#1
|
|||
|
|||
Türk Edebiyatının Dönemleri
TÜRK EDEBİYATI
TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ İSLAMLIK ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATI A. Sözlü Edebiyat Destan, koşuk, sagu, atasözleri (savlar) bu dönem ürünleridir. Koşuklarda aşk ve doğa, sagularda ölüm, destanlar da ise kahramanlık konuları işlenmiştir. Bunlarda nazım birimi dörtlük, ölçü ise hece ölçüsüdür. Ulusal Türk Destanları 1. Saka Türklerinin Destanları: Alp Er Tunga Destanı ve Şu Destanı. 2. Hun Türklerinin Destanı: Oğuz Destanı (Oğuz Kağan Destanı). 3. Göktürklerin Destanları: Bozkurt Destanı, Ergenekon Destanı. 4. Uygur Türklerinin Destanları: Türeyiş Destanı, Göç Destanı. B. Yazılı Edebiyat Türklere ait en eski metinler 8. yy. ürünleri olan Göktürk Yazıtları’dır. Bu yazıtlar ilk olarak 1893 yılında Danimarkalı bilgin Thomsen tarafından okunmuştur. Bu dönemde Göktürkçe ve Uygurca kullanılmıştır. 1. İslamlık Sonrası Türk edebiyatı A. Anadolu Dışında Verilen İlk Ürünler 1. Kutadgu Bilig: Yusuf Has Hacip tarafından yazılmıştır. Eserin adı “Mutluluk Veren Bilgi” anlamına gelir. Didaktik bir eserdir. Eserde aruz ölçüsü kullanılmıştır. 2. Divan ü Lügati’t Türk: Kaşgarlı Mahmut tarafından 11. Yüzyılda yazılmış bir sözlüktür. Türkçe sözcüklerin Arapça karşılığı açıklanmıştır. 3. Atatbetü’l Hakayık: 12. Yüzyılda Edip Ahmet Yükneki tarafından Hakaniye lehçesiyle yazılmıştır. Gerçeklerin Eşiği anlamına gelir. 4. Divan-ı Hikmet: Ahmet Yesevi tarafından yazılmıştır. Bu yapıtın, Anadolu’daki tasavvufi halk edebiyatına etkisi çok büyüktür. 5. Muhakemetü’l Lügateyn: 15. Yüzyılda Ali Şir Nevai Türkçenin zenginliğini kanıtlamak amacıyla yazılmıştır. 6. Şeçere-i Türki: Ebulgazi Bahadır Han’ın dokuz bölümde Türk tarihini anlattığı bir kitaptır. B. Anadolu’da Gelişen Türk Edebiyatı 1. Halk Edebiyatı Halk edebiyatında düzyazıdan çok şiir görülür. Halk edebiyatı sözlü edebiyattır. Şiirler saz eşliğinde doğaçlamayla (o anda) söylenir. Şiirler işlenen konulara göre, güzelleme, koçaklama, taşlama; biçimlerine göre koşma, mani, semai, türkü gibi adlar alırlar. Dil, halkın konuştuğu Türkçedir. a. Aşık Edebiyatı: Sanatçısı bilinen, din dışı konuların işlendiği edebiyattır. Aşık edebiyatının temsilcileri: 16. Yüzyılda Köroğlu, 17. Yüzyılda Karacaoğlan, Ercişli Emrah, 18. Yüzyılda Gevheri, 19. Yüzyılda Dadaloğlu, Erzurumlu Emrah, 20. Yüzyılda Aşık Veysel. b. Tekke Edebiyatı: Sanatçısı bilinen, Tanrı, insan, evren konusunu tasavvufi bakışla irdeleyen edebiyattır. Kurucusu 12. Yüzyılda yaşayan Ahmet Yesevi’dir. Yunus Emre, Hacı bektaş Veli, Kaygusuz Abdal, Pir Sultan Abdal tekke edebiyatının temsilcilerindendir. c. Ortak Edebiyat: Yaratıcısı bilinmeyen, ağızdan ağıza yayılan ürünlerin oluşturduğu bir edebiyattır. Ortak edebiyatın ürünleri, halk masalları, halk hikayeleri (Dede Korkut Hikayeleri), efsaneler, mani, türkü, ağıt, bilmece, atasözü, fıkralar ve ninnilerdir. 2. Divan Edebiyatı Türklerin Arap-Fars etkisiyle oluşturdukları edebiyattır. Divan edebiyatında dil Arapça ve Farsçanın etkisiyle oldukça ağırlaşmıştır. Şiirler aruz ölçüsü ile yazılmıştır. Arap ve Fars edebiyatından alınan şiir biçimleri kullanılmıştır. BATI KÜLTÜRÜ ETKİSİNDEKİ TÜRK EDEBİYATI Tanzimat Edebiyatı (1839-1896) Tanzimatın ilanı ile Osmanlı aydınları Batı kültürünü, edebiyatını tanımaya başlarlar. Fransızca, Osmanlıca kadar önemli bir dil olur; aydınlar bu dille yazılmış edebiyat eserlerini aslından okumaya çalışırlar. Yusuf Kamil Paşa bu dönemde roman türünde ilk çeviriyi yapar: Fenelon'’an Telemak, Takvim-i Vakayi (1831) ve Ceride-i Havadis (1840) gazeteleri