#1
|
|||
|
|||
Düz Yazı TürLeri
ROMAN: Yaşanmış ya da yaşanabilecek olayları yer ve zaman göstererek kişiler aracılığıyla anlatan uzun yazı türüdür.
Romanlar edebî akım ve konuya göre adlandırılır. a)Edebî Akıma Göre Romanlar: Klâsik roman ( biçim kusursuzluğuna, akıl ve sağduyuya dayanan romandır), romantik roman ( duyguların ve hayâllerin egemen olduğu romandır ), realist roman ( gerçekçi romandır, yazarlar eserlerinde kişiliklerini yansıtmaz ), natüralist roman ( dünyayı daha da gerçekçi bir anlayışla ele alır ). b)Konuya Göre Romanlar: Sosyal romanlar ( toplumun sorunlarını işleyen romanlardır), tarihî romanlar ( konusunu tarihten alan romanlardır), psikolojik romanlar ( görünen olaylardan çok, olayların kişi üzerindeki etkilerini konu edinen romanlardır), macera( serüven) romanları ( gizemli olayları sürükleyici bir anlatımla ele alan romanlardır, polisiye romanlar ve bilinmeyen ülkelerde geçen egzotik romanlar da macera romanı türüne girer). İlk çeviri roman: Yusuf Kâmil Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği “Tercümân-ı Telemak”(1859) İlk roman: Şemsettin Sâmi “ Taaşşuk-ı Tâl’at ve Fitnat” (1872) İlk edebî roman: Nâmık Kemâl “İntibah” ( Sergüzeşt-i Âli Bey ) (1889) İlk tarihî roman: Nâmık Kemâl “Cezmi” İlk köy romanı: Nâbizâde Nâzım “Karabibik” İlk realist roman: Recâizâde Mahmut Ekrem “Araba Sevdası” İlk psikolojik roman: Mehmet Rauf “Eylül” Batılı tarzda ilk roman: Hâlit Ziyâ Uşaklıgil “Mâi ve Siyah” 2.HİKÂYE ( ÖYKÜ ): Yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olayları veya durumları yer ve zaman kavramına bağlayarak anlatan kısa yazılardır. Hikâye ( Öykü ) Türleri: a)Olay Öyküsü ( Klâsik Vak’a Hikâyesi ): Guy de Maupassant tarzı da denilmektedir. * Olaylar zinciri kişi, zaman, yere bağlı olarak serim, düğüm, çözüm sıralamasına uygun olarak verilir. * Merâk unsuru kuvvetlidir, olay çarpıcı bir sonla biter. * Türk edebiyatındaki temsilcileri: Ömer Seyfettin, Refik Halit Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Reşat Nuri Güntekin… b)Durum Öyküsü: Çehov tarzı da denilmektedir. * Olağan bir durumu, bir kesiti anlatır. * İlginç ve sürükleyici bir olay yoktur. * Kişiler tüm yönleriyle tanıtılmaz, olay tam olarak bitirilmez, okuyucunun düş gücüne bırakılır. * Türk edebiyatındaki temsilcileri: Sait Faik Abasıyanık, Memduh Şevket Esendal… İlk hikâye kitabı: Ahmet Mithat Efendi “Letâif-i Rivâyet” (Söylenegelen Güzel Hikâyeler) (1870) Batılı tarzda ilk hikâye: Sâmipaşazâde Sezâi “Küçük Şeyler” (1892) ROMAN VE HİKÂYE ARSINDAKİ FARKLAR: ■Roman daha uzundur, hikâye romana göre daha kısadır. ■Romanda olay ve kişi sayısı fazla, hikâye de azdır. Romanda temel öğe kişilerdir, hikâyede ise olaydır. ■Romanda anlatım ağır ve sanatlı, hikâyede sade ve anlaşılırdır. ■Romanda kahramanlar hemen her yönüyle anlatılır, karakter incelemesi ve ruh çözümlemesi yapılır. Hikâyede kahramanların tanıtımında ayrıntıya girilmez. 