#1
|
|||
|
|||
saturn
Satürn [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] güneşten yakınlık sırasına göre 6. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]. Türkçesi Sekendizdir. Büyüklük açısından [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]'den sonra ikinci sırada gelir. Adını Roma'nın tarım tanrısı [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]'tan alır. Arapça kökenli Zühal adı Türkçe'de giderek daha az kullanılmaktadır. Sekendiz olarak da bilinir. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri (diğerleri, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]) olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Büyük ölçüde [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] oluşmakta ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sınıfına girmektedir.
Fiziksel özellikler Satürn, tüm gezegenler arasında yoğunluğu en düşük olanıdır. Su yoğunluğu ile karşılaştırıldığında 0.69 olan bu değer, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]'nin yoğunluğunun % 12'si kadardır. Düşük yoğunluk, gezegenin akışkan yapısı ve kendi çevresindeki dönüş hızının yüksekliği ile birleşerek, Satürn'e ekvatorda geniş, kutuplarda basık [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] görüntüsünü vermektedir. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] derecesi ([Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]) 0.47 olan gezegen, böylece yüzeyine düşen güneş ışığının yarıya yakınını görünür tayfta yansıtmaktadır. Ancak kızılötesi alandaki ışınım ölçüldüğünde, Satürn'ün Güneş'ten aldığı enerjinin 3 kat fazlasını dışarı yaydığı görülür. Bu nedenle gezegen, Güneş'e olan uzaklığına göre hesaplanan 71K' den (-202°C) çok daha yüksek bir [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] sahiptir ve 95K (-178°C) sıcaklığında bir [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gibi ışır. Satürn'ün kendi içinde yarattığı bu enerji fazlası, gezegenin yerçekiminin etkisi ile yavaşca kendisi üzerine çökerek küçülmesi sırasında dönüştürülen potansiyel enerji ile açıklanmaktadır. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] olarak adlandırılan ve daha sınırlı ölçüde Jüpiter'de de gözlenen bu olgu Satürn'ün yarattığı ısıl enerji fazlasını tek başına açıklamaya yeterli değildir. Ek bir mekanizma olarak, gezegenin yüzeye yakın katmanlarında hidrojen ile karışım halinde bulunan helyumun ağırlığı nedeniyle merkeze doğru süzülerek göç etmesi sırasında potansiyel enerjisinin bir kısmını açığa çıkarması önerilmektedir. İç yapı [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], içerdikleri elementlerin oranlarına göre iki alt gruba ayrılırlar. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] 'buz' ve 'kaya' oranı daha yüksek [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] grubundadır. Satürn ise [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ile birlikte, adını yine Jüpiter'den alan [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] grubu içindedir. Jovian gezegenlerin kabaca [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]'i ve benzer [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] oluşturan maddeleri bu yıldızlardakine yakın oranlarda içerdiği düşünülür. 20. yüzyıl başlarından itibaren, gezegenlerin çap, kütle, yoğunluk, kendi etrafında dönme hızları, uydularının davranışları gibi verilerden yola çıkılarak iç yapıları hakkında ortaya atılan görüşler, daha sonra tayfölçümsel çalışmalarla ve son otuz yıl içinde gerçekleştirilen birçok uzay aracı araştırması ile zenginleştirilmiş ve günümüzde oldukça tatminkar modeller geliştirilmiştir. Bu bilgiler çerçevesinde, Güneş sisteminin ilksel bileşenlerine paralel biçimde Satürn'ün kütlesinin büyük kısmını [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] oluşturduğu varsayılır. Hidrojen/Helyum kütle oranı 75-25 civarındadır. Daha ağır elementlerin [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] içindeki toplam payı %1 iken, hafif bir zenginleşme ile Satürn'de %3-5 arasında olabileceği hesaplanmaktadır. Bu yapı taşları özgül ağırlıklarına göre tabakalanmış durumdadır:
