#1
|
|||
|
|||
Gidiyorum, Kacıyorum, Yorgunum ..
Tam kapıdan çıkacakken, durdum bir an. Yaşadığımız onca şey, kalbimden geçti. Kalbimden sen geçtin. Kalbime saplanıp sırtımı parçalayarak çıkan bir kurşun gibi... İçim dondu , bir an. Sonra açtım gözlerimi ve yoluma devam ettim. Hergün binlercesini yaşadığım böylesi anlardan biriydi sadece... Zamanın dışına çıkıp sonra yeniden hayata girdiğim... Önce hücrelerime dağılıp sonra yeniden aynı bedende buluştuğum o krizlerden biriydi... Ölüp yeniden dirilmek gibiydi. Küçük detaylar... Anlar, uçup giden... Hangi defterimi açsam, sana yazdığım bir cümle, bir şiir var... Hayatım seninle mi geçti? Ben senin için mi doğdum? Bir başka adama aşıkken sen, seni nasıl sevebilirim? Gerçek aşk, bu mu? Oysa nasıl da yabancıyız, birbirimizin acılarına... Nasıl da umutsuz, birbirimize... Seni anlayabilseydim... Seni basit kıskançlıklardan arınarak sevebilseydim. Zaman daralıyor... Yaşlanıyorsun. Yaşlanıyorum. Geçen zaman, hayatımızdan çalıyor. Nasıl da buluşur, yollar... Sonra ansızın bir sapağa döner, birisi... Diğeri, bırakıldığı yerde bir ömür boyu donakalır arkasından!.. Bana, hayatı anlat!.. Bana aşkı anlat! Bütün ezberim bozuldu... Kapılarında kalırdım... O kapıdan içeri hiç girmedim mi ben? Hala orada bekliyormuyum? Biliyorum, bir başkasıyla birleştirdin hayatını... Neden şaşırıyorum detaylara... Anılarınız çoğalıyor... Yolculuklar, kırgınlıklar; yeniden kavuşmalar, sevişmeler... Bu kadar uzağımdayken mi, yakınsın bana? Bu kadar uzağındayken mi, içindeyim... Sevgi başka birşey mi? N'olur, anlat, bana!.. Neyim var ki sığınacak? Başka savunmam yok, ''Beni arama, görüşmeyelim!'' demekten başka... Terk edilmiş birinin, ''Beni arama!'' demesinden daha zavallıca, ne olabilir ki... Bana, hayatı anlat!.. Çöz beni!.. Bütün acılarımı silip, beni baştan yarat!.. Sonra nereye gidersen git!.. Beni parçalarıma böldün, beni hücrelerime dağıttın... şimdi biçim verki nefes alabileyim yeniden! Bana bir kılıf yarat, yeniden! Yaralarımla çok çirkinin. Kırıcıyım. Çirkinim. Nasıl da acımasız şu zaman!.. Son sürat, bir delilikte sürükleniyor hayat... O kapının önünde, öylece donmuş, bakıyorum yıllardır. Neye yarar sözcükler!.. Kalpleri kanatmaktan başka!.. Beni sevdiğini söylemen, neye yarar!.. Neye yarar beni bir daha arasan ya da hiç aramasan!.. Neye yarar acı çeksen... acı çeksem... Kaybettik birbirimizi... Kirlendik. Hayat gibi. Bana beni anlat!.. Bana hayatı anlat!.. İnançlarımı geri ver bana!.. Yıllar önce seni kusursuzca sevebilien o gencecik adamın heyecanını, hayata bağlılığını, aşka inancını geri ver!.. Bana beni geri ver artık... Bana seni ver!.. N'olur, aç artık, o kapıyı! Gece soğuk... İzmir damla damla yağıyor, aşkımızın üzerine... Bu ev, senin soluğun olmadan ısınmıyor... Kim bilir nerdesin? Hangi gözlerin içinde kaybettin, kanayan yüreğimi?.. ''Bir kente, aşkın için gelmek ne güzel. Ama sakın aşk için bir kenti terk etme!'' demişti birisi... ''İzmir bunu hak etmiyor, sen hak etmiyorsun!'' demişti... Oysa, bilinmezliğin yolculuğuna biletimi çoktan kestirdim ben... Gidiyorum... Kaçıyorum... Yorgunum... |