#1
|
|||
|
|||
Bebek Hastalıkları-Çocuk Hastalıkları
AKDENİZ ANEMİSİ TALASEMİ Akdeniz anemisi ya da tıptaki adıyla Talasemi ; Akdeniz ülkelerindeki ırklarda görülen, doğacak çocuğa anne-babasından ”Beta Talasemi” geninin sirayetiyle kalıtımsal olarak geçen bir çeşit “kansızlık” hastalığıdır. Anemi (kansızlık) oluşmasına neden olan etmen, kanda alyuvarların yapısında yer alan “hemoglobin” maddesinin yapımındaki kusurdur. Hastalığın esas olarak iki apayrı şekli vardır.Talasemi Major ve Talasemi Minör. Talasemi Minör: (Akdeniz anemisi Taşıyıcılığı) T. Minor, T.major’a göre çok daha hafif seyreder. Bireylerdeki tek bulgu sadece kansızlıktır. Kişiler sadece halsizlikten şikayetçidirler. Hatta bazıları evlenme işlemlerinde yapılan (zorunlu) kan testine kadar hastalıklarını bilmez.Bu gruptaki hastalarda yapılan tahlilde, serum demir düzeyi normal veya artmıştır. En çok görülen kansızlık çeşiti olan ve bu hastalıkla en çok karıştırılan Demir Eksikliği Anemisi’nde ise demir azalmıştır. Tanı, “Hemoglobin Elektroforezi” ile konur. Bu hastalığın anlaşılmasında işe yarayan en önemli tahlil kıstaslarından biri olan HbA2 ( kanda oksijenin taşınmasını sağlayan hemoglobin molekülünün küçük fraksiyonu) normal kişilerde %3,4 iken bu hastalıkta % 7 ye yükselmiştir; HbF ise hafif düzeyde (%2-6) artmıştır. T. Minor’ün esas önemi bu hastalığın evli çiftlerin her ikisinde de olmasında ortaya çıkar; çocuğun %25 T. Major (yani hastalığın esas ağır ve ölümcül seyreden cinsinden) olma riski mevcuttur. Anne ve babadan sadece biri Akdeniz Anemisi taşıyıcısı (talasemi Minör) ise doğacak çocuklarının taşıyıcı olma olasılığı % 50 dir. Talasemi major olma olasılıkları ise yoktur. Talasemi Major ( Cooley anemisi) : Talasemi Major ise hastalığın ağır seyreden şeklidir ve bir diğer ismi de Cooley anemisidir. Çoğunlukla bebek daha 6 aylıkken birdenbire başlayan ağır kansızlık sonucu kalp yetmezliği gelişir. Bunun olmaması için düzenli olarak sık sık kan nakli yapılmalıdır. Kan nakli yapılmazsa hasta birkaç senede ölür. Kan nakli yetersiz yapılırsa kemik iliğinin aşırı kan yapması sonucu harap olan kemiklerde kırılmalar olur, çocuğun yüz şekli değişir. Yüz şeklinin değişmesi şu şekildedir: Burun kökü çökük, alın ve elmacık kemikleri çıkıktır. Üst dişler öne fırlamıştır. Baş dört köşe şeklini alır. Dalak ve karaciğer büyür. Boy kısa kalır. Çocuk ergenlik çağına giremez.Kan nakilleriyle vücutta biriken aşırı demirin yol açtığı kalp problemleri (myokardit, kalp yetmezliği vs) ileri yaşlarda çoğunlukla ölüm sebebidir. Hemoglobin elektroforezi tahlilinde; normal yetişkin insanlarda bulunmayan, ancak bu hastalıkta % 50-90 vakada görülen ve bir çeşit hemoglobin olan HbF’in kanda bulunması tanı koydurucudur. Hem anne hem de baba Akdeniz Anemisi taşıyıcısı (talasemi Minör) ise doğacak çocukların talesemi major olma olasılığı % 25, taşıyıcı olma olasılığı % 50 olacaktır. Ancak % 25 olasılıkla çocuk normal olacaktır. Tedavi : Tedavide kan nakillerinin yanısıra nakledilen kan nedeniyle vücutta biriken fazla demirin idrarla atılımını