#1
|
|||
|
|||
ERİCSON İkinci evre ( özerklik-bağımsızlığa karşın utanç ve şüphe dönemi):
Freud’un anal dönem olarak adlandırdığı dönemdir. Bu donem 1-3 yas arasını kapsamaktadır. Bu dönemde çocuk konuşmaya başlar, barsak kontrolü ile dışkısını tutabilmeye başlar ve istemli kas kontrolü kendini gösterir. Çocuk dışkısını tutup, bırakabildiğini keşfeder.Bu şekilde çocukta işbirliği ya da inatçılık şeklinde davranış yapıları gelişebilir.
Aile eğer çocuğa karşı aşırı koruyucu olmadan, yeterli özgürlük ve desteği verirse , çocukta özgüven duygusu gelişerek, çevresindekileri ve dış dünyayı kontrol edebileceği hissi gelişir. Bu olmaz, çocukta otonomi cezalandırılıp,aşırı koruyucu olunursa öfke, şüphe, ve utangaçlık kendini göstermeye başlar. Aile tarafından çok erken dönemde ya da aşırı bir baskı ile dışkı eğitimi ya da başka eğitimler uygulanacak olursa, çocuğun iç kontrolünü sağlaması yolundaki gelişimi olumsuz etkilenerek, gerileme ya da yanlış gelişimlere yol açılabilir. Aynı şekilde aile tarafından uygulanabilen aşırı koruyucu tutumlar da çocuğun özdenetimini ya da yargılama yeteneğini zayıf bırakacağından özgür iradesinin gelişimini sekteye uğratacaktır. Bu durumda kişide ileri dönemde utanç ve şüphe gibi tutumlar baskın hale gelebilecektir. Çocuk ailesinden edindiklerinin ötesine geçmekte zorlanacaktır. Bu dönemi uygun bir şekilde geçemeyen birey, ileri dönemde etrafındakilerin kendisini kontrol altına almak istediği şeklinde paranoid bir yapı geliştirebilir. Mükemmeliyetçilik, esneklikten yoksun olma şeklinde tavırlar bu donemdeki sorunlardan köken almaktadır. Çocuğun dışkısını tutup-bırakma arasındaki birbiri ile zıt eğilimlerinin getirdiği çatışma, daha sonra cimrilik, esneklikten yoksunluk , sabit fikirlilik, mükemmeliyetçilik ile bir arada olan obsesif-kompulsif kişilik yapısının temellerini atar. Çocuğun etrafındakiler bu donemde onu kendi işlerini yapıp, yere sağlam basma, yardımsız kendi ayakları üzerinde durma konusunda cesaretlendirmelidir. Sahip olma ve sahip olduklarını bırakma arasındaki sağduyu ve dengeyi ( dışkılama da olduğu gibi) oluşturarak, uygun yargı yeteneğinin gelişmesine olanak sağlamalıdırlar. Bu dönemde çocuğun özgür iradesini kullanarak, seçimler yapıp, deneme -yanılma yolu ile öğrenimi engellenirse, kendi bedeni üzerinde bunları yapmaya çalışacaktır. Bu da obsesif-kompulsif bozukluğa eğilimi arttıracaktır. Dediğim dedik ve her şeyin detaylarına inen bir davranış yapısı oluşabilecektir. Çocuk bu sırada yaşanan sorunlar nedeniyle utanç ve başkalarına kıyasla kötü olduğu duyguları içine girebilecektir. Gelişen çocuk kendini, vücudunu, düşünce ve hedeflerini pis ya da olumsuz olarak görebilecektir. Kendi değerlerine inancı sarsılmadan, zedelenmeden kendi vücudu, düşünceleri ve davranışlarına uygun bir şekilde denetim sağlayabilmesi başarılabilirse, ileri dönemde iyi niyetlilik, işbirliği, sevgi, özerklik ve kendini sunabilme yetileri süreklilik kazanabilecektir. Çocuklukta gelişen,kendisinin denetimindeki bu özerklik duygusu, ileri dönemlerde adaletli yaşamı, yasalara saygıyı, kurumlara güvenin oluşmasına zemin hazırlayacaktır. |