Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Genel Kültür > İslam Dünyası
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #151  
Alt 10 January 2009, 20:54
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1511 - Muslim'in bir rivayetinde: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) tahsib'i (Muhassab'da konaklamayi) sunnet bilirdi" denir.

1512 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Tahsib (menasike dahil olan) bir sey degildir, o, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in konakladigi bir konaklama yeridir" derdi.
Buhari, Hacc 147; Muslim, Hacc 341, (1312); Tirmizi, Hacc 81, (921).

1513 - Yine ayni kaynaklar Hz. Aise'nin su sozunu kaydederler: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), oraya inmistir, cunku orasi, yola cikmaya daha uygundur."
Buhari, Hacc 147; Muslim, 339, (1311); Tirmizi, Hacc 82, (923); Ebu Davud, Menasik 87, (2008).

1514 - Ebu Rafi' (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Mina'dan ayrildigi zaman Ebtah'a inmemi emretmedi. Fakat ben onceden gelip oraya bir cadir kurdum. Sonra O (aleyhissalatu vesselam) da gelip oraya indi."
Muslim, Hacc 342, (1313); Ebu Davud, Menasik 87, (2009).

1515 - Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) Mekke' ye girmek icin guslederdi."
Tirmizi, Hacc 29, (852).

1516 - Bir rivayette: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke' ye girmek icin gusletti" denmistir.
Tirmizi, Hacc 29 (852).

1517 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma): "Mina gecelerinde, hicbir haci, Mina Akabesi'nin gerisinde geceyi gecirmemelidir."derdi.
Muvatta, Hacc 209, (1, 406).

1518 - Bir diger rivayet soyle: "Hz. Omer (radiyallahu anh), (eyyam-i Mina'da hususi) adamlar gondererek, halkin Akabe'nin gerisine (Mina cihetine) girmelerini saglardi."
Muvatta, Hacc 208, (1/406).

1519 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Hz. Abbas (radiyallahu anh) Kabe ile ilgili sikaye vazifesi, kendi sorumlulugunda oldugu icin, eyyam-i Mina'yi Mekke'de gecirmek icin izin istedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da ona izin verdi."
Buhari, Hacc 133, 75; Muslim, Hacc 346, (1315); Ebu Davud, Menasik 75, (1959).

1520 - Ala Ibnu'l-Hadrami (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Muhacir olanlar, menasiklerini tamamladiktan sonra Mekke'de uc gun kalirlar."
Buhari, Menakibu'1-Ensar 47; Muslim, Hacc 441,(1352); Tirmizi, Hacc 103, (949); Ebu Davd, Menasik 96, (2022); Nesai, Taksiru's-Salat 4, (3,122).
1521 - Hz. Cabir (radiyallahu anh)'den anlatildigina gore, kendisine: "Kisi Beytullah'i gorunce ellerini kaldirir mi." diye sorulunca su cevabi vermistir:
"Resulullah (aleyhissa1atu vesselam)'la haccettik. O zaman biz bunu yapardik."
Tirmizi, Hacc 32, (955). Bu metin Tirmizi'ye aittir. Mevzu uzerine, Ebu Davud ve Nesai'den gelen metin muteakip rivayettedir.

1522 - Ebu Davud ve Nesai'de bu rivayet su sekildedir: "Bu hususta soruldu, su cevabi verdi:
"Yahudilerden baska birisinin yaptigini gormedim. "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la birlikte haccettik, bunu yapmadik."
Ebu Davud, Menasik 46, (1870); Nesai, Hacc 122 (5, 212).

1523 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhisslatu vesselam) ilerledi, Mekke'ye girdi. (Dogru Beytullah'agiderek) Haceru'1-Esved'e geldi, (ilk is) onu istilam buyurdu. Sonra Beytullah'i (yedi savtta) tavaf etti. (Tavaf tamamlaninca) Safa tepesine geldi, oradan beytullah'a bakti. Ellerini kaldirip Allah'i (tekbir, tehlil, tahmid ve tevhitle zikretmeye basladi ve Allah'in zikretmesini diledigince zikretti, dua etti. Bu sirada Ensar (radiyallahu anhum) da onun asagisinda (ayni sekilde zikir ve duada bulunuyordu)."
Ebu Davud, Menasik 46 (1872).