sağlayan “Desferoksamin” ve “C vitamini” verilir. Aşırı büyümüş dalak ameliyatla alınır. Dalak ameliyatı sonrası depo penisilin koruma tedavisi ve pnömokok aşısı yapılır. Özellikle erken yaşta ( henüz kan nakilleri fazlaca yapılmadan) kemik iliği nakli ile bu hastalar %70-80 tam olarak sağlıklarına kavuşabilmektedir. Ülkemizin de bir Akdeniz ülkesi olması nedeniyle Türkiye toplumu olarak bu hastalığı taşıma riskimiz vardır.Tüm Türkiye nüfusunun yaklaşık % 2,1 i taşıyıcıdır. Bu oran Antalya, Antakya, Mersin gibi bölgelerde % 12 lere kadar çıkabilmektedir. Bunun için her çifte evlenmeden önce mecburi yapılan tahliller içinde Hemoglobin (Hemogram dahilinde) ve Hemoglobin Elektroforezi tahlilleri de yer alır. |
#2
|
|||
|
|||
Cvp: Bebek Hastalıkları-Çocuk Hastalıkları
ALERJİ
Alerji vücudun özel bir maddeye karşı gösterdiği ters (kötü) tepkiyi açıklamak üzere kullanılan bir terimdir. Alerjiye neden olan çoğu şey aslında zararlı değildir ve alerjisi olmayan insanlar üzerinde etki göstermez. Alerjik tepkimeyi harekete geçiren herhangi bir maddeye alerjik madde (alerjen) denir. Birçok farklı alerjik madde türü vardır; bunlardan en yaygın üçü polen, ev toz akarları ve kuruyemişlerdir. Alerjik maddeler tüm canlı organizmalarda bulunan protein içerir ve tepkimeye neden olan da bu proteindir. Penisilin gibi bazı ilaçlar da alerjik tepkimeye neden olabilir. Bu ilaçlar protein içermezler ancak vücuttaki protein ile bir araya geldiklerinde tepkimeye neden olabilirler. Alerjik maddeye karşı gösterilen alerjik tepkime o madde ile temasa geçtiğinizde meydana gelir. Temas, cilt, akciğerin koruyucu iç yüzeyi, ağız, boğaz, mide veya bağırsak yoluyla olabilir. Vücudunuz belirli bir maddeye karşı kötü bir tepki gösterdiğinde o maddeye karşı alerjiniz olduğu söylenir. Alerjik tepkimeler bir dizi semptoma neden olabilir. Bazı insanlar alerjiye karşı oldukça ılımlı tepki gösterirken bazı tepkimeler ise ciddidir; bu tepkimeler çok nadiren de olsa ölümle sonuçlanır. Alerjiler çok yaygındır ve İngiltere’de yaklaşık dört insandan birini hayatlarının bazı dönemlerinde etkiler. Alerjiye yakalanan çocuk sayısının gittikçe artması ile birlikte rakamlar her yıl %5 oranında bir artış göstermektedir. Alerji belirtileri nelerdir? Alerjik tepkimeler alerjik madde ile ilk temasta değil de daha sonraki temaslarda ortaya çıkar. Bunun nedeni vücudun herhangi bir şeye karşı alerjik olabilmesi için o şeye duyarlılık geliştirmek zorunda olmasıdır. Alerjik tepkimeler birçok farklı semptom ortaya çıkarır ve insanları farklı yönlerden etkiler. En yaygın semptomlardan bazıları şunlardır: • Aksırma, • Hırıltıyla soluma, • Sinüs ağrısı (burnun yukarı kısmında, göz çevresinde ve kafatasının ön tarafında ağrı veya baskı hissi) • Burun akıntısı, • Öksürme, • İsilik / kurdeşen, • Şişlik, • Göz, kulak, dudak, boğaz ve damak (ağız yuvası) kaşıntısı, • Nefes darlığı ve • Bulantı, kusma ve ishal Bu semptomlara alerjiden başka durumların da neden olabileceğini ve bu semptomlardan bazılarının kendi başlarına hastalık olabileceklerini unutmamak