#1
|
|||
|
|||
İki Şehir, Bir Yol Etmiyor Aramızda
İki şehir bir yol etmiyor aramızda
İki dün bir yarın… Verilmiş bir kararın suçlusu gibi Dalıp gidiyor gözlerimiz boşluğa Garip bir sarhoşluğa düşerken yüreğimiz Benliğimiz sarsılıyor İki sus bir söz etmiyor aramızda… Sen telaşlı bir sabaha açıyorsun gözlerini Akşamdan kalma düşlerini alıp yanına Yine kendinden kaçıyorsun… Her hangi bir yer her hangi bir zaman Yağmur kokuyor tenin Saçların ıslak İçinde bin bir yasak taşıyorsun… Ben öfkemi yudumluyorum bardaktan İzmarit kokuyor parmaklarım Aklım karışıyor… Her hangi bir yer her hangi bir yalan Kendime söylediğim Mendil satan çocuk gözlerime bakıyor İçimdeki benle barışıyorsun… İki uzak bir yakın etmiyor aramızda İki hüzün bir sevinç… Beynimin ortasında yaşadığım linç Öldüremediğim şehir sevemediğim sokak Gölgem kaldırımda yatan sahipsiz bir piç… Gövdem yorgun yokluğun ağır aksak İki deniz bir damla etmiyor aramızda… Sen çekip gitmelerde arıyorsun beni Küfürbaz saatler çalıyorsun yastığından Tuz kokuyor tenin… Ben yazdığım her şiiri siliyorum baştan Dudağından çaldığım neme tütün basarken Aklımda gözlerin… İki namlu bir kurşun etmiyor aramızda İki yaşam bir ölüm… Hazan mevsimi dalından kopan Solgun yaprak gibi avucuma düşüyorsun Dal kırığı bir yangına değdikçe tenim Üşüyorsun… |