#1
|
|||
|
|||
Bir Dua, Bin Şükür...
Gece yarısını çoktan aştı saatler Akrep yelkovanı takip etmekten yorulmuş gibi, Zaman durdu geçmek bilmiyor… Babam tatlı bir uykuda, bense başucunda. İlaç kokan, sessiz ve ağır bir hastane odasındayım… Gözlerimden sıra sıra yaşlar süzülüyor. Gün boyu babamdan gizlediğim, Yüreğimi yaka yaka içime akan yaşlar… Doktorun ümit vaat etmeyen sözleri kulaklarımı tırmalıyor Bir gökyüzüne bir babama bakıyorum Acaba hangisi daha uzak şu anda bana Uçurumun kenarında ama tutunamıyorum. Ya düşerse, ya kayıverirse avuçlarımın arasından Çok erken… Ayrılığa hazır değilim… Sahi, ayrılığa hazır olabilir mi insan… Bana bir gün, sen benim annemsin dediği günden beri Daha bir başka şefkat düştü içime. Kimseleri istemiyor yanında. Gitmek istesem, kal diyor yalvaran gözlerle.. Gideyim demem de gitmek istediğimden değil İçime akan yaşları, zaman zaman taşıyamaz oluşumdan. Bir dua süzüldü yüreğimden semaya Babamı diledim, sadece ve sadece babamı Onunla biraz daha olabilmek için. Kanatlarının altında ısınmak, Nasihatleriyle hayat yolumu çizebilmek için.. Dualarıyla kendimi güçlü hissetmek, Sevgisini içimde duyabilmek için… Bir yakarış ki çığlık çığlığa, sessizce süzüldü dilimden… Ve bir ümit düştü gönlüme Rabbim dilerse neden olmasındı.. Rabbim dilerse… Herkes kendini sona hazırlarken Benim içimde yeni bir başlangıcın ümidi var. O gece Rabbim, o ümidi vermişti en çaresiz anımda. Ve kulum üzülme ben buradayım, Ne dilersen benden dile, vereyim demişti… Ve Rabbim diledi…! Ben kuluma kafiyim dedi. Tam on yıl oldu… Şimdilerde babamı gördüğüm her güne şükrediyorum. Evet ayrılığa halâ hazır değilim Ama artık yalnız olmadığımı, Sesimi bir duyan olduğunu, Ve o sesi duyana gitmenin, Aslında ayrılık değil, vuslat olduğunu biliyorum… |