#1
|
|||
|
|||
ericosn Dördüncü evre (Üreticiliğe karşın küçüklük-değersizlik dönemi):
Freud’un latent dönem olarak adlandırdığı dönemdir. 5 yaş ile 11 yaş arası dönemi kapsamaktadır. Okul çağı dönemidir. Bu dönemde çocuk cinsel açıdan bir durgunluk dönemine girerken, yaşıtları ile ilişkileri artarak, yeni şeyler öğrenme ve bir şeyler üretmenin hazzını yaşamaya başlar. Kendini örnek aldığı kişilerle özdeşleştirerek , çeşitli alanlarda roller üstlendiği şeklinde düşlemler kurar. Eğer çocuk bu dönem öncesini ve bu dönemi başarılı bir şekilde geçememiş ise aşağılık ve yetersizlik duyguları geliştirir. Kişinin çevresindekiler bu dönemin aşılıp, yeterlilik duygusunun gelişmesinde asal rol alırlar.
Bu dönemde çevresel etkenler,okul ve görevlerle kendisinde daha önce varolan olgun olmayan istek ve hayallerini bırakarak,daha gerçekçi hedeflere yönelmeye başlar. Çevresi ya da kendisi için bir takım faaliyetlere girip, kazanımlar elde ederek, çevresinde destek bulmayı, onaylanmayı öğrenir. Bir şeyler yaparak, başladığı işi bitirmenin keyfine varmaya başlar. Kendinden yaşça büyük ya da daha deneyimlileri izleyerek araç,gereç kullanmayı öğrenir, el ve vücut becerisi geliştirir. Bu yaş grubunda çocuğun anlayışlı, sabırlı, ilgili ana baba, öğretmen, patron, iş ve okul arkadaşları ile karşılaşamaması ya da onlar arasında zayıf-uygunsuz bir noktada bulunmaları halinde, yetersizlik ya da aşağılık duyguları gelişir. Çocuğa ayrım uygulanması, aşağılanması ya da aşırı koruyucu tavırlarda bulunulması , çocuğun kendisiyle aynı cinsiyetteki ebeveyn ile kendini uygunsuz bir şekilde karşılaştırması gibi durumlarda aşağılık ve yetersizlik hissi gelişebilir. Kendisine göre üst konumdaki kişileri örnek alamayıp, yanlış kişileri örnek alabilirler. Okul ya da mesleğe hazırlık dönemi ilk olarak ailede başlar. Ailenin bu hazırlık dönemini yeterli düzeyde yapmaması ya da beklenilen ideal okul hayatına ulaşılamaması durumunda, çocuğun akademik gelişimi aksayabilmektedir. Bazı durumlarda da aşağılık duygusu yerine para, güç ve saygı görmek için aşırı bir dengeleyici dürtüye sahip olunabilir. İş kişi için hayatta en önemli şey haline gelmiş olabilir. Eğer büyüyen çocuk hayatını, hedeflerini, düşlemlerini sadece iş üzerine yoğunlaştıracak olursa, kendi duygusal ya da ruhsal gelişimini kısıtlayabilir. Bu dönemde diğer kişilerle birlikte ortak bir şeyler yapma, başkalarının varlığında ya da denetiminde görev alma başladığından işbölümü, diğerlerinden farklı olarak sahip olduğu özelliklerin verdiği haz duyguları yaşanmaya başlar. |