#1
|
|||
|
|||
Ruhumun Eşi
Dört sene öncesine dayanır tanışmaları.Genç kadın onu ilk gördüğünde etkilenmiş,fakat kesinlikle belli etmemişti.Karşı tarafında ona olan
ilgisi,gayet barizdi.Bir müddet bakışmaları bulunduklar ortamda devam etti.Bakışmalarında,sadece tanıdık izler görüyorlardı birbirlerinin yüzlerinde.Ve bu seneler boyunca böylece sürdü.Her baktıklarında kendilerini gördüler birbirlerinin yüzünde.Ve birgün uzak bir ülkeye giderken genç adam,eğildi allahaısmarladık demek için genç kadını yanaklarından öptü.İşte o an her yer dondu sanki,zaman kavramı yok oldu.Kimse yoktu sanki yanlarında,insanlar kaybolmuştu çevrelerinde.Boğuk boğuk çıktı ağızlarından o veda kelimeleri.Genç adam döndüğünde halen devam ediyordu bakışmalar.Sanki çok eskilerden gelmişlerdi,her gelişlerinde kavuşamamışlardı.Zaman yoktu onların kavramında,sadece duygular vardı.Bir gece düzenlendi birgün.O gece,gözlerini alamadılar gözlerinden birbirlerinin.O gece,bir prens edasıyla, dansa davet etti güzel prensesi.Hiç kimseyi görmüyorlardı yine aynı duygular mevcuttu damarlarında,sanki donmuştu herşey yine.Sonsuz bir huzur duydular öylece.Kayboldular birbirlerinde sanki.Ruhların birleşmesiydi bu.Kutsal, ruhani bir duygu.Keşke o dans hiç bitmeseydi, aslında ikiside bunu sonsuza kadar istiyorlardı.Önce genç kadın ayrıldı prensinden,gerçekler vardı karşısında o kimseyi üzemezdi.Çünkü,genç adamın sevgilisi vardı daha öncesinden.Prenses asil davranmak zorundaydı,asla kimseyi üzmemişti bu zamana kadar,hassas yapısı ve insanlara saygısı, bu kadar büyük bir aşkta bile onu vurmuştu derinden.Kaçtı oradan öylece aldırmadı,prensinin arkasından onu çağırmasına.Kaçtı,kaçtı ve kaçtı.Belki bundan sonra ki yüzyılda diye haykırarak................ |