3.TİYATRO: Yaşanmış veya yaşanması mümkün olayların ya da insan yaşamının çeşitli yönlerinin sahnede canlandırılarak oynanmasına yönelik yazılara “tiyatro” denir. ► Ahmet Vefik Paşa: Türk tiyatrosunun kurucularındandır. Bursa’da kendi adıyla tiyatro açmış ve tiyatroyu Anadolu’ya yaymıştır. ► İlk yerli tiyatro eseri: Şinasi’nin “Şair Evlenmesi” adlı eseridir. (1859) ► Sahnelenen ilk tiyatro eseri: Nâmık Kemâl’in “Vatan yahut Silistre” adlı eseridir. (1873) ► Hece ile yazılan ilk manzum tiyatro eseri: Abdülhak Hâmid Tahran “Nesteren” Tiyatro Türleri: a)Trajedi ( Tragedya ): İnsanda acıma ve korku duyguları uyandıran tiyatro türüdür. Özellikleri: 1. Konusunu tarih ve mitolojiden alır. 2. Şiir türüyle yazılmıştır. 3. Genellikle beş perdeden oluşur. 4. Üç birlik kuralına uyulur. Zaman- mekân(yer)-olay birliği. Olay tek mekânda yirmi dört saatlik bir zaman dilimi içinde gerçekleşir. 5. Trajik eserlere baştan sona ağırbaşlı ve ciddi bir hava hakimdir. 6. Kahramanlar sıradan kişilerden seçilmez. Soylu ve asil kişilerdir ( krallar, kraliçeler, tanrılar, tanrıçalar vb.) 7. Soylu bir dil kullanır. Ağır bir anlatımı vardır. Üslûp sanatlıdır. 8. Vurma, yaralama, öldürme gibi acı veren olaylar seyircinin gözü önünde gerçekleşmez. Bu tür olaylar sahne gerisinden seyirciye duyurulur. Trajedinin kurucusu: Yunanlı Thespis ( Tepsis ) M.Ö. 6. yy En ünlü trajedi yazarları: * Aiskhylos ( Ayklos ) M.Ö. 6.yy ( Eski Yunan edebiyatı ) * Euripides ( Öripides ) M.Ö. 5.yy ( Eski Yunan edebiyatı ) * Sophokles ( Sofokles ) M.Ö. 5.yy ( Eski Yunan edebiyatı ) * Corneille ( Korneyl ) M.S. 17.yy ( Fransız edebiyatı ) * Racine ( Rasin ) M.S. 17.yy ( Fransız edebiyatı ) b) Komedi ( Komedya ): İnsanları güldürerek, eğlendirerek düşündürmeyi ve eğitmeyi amaçlayan tiyatro türüdür. Özellikleri: 1. Konusunu günlük yaşamdan, sosyal olaylardan, sıradan insanların birbirleriyle olan ilişkilerinden alır. 2. Beş perdelik oyunlardır. 3. Kişiler günlük yaşamdan seçilir. 4. Üç birlik kuralına uyulur. 5. Her türlü olay sahnede gösterilir. 6. Üslûbu özenli değildir. Dil herkesin kullandığı halk dilidir, dilde soyluluk aranmaz. Komedi Çeşitleri: * Karakter Komedisi: İnsan kişiliğinin gülünç yanlarını ele alan komedi türüdür. * Töre Komedisi : Toplumun gülünç ve aksayan yönlerini gösteren komedidir. * Entrika Komedisi : Seyirciyi güldürme amacı olmadan yazılan komedidir. Komedi türünde eser vermiş en ünlü sanatçılar: * Aristophanes ( Aristofanes ) M.Ö. 5.yy ( Eski Yunan edebiyatı ) * Menandros M.Ö. 4. yy ( Eski Yunan edebiyatı ) * Terentius M.Ö. 3. yy ( Eski Yunan edebiyatı ) * Plautus ( Platus ) M.Ö. 3. yy ( Latin tiyatrosu ) * Moliere ( Molyer ) M.S. 17. yy ( Fransız edebiyatı ) c) Dram: Yaşamın acıklı ve gülünç yönlerini bir arada sergileyen tiyatro türüdür. Özellikleri: 1. Acıklı, gülünç, bayağı, korkunç ve güzel olayları iç içe anlatır. 2. Kahramanlar hem soylu hem de sıradan kişilerden seçilir. 3. Üç birlik kuralı yoktur. 4. Hem nazımla hem de nesirle yazılabilir. 