#1
|
|||
|
|||
Kör, sağır ve çıplak
BİR BİLGE bir gün öğrencilerine bir hayal şehrinde yaşayan üç tuhaf insan meselini anlattı. Adamlardan biri kör biri sağır diğeri de çıplaktı. Kör olan uzakları görür sağır olan çok iyi işitirdi.
Bir gün bu üçü bir aradayken kör: “Bakın uzaklardan atlılar geliyor. Onların hangi kabileye mensup olduklarını ve kaç kişi olduklarını tek tek görüyorum” dedi. Sağır: “Evet evet ben de seslerini duydum ve ne dediklerini çok net anlıyorum” dedi. Çıplak: “Eğer buraya gelirlerse bizi soyarlar diye korkuyorum” dedi. Kör: “Bakın yaklaşıyorlar haydi onlar gelmeden bizi yakalayıp bir kötülük yapmadan buradan kaçalım” dedi. Sağır: “Davranın dostlar gürültü gittikçe yaklaşıyor onlar gelmeden kaçalım” dedi. Böylece şehri bırakıp kaçtılar koşa koşa bir köye vardılar. O köyde çok semiz bir kuş buldular. Kuş o kadar besiliydi ki vücudunda zerre kadar et yoktu. Kemikleri bile incelmiş ipliğe dönmüştü. Üç arkadaş o kuşu yediler karnı doymuş filler gibi şiştiler. O kadar doyup şiştiler ki âdeta âleme sığmaz oldular. Böylesine şişmiş olmalarına rağmen bir kapının çatlağından geçerek bir evden içeriye girdiler. Bilge bu meseli anlattıktan sonra öğrencilerine şunu söyledi: “ Sağır insanın içindeki istektir. Kör hırstır; halkın ayıbını bir kıl bile olsa görür kendi ayıbını ise zerre kadar görmez. Çıplak ise dünyaya kapılmaktır; dünyaya çıplak geldik çıplak gideceğiz...” |