gerekir. Emin olmadığınız hallerde doktorunuzdan tavsiye isteyiniz. Alerji nasıl tedavi edilir? Alerjiyi tedavi etmenin en etkili yolu tepkimeye neden olan alerjik maddeler ile temastan olabildiğince kaçınmaktır. Burun akıntısı, ağız kaşıntısı ve aksırma gibi alerjilerin yaygın semptomlarını tedavi etmede kullanılabilecek birçok ilaç vardır. Bu tedavi ilaçlarının çoğu tezgahlarda mevcuttur, tavsiye için doktorunuza danışınız. • Antihistaminler: Vücudun herhangi bir alerjik maddenin saldırısı altında olduğunu düşündüğü zaman salgıladığı kimyasal bir madde olan histaminin faaliyetini önleyerek alerjiyi tedavi ederler.Antihistaminler tablet, krem ve sıvı şekilde alınabilir. Ayrıca göz damlası veya burun damlası şeklinde de alınabilirler. • Dekonjestanlar: Genellikle saman nezlesi, toz ve evcil hayvan alerjilerinin neden olduğu burun tıkanıklığı gibi semptomları dindirmeye yardımcı olurlar. Dekonjestanlar tablet, kapsül, burun spreyi veya sıvı şekilde alınabilir. • Burun spreyleri ve göz damlaları: Burun spreyleri burundaki şişme ve tahrişi azaltır; göz damlaları ise gözdeki acı ve kaşıntıyı yatıştırır. Bazı sprey ve damlalar yalnızca yetişkinler içindir; çocuklar için tedavi ilaçlarını doktorunuza danışınız. Alerjenlerden nasıl korunabilirsiniz? -Doktorlar alerji tedavisinin önemli bir parçası olan "ALERJEN MADDELERDEN KORUNMA" yı, neden önemle tavsiye ederler? Alerji ve astım doktorları, insanların daha çok toza, toz akarlarına, küf mantarlarına, polenlere, hayvan deri döküntülerine ve tüylerine alerjisi olduğunu bildirmektedirler. Bütün bu alerjenlerin ortak iki yanı vardır: -Havayla uçuşan ve gözle görülemeyen mikroskopik maddelerdir. -Nefes alma yoluyla alerjik reaksiyonlara sebebiyet verirler. Alerjen maddelerden tamamen kaçınmak ve korunmak mümkün değildir. Alerjik rahatsızlığı olan hastaların yaptığı en yaygın hata, "Alerjen maddelerden tam anlamıyla korunmak mümkün değilse neden alerjenlerden korunmayı deneyeyim." şeklinde düşünmektir. Fakat, alerji doktorlarına göre hava yoluyla nakledilen alerjenleri solumak kümülatif (birikerek oluşan) bir problemdir. Kendi bağışıklık sisteminizi bir "kova" olarak düşünün. Kovanız alerjenleri içine alır ve dolmaya başlar. Alerjik rahatsızlık belirtileri, kovanız dolana veya taşmaya başlayana kadar ortaya çıkmayacaktır. Dolup taştığında ise kendinizi kötü ve halsiz hisseder ve gündelik yaptığınız bir çok şeyi yapamaz hale gelirsiniz. Alerji doktorlarının bu sorunla baş edebilmek için bir çok metodu vardır. Listenin başında ise, kovanın dolmasını ve taşmasını engelleyecek olan "Etkin Çervesel Kontrol-Alerjen Maddelerden Korunma" yer almaktadır. Alerjen maddelerden birine veya bir kaçına birden alerjiniz olabilir. Bu alerjen maddelerden sadece birine karşı korunabilirseniz, sizin bağışıklık sisteminize benzettiğimiz kovanın taşmasını engelleyebilirsiniz. Örneğin, sizin en yaygın olan alerjenlerden "Ev Tozu Akarı" na karşı alerjiniz olduğunu varsayalım. Toz akarları öncelikli olarak yatak odasının problemidir. Size aşağıda belirteceğimiz önlemleri uygulayarak