1524 - Nafi' (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) Mekke'den (ayrilip Medine'ye) yonelmisti. Kudeyd'e gelmisti ki, kendisine Medine'den bir haber ulasti. Bunun uzerine, ihramsiz olarak Mekke'ye dondu."
Muvatta, Hacc 248 (1, 423).

HACCDA NIYABET

1525 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Fadl Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in terkisinde idi. Has'ame'den bir kadin birseyler sormak istiyordu. Fadl, kadina, kadin da Fadl'a bakmaya basladi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) eliyle Fadl'in basini obur istikamete cevirdi. Kadin:
"Ey Allah'in Resulu, Allah'in kullarina yazdigi hacc farizasi yasli ve ihtiyar babama ulasti. Ancak o, binegin uzerinde durabilecek halde bile degil. Ben ona bedel hacc yapabilir miyim?" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Evet!" dedi. Bu hadise, Veda haccinda cereyan etti."
Buhari, Hacc i, Cezau's-Sayd 23, 24, isti'zazi 2; Muslim, Hacc, 407, 408, (1334,1335); Muvatta, Hacc 97, (1, 359); Tirmizi, Hacc 85, (928); Ebu Davud, Menasik 26, (1809); Nesai, Hacc 9,11,12, (5,117,118).

1526 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Bir adam Resulullah (aleyhissalatu. vesselam)'a gelerek:
"Kizkardesim haccetmeye nezretti. Ancak bunu ifa etmeden oldu, (ne yapmak gerekmektedir?)" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Uzerinde baska borcu var miydi, sen bunu odeyiverdin mi?" buyurdu. Adam:
"Evet!" deyince:
"Oyleyse Allah'a olan borcunu da odeyiver. O, (celle sanuhu) borc odenmeye daha layiktir" dedi."
Buhari, Eyman 30, Cezau's-Sayd 22, Itisam 12; Nesai, Hacc 7, 8, (5,116); Muslim, Nezr 1, (1638).

1527 - Yine Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tan rivayet edildigine gore: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bir adamin:
"Subrume adina lebbeyk!" dedigini isitir.
"Subrume de kim?" diye sorar. Adam:
"Bir kardesim veya bir yakinim!" diye cevap verir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Sen kendi hesabina hacc yapmis misin?" diye sorar. "Hayir!" cevabini alinca:
"Oyleyse once kendi adina hacc yap, sonra Subrume adina yaparsin!" der."
Ebu Davud, Menasik 26, (1811); Ibnu Mace, Menasik 9, (2903).

TESRIK GUNLERINDE TEKBIR

1528 - Yahya Ibnu Said anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh) yevm-i nahrin sabahinda gunduz biraz yukselince cikip tekbir getirdi. Onun tekbiriyle birlikte halk da tekbir getirdi. Ayni gun, gunduzun tamamen yukselmesinden sonra ikinci defa cikip tekbir getirdi, halk da onunla birlikte tekbir getirdi. Sonra gunesin zeval vaktinde cikip tekrar tekbir getirdi, halk da onunla birlikte tekbir getirdi. (Getirilen) bu tekbir Mescid-i Haram'a kadar ulasti ve halk: "Hz. Omer tekbir getirdi" deyip tekbir getirdiler."
Muvatta, Hacc 205, (1, 404).

1529 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den anlatildigina gore, "O, cadirinin icinde tekbir getirirdi."
Buhari, Iydeyn 12. (Tercume'de muallak olarak kaydeder. Ancak Buhari, bunu Ibnu Omer'e degil, Hz. Omer'e nisbet eder.)

