|
|
|
|
|
#1
|
|||
|
|||
|
Doksan Beşe Doğru
Bir devr-i şeamet yine çiğnendi yeminler; Çiğnendi yazık milletin ümmid-i bülendi! Kanun diye topraklara sürtündü cebinler; Kanun diye kanun diye kanun tepelendi... Eyvah! Otuz üç yıl o zehir giryeleriyle Hüsranları buhranları ehvali melali Amal-ü devahisi ve sulh-ü seferiyle Bir sel gibi akmış mütevekkil mütehali... Yazsın bunu tarih-i iber hatt-ı zeriyle! Ey bir dem-i rüya gibi geçmiş kara günler Bir lahza edin seyr-i cahiminizi tekrar; Dönsün bize o derin nazra-i muğber... Heyhat! Otuz üç yıl otuz üç yıl bütün ekdar Heyhat! Ne bir ders ne bir fikr-i mukarrer Silmez fakat elvahını tarih-i muanit; Doksan beşi aç! Gölgesi bir tac-ı harisin Saklar mütelaşi mütereddit mütemerrit Evca-ı şebengizini bir yevm-i habisin. Hala o vesavis o desayis o mefasit. Hala o şebin zeyl-i temadisi bu ezlam; Hala o cehalet o tecahül ve o techil; Hala vatan hissesi bir tude-i alam; Hala düşünen başlara hep latme-i tenkil Hala sırıtan dişlere hep lokma-i inam! Hala tarafiyyet hasabiyyet nesebiyyet; Hala: ‘Bu senindir bu benim!’ kısmeti cari; Hala gazap altında hakikatle hamiyyet... Hep dünkü terennüm sayıdan saygıdan ari; Son nağmesi yalnız: Yaşasın sevgili millet! Millet yaşamaz hakka tahassürle solurken Sussun diye vicdanına yumruklar inerse; Millet yaşamaz meclisi müstahkar olurken İğfal ile tehdit ile titrer ve sinerse; Millet yaşamaz maşer-i millet boğulurken! Kanun diyoruz; nerde o mescud-i muhayyel? Düşman diyoruz nerde bu? Hariçte mi biz mi? Hürriyetimiz var diyoruz şanlı mübeccel; Düşman bize kanun mu? Ya hürriyetimiz mi? Bir hamlede biz bunları kahrettik en evvel. Bir hamle-i mahnum-i tagallüple değiştik Hürriyeti şahsiyyete kanunu gurura; Heyhat! Otuz üç yıl geri düştük ve mühlik Yoldan şu nedametli ve gafletli mürura Bişüphe o humma-yi cünun oldu muharrik Ey millete bir sille olan darbe-i münker Ey hürmeti kanunu tepen sadme-i bidad Milliyeti kanunu mukaddes tanıyan her Vicdan seni lanetle mezelletle eder yad... Düşsün sana meyyal-i tahakküm eğilen ser Kopsun seni –bir hak diye- alkışlıyan eller |
|
#2
|
|||
|
|||
|
Haluk'un Bayramı
Baban diyor ki: 'Meserret çocukların yalnız Çocukların payıdır! Ey güzel çocuk dinle; Fakat sevincinle Neler düşündürüyorsun bilir misin? ... Babasız Ümitsiz ne kadar yavrucakların şimdi Sıyah-ı mateme benzer terâne-i îdi! Çıkar o süsleri artık sevindiğin yetişir; Çıkar biraz da şu öksüz giyinsin eğlensin; Biraz güzellensin Şu ru-yı zerd-i sefalet... Evet meserrettir Çocukların payı; lâkin sevincinle Sevinmiyor şu yetim ağlıyor... Halûk dinle! |
|
#3
|
|||
|
|||
|
Haluk'un İnanci
Bir yaratici guc var ulu ve akpak kutsal ve yuce ona vicdanla inandim. Yeryuzu vatanim insansoyu milletimdir benim ancak boyle dusunenin insan olacagina inandim. Seytan da biziz cin de ne saytan ne melek var; dunya donecek cennete insanla inandim. Yaradilista evrim hep var hep olmus hep olacak ben buna Tevrat'la Incil'le Kuran'la inandim. Tekmil insanlar kardesi birbirinin... Bir hayal bu! Olsun ben o hayale de bin canla inandim. Insan eti yenmez; oh dedim icimden ne iyi bir an icin dedelerimi unuttum da inandim. Kan siddeti besler siddet kani; bu dusmanlik kan atesidir sonmeyecek kanla inandim. Elbet su mezar hayati zifiri karanligin ardindan aydinlik bir kiyamet gunu gelecek buna imanla inandim. Aklin o buyuk sihirbazin huneri onunde yok olacak gercek disi ne varsa inandim. Karanliklar sonecek yanacak hakkin isigi patlayan bir volkan gibi bir anda inandim. Kollar ve boyunlar cozulup baglanacak bir bir yumruklar sangirdayan zincirlerle inandim. Bir gun yapacak fen su kara topragi altin bilim gucuyle olacak ne olacaksa... Inandim |
![]() |
| Seçenekler | |
| Stil | |
|
|