5. Yalın, anlaşılır, halkın anladığı dil kullanılır. 6. Perde sayısı yazarın isteğine göre değişebilir. Dram türünde eser vermiş en ünlü sanatçılar: * William Shakespeare ( İngiliz edebiyatı ) * Lope de Vega ( İspanyol edebiyatı ) * Herder, Schiller, Goethe ( Alman edebiyatı ) * Victor Hugo, Diderot ( Fransız edebiyatı ) MÜZİKLİ TİYATRO: ♪ Opera: Trajedi ve dramın bütün sözlerinin müzikle bestelenmiş şeklidir. Kültür seviyesi yüksek olan toplum tabakasına seslenir. ♪ Operet: Sözlerinin bir kısmının müzikli, bir kısmının müziksiz olduğu tiyatro türüdür. Halkın pek çok kesimini içeren geniş bir kitleye seslenir. ♪ Bale: Sözsüz tiyatro oyunu olan bale, sahne eserindeki konunun müzik ve dansla canlandırılmasından ibarettir. ♪ Revü: Gündelik olayları alaya alan, taşlayan gösteri türüne denir. ♪ Skeç: Genellikle bir nükteyle son bulan, az kişili ve yalın, şakacı bir içeriği olan kısa, müzikli oyundur. ♪ Pandomima: Sessiz oyun türüdür. GELENEKSEL TÜRK TİYATROSU ☺ MEDDAH: * Tek kişi ile oynanır. * Meddah topluluk karşısında halk hikâyeleri anlatır. * Meddah anlattığı hikâyeyi ses ve şîve taklitleriyle canlandırır. ☺ ORTA OYUNU: * Yazılı bir metne dayanmadan, doğaçlama oynanan bir oyundur. * Bir meydanda, birkaç sandalye ve masa dekoruyla oynanır. * Oyunun en önemli iki karakteri “Pişekâr ve Kavuklu” dur. ☺ KARAGÖZ: * Gölge oyunu da denilen Karagöz, “Hayâlci” denilen kişinin, beyaz perde üzerine birtakım şekillerin gölgelerini yansıtmasıyla yapılır. * “Karagöz” halkı, “Hacivat” ise aydınları temsil eder. 4.FABL: Kahramanları hayvanlardan, bitkilerden seçilen, başında ya da sonunda bir öğüt veren, manzum veya düz yazı biçiminde oluşturulmuş hikâyelere denir. ♦ Kahramanları hayvanlar, bitkiler olmasına rağmen, aslında anlatılanlar insanlardır. ♦ Kişileştirme ( teşhis ) ve konuşturma ( intak ) sanatlarından yararlanılır. ♦ Fabllar didaktik ( öğretici ) şiir örnekleridir. Fabl türünün önemli örnekleri: * Aisopos’un Fablları ( Yunan edebiyatı ) * La Fontaine’nin Fablları ( Fransız edebiyatı ) * Hintli filozof Beydebâ’nın “Kelile ile Dimne” (Pança Tantra) adlı fablı * Şeyhi “Hârnâme” adlı mesnevisi ( 18. yy Dîvân edebiyatı ) * Şinasi “La Fontaine’den çevirileri vardır.” ( Tanzimat dönemi ) * Recaizâde Mahmut Ekrem “La Fontaine’den çevirileri vardır.” (Tanzimat dönemi ) * Tevfik Fikret “Şermin adlı çocuk şiirleri kitabında fablları vardır.” (Servet-i Fünûn dönemi ) * Orhan Veli Kanık ve Sebahattin Eyüboğlu’nun “La Fontaine’den yaptığı fabl çevirileri vardır.” ( Cumhuriyet dönemi ) 5.MASAL: ♦Olağanüstü kahramanların başlarından geçen olağanüstü olayların yer ve zaman belirtilmeden anlatıldığı edebiyat türüne “masal” denir. 6.BİYOGRAFİ ( YAŞAM ÖYKÜSÜ ): ♦ Tanınmış kişilerin yaşamını ve yaptığı işleri kısaca anlatan eserlerdir. ♦ Tarafsız kalmak, sadeliğe ve açıklığa dikkat etmek kuraldır. 7.MONOGRAFİ: ♦Bir kişinin yaşamını veya yaşamındaki bir olayı genişçe işleyen eserlerdir. 