yatak odanızı neredeyse alerjenlerden tamamen arındırılmış bir mekan haline getirebilirsiniz. Bunları uyguladığınız andan itibaren, yatarken bütün gece gözle görünmeyen alerjenleri solumayacaksınız. Sonuç - sabahları akan bir burunla veya kırmızı gözlerle kalkmayabilirsiniz. Bunların yanı sıra, alerjenlerden arındırılmış bir odada 8-10 saat bulunmak, sizin bağışıklık sisteminizin kendisini yenilemesine bir şans vererek, sabahları güne "boş bir kova" ile başlayabilirsiniz. Alerjen maddelerden korunmaya ek olarak doktorunuzun size verebileceği diğer tavsiyelerle "kovanız" bir daha hiç taşmayabilir ve bu da güzel olmaz mıydı? Alerji Doktorları tarafından en yaygın olarak tavsiye edilen "ÇEVRESEL KONTROLLER" Anti Toz Akarı (Dust Mite) Yatak, Yastık ve Yorgan Kılıfları Ev tozu akarları Astım, Egzema ve Rinit'i tetikler. Eğer ev tozu akarına alerjiniz varsa, çoğu doktora göre anti toz akarı yatak kılıfları kullanılması zorunludur. Çünkü anti toz akarı yatak kılıfları yatağınızda, yastığınızda ve yorganınızda bulunan milyonlarca toz akarına karşı tam anlamıyla bir bariyerdir. Anti toz akarı kılıflar olmazsa, siz uykunuzda hareket ettikçe alerjenler yatağınızdan, yastığınızdan ve yorganınızdan uçuşurlar ve siz nefes alıp verdikçe onları da solursunuz. Anti toz akarı kılıflarla bu zararlı süreç durdurulur. Gözle görünmeyen alerjenler ve ufak maddeler kılıflar vasıtasıyla bloke edilir ve gece boyunca artık solunamazlar. Sözde "Hipo-Alerjik - Hypo-Allergenic" yastıklarda da bu kılıflar kullanılmalıdır, "Hipo-Alerjik" ibaresi ürünlerin içinde kullanılmış olan dolgu maddelerinin kendisi alerjik reaksiyona sebebiyet vermez anlamındadır. Ev tozu akarları bu tür ürünlerin içinde rahatlıkla bulunabilir. Diğer taraftan çok amaçlı elektrik süpürgeleri ile yatak, yorgan ve yastıklarınızda bulunan ev tozu akarlarını her gün veya her hafta temizlemenin pratikte mümkün olmadığı unutulmamalıdır. Çarşafların, battaniyelerin, yatak koruyucularının, vb. yıkanması Çarşaflarda, battaniyelerde, yorganlarda ve yatak koruyucularda ki ev tozu akarlarından kurtulmak kolaydır. Bu ürünleri 7 ila 14 günde bir 60 C'de sıcak su ile yıkayın. Sıcak suda yıkama mikroskopik akarları öldürür ve alerjenleri temizler. Eğer yorganınızı ve battaniyenizi yıkamak pratik değilse, bunları da anti toz akarı kılıflar ile kaplayın. Daha fazla korunma için, soğuk suda yıkanması gereken ürünlerde toz akarlarını öldürmek ve alerjenleri temizlemek için akarasid (deterjan katkı maddesi / alerjen temizlik ürünleri) kullanabilirsiniz. HEPA filtreli Hava Temizleme Cihazları True HEPA hava temizleme cihazları, hava temizleme teknolojisinde en gelişmiş adım olarak kabul edilir. Bu cihazlar rahatlıkla bir odanın havasında bulunan alerjenleri (hayvan tüyleri, ev tozu akarı, polen, mantar sporu, bakteri, sigara dumanı, atık gazlar, hava kirliği) % 90 oranında azaltabilir ve odanın havasını çalıştığı sürece temiz tutar. Hepa filtreler kullanıldıkça, elektrostatik filtrelere (plasma,vb. split klimalarda) göre performansından hiçbir şey kaybetmez, sadece