#1
|
|||
|
|||
Öğrenilecek Bir Duygu: Annelik
Öğrenilecek Bir Duygu: Annelik
"Annenin sevgi fazlalığı çocuğa zarar verir" diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, annelik duygusunun içgüdüsel yani biyolojik olduğunu belirtti. Annelik davranışının sosyal öğrenme ile ilgili olduğunu vurgulayan Tarhan "Anneliği öğrenmek gerekir, çünkü annelik kendiliğinden öğrenilmez!"dedi. Ebevenynlerin yanlış tutumları çocukların yaşamı algılamasında ve kişiliklerinin oluşmasında önemli yer tutuyor. Çocuklarda görülen psikiyatrik şikayetlerin çoğu anne babanın yanlış ve bilinçsiz tutumunun sonucu. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan'a 'Hiper annelik ve babalık' konusundaki görüşlerini sorduk o da yanıtladı. Çocuğun ruhsal gelişiminde annenin rolü nedir? Çocuğun ruhsal, bedensel ve zihinsel gelişimi için anne çok önemlidir. Çocuğun eğitiminden birinci dereceden sorumlu kişi annedir. Çocuğu hayata hazırlayan, ona önderlik yapan, hayatın zorlukları ile nasıl baş edeceğini öğreten annedir. Annelik duygusu bir insanın hayatındaki bütün iyi duyguların, iyi özelliklerin girdiği kapıdır. Bu nedenle annenin, anneliği iyi bilmesi çok önemlidir. Çocuk ruh sağlığı sorunlarına bakıldığında annenin farkında olmadan yaptığı eğitim ve tutum hataları vardır. Bu nedenle iyi niyetli anne çocuğunu çok seviyor fakat çocuğa yanlış davranıyorsa çocuğun ruh sağlığına zarar verir. Sevgi ve disiplin çocuğun eğitiminde iki önemli ayaktır. Nasıl suyun çiçeğe fazla verilmesi çiçeğe zarar verir ise sevginin de fazla verilmesi çocuk için bir risk oluşturabilir. Sevgi yönetimini iyi bilmek gerekir. Koruyucu anne davranışlarının zararları nelerdir? Anne, sevgisini ve koruyuculuğunu dengeli bir şekilde kullanmalıdır. Bazı anneler vardır ki "aman çocuğum üzülmesin" diye sorumluluk vermezler. Çocuk 7 yaşına geldiğinde ayakkabısını bağlamayı biliyor olması gerekir. Annenin koruyucu olup olmadığını tespit etmek için çocuk psikologları çocuk ayakkabısını bağlıyor mu, bağlamıyor mu diye bakarlar. Çocuk bağlamayı bilmiyor ise o bu durumda anne onun yerine bağlıyor demektir. Hiper anne çocuğu neden okula gitmek istemez? Mesela böyle annelerin çocuklarında okula giderken okul korkusu gelişir. Evde sanki patlayacak bir bomba var gibi algılar, "annem mutlu değil ben annemin yanında olmalıyım" gibi bir duyguya kapılırlar. Annenin çocuğunun başını okşaya okşaya onu rahatlatıp okula götürmesi gerekir. Kendinden uzaklaştırması gerekir, yani çocuğun zor şartları öğrenmesi gerekir. Amaç çocuk yetiştirmek değil onu hayata hazırlamaktır. HİPER ANNELİKTE ÇOCUĞUN YAŞADIĞI SORUNLAR Hiper annelerin çocukları hazıra, kolaya alışır. Kısacası çocuk tembel olur. Çocuk kalkıp su bile almak istemez, her şeyi başkasından bekler, hazır çözümler ister. Çünkü anne sevgi fazlalığından, koruyuculuk fazlalığından çocuğun bir dediğini iki etmemiş olur. "Aman üzülmesin, aman onu zora sokmayalım, aman sıkıntıya sokmayalım" diyen anne, çocuğuna karşı fazla koruyucu ve müdahaleci davranır. Bunun üzerine çocuk "nasıl ise annem benim adıma düşünüyor, benim düşünmem gerektiğini o düşünüyor, benim yapmam gerektiğini o yapıyor" diyerek hayatın sorunlarını çözme becerilerini geliştiremez. ANNELİK KENDİLİĞİNDEN ÖĞRENİLMEZ İyi niyet yüzünden çocuğa verilen zararlar vardır. Annenin sevgi fazlalığının çocuğa zarar verdiğini annenin bilmesi gerekir. Çocuk psikiyatrisinde çocuktan ziyade anne-babanın tutumları değerlendirilir, annelikbabalık pratiği ile ilgili eksiklikler belirlenir. Annelik duygusu içgüdüsel yani biyolojiktir. Ama annelik davranışı sosyal öğrenme ile ilgilidir. Anneliği öğrenmek gerekir çünkü annelik kendiliğinden öğrenilmez. HİPER ANNEDE SEVGİ FAZLA, BABADA İSE DİSİPLİN Genellikle burada anne baba mükemmeliyetçi ise ya da anne ile ilgili eksiklik var ise baba çocuğun üzerine düşmeye başlar. Baba genel olarak güveni, otoriteyi temsil eder. Çocuğuna aşırı sinirlenen, onu aşırı kontrol eden, çocuğun yediğine, içtiğine, giydiğine karışan, dışarıda özgürlüğünü kısıtlayan baba modeli vardır. Hiper annelikte sevgi fazlalığı hiper babalıkta disiplin fazlalığı vardır. Babanın bu disiplin fazlalığı nedeni ile çocuğun özgüveni zayıflar. Yani "ben başaramam, ben beceremem" diye düşünür. Yani çocukta eksiklik, yetersizlik duygusu oluşur. |