1530 - Meymune (radiyallahu anha)'dan anlatildigina gore, "Yevm-i nahrde tekbir getirir, kadinlar da Eban Ibnu Osman'in arkasindan tekbir getirirlerdi."
Buhari, Iydeyn 12.
Alıntı ile Cevapla
  #152  
Alt 10 January 2009, 20:54
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

HUTBE

1531 - Abdurrahman Ibnu Muaz (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz Mina'da iken Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bize hitab etti. Kulaklarimiz oylesine acildi ki, sanki her ne soylese bulundugumuz yerden (rahat) isitiyorduk. Bir ara, halka menasikini ogretmeye basladi. Boylece taslama yerine kadar geldi. (Konusurken) sehadet ve orta parmagini (kulaklarina) koymustu. (Atilacak taslarin nohut buyuklugundeki) firlatma tasi oldugunu soyledi. Muhacirler'e emrederek Mescid'in on kisminda konaklamalarini, Ensar'a da Mescid'in arka kisminda konaklamalarini soyledi.",
Ravi der ki: "Iste bundan sonradir ki herkes (bineklerinden inip) yerlesti."
Ebu Davud, Menasik 70, (1951); Nesai, Hacc 189, (5, 249).

1532 - Rafi' Ibnu Amr el-Muzeni (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i Mina'da halka hitab ederken gordum, Vakit kaba kusluktu ve Efendimiz, boz bir disi katirin uzerindeydi. Hz. Ali (radiyallahu anh) de, Resulullah (aleyhissalatu vesselàm)'in sozlerini rahat isitebilecegi bir mesafede durup, eksiltip artirmadan halka tekrar ediyordu. Halkin kimisi ayakta idi, kimisi de oturuyordu."
Ebu Davud, Menasik 73, (1956).

COCUGUN HACCI

1533 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ravha'da bir grup yolcuya rastladi. Onlardan bir kadin kendisine bir cocugu kaldirip:
"Bunun icin de hacc caiz olur mu?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Evet olur ve sana da sevab vardir"buyurdu."
Muslim, Hacc 409, (1336); Muvatta, Hacc 244, (1, 422); Ebu Davud, Menasik 8, (1736).

1534 - Saib Ibnu Yezid (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Babam (radiyallahu anh) bana, Veda hacci sirasinda Resulullah(aleyhissalatu vesselam)'la birlikte hacc yaptirdi. Ben o zaman yedi yasinda idim."
Buhari, Cezau's-Sayd 25; Tirmizi, Hacc 83, (925).

1535 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) diyor ki: "Biz, kadin ve cocuklara bedel, telbiye getiriyorduk."
Tirmizi, Hacc 84, (927); Ibnu Mace, Menasik 68, (3038).
Ilim adamlari, kadinin yerine baskasinin telbiye getiremeyecegn hususunda icma etmislerdir. .

SARTLI HACC

1536 - Hz.Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Subaa Binti'z-Zubeyr (radiyallahu anha)'in yanina girdi:
"Herhalde sen hacc yapmak istiyorsun ?" dedi. Subaa:
"Vallahi kendimi hasta buluyorum" diye cevap verince:
"Hacca cik, fakat sart kos ve de ki: "Ya Rabbi, beni nerede hapsedersen orasi (ihramdan cikip hacci birakma) yerimdir."
Buhari, Nikah 15; Muslim, Hacc 104, (1207); Nesai, Hacc 60, (5,168).