yılda bir kez değiştirmek gerekir. Hava temizleme cihazının sürekli vantilasyon etkisi vardır, bu sürekli hava akımı alerjenleri hava temizleme cihazının içine iter, böylece mobilyalarda, yataklarda, yorganlarda, yastıklarda ve halılarda depolanmış olan alerjenleri sürekli olarak azaltmaktadır. Hava temizleme cihazları farklı güçlerde üretilmektedir. Hava temizleme gücü ve kapasitesi çok önemlidir ve saatte kaç hava değişimi yapabildiği ile ölçülmektedir ( bir odanın toplam hava hacmini bir saat içinde kaç kez filtre edebilme özelliği). Odadaki hava ne kadar fazla filtre edilebilirse o kadar az alerjen ortamda kalır. Çoğu uzmana göre olması gereken minimum hava değişim sayısı 3-4 olmalıdır. Hava temizleme cihazları alırken, belirtilen oda alanında veya hacminde bir saat içinde kaç kez havayı filtre edebildiğini sorun ve en az 3-4 hava değişimi olmasına dikkat edin. Yeterince güçlü olmayan hava temizleme cihazları havayı hepa filtreden geçiremezler ve temiz hava çıkış oranı çok düşüktür. Dolayısı ile ortamı alerjenlerden temizleyemezler. Yeni teknolojiler sayesinde hava temizleme cihazları yüksek hızda bile fazla ses çıkarmamaktadır. Diğer taraftan çok amaçlı elektrik süpürgeleri yüksek sesinden ve enerji tüketimden dolayı hava temizleme cihazlarına bir alternatif olarak görülmemelidir çünkü hava temizleme cihazlarını siz uyurken bile çalıştırmanız gerekmektedir ve devamlı çalışması gerektiğinden enerji tüketimide düşük olmalıdır. Örneğin 10 – 15 metre karelik odalar için hava temizleme cihazları ortalama olarak maksimum hızda 35- 40 Watt harcarlar. Havalandırma Kanalı Filtresi Evinizde veya işyerinizde merkezi havalandırma sistemi ile bulunduğunuz ortama havada bulunan alerjenleri üfleyen kanalların üzerine ucuz bir çözüm olan bu filtreleri kullanabilirsiniz. Her ne kadar, bu çözüm Gerçek HEPA (True Hepa-% 99.97) filtreli hava temizleme cihazları kadar etkili olmasa da iyi bir başlangıç olarak kabul edilebilir. Akarisidler-Alerjen Temizlik Ürünleri Farklı markalar altında, halılarda ve kumaş yüzeyli mobilyalarda bulunan alerjenleri temizleyen, nötralize eden spreyler satılmaktadır. Etkinliğini uzun süre koruyan markalar tercih edilmelidir. Halılar için ayrıca nemli toz alerjen temizlik ürünleri kullanılabilir, diğer bir yöntem ise, halılarınızı sık sık hepa filtreli elektrik süpürgeleri ile temizlemektir. Nemi Kontrol Altında Tutmak Yüksek nem oranı (% 60'nin üstü) toz akarlarının ve küf mantarlarının çoğalmasına ve eşyalarınızın deforme olmasına sebep olur. Nem alma cihazı kullanılarak nem oranını düşürebilirsiniz, böylece evinizin havası insanlar için ideal olan nem oranına (% 45-% 55) kavuşur ve küf mantarı oluşumu engellenir. Nem alma özelliği olan klimalar istenilen nem oranını ayarlayamazlar çünkü bu cihazların önceliği ortam sıcaklığıdır, nem oranı değildir. Ayrıca klima üreten veya ithal eden firmaların broşürlerinde bu klimaların sadece nem alma özelliği kullanıldığında günde kaç litre nem alabileceğine ve ne kadar elektrik harcadığına dair bilgiler genelde belirtilmemiştir. Evinizin