Atmosfer GazOranHidrojen H2<0.94Helyum He<0.06Metan CH40.002Su H2O0.001Amonyak NH30.0001Etan C2H65x10-6Hidrojen sülfid H2S1x10-6Hidrojen fosfür PH31x10-6Asetilen C2H21x10-7 Satürn kalın ve karmaşık bir [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tabakası ile çevrilidir. Atmosferin temel bileşeni, bir [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gezegenden bekleneceği gibi, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]’nun içeriğine benzer olarak, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gazıdır. Ancak, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] farklı olarak, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] oranının beklenenden düşük olduğu gözlenir.Bu olgunun, helyumun [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] etkisi ile gezegenin daha derinlerine doğru çökmesi ile ilişkili olabileceği düşünülür. Satürn atmosferi %94 hidrojen ve %6 helyumdan oluşmaktadır. Bunları %0,2 oranla [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] (CH4), %0,1 oranla [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] (H2O), ve %0,01 oranla [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] (NH3) izler. Azot, hidrojen, karbon, oksijen, kükürt, fosfor ve diğer elementleri içeren çeşitli bileşiklere milyonda bir düzeyini geçmeyen oranlarda rastlanır. Aslında gaz devlerinin belirli bir yüzeyi olduğu söylenemez, gezegenden atmosfer olarak adlandırılabilecek en dış gaz tabakasına doğru kesintisiz, yumuşak bir geçiş sözkonusudur. Bu tür gezegenlerin çapları hesaplanırken 1 bar (yaklaşık 1 atmosfer) sınırının dışında kalan kısım dikkate alınmaz, basıncın 1 barı aştığı noktadan itibaren tüm hacim gezegenin sınırları içinde kabul edilir. Ancak çoğu zaman, atmosfer olarak adlandırılan alan, hidrojen gazı yoğunluğunun sıvı hidrojen yoğunluğu düzeyine çıktığı 10.000 bar basınç sınırına yani gezegenin binlerce kilometre içine dek genişletilir. Satürn’ün daha zayıf çekim gücü nedeniyle, atmosferi gezegenin merkezinden uzaklık bakımından daha geniş bir alana yayılmıştır; derinlikle ısı ve basınç artışı Jüpiter’e oranla daha sınırlıdır. Bu nedenle, atmosferin alt sınırı olarak kabul edilebilecek fizik koşullara çok daha derinlerde ulaşılır. Aynı şekilde, atmosferin çeşitli yükseltilerinde görülen değişik bileşiklerin yoğunlaşmasından oluşmuş bulutlar Jüpiter’e oranla birbirinden daha aralıklı yer alırlar. En yüksek bulutlar, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] düzeyinin yaklaşık 100 km. altında [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], 200 km. altında [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ve 300 km. altında su buzundan oluşmuş bulutlardır. Bulutlar ve atmosfer akımları [ Jüpiter’dekine benzer ekvatora paralel bulut kuşakları Satürn atmosferinde de gözlenir, ancak kuşaklar arasındaki renk ve kontrast farkı aynı derecede çarpıcı değildir. Bu silik görünümün nedeni bulut katmanlarının daha geniş bir yükselti aralığına dağılmış ve kalın bir atmosfer kütlesi ile örtülmüş olmalarıdır. Birbirine komşu kuşaklarda bulutların zıt yönde ve büyük bir hızla ilerledikleri görülür. Kuşakların dağılım ve hareketleri kuzey ve güney yarımkürelerde Jüpiter’e oranla daha simetriktir. Batıdan doğuya doğru 1800 km./saat hızında kesintisiz bir akımın gözlendiği ekvator kuşağı, kuzey ve güney yönünde 35. enlem derecelerine kadar uzanarak gezegenin en büyük meteorolojik yapısını oluşturur. Yeryüzünden yapılan gözlemlerde bazıları devasa boyutlara ulaşan 'beyaz leke'ler gözlenmiştir. Bu oluşumların, günler, bazen haftalar süren fırtına alanları olduğu düşünülür. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] uzay sondası kısa süre içinde birçok yeni fırtına alanı saptamıştır. Satürn'ün kendi ekseni etrafında dönüşü Katı bir yüzeye sahip olmayan Satürn'ün dönüş özelliklerinin, atmosfer yapılarının gözlenen hareketlerine göre belirlenmesine çalışılmıştır. Ekvator bölgesi ile kutupların farklı devirlerle dönmesi, 'Sistem I' ve 'Sistem II' olmak üzere iki ayrı dönme süresi tanımlanmasına yol açmıştır. Ekvator bölgelerinin dönüşü 10 saat 14 dakika 00 saniyede tamamlanır ve Sistem I olarak adlandırılır. Kutup bölgelerinde dönüş süresi 10 saat 39 dakika 24 saniyedir ve Sistem II adını alır. Satürn'den yayılan [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] dalgaboyundaki ışınımların ise 10 saat 39 dakika 22,4 saniyelik bir dalgalanma göstermelerine dayanarak, gezegenin manyetik alanını belirleyen metalik hidrojen kütlesinin bu hızla dönmekte olduğu sonucu çıkarılmıştır. 