1537 - Tirmizi de der ki: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), haccda sart kosmayi reddeder ve soyle derdi: "Size Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in sunneti kifayet etmiyor mu?" Nesai'nin rivayetinde su ziyade yer alir: "O, hicbir zaman sart kosmamistir. Eger sizden biri bir maniden dolayi haccini tamamlayamazsa, Beytullah'a giderek tavaf etsin, Safa ve Merve arasinda sa'yetsin, sonra tras olsun yahut sacini kisalttirsin. Boylece ihramdan cikmis olur ve gelecek sene hacc yapincaya kadar her sey kendisine helal olur."
Sarihler, bu hadisi Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tan rivayet eden Tavus ile Said Ibnu Cubeyr in de bununla amel etmediklerini belirtirler.
Esasen hacci tamamlamaya mani bir engelle karsilasacak olanlarin tabi olacaklari ihsar ahkami varken, onceden kosulan sart, yeni bir hak getirmiyor.

HAREM'DE SILAH TASIMAK HAKKINDA

1538 - Ibnu Cureyc (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'in ayaginin cukuruna, Mina'da mizragin uc demiri isabet etti. Haccac, Ibnu Orner (radiyallahu anhuma)'e gecmis olsun ziyaretine geldi. Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e:
"Keske sana bunu isabet ettireni bilseydik (de cezalandirsaydik)" dedi. Ibnu Omer:
"Bana onu sen isabet ettirdin" dedi. Oburu:
"Nasil olur?" deyince, Ibnu Omer:
"Silah tasinmasi yasak olan bir gunde sen silah tasidin. Harem'e silah soktun. Halbuki Harem'e silah sokulmaz" dedi."
Buhari, Iydeyn 9.

1539 - Bera Ibnu Azib (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hudeybiye'de Mekkelilerle, "Sehre, silahin sadece culubbanindan yani icindekileriyle dagarciktan baska bir sey sokmamak sartiyla anlastilar."
Buhari, Sulh 6, Umre 3, Cezau's-Sayd 17, Cizye 19, Megazi 48; Muslim, Cihad 90, (1783); Ebu Davud, Menasik 33, (1832).

ZEMZEM SUYU HAKKINDA

1540 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a zemzem suyu verdim, ayakta icti."
Buhari, Hacc 76, Esribe 16; Muslim, Esribe 117, (2027); Tirmizi, Esribe 12, (1883).
Alıntı ile Cevapla
  #153  
Alt 10 January 2009, 20:55
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1541 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (Hudeybiye Antlasmasi) sirasinda bir Kureysliye, Hudeybiye'ye zemzem suyu getirmesini soyledi. Adam getirdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu Medine'ye goturdu"
Rezin'in ilavesidir.

MUTEFERRIK HADISLER

1542 - Hz.Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu, Mina'da, seni gunese karsi golgeleyecek bir bina yapmayalim mi?" demistim, bana:
"Hayir! dedi. Orasi oraya gelenlere develerini ihdirma yeridir!"
Ebu Davud, Menasik 90, (2019); Tirmizi, Hacc 51, (881); Ibnu Mace, Menasik 52, (3006, 3007).

1543 - Ebu Vakid el-Leysi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i dinledim. Veda haccinda zevcelerine soyle demistir:
"Size bu (farziniz !) bundan sonra hasirlarin arkalari!"
Ebu Davud, Menasik 1, (1722).

1544 - Ibrahim (rahimehullah) babasi tarikiyle dedesinden rivayet ediyor:
"Hz. Omer (radiyallahu anh), yatigi en son haccinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in zevcelerine izin verdi. Onlarla birlikte Abdurrahman Ibnu Auf ve Osman Ibnu Affan (radiyallahu anhuma)'i gonderdi."
Buhari, Cezau's-Sayd 26.
Berkani der ki: "(Hadisi rivayet eden) Ibrahim'den maksad: IbrahimIbnu Abdirrahman Ibni Avftir."
Humeydi ise: "Bu aciklama isabetli gozukmuyor. Derim ki: O, Ibrahim Ibnu Abdirrahman Ibni Abdillah Ibni Ebi Rebia el-Mahzumi'dir." Dogruyu Allah bilir.

