Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv) #281
Guest
Alt 5 January 2009, 15:28
Alıntı ile Cevapla
GÖZLERİN

Gözlerin gözlerin gözlerin
ister hapisaneme ister hastaneme gel
gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte
şu Mayıs ayı sonlarında öyledir işte
Antalya tarafında ekinler seher vakti.

Gözlerin gözlerin gözlerin
kaç defa karşımda ağladılar
çırılçıplak kaldı gözlerin
altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak
fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar.

Gözlerin gözlerin gözlerin
gözlerin bir mahmurlaşmayagörsün
sevinçli bahtiyar
alabildiğine akıllı ve mükemmel
dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın.

Gözlerin gözlerin gözlerin
sonbaharda öyledir işte kestanelikleri Bursa'nın
ve yaz yağmurundan sonra yapraklar
ve her mevsim ve her saat İstanbul.

Gözlerin gözlerin gözlerin
gün gelecek gülüm gün gelecek
kardeş insanlar birbirine
senin gözlerinle bakacaklar gülüm
senin gözlerinle bakacaklar.
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv) #282
Guest
Alt 5 January 2009, 15:28
Alıntı ile Cevapla
GÖZLERİNE BAKARKEN

Gözlerine bakarken
güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma
bir buğday tarlasında ekinlerin içinde
kayboluyorum...
Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum
durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin:

sırrını her gün bir parça veren
fakat hiç bir zaman
büsbütün teslim olmayacak olan...
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv) #283
Guest
Alt 5 January 2009, 15:28
Alıntı ile Cevapla
GÜNEŞİ İÇENLERİN TÜRKÜSÜ

Bu bir türkü:-
toprak çanaklarda
güneşi içenlerin türküsü!
Bu bir örgü:-
alev bir saç örgüsü!
kıvranıyor;
kanlı; kızıl bir meş'ale gibi yanıyor
esmer alınlarında
bakır ayakları çıplak kahramanların!
Ben de gördüm o kahramanları
ben de sardım o örgüyü
ben de onlarla
güneşe giden
köprüden
geçtim!
Ben de içtim toprak çanaklarda güneşi.
Ben de söyledim o türküyü!

Yüreğimiz topraktan aldı hızını;
altın yeleli aslanların ağzını
yırtarak
gerindik!
Sıçradık;
şimşekli rüzgâra bindik!.
Kayalardan
kayalarla kopan kartallar
çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını.
Alev bilekli süvariler kamçılıyor
şaha kalkan atlarını!


Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!


Düşmesin bizimle yola:
evinde ağlayanların
göz yaşlarını
boynunda ağır bir
zincir
gibi taşıyanlar!
Bıraksın peşimizi
kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!

İşte:
şu güneşten
düşen
ateşte
milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!

Sen de çıkar
göğsünün kafesinden yüreğini;
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat;
yüreğini yüreklerimizin yanına at!


Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!


Biz topraktan ateşten sudan demirden doğduk!
Güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız
toprak kokuyor bakır sakallarımız!
Neş'emiz sıcak!
kan kadar sıcak
delikanlıların rüyalarında yanan
o «an»
kadar sıcak!
Merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak
ölülerimizin başlarına basarak
yükseliyoruz
güneşe doğru!

Ölenler
döğüşerek öldüler;
güneşe gömüldüler.
Vaktimiz yok onların matemini tutmaya!


Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!


Üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor!
Kalın tuğla bacalar
kıvranarak
ötüyor!
Haykırdı en önde giden
emreden!
Bu ses!
Bu sesin kuvveti
bu kuvvet
yaralı aç kurtların gözlerine perde
vuran
onları oldukları yerde
durduran
kuvvet!
Emret ki ölelim
emret!
Güneşi içiyoruz sesinde!
Coşuyoruz
coşuyor!..
Yangınlı ufukların dumanlı perdesinde
mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor!


Akın var
güneşe akın!
Güneşi zaaaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!