'Sistem III' adı verilen bu periyod Satürn'ün gerçek dönüş hızı olarak kabul edilir, ve bu değerin kutuplardaki dönüş hızı ile hemen hemen aynı olduğu, ekvatorda ölçülen farklı hızın bu bölgelerdeki bulutların 1800 km./saat hıza ulaşan rüzgarlar nedeniyle doğuya doğru hareket etmelerinden kaynaklandığı dikkati çeker. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] uzay sondalarının 1980 ve 1981 yıllarındaki geçişleri sırasında yaptıkları duyarlı ölçümlere dayanan bu değer, 1997 yılında [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gökbilimcileri tarafından 6 dakika daha uzun olarak ölçüldü. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] uzay aracının 2004 yılında Satürn'e yaklaşmakta iken yaptığı ölçümlerde belirlediği 10 saat 45 dakika 45 saniye uzunluğundaki radyo dönüş periyodu de bu son bulguyla uyumlu idi. Gezegenin dönüş hızında kısa sürede bu denli önemli değişikliklerin olanak dışı olduğu bilinmekte, öte yandan Voyager ve Cassini sondalarının güvenilirliği tartışılmamaktadır. Radyo kaynağının dönüş hızındaki bu sapmaların aydınlatılması, gezegenin iç yapısı hakkında değerli bilgiler sağlayabilecektir. Halkalar [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Cassini uzay aracı tarafından çekilen bir Satürn fotoğrafı Satürn'ün ilk bakışta dikkati çeken belirleyici özelliği halka sistemidir. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], gökyüzünün basit teleskoplarla izlenmeye başlandığı 17. yüzyıldan bu yana Satürn'ü diğer gezegenlerden ayırdeden eşsiz bir yapı olarak bilinegelmiştir. 1970'lerden sonra diğer gaz devlerinin de halkaları bulunduğu keşfedilmiştir. Halkalar, ekvator düzleminde gezegenin merkezinden uzaklıkta 67.000 km. ile 480.000 km. arasında kalan alanı kaplamaktadır. Satürn'ün yarıçapı RS=60.250 km. olarak alınırsa halkaların iç sınırının gezegenin yüzeyine 6.700 km. uzaklıkta bulunduğu görülür. Dış sınırı ise Satürn için yaklaşık 2,5 RS yani 150.000 km. olan [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çok ötesindedir. Halkaların kalınlığı ise sadece 100 metre kadardır. Satürn halkaları çoğunluğunun çapı 1 cm. ile 10 m. arasında değiştiği düşünülen büyük sayıda buz parçacıklarından oluşmuştur. Halkaların yoğunluğunun gezegen merkezinden uzaklığa göre büyük değişimler gösterdiği, bazı alanlarda boşluklar bulunduğu bilinmektedir. Bunların [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çekim etkileri ile ilişkisi gösterilmiş, hatta yörüngesi halkaların içinde bulunan ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] olarak adlandırılan küçük uyduların halkaların bilinen yapısının korunmasındaki rolleri aydınlatılmıştır. Ancak son 25 yılda uzay aracı araştırmalarından elde edilen büyük miktardaki yeni bilgi, Satürn halkalarının bugün için de tam olarak açıklanamamış birçok özelliğini ortaya koymaktadır. Manyetosfer ] Satürn güçlü bir manyetik alana ahiptir. Jüpiter'in manyetik alanının yirmide biri kadar güç sağlayan bu [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], Yer ile karşılaştırıldığında 800 kata ulaşan büyüklüğü ile devasa ölçektedir. Gezegenin manyetik ekseni dönme ekseni ile hemen hemen çakışır ve Jüpiter'de olduğu gibi manyetik kutupları Yer'in kutuplarına göre ters yerleşmiş durumdadır. Bu çift kutuplunun yanı sıra, Satürn'ün manyetik alanının, yapısını karmaşıklaştıran bir dört kutuplu ve bir sekiz kutuplu bileşeni bulunmaktadır. Satürn, manyetik alanının [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ile etkileşimi sonucunda büyük bir [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] oluşur. Bu bölge, güneş kökenli yüksek enerjili parçacıklardan oluşan [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] akımının gezegenin manyetik alanı tarafından saptırılarak engellendiği, Satürn'ün Güneş'e dönük yüzünde 300-1000 km./saniye hızındaki Güneş rüzgarı tarafından gezegene doğru itilen, karanlık yüzünde ise yüzlerce milyon kilometre uzunluğunda bir ‘manyetik kuyruk‘ şeklinde devam eden, damla biçiminde bir hacmi kapsar. Manyetosferin en dışında Güneş rüzgarının çarparak hızla yavaşladığı ve yön değiştirdiği bir [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bulunur. Güneş etkinliğine göre gezegene uzaklığı değişen bu sınır, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] uzay sondası tarafından Satürn'den Güneş doğrultusunda 3 milyon km. uzaklıkta saptanmıştır. Daha içeride ise güneş kökenli parçacıkların aşamayarak çevresinden dolaşmak zorunda kaldığı [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yer alır. Manyetopoz, Satürn'ün