nemli ortamlarını (bodrum katı, kiler, vb.) kuru ve küfsüz tutarsanız evinizin geri kalan kısımlarındaki hava bundan olumlu yönde etkilenecektir. Kaloriferli veya kombili evlerde ve işyerlerinde kışın yapılan ısıtmadan dolayı ortamın hava nemi oldukça düşer, böylece ortamdaki toz oluşumu kuru havadan dolayı hızlanır. Bu aylarda uygun bir hava nemlendirme cihazı kullanılabilir. Ancak hava nemlendirme cihazı ayarı % 45-% 55 nem oranının üzerine çıkarılmamalıdır. Düzenli bakım yapılarak nemlendirici içinde küf mantarı üremesine engel olunmalıdır. Bütün bunların yanı sıra, evinizin nem oranını takip etmeniz akıllıca olacaktır bunun için bir nem ve sıcaklık ölçer kullanabilirsiniz. Evde Beslenen Hayvanlar Evde beslediğiniz hayvanlar (kedi, köpek, vs.) tüy ve ölü deri döküntülerini ortama yayarlar. Bunu önlemek için hayvanlar için özel olarak geliştirilmiş olan alerjen (tüylerin üzerinde bulunan poroteinler) temizlik ürünleri ile evde beslediğiniz hayvanlarınızı en az iki haftada bir yıkayın veya tüylerine sürün. Onların sizlerle aynı odada uyumasına izin vermeyin. Hepa filtreli hava temizleme cihazları ile oda havasını filtrelemek ve hepa filtreli elektrik süpürgeleri ile odanızı temizlemek alerjen sayısını büyük oranda azaltacaktır. Elektrik Süpergeleri Alerjenlerin boyutları 1 mikron ila 15 mikron arasındadır. Çoğu elektrik süpürgesi 20 mikron altındaki alerjenleri toz torbasında tutamaz. Çünkü toz torbaları büyük gözenekler içerir. Toz torbasında tutulamayan bu mikroskopik tozlar evinizde yıllar geçtikçe birikecektir. Gerçek Hepa (True Hepa) filtreli elektrik süpürgeleri ise 0.3 mikron (saç teli kalınlığından yaklaşık olarak 250 - 300 kat daha ufaktır) boyutundaki mikroskopik tozların % 99,97 'sini filtre edebilir böylece alerjenler devamlı olarak yakalanarak havaya tekrar karışıp odanıza geri dönmesi engellenir. Elektrik süpürgesi alırken hepa filtrenin filtreleme kapasitesini kontrol edip almalısınız. Su ile çalışan elektrik süpergeleri ancak 10 mikrona kadar tozları yakalayabilir, buda 10 mikrondan küçük milyonlarca mikroskopik tozun odaya geri gelmesi demektir. Çoğu elektrik süpürge üreticisi artık ürünlerinde hepa filtre kullanmaktadır. Eviniz ve Arabanız İçin Diğer Öneriler Küflü ortamlardan uzak durunuz. Bahçenizde aşırı uzamış olan bitkileri kısaltın. Bahçede çalışırken bir maske takın. Evinizin çatısını küflerden arındırın. Bodrum katta bulunan bir dairede veya odada uyumayın. Polenlerin yoğun olduğu dönemlerde sokağa daha az çıkmalı ve pencereler kapalı tutulmalıdır ve dışarıdan geldikten sonra elbiselerinizi yıkayın. Evinizin camı açık kalmalı ise pencerenizde polen filtresi kullanın. Hava temizleme cihazınızı sürekli çalıştırın. Arabanız için varsa polen filtresi taktırın. |
#3
|
|||
|
|||
Cvp: Bebek Hastalıkları-Çocuk Hastalıkları
