya ve Karaman'i aldi. Arnavutlugu tamamen Osmanli topraklarina katti. 1470'de Agriboz'u aldi.Uzun Hasan'i Otlukbeli savasinda kesinlikle yendi. Zafer sükranesi olarak kirkbin esiri salivererek, hürriyetlerine kavusturdu. 1476'da Bogdan'i Osmanli topraklarina katti. Otuz sene içinde tam yirmibes seferi bizzat kendisi idare etti. 900.000 bin kilometrekare olan topraklarini 2.214.000 kilometrekareye ykardi.Fatih Sultan Mehmed, Venedikliler tarofindan tertiplenen tam ondört suikastten kurtuldu. Son suikastten ise kurtulamadi. Venedikliler, bu büyük hükümdari, aslen bir yahudi olan Maesto Jakopo isimli bir doktor vasitasiyle zehirleterek öldürmeye muvaffak oldular. Tarihçi Babinger'e göre bu suikastçi doktor, Yakup Pasa ünvani ile sarayin doktorlari arasinda bulunuyordu. Fatih Sultan Mehmed döneminde Osmanli haritasi 1481 mayısisinin üçüncü günü yine bir sefere çikmisken, Gebze'de ordugâhinda Persembe günü vefat etti. Papa, Büyük Hakanin ölümünde tam üç gün üç gece bütün kiliselerin çanlarini çaldirtarak sevinç ayinleri yaptirdi. Fatih 49 sene bir ay bes gün yasadi. Iki imparatorluk, dört krallik ve onbir prenslik yikan büyük hükümdarin cenaze namazi Fatih Camiinde Seyh Muslihiddin Mustafa Vefa Efendi Hazretleri kildirdi. Türbesi Fatih Camii yanindadir. (Allah rahmet eylesin.) Fatih, Müslüman Türk Milletine yapmis oldugu büyük hizmetlerle, dünyanin en büyük hükümdarlarindan birisi oldugunu isbat etmistir. Istanbul gibi, cihanin bir incisi olan, bu muhtesem beldeyi Türk Milletine kazandirmistir. Yapmis oldugu çalismalar ile, memleketinde büyük çapta bir imar hareketini gerçeklestirmistir. Bugünün üniversitesi olan (Fatih Külliyesi)ni 1470 senesinde tamamlamis, Istanbul'u fethettigi zaman 8 tane kiliseyi camiye çevirmis, etrafindaki papaz odalarini da medrese yapmistir. Ayrica bir çok Anadolu kasabasinda da medreseler yaptirmistir.Hz. Eyyüb EI - Ensâri'nin (r.a.) kabri Fatih zamaninda kesfedildi. Delâil-i Hayrat müellifi Seyh Süleyman Cezuli ve Allame Ali Kiasi Fatih devrinde vefat ettiler. Erkek çocuklari : Mustafa, Ikinci Bayezid, Cem, Korkud. Kizi : Gevherhan Sultan. |