Toprak bakır
gök bakır.
Haykır güneşi içenlerin türküsünü
Hay-kır
Haykıralım!
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv) #284
Guest
Alt 5 January 2009, 15:28
Alıntı ile Cevapla
GÜNLER

Geçip gitmiş günler gelin
rakı için sarhoş olun
ıslıkla bir şeyler çalın
geberiyorum kederden.

İlerdeki güzel günler
beni görmeyecek onlar
bari selam yollasınlar
geberiyorum kederden.

Başladığım bugünkü gün
yarıda kalabilirsin
geceye varmadan yahut
çok büyük olabilirsin

Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv) #285
Guest
Alt 5 January 2009, 15:29
Alıntı ile Cevapla
GÜZ

Günler gitgide kısalıyor
yağmurlar başlamak üzre.
Kapım ardına kadar açık bekledi seni.
Niye böyle geç kaldın?

Soframda yeşil biber tuz ekmek.
Testimde sana sakladığım şarabı
içtim yarıya kadar bir başıma
seni bekleyerek.
Niye böyle geç kaldın?

Fakat işte ballı meyveler
dallarında olgun diri duruyor.
Koparılmadan düşeceklerdi toprağa
biraz daha gecikseydin eğer...
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv) #286
Guest
Alt 5 January 2009, 15:29
Alıntı ile Cevapla
HAPİSTE YATACAK OLANA BAZI ÖĞÜTLER

Dünyadan memleketinden insandan
umudum kesik değil diye
İpe çekilmeyip de
Atılırsan içeriye
Yatarsan on yıl on beş yıl
Daha da yatacağından başka
'Sallansaydım ipin ucunda
Bir bayrak gibi keşke''
Demiyeceksin
Yaşamakta ayak direyeceksin.
Belki bahtiyarlık değildir artık
Boynunun borcudur fakat
Düşmana inat
Bir gün fazla yaşamak.

İçerde bir tarafınla yapayalnız kalabilirsinK
Kuyunun dibindeki taş gibi.
Fakat öbür tarafın
Dünyanın kalabalığına
Öylesine karışmalı ki
Sen ürpermelisin içerde
Dışarda kırk günlük yerde yaprak kımıldasa.
İçerde mektup beklemek
Yanık türküler söylemek bir de
Bir de gözünü tavena dikip sabahlamak
Tatlıdır ama tehlikelidir.

Tıraştan tıraşa yüzüne bak
Unut yaşını
Koru kendini bitten
Bir de bahar akşamlarından;
Bir de ekmeği
Son lokmasına dek yemeği
Bir de ağız dolusu gülmeyi unutma hiçbir zaman.
Bir de kimbilir
Sevdiğin kadın sevmez olur
Ufak bir iş deme
Yemyeşil bir dal kırılmış gibi gelir
İçerdeki adama.
İçerde gülü bahçeyi düşünmek fena
Dağları deryaları düşünmek iyi.
Durup dinlenmeden yazmayı
Bir de dokumacılığı tavsiye ederim sana
Bir de ayna dökmeyi.
Yani içerde onyıl on beş yıl
Daha da fazla hatta
Geçirilmez değil
Geçirilir
Kararmasın yeter ki
Sol memenin altındaki cevahir!
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv) #287
Guest
Alt 5 January 2009, 15:29
Alıntı ile Cevapla
HASRET -01

Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli
belini sarmayalı
gözünün içinde durmayalı
aklının aydınlığına sorular sormayalı
dokunmayalı sıcaklığına karnının.

Yüz yıldır bekliyor beni
bir şehirde bir kadın.

Aynı daldaydık aynı daldaydık.
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman
yol yüz yıllık.

Yüz yıldır alacakaranlıkta
koşuyorum ardından.
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv) #288
Guest
Alt 5 January 2009, 15:29
Alıntı ile Cevapla
HASRET -02

Denize dönmek istiyorum!
Mavi aynasında suların:
boy verip görünmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!

Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider!
Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder.
Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter.
Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;
Ben sularda batan bir ışık gibi
sularda sönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv) #289
Guest
Alt 5 January 2009, 15:30
Alıntı ile Cevapla
HAYDİ GÜLE GÜLE GÜLÜM

Haydi güle gülü gülüm
haydi güle güle
Hani ağlamak yoktu?
Ağlama kızım
gözüne batacak sürmelerin.
Taksiye bindin işte
işte hapishanesinde yattığım şehrin
geçiyorsun içinden.
Şöför belki ben yaşta bir adam
dikiz aynasından bakıyor sana
anlıyor bu güzel kadının ağlamasını.
Belki onunda içerde yatanı vardır
belki tanır beni belki kendiside bizdendir.
Biliyorum:
Demirlerden seyrettiğim bu şehir
kaplıcalar
türbeler
ipek fabrikaları ve kocaman bir çınardır.
Ve sahici insanları
benim insanlarım
nasılda perişan...
Fakat yüzlerine güneş vurmuş gibi olmuştur
sen gözyaşları arasından
onlara baktığın zaman.
Sen bu şehre bundan öncede geldin demek?
Sen bu şehre gelesinde beni aramayasın!
Öylemi? AĞLA GÜLÜM!
Hemde hüngür hüngür ağlamalısın.
Hayır ağlama Allah belamı versin benim ağlama!
Etrafına bak:
Ben ve şehir çoktan arkada kaldık
Standart Cvp: AŞk TadıNDa(Arşiv) #290
Guest
Alt 5 January 2009, 15:30
Alıntı ile Cevapla
HENÜZ VAKİT VARKEN GÜLÜM

Henüz vakit varken gülüm
Paris yanıp yıkılmadan
henüz vakit varken gülüm
yüreğim dalındayken henüz
ben bir gece şu Mayıs gecelerinden biri
Volter rıhtımında dayayıp seni duvara
öpmeliyim ağzından
sonra dönüp yüzümüzü Notrdam'a
çiçeğini seyretmeliyiz onun
birden bana sarılmalısın gülüm
korkudan hayretten sevinçten
ve de sessiz sessiz ağlamalısın
yıldızlar da çiselemeli
incecikten bir yağmurla karışarak.
Henüz vakit varken gülüm
Paris yanıp yıkılmadan
henüz vakit varken gülüm
yüreğim dalındayken henüz
şu Mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz
söğütlerin altından gülüm
ıslak salkım söğütlerin.
Paris'in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana
en güzel en yalansız
sonra da ıslıkla bir şey çalarak
gebermeliyim bahtiyarlıktan
ve insanlara inanmalıyız.
Yukarda taştan evler
girintisiz çıkıntısız
birbirine bitişik
ve duvarları ayışığından
ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor
ve karşı yakada Luvur
aydınlanmış ışıklarla
aydınlanmış bizim için
billur sarayımız...

Henüz vakit varken gülüm
Paris yanıp yıkılmadan
henüz vakit varken gülüm
yüreğim dalındayken henüz
şu Mayıs gecesi rıhtımda depolarda
kırmızı varillere oturmalıyız.
Karşıda karanlığa giren kanal.
Bir şat geçiyor
selamlıyalım gülüm
geçen sarı kamaralı şatı selamlıyalım.
Belçika'ya mı yolu Hollanda'ya mı?
Kamaranın kapısında ak önlüklü bir kadın
tatlı tatlı gülümsüyor.

Henüz vakit varken gülüm
Paris yanıp yıkılmadan
henüz vakit varken gülüm...
Parisliler Parisliler
Paris yanıp yıkılmasın...

« önceki Konu sonraki Konu »

Seversintabi.Com

Telif Hakları vBulletin® v3.8.4 Copyright ©2000 - 2025, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir. Search Engine Optimisation provided by DragonByte SEO v2.0.37 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2025 DragonByte Technologies Ltd.

ankara escort ankara escort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort eryaman escort eryaman escort kızılay escort ankara escort bayan escort ankara çankaya escort kızılay escort ankara eskort Antalya Seo tesbih

Saat: 20:43