![]() |
![]() |
#1
|
|||
|
|||
![]()
Peygamber Efendimiz
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Herkese samimi ve içten davranırdı. Zaman olur ![]() ![]() ![]() ![]() Zaten insan her zaman ciddi ve ağır meseleleri konuşamaz bazen ortamın yumuşatılması ![]() Herkes gibi Peygamberimiz de şaka yapar lâtifeli konuşur ama hiçbir zaman yalan söylemezdi. Çünkü şaka yollu da olsa yalan yalandır. Ebû Hüreyre'nin rivayetine göre Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: "Kul şaka ile de olsa yalanı ![]() Peygamber Efendimiz bir yandan yeri geldikçe şaka yaparken ![]() "Arkadaşlarınla ağız kavgası yapma ![]() Etrafındakiler sordular: "Yâ Resulallah ![]() Çelişkili gibi görünen bu durumu Peygamberimiz şöyle cevapladı: "Evet ![]() ![]() Bunun yanında ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberimizin yaptığı şakalar yerli yerinde ve mesaj doluydu. Lüzumsuz ve yersiz değildi. Daha çok gönül alıcı ve sevindirici şakalar yapardı. Çocuklarla ![]() ![]() Peygamberimiz çocukları çok severdi. Onlarla ilgilenir ![]() ![]() ![]() Enes bin Mâlik anlatıyor: "Peygamber Efendimiz insanların en güzel ahlâklısı idi. Benim Ebû Umeyr adında küçük bir kardeşim vardı. Peygamber Efendimiz bizim eve gelerek onu gördüğünde ![]() "Ebû Umeyr'i üzgün görüyorum ![]() ![]() ![]() (Nugayr ![]() "Bundan sonra Peygamber Efendimiz ![]() "Ebû Umeyr ne oldu senin nugayr?' diye takılırdı." Hazret-i Enes'in kendisi de Peygamberimizin hizmetine on yaşlarında iken girmişti. Bir defasında Efendimiz kendisine: "Ey iki kulaklı adam" diye takılmıştı. Peygamberimiz aile içinde mükemmel bir eş ![]() ![]() Hazret-i Âişe genç ve zeki bir hanım olduğu için Peygamberimiz ona ayrı bir ilgi gösterirdi. Hazret-i Âişe anlatıyor: "Ben zayıf ![]() "Siz ilerleyin" dedi. Onlar gidince ikimiz arkada yalnız başına kaldık. Bana: "Gel seninle yarışalım" dedi ve koşmayısa başladık. Ben kendisini geçtim. "Aradan birkaç yıl geçmişti. Yine onunla birlikte bir yolculukta iken bir yerde Sahabîlere: "Siz ilerleyin" dedi ve ikimiz yalnız kaldık. "Gel yarışalım" dedi. O zamanlar ben kilo almıştım. Önceki yarışmayısı da unutmuştum. Koşmayısa başladık. Fakat bu sefer de o beni geçti. Gülümseyerek: "Bu defaki benim seni geçişim ![]() PeygamberEfendimizin kendi aile içindeki bir latifesini de Numan bin Beşir rivayet ediyor: "Bir gün Hazret-i Ebû Bekir ![]() "Resulullaha nasıl bağırırsın?' diye elini kaldırarak bir tokat atmayısa davrandı. Fakat Peygamberimiz bırakmadı. Ebû Bekir kızgın olarak ayrıldı ![]() "Ebû Bekir çıktıktan sonra Peygamber Efendimiz Âişe' ye: "Gördün mü ![]() "Aradan birkaç gün geçtikten sonra Ebû Bekir tekrar müsaade isteyerek Peygamberimizin huzuruna girdi. Bu sefer Efendimizle Âişe'yi barışmış görünce sevindi ve Peygamberimize dönerek şöyle dedi: "Beni nasıl kavganıza kattıysanız ![]() "Peygamberimiz: "Kattık ![]() Peygamberimizin aile içinde şöyle bir latifesi de olmuştu: Adamın biri Peygamberimizin amcasıoğlu Abdullah bin Abbas'a sordu: "Peygamber Efendimiz şaka yapar mıydı?" "Evet ![]() "Şakalarından bir örnek verir misiniz?" "Bir gün hanımına bol bir elbise giydirdikten sonra; "Güle güle giy ![]() Peygamberimiz kimsesiz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Enes bin Mâlik anlatıyor: "Bir gün adamın biri PeygamberEfendimizin huzuruna geldi ve kendisinden bir binek hayvanı istedi. "Peygamberimiz ona ![]() ![]() "Adamcağız ![]() ![]() ![]() "Peygamber Efendimiz gülerek: "Bütün develer dişi deve yavrusu değil midir?' buyurdu." Peygamberimizin dadısı ve Zeyd bin Hârise'nin hanımı Ümmü Eymen ![]() "Yâ Resulallah ![]() "O da kim ![]() "Beyimin gözlerinde beyazlık yok yâ Resulallah!" "Evet ![]() "Vallahi yok yâ Resulallah." "Hiçbir insan yoktur ki ![]() Peygamberimizin buna benzer bir latifesini Hasan-ı Basrî Hazretleri rivayet ediyor: Bir gün yaşlı bir kadın Peygamberimize gelerek: "Yâ Resulallah! Cennete girmem için bana dua eder misiniz?" dedi. Peygamber Efendimiz: "Yaşlı kadınlar Cennete giremez" diye ona takıldı. Bunun üzerine kadın ağlayarak oradan ayrıldı. Peygamber Efendimiz ![]() "Gidin ona söyleyin ![]() ![]() ![]() ![]() Peygamberimizin bir başka latifesini de Enes bin Mâlik'ten dinleyelim: "Çöl halkından Zahir adında bir adam vardı. Zahir Peygamberimize her gelişinde kendi yetiştirdiği ürünlerden hediyeler getirirdi. Şehirden çöle döneceği zaman da ![]() "Zahir bizim çölümüz ![]() "Peygamberimiz Zahir'i çok severdi. Halbuki Zahir hiç de güzel değildi. Fizikî olarak son derece çirkin bir adamdı. "Bir gün pazarda çölden getirdiği malları satmayısa çalıştığı bir sırada Peygamber Efendimiz gitti ![]() ![]() "Zahir tutanın kim olduğunu göremiyordu. Tutan kimse bıraksın' diye çabalamayısa başladı. Bu arada göz ucuyla arkasından tutanın Efendimiz olduğunu anlayınca sırtını Peygamberimizin göğsüne iyice dayamayısa başladı. "Zahir'in bu neşeli hareketinden hoşlanan Peygamber Efendimiz yüksek sesle: "Bu köleyi satıyorum ![]() "Zahir boynu bükük ![]() "Yâ Resulallah ![]() kuruş veren olmaz' deyince Peygamber Efendimiz: "Hayır ![]() ![]() değilsin' buyurdu |
![]() |
|
|