#1
|
||||
|
||||
Epictetus Kimdir-Felsefesi-Sözleri-Eserleri
55-135 yılları arasında yaşamış Stoalı filozof ve ahlakçıdır.
Azad edilmiş bir köle olan Epiktetos'un Stoacılığının temelinde özgürlük tanrısal kayra insanlık ve ahlak düşüncesi bulunur. Kendisine bilge kişi olarak Sokrates'le Diogenes'i örnek almış olan Epiktetos temelde ahlak ile ilgilenmiş ve gerçek eğitimin bütünüyle bireye ait olan tek şeyin bireyin iradesi ya da amacı olduğunu kavramaktan başka bir şey olmadığını iddia etmiştir. İnsan ona göre iradeden bağımsız olan iyi ya da kötü hiçbir şey bulunmadığını öğrenmeli ve olayları öngörmeye ya da yönlendirmeye kalkışmayıp yalnızca onları anlama çabası göstermelidir. İnsanın kendisinin dışındaki şeylere düşkünlük gösterme yani kölelikle ahlaki amacını hayata geçirme eşdeyişle özgürlük arasında bir tercihte bulunması gerektiğini savunan Epiktetos'a göre bir insana başka bir insan zarar vermez ona yalnızca kendisi zarar verebilir. Akademik tartışma ve teoriyi hor gören Epiktetos'un mesajı Stoalıların birçoğu gibi entelektüellere yönetici sınıfa değil de ortalama insana yönelmiştir. Siyaset alanında Epiktetos insanı Tanrı'dan başka insanları da içeren büyük bir sistemin üyesi olarak görmüştür. Ona göre her insan öncelikle kendi toplumunun bir yurttaşıdır. Ama o bir yandan da tanrıların ve tüm insanların oluşturduğu daha büyük bir topluluğun üyesidir. Kent devleti bu topluluğun yalnızca kötü bir kopyasıdır. İnsanlar akıllı yanlarıyla Tanrı'nın çocuklarıdırlar ve kendilerinde tanrısal öğeler taşırlar. Bundan dolayı insanlar Epiktetos'a göre kentlerini ve yaşamlarını Tanrı'nın iradesine göre yönetmeye çalışmalıdır. Epiktetos'un İki Temel Kuralı Stoacı Epiktetos'un ahlak felsefesinin temelinde bulunan iki kural: 'İradenin dışında iyi ya da kötü olan hiçbir şey bulunmadığını kabul etmemiz gerekir' ve 'Olayları öngörüp yönlendirmeye çalışmak yerine onları yalnızca bilgelikle kabul etmeliyiz'. Epiktetos'a göre insan için iyi olan tek şey iradedir ve en önemli erdem bilgeliktir. Bilgelik ise insanın kendisini doğanın ayrılmaz bir parçası olarak görmesiyle ve doğanın seyrine ayak uydurmasıyla elde edilir. İnsan kendisini dünyanın gidişinden sıyırıp ayıramadığına göre yapılacak en iyi iş dünyanın gidişini olduğu gibi benimserse kendisini gereksiz sıkıntı ve tedirginliklerden kurtarır. Epiktetos'un bu anlayışına göre insan bir dramdaki aktöre benzer. Dünya ve dünyanın tarihiyle ilgili bu dramda insan yalnızca bir oyuncudur. Oyuncu oynayacağı rolü seçemez dekora oyunun kendisine etkide bulunamaz. Tanrı ya da akıl ilkesidir ki her insanın bu tarih içinde ne olacağını belirler. Dünya sahnesinde bir tiyatro eserindeki oyuncuya benzeyen insan hiçbir etkide bulunamayacağı şeyler karşısında kayıtsız kalmak durumundadır. Onun kontrol edebileceği tek bir şey vardır: Kendi tavrı ve tutkuları. O bir başkasına daha iyi bir rol verildiği için kıskançlık duymamalı makyajı yapan burnunu çirkin gösterdiği için kendisini aşağılanmış hissetmemelidir. Yani insan kendisine ne verilmişse onunla yetinmeli erişemeyeceği sahip olamayacağı şeyler için açlık kıskançlık duymamalıdır. Bütün bu duygular onu mutsuz kılar. Öyleyse yapılması gereken şey akla uygun olmayan duygular tutkular karşısında kişinin güçlü olması bağımsızlığını kazanmasıdır. Bu bağımsızlığa giden yol ise bilgelikten geçer. İnsan kendisini bu olumsuz duygulardan kurtarabilirse yani duygusuzluk haline ulaşabilirse bilge insana özgü olan huzur ve mutluluğa kavuşabilir. Zira yalnızca bilge insan rolünün ne olduğunu bilebilir. |