ALT SOLUMUM YOLU ENFEKSİYONLARI Bronşiolit ve pnömoni (zatürre) çocuklarda en sık görülen iki alt solunum yolu enfeksiyonudur. Bronşiolit, küçük hava yollarının enfeksiyonudur. Alt solunum yolu enfeksiyonları, önce burun akıntısı, hapşırma, öksürük ve ateşle başlar. Birkaç gün içinde solunum hızlanır, solunum sıkıntısı gelişebilir. Nefes verme sırasında ıslığı andıran bir ses duyulabilir. Böyle durumlarda çocuklara ateş düşürücü verilir. Sıvı gereksinimi karşılanır. Bronşları genişleten ilaçlar gibi destekleyici tedavi ile düzelirler. Hastalık etkeni çoğu zaman bir virüs olduğu için antibiyotik kullanılmasına gerek yoktur. Pnömoni (zatürre) ise akciğer dokusunun iltihabıdır. Bakteri, virüs, mantar gibi pek çok mikroorganizmaya ek olarak toksik maddeler nedeniyle de gelişebilir. Klinik gidiş her tipte farklı olabilir. Bakterilerin yol açtığı zatürrelerde öksürük, yüksek ateş, titreme, solunum sıkıntısı bulunur. Hekimin muayene bulguları ve akciğer grafisi tanıyı koydurur. Tedavide antibiyotikler kullanılır. Ağır solunum sıkıntı olan olgular hastaneye yatırılarak tedavi edilir. Kızamık, boğmaca gibi hastalıklar zatürre geçirmeyi kolaylaştırır. Yaşına göre zayıf olan, iyi beslenememiş çocuklar hastalığı kolayca atlatamazlar. Pnömöni, ülkemizde çocuk ölüklerine yol açan hastalıkların başında gelmektedir. İdrar Yolu Enfeksiyonları Çocuklarda sık görülür ve iyi tedavi edilmediği zaman kronik böbrek hastalığına yol açabildiği için çok tehlikelidir. Belirtiler yaşa göre değişiklik gösterir. Küçük bebeklerde bulgular çok belirgin değildir. Ateş, kusma, iştahsızlık, iyi kilo alamama gibi belirtiler bulunsa da bunlar özgül olmadığı için akla idrar yolu enfeksiyonlarını getirmeyebilir. 2-6 yaş arasında karın ağrısı, sık idrar yapma, idrar yaparken yanma gibi idrar yollarına ilişkin bulgular olabilir. 6 yaştan sonra daha özgül bulgular olan karın ya da böğür ağrısı, idrar kaçırma, idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma görülür. Kızlarda ve sünnet olmamış erkeklerde idrar yolu enfeksiyonları daha sıktır. İdrar yollarının anatomik bozuklukları da idrar yolu enfeksiyonuna eğilimi arttırır. Bu enfeksiyonlar antibiyotik ile tedavi edilmeli ve çocuklar altta yatan idrar yolu sorunları açısından araştırılmalıdır. |
#4
|
|||
|
|||
Cvp: Bebek Hastalıkları-Çocuk Hastalıkları
havale Vücut kaslarının ani ve şiddetli olarak kasılması sonucu ortaya çıkan duruma havale denir. Büyüklerde havale çoğunlukla sara nöbetleri sırasında görülür. Küçük çocuklarda görülen havale, sinir sisteminin değişik nedenler karşısında göstermiş olduğu bir tepkidir. Bu tepkiler de; kemik hastalıkları, yüksek ateş, boğmaca, devamlı hazımsızlık, bağırsak şeritleri veya diş çıkarmalardan kaynaklanabilir. Ayrıca bu duruma sinir sistemi veya beyinde meydana gelen bir hastalık da neden olabilir. Havale geçiren çocuğun gözleri sabit bir noktaya çevrilir, çenesi de kenetlenir. Dudakları, yüz kasları, kol ve bacakları, önce şiddetli bir şekilde kasılır, sonra da çırpınmaya başlar. Ağzından da köpük gelir. Bütün bunlar bir iki dakika devam eder. Sonra bütün belirtiler kaybolup, uykuya dalar. Hastalığın bir nedenini bulmak için mutlaka bir doktora başvurmak gerekir. Bu arada çocuğu sessiz, loş bir odaya yatırmak, elbise ve çamaşırlarını gevşetmek faydalıdır. |