8.OTOBİYOGRAFİ ( ÖZ YAŞAM ÖYKÜSÜ ): ♦ Bir kişinin hayatını kendisinin yazdığı yazı türüdür. 9.GÜNLÜK ( GÜNCE ): ♦ Bir kimsenin düzenli olarak, yaşadıklarını ve yaşadığı olaylar hakkındaki fikirlerini günü gününe yazdığı ve o günün tarihini koyduğu yazı türüdür. 10.ANI (HÂTIRA ): ♦ Bir kimsenin kendi hayatını, yaşadığı devirde gördüğü veya yaşadığı olayları anlattığı yazı türüdür. ♦ Günlük ile anının farkı: Günlük yaşanırken, günü gününe yazılır, anı aradan zaman geçtikten sonra yazılır. 11.GEZİ YAZISI ( SEYAHATNÂME ): ♦Gezilip görülen yerlerin anlatıldığı yazı türüdür. Seyahatnâme türünün önemli örnekleri: * Seydi Ali Reis “Mir’atûl Memâlik” ( Memleketlerin Aynası ) * Kâtip Çelebi “Cihânnümâ” * Evliyâ Çelebi “Seyahatnâme” * Ahmet Mithat Efendi “Avrupa’da bir Cevelân” ( Avrupa’da Bir Gezinti ) 12.RÖPORTAJ: ♦ Gazetecilerin herhangi bir yeri, bir kurumu ziyaret ederek, o yerin özelliklerini, orada gördüklerini kişisel düşünceleriyle birleştirip imkânlar ölçüsünde fotoğraflarla belgeleyerek kaleme aldıkları yazılara “röportaj” denir. ♦ Karşılıklı konuşma şeklindedir. 13.MEKTUP: ♦ Birbirinden ayrı yerlerde bulunan kişi veya kurumlar arasında özel veya resmî haberleşmeyi sağlayan yazı türüne “mektup” denir. ♦ Edebî mektuplar, iş mektupları, özel mektuplar, resmî mektuplar, açık mektuplar olmak üzere çeşitleri vardır. 14.DENEME: ♦ Bir yazarın kendi isteğine göre seçtiği herhangi bir konuda kesin yargılara varmadan, kişisel düşüncelerini, kendi kendisiyle konuşuyormuş havası taşıyan bir üslûpla kaleme aldığı yazılara “deneme” denir. ♦ Konu sınırlaması yoktur. Deneme türünün en önemli temsilcileri: * Denemenin kurucusu “Montaigne” 16.yy Fransız yazarı * Türk edebiyatındaki temsilcileri: Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Falih Rıfkı Atay, Refik Halit Karay, Yakup Kadri Karaosmanoğlu Mehmet Kaplan, Ahmet Haşim ( Bize Göre,Gurabâhâne-i Laklakan ), Melih Cevdet anday, Ahmet Hamdi Tanpınar” 15.MAKALE: ♦ Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir gerçeği ortaya koymak, bir tezi kanıtlamak veya bir düşünceyi savunmak amacıyla kaleme alınan ve temel öğesi fikir olan yazılara “makale” denir. * İlk makale: Şinasi “Tercümân-ı Ahvâl Mukaddimesi” 16.FIKRA ( KÖŞE YAZISI ): ♦ Bir yazarın herhangi bir konu hakkındaki kişisel görüş, anlayış ve düşüncelerini kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa fikir yazılarına “fıkra” denir. ♦ Gazete ve dergi köşelerinde yayımlanır. ♦ Makaleden farkı: İleri sürülen fikri ispatlama zorunluluğu yoktur. 17.SOHBET ( SÖYLEŞİ ): ♦ Bir yazarın günlük olaylar arasından seçtiği bir konuyla ilgili kendine özgü görüş ve düşüncelerini fazla derinleştirmeden karşısındakilerle konuşuyormuşçasına anlattığı yazı türüne “sohbet(söyleşi)” denir. 18.ELEŞTİRİ (TENKİT ): ♦ Bir sanat eserini, sanatçıyı ayrıntılı biçimde tanıttıktan sonra onun olumlu ya da olumsuz yanlarını somut verilere dayanarak yargılayıp değerlendiren yazı türüne “eleştiri” denir. |