Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Genel Kültür > İslam Dünyası
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 16 October 2008, 17:55
Junior Member
 
Kayıt Tarihi: 1 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Thumbs up ESMA-İ HÜSNA: Sabûr

Sabûr
Allah (c.c.), Sabûr'dur, Sabbâr'dır. Yani Cenâb-ı Hak sonsuz sabır sahibidir. Emir, hüküm ve fiillerinde, sabırla, kademeli bir süreç içinde hikmeti gözetir, acele etmez. Kötülüklerin ve kusurların cezâsını dilediği zamana kadar erteler. Tövbe için mühlet verir ve zaman tanır. Cenâb-ı Allah sabreder, sabrı tavsiye eder.
Mübalağa sîgasından olan Sabûr ismi, yine mübalağa sîgasından gelen Sabbâr ismi ile eş anlamlıdır. Her iki ismi de Peygamber Efendimiz (a.s.m.) bildirmiştir. Kur'ân'da bu isimlerin muhtelif fiil ve isim türevleri mevcuttur.
İlgili âyetlerden bir kaçı şöyledir:
"Kim ki sabreder ve bağışlarsa, şüphesiz bu işlerin büyüğüdür (kabûle şâyândır)."
"İnsan hiç şüphesiz hüsran içindedir. Ancak, inanıp sâlih amel yapanlar, hakkı tavsiye edenler ve sabrı tavsiye edenler müstesnâ."
"Ey iman edenler, sabredin! Sabırda ileri geçin!"
"Allah sabredenlerle beraberdir."
Bediüzzaman'a göre, dünyada hikmet tecellîleri ön plândadır. Yani, her tecellîde sebeplerin ve maslahatların teşekkülüne bakılmakta, vâkıalar, zamana bağlı, kademeli ve periyodik bir süreç içinde meydana getirilmekte, yaratılmaktadır. Her şeyde, her zaman "hikmet" sırrı, ön plândadır.
Bedîüzzaman'a göre, insan için sabır ve kanaat ticâretli bir şükrândır. Hırs tehlîkeli bir nankörlüktür. İktisat, nimete güzel ve menfaatli bir hürmettir. İsrâf ise, nîmete çirkin ve zararlı bir hafife almadır. Kanaat ve rızâ akıllı insanın işidir.
Tahammülü zor tecellîlerde insan Allah'a sığınmalı, "Yâ Sabûr!" diyerek sabretmeli, sabır istemeli, Cenâb-ı Hakkın takdirine, tayinine ve hak olarak ayırdığına râzı olmalı, şikâyet etmemelidir. Çünkü Allah'ın takdir ve tecellîsinden dolayı, dönüp yine Allah'a şikâyet etmek, tutarlı bir yol değildir. Eğer şikâyet edilecek bir şey varsa, nefsin Cenâb-ı Hakka şikâyet edilmesi gerekmektedir. Çünkü her zaman kusur nefistendir.
Hastalık halinde ısrarla sabrı tavsiye eden Bediüzzaman, hastalığın yaşanılan şu anla ilgili olduğunu kaydeder. Nitekim geçmiş hastalık saatlerinin acısı gitmiş, geriye sevinci ve sevabı kalmıştır. Gelecek günler ise henüz gelmemiştir. Gelmeyen bir elemden, ağlanmamalıdır.
İnsan, Cenâb-ı Hakkın verdiği bütün sabır kuvvetini bulunduğu şu âna vermeli, sağa sola, yani geçmişe ve geleceğe dağıtmamalıdır. Sabır kuvvetiyle sırf bu saatteki eleme karşı "Yâ Sabûr!" denilerek tahammül edilir ve sabredilirse, Allah merhametiyle eleme ve acıya hafiflik verir, devâ ve sevap lütfeder.
"Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin. Allah sabredenlerle beraberdir" âyetinde geçen, Allah'ın sabredenlerle beraber olmasının keyfiyetini izah eden Bediüzzaman Saîd Nursî, Cenâb-ı Hakkın Hakîm ismi muktezâsınca nîmetlere ulaşmak için bir merdivenin basamakları gibi bir tertip koyduğunu, sabırsız adamın dikkat ile hareket etmediğinden ve hırs gösterdiğinden basamakları ya atladığını, ya düştüğünü veya noksan bıraktığını, neticede hedefine ulaşamadığını; çünkü, hırsın mahrûmiyete sebep olduğunu; oysa sabrın, müşkülâtın ve zorlukların anahtarı olduğunu beyan eder. Nitekim, Allah'ın hikmetle iş yaptığı dünyada eşya bir derece zamana bağlı olarak kademe kademe tertip ve îcat edilmektedir.
Bediüzzaman'a göre, üç türlü sabır vardır:
1. Günahlardan nefsimizi çekip almak hususunda göstermemiz gereken sabır. Bu sabır bizi, "Allah muttakîlerle beraberdir" âyetinin sırrına mazhar etmektedir.
2. Musîbetlere karşı göstermemiz gereken sabır. Bu sabır bizi, "Allah tevekkül içinde olanları sever" âyeti ile, "Allah sabredenleri sever" âyetinin şerefine mazhar kılmaktadır.
3. İbâdet ve taat üstünde göstermemiz gereken sabırdır. Bu sabır da bizi Allah katında sevilenler makâmına çıkarmakta, bizi ibâdetin kemâline erdirmektedir.
İsyanlarımıza ve günahlarımıza karşılık Cenâb-ı Hakkın yaşamamıza müsaade etmesinin ve mühlet vermesinin, başı boş olduğumuz mânâsında olmadığını beyan eden Bedîüzzaman, semâvât ve arzın teklif, tecrübe ve imtihan için açıldığını, verilen süre ve zaman bittikten sonra semâvât ve arzın, teklif ve tecrübeye ait olan eşyayı Allah'ın emri ile bertaraf edeceğini kaydeder.
Bedîüzzaman'a göre, zâlimin çoğu zaman yaptığı kötülüklerin hesabı sorulmadan izzetinde kalarak bu dünyadan çekip gitmesi, çetin bir mahkeme-i kübrânın vâki olacağının işâretidir. Yoksa bu durum, mazlumun hakkına ve hukukuna bakılmadığını aslâ göstermez.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 31 October 2008, 23:27
yeni üye
 
Kayıt Tarihi: 15 September 2008
Mesajlar: 772
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cevap: ESMA-İ HÜSNA: Sabûr

PayLa$ım için te$ekkür'Ler..
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 10:04


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri Antalya Seo tesbih aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort eryaman escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort
mecidiyeköy escort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2