#1
|
|||
|
|||
Destanlar
<SPAN style="COLOR: black">Önce sözlü gelenekte oluşur. Uzun bir süreçte kuşaktan kuşağa, ağızdan ağıza aktarılırken değişir, gelişir. Bu arada adı bilinmeyen birçok sanatçının ortak katkısı ve çabası eklenir. Günün birinde bir ozan toplumsallaşan bu [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ürününe kendi üslubuyla yeniden biçim verir. O ürüne kendi kişiliğini katar. Böylece ürün, toplumsal yaratıdan bireysel yaratıya dönüşür. Destanların çoğu şiir biçiminde olmakla birlikte, şiir-[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]nde olanlar da vardır.
|
#2
|
|||
|
|||
Cevap: Destanlar
Bu destanın kahramanı olan Ruşen Ali’nin ve babası Koca Yusuf’un Bolu Beyi ile olan mücadelelerini anlatır. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]‘nın kahramanı ise 16yy. da yaşamış halk ozanı Ruşen Ali ([Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL])’dur.
Bolu beyi, güvendiği ve sevdiği seyislerinden biri olan Yusuf’a : ” Çok hünerli ve değerli bir at bul .” emrini verir. Seyis Yusuf, uzun süre Bolu beyinin isteğine göre bir at arar. Büyüdüklerinde istenen niteliklere sahip olacağına inandığı iki küçük tay bulur ve bunları satın alır. Bolu beyi bu zayıf tayları görünce çok kızar ve seyis Yusuf’un gözlerine mil çekilmesini emreder. Gözleri kör edilen ve işinden kovulan Yusuf, zayıf taylarla birlikte evine döner. Oğlu Ruşen Ali’ye talimat verir ve tayları büyütür. Babası kör olduğu için Köroğlu takma adıyla anılan Ruşen Ali, babasının talimatlarına göre atları yetiştirir. Taylardan biri mükemmel bir at haline gelir ve Kırat adı verilir. Kırat da destan kahramanı Köroğlu kadar ünlenir. Seyis Yusuf, Bolu beyinden intikam almak için gözlerini açacak ve onu güçlü kılacak üç sihirli köpüğü içmek üzere oğlu ile birlikte pınara gider. Ancak, Köroğlu babasına getirmesi gereken bu köpükleri kendisi içer, yiğitlik, şâirlik ve sonsuz güç kazanır. Babası kaderine rıza gösterir ancak oğluna, ne pahasına olursa olsun intikamını almasını söyler. Köroğlu Çamlıbel’e yerleşir, çevresine yiğitler toplar ve babasının intikamını alır. Hayatını fakirlere ve çaresizlere yardım ederek geçirir. Halk inancına göre silah icat edilince mertlik bozuldu demiş kırklara karışmıştır. Çeşitli dönemlere ve farklı siyâsî birlikler sahip Türk grupları arasında tespit edilen [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]nın kısaca tanıtımı ve özeti bu kadardır. Bu destan metinleri incelendiğinde hepsinde ilk Türk destanı [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]nın izlerinin olduğu görülür. Bu destan parçaları Türk dünyasının ortak tarihî dönem hatıralarını aksettiren ilk edebî ürünler olarak da çok önemlidir. Bir gün bu parçalardan hareketle Fin destanı Kalavela gibi değerli mükemmel bir Türk destanını yazılabilirse çeşitli kaynaklarda dağınık olarak bulunan malzeme daha anlamlı hale gelebilir. |
#3
|
|||
|
|||
Cevap: Destanlar
Orta Asya’da yaşayan Türk bodunları arasında XIII. yüzyılda meydana gelişmiştir. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]‘nda Moğol hükümdarı [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]‘ın yaşamı, kişiliği ve fetihleri ile ilgili olarak Cengiz’in oğulları tarafından idare edilen Türkler tarafından meydana getirilmiştir. Orta Asya’da yaşayan Türkler özellikle de Başkurd, Kazak ve Kırgız Türkleri, Cengiz destanını çok severek günümüze kadar yaşatmışlardır. [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]‘de, Cengiz bir Türk kahramanı olarak kabul edilmektedir ve hikâye Türk tarihi şeklinde anlatılmaktadır.
Cengiz, Uygur [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]nın kahramanları gibi gün ışığı ile Kurt-Tanrı’nın çocuğu olarak doğar. Cengiz-nâme, Moğol Hanlarının destanî tarihi olarak kabul edildiğinden tarih araştırıcılarının da dikkatini çekmiştir. XVII. yüzyılda Orta Asya Türkçesinin büyük yazarı Ebü’l Gâzi Bahadır Han, “şecere-i Türk” adlı eserinde “Cengiz-Nâme”nin 17 varyantını tespit ettiğini söylemektedir. Bu bilgi, bu destanın, Orta Asya’daki Türkler arasındaki yaygınlığını göstermektedir. Orta Asya Türkleri, Cengiz’i islâm kahramanı olarak da görmüşler ve ona kutsallık atfetmişlerdir. Batıdaki Türkler tarafından ise Cengiz hiç sevilmemiştir. Arap tarihçilerinin, bu hükümdarı islâmiyet düşmanı olarak göstermeleri ve tarihî olaylar onun sevilmemesinde etkili olmuştur. Moğolların Anadolu’ya saldırgan biçimde gelip burayı yakıp yıkmaları, Bağdat’ın önce Hülâgu daha sonra Timurlenk tarafından yakılıp yıkılması, Timurlenk’in Yıldırım Beyazıd’la sebebsiz savaşı gibi tarihi gerçekler, Cengiz’in de diğer Moğollar gibi sevilmemesine yol açmıştır. Cengiz-Nâme batıda yaşayan Türkler’in hafıza ve gönüllerinde yer almamıştır. “Cengiz-Nâme”nin Orta Asya Türkleri arasında bir diğer adı da ” [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]“dır. Edige Bu destanda XIII yüzyılda Hazar denizi kıyısında kurulan Altınordu Hanlığının XV. yüzyılda Timurlular tarafından yıkılışı anlatılmaktadır. Destanın adı, Altınordu Hanı ve bu destanın kahramanı Edige Mirza Bahadır’a atfen verilmiştir. Edige Mirza Bahadır’ın devletini devam ettirebilmek için yaptığı büyük mücadeleler, ölümünden sonra XV. yüzyılda destan haline getirilmiştir. 1820′yılından itibaren yazıya geçirilen Edige destanının Kazak-Kırgız, Kırım, Nogay, Türkmen, Kara Kalpak, Başkırt olmak üzere altı rivayeti tesbit edilmiştir Çeşitli Türk guruplar arasında [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] ve [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gibi ilk [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]nın izlerini taşıyan Türk kahramanlık dtünya görüşünü temsil eden burada bahsi geçenler kadar yaygınlaşmamış ortak edebiyat geleneği içinde yer almamış pek çok destan örneği bulunmaktadır. Osmanlı sahasında destandan hikâyeye geçişte ara türler ( Destansı Hikaye) olarak da nitelendirilen çok tanınmış ve birçok Türk topluluklarınca da yaşatılan [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] örneği yanında daha sınırlı alanlarda tespit edilen [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL], [Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] gibi ilgi çekici örnekler de bulunmaktadır. |