manyetosferini sınırlar. Manyetosfer içinde [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], serbest [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], yüklü toz tanecikleri ve nötr atom ve molekülleri içeren bir [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] bulunur, ancak bu plazmanın yoğunluğu Jüpiter'dekine oranla çok azdır. Bunun nedenleri, Satürn'ün manyetosferi içinde iyonize madde kaynağı olabilecek [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] benzeri bir uydusunun olmaması ve parçacıkların [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] tarafından yakalanarak sürekli bir şekilde ortadan kaldırılmalarıdır. Serbest kalan yüklü parçacıklar, manyetik alan çizgileri boyunca toplanarak, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] benzeri ışınım alanları oluştururlar. Satürn'ün manyetik kutuplarındaki açık manyetik çizgiler boyunca ilerleyerek atmosferin yüksek tabakalarında [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ortaya çıkmasına neden olurlar. Uydular Satürn'ün resmi olarak ad verilmiş 34 uydusu vardır. 2004 yılı içinde gözlenen ve 4 Mayıs 2005'te [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]'nin 8523 sayılı sirküleri ile duyurulan 12 yeni uydu ve 2005 yılı içinde gözlenen ve 5 Mayıs 2005' te 8524 sayılı sirküler ile duyurulan bir yeni uydu ile bu sayı 56'ye ulaşmaktadır. Henüz doğrulanmamış uydular bu sayının dışındadır. Satürn'ün uydularının listesi, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] makalesinde yer almaktadır Ayrıca 2004 yılında satürne gönderilen uzay aracı cassini satürn etrafındaki uyduları tespit etmiş ve 2 önemli uydusuna S/2004 S1 DİĞERNE İSE S/2004 S2 adını vemiştir. Satürn araştırmalarının tarihçesi
1973 yılında fırlatılan [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] uzay sondası, Aralık 1974'te Jüpiter yakın geçişini gerçekleştirdikten sonra 1 Eylül 1979'ta Satürn'ün 21.000 km. yakınından geçti. Sınırlı teknik donanıma sahip olmasına karşın bu araç daha sonra gerçekleştirilen uçuşların planlanması için yaşamsal önem taşıyan bilgiler topladı.
1977 yılında fırlatılan ve birbirinin aynı olan [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] uzay araçları sırasıyla Kasım 1980 ve Ağustos 1981 tarihlerinde Satürn'ün yakınından geçerek gözlemlerde bulundular.
[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] Cassini'den gözüken Güneş tutulması Satürn ve sisteminin araştırılması amacıyla 1997 yılında fırlatılan [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] uzay aracı, gezegenlerin çekim gücünden yararlanarak yolculuğun hızlandırılabilmesi için [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] (2 kez), [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yakın geçişlerini gerçekleştirdikten sonra, 1 Temmuz 2004'te Satürn çevresinde yörüngeye girdi. İki ayrı uzay sondasından oluşan araçtan, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] iniş aracı ayrılarak 14 Ocak 2005'te Satürn'ün en büyük uydusu [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] üzerine iniş yaptı. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] yörünge aracı ise Satürn çevresinde değişen yörüngeler izleyerek gezegen ve çeşitli uyduları ile ilgili gözlemlerine başladı.
Bir [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] olan Satürn, [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] çevresinde yaklaşık 30 yıllık dolanma süresi ve yaklaşık 12.5 ay olan [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] dönemi nedeniyle, sabit yıldızlar arasında çok yavaş ilerlediği için aynı takım yıldız içinde 2 yıldan daha uzun süre kalır. Güneşe Jüpiter'den daha uzak ve biraz daha küçük olduğu için Satürn daha sönük görülür. Sarımsı rengi ve 1. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] parlaklığı ile yılın büyük bir bölümünde kolaylıkla gözlenebilir. Halkaların konumuna bağlı olarak parlaklığı 30 yıllık dönemlerle -0,3 kadire ulaşabilir. Satürn'ün halkaları orta boy teleskoplar ile ayırt edilebilir. Gezegenin 29,4 yıllık yörünge çevrimi içinde, Dünya iki kez Satürn'ün halkalarının düzleminden geçer, bu durumda halkalar görülemez. Kendi etrafındaki dönme hızının yüksekliği nedeniyle basık bir görünüme sahiptir. Satürn'ün uydularından sadece Titan küçük teleskoplar ile görülebilir.... Güneş Sistemi'nde Satürn'ün özel yeri Bazı özellikleri, Satürn'ü eşsiz kılmaktadır:
|