çıkar. A. Birinci Dönem 1860 yılında Şinasi’nin özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’i çıkarmasıyla Tanzimat edebiyatının birinci dönemi başlar. Temsilcileri: Şinasi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Vefik Paşa, Şemsettin Sami. Tanzimatın birinci döneminde, vatan, millet, hürriyet, adalet, kanun, hak, meşrutiyet gibi konular işlenmiştir. “Sanat toplum içindir” anlayışı benimsenmiştir. İlk roman, makale, tiyatro eseri, eleştiri, anı bu dönemde yazılır. Bu dönemde şiirin biçiminde değişiklik görülmez. Şiirde yenilik, konusunda olmuştur. Bu dönemin sanatçıları dilde sadeleşmeyi savunmuşlar; ancak bunu başaramamışlardır. B. İkinci Dönem Tanzimat edebiyatının ikinci döneminde aydınlar toplumsal konulardan uzaklaşmışlar, bireysel konulara yönelmişlerdir. “Sanat sanat içindir” ilkesi benimsenmiştir. Eserlerde dil ağır, anlatım sanatlıdır. Bu dönemin temsilcileri, Recaizade Mahmut Ekrem, Abdülhak Hamit Tarhan, Samipaşazade Sezai, Nabizade Nazım... Not: Tanzimat döneminde Şinasi, noktalama imlerini ilk kullanan yazardır. Servet-i Fünun (1896-1901) Servet-i Fünun bu dönemde çıkan bir derginin adıdır. Servet-i Fünun topluluğu da bu dergide yazan Tevfik Fikret, Cenap Şehabettin, Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf ve Hüseyin Cahit Yalçın’dan oluşmuştur. Bu dönemde kişisel konulara yer verilmiş, günlük hayat ele alınmıştır. “Sanat sanat içindir” anlayışı benimsenmiştir. Romanda realizmin, şiirde parnasizmin ve sembolizmin etkileri görülür. Tevfik Fikret müstezatı serbestleştirmiştir. Eserlerde Arapça ve Farsça tamlamalara çok yer verilmiştir. Fecr-i Ati Edebiyatı Ficr-i Ati, Servet-i Fünun’un devamı niteliğindedir. Ahmet Haşim, Ali Canip Yöntem, Yakup Kadri, Fuat Köprülü, Refik Halit Karay bu dönemin temsilcilerindendir. Bu dönemin sanatçıları “Sanat kişiseldir” görüşünü benimsemişlerdir. Şiirde sembolizmi kullanmışlardır. YİRMİNCİ YÜZYIL TÜRK EDEBİYATI Ulusal (milli) Edebiyat 1. Genç Kalemler Topluluğu: Mehmet Emin Yurdakul, Ömer Seyfettin, Ali Canip Yöntem 1911’de “Genç Kalemler” adında bir dergi çıkarmışlardır. Bunlara daha sonra Ziya Gökalp de katılmıştır. “Genç Kalemler” yazarları dilde anlaşmayı savunmuşlar, şiirde hece ölçüsünü kullanmışlardır. Edebiyatta halka doğru düşüncesini benimsemişlerdir. 2. Beş Hececiler Topluluğu: Şiirde hece ölçüsünü temel alan, arı bir dil kullanan, şiirlerinde genellikle Anadolu’yu anlatan beş şairden oluşur: Orhan Seyfi Orhon, Halit Fahri Ozansoy, Enis Behiç Koryürek, Yusuf Ziya Ortaç, Faruk Nafiz Çamlıbel. CUMHURİYET SONRASI TÜRK EDEBİYATI 1. Yedi Meşaleciler: Sabri Esat Siyavuşgil, Yaşar Nabi Nayır, Muaammer Lütfi, Vasfi Mahir Kocatürk, Ziya Osman Saba, Cevdet Kudret ve Kenan Hulusi bu grubu oluşturur. Yedi Meşaleciler sanat aşkını her şeyin üzerinde tutmuşlar, taklitten kaçınmışlar, şiirde genellikle hece ölçüsünü kulanmışlardır. 2. Garipçiler: Orhan Veli, Melih Cevdet ve Oktay Rıfat 1941 yılında Garip adlı ortak bir şiir kitabı yayınlarlar. Bu topluluk Türk şiirinde devrim yaratmıştır. Şiiri biçimsel kurallardan arındırmışlardır. Edebi sanatları bırakmışlar, şiirde imgeyi yok ederek yerine alayı koymuşlar, her şeyi şiirin konusu haline getirmişlerdir. 3. Soyutçular (İkinci Yeni): Cemal Süreyya, İlhan Berk, Edip Cansever, Ece Ayhan gibi şairler bu grupta yer alır. Soyutçular “şiir şiir içindir” görüşünü benimsemişlerdir. Şiirde imgeyi önemli hale getirmişlerdir. 4. Bağımsızlar: Şiirde Mehmet Akif, Ahmet Haşim, Yahya Kemal; düzyazıda Hüseyin Rahmi, Ahmet Rasim, Yakup Kadri, Halide Edip, Reşat Nuri hiçbir akım içinde yer almayan sanatçılardır. |