1545 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a: "Gercek haci kimdir?" diye soruldu da su cevabi verdi:
"Sacini duzenleyip yikamayi ve koku surunmeyi coktan terketmis kimsedir. . "
Kendisine tekrar: "Hangi hacc efdaldir?" diye sorulunca:
"Yuksek sesle telbiye getirilen ve kurban kesilen" dedi.
"(Haccla ilgili ayette gecen) sebil nedir?" diye soruldu.
"Zad (nafaka) ve rahile (binek)dir" cevabini verdi."
Tirmizi, Tefsir, Al-i Imran, (3001); Ibnu Mace, Menasik 6, (2896).

1546 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam:
"Ey Allah'in Resulu! Bana hacc farz oldu. Borcum da var (once hangisini odeyeyim?)" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Once borcunu ode!" dedi."
Rezin ilavesidir.

1547 - Sumame (rahimehumullah) anlatiyor:
"Hz.Enes (radiyallahu anh), cimri olmadigi halde havidli bir devenin uzerinde haccini yapti." (Hz. Enes (radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da yol esyasini yukledigi. havidli bir deve uzerinde hacc yapti" demistir.
Buhari, Hacc 3 (Muallak senetsiz olarak kaydetmis.)

1548 - Ubeyd Ibnu Cureye anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e:
"Seni dort sey yaparken goruyorum. Bunlari arkadaslarindan bir baskasinin yaptigini gormedim" dedim. Bana:
"Ey Ibnii Cureye, onlar nedir`?" diye sordu. Ben de saydim: "Sen Kabe'nin rukunlerinden sadece iki Yemani rukne (rukn-i Yemani. ve rukn-i Hacer) temasta bulunuyor, digerlerine temas etmiyorsun. Keza senin tuysuz deriden ma'mul nalin giydigini goruyorum. Keza senin (sac ve sakalini) sariya boyadigini goruyorum. Keza seni Mekke'de gordum, herkes (Zilhicce) hilalini gorunce ihrama girdikleri halde sen terviye gunu (8 Zilhicce) ihrama girdin!" Bana su aciklamayi yapti:
"Rukunlere temasa gelince; ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)' in, sadece iki rukne temas ettigini gordum. Tuyu yolunmus nalina gelince; ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in nalinlarinda hic tuy gormedim. Ayaklari onlarin icinde iken abdest alirdi. Ben onu giymeyi seviyorum. Sariya gelince; ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in onunla boyandigini gordum. Ben onunla boyanmayi seviyorum. Ihrama girmeye gelince, ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in devesi, onu yola koyuncaya kadar telbiye cektigini gormedim."
Buhari, vudu' 30; Muslim, Hacc 25, (1187); Muvatta, Hacc 31, (1, 333); Ebu Davud, Menasik 21, (1772).

HZ. PEYGAMBER'IN HACC VE UMRESI

1549 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (uc kere hacc yapti. Soyle ki): "Hicret etmezden once iki, hicretten sonra da bir hacc ve bununla birlikte bir umre yapti. Bu hacc sirasinda (Medine'den) altmis uc deve sevketti. O sirada Hz. Ali (radiyallahu anh) Yemen'den geldi, beraberinde, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in kestigi kurbanlaringeri kismi da vardi. Bunlar arasinda (Ebu Cehl'e ait olup Bedir Savasi'nda ganimet olarak alinan) burnunda gumus halka bulunan deve de vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hepsini kesti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) her deveden bir parca alinmasini emretti. Bunlar (bir kapta) pisirildi. Efendimiz suyundan icti."
Tirmizi, Hacc 6, (815) .

1550 - Urve Ibnu Zubeyr (rahimehullah) anlatiyor:
"Ben ve Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), Hz. Aise'nin hucresine dayanmistik, (o icerde dislerini misvakliyordu. Bu esnada) misvaktan cikan sesleri isitiyordum. Ben, Ibnu Omer'e:
"Ey Ebu Abdirrahman! Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Receb ayinda umre yapti mi?) diye sordum.
"Evet!" dedi. Ben de, Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye seslendim:
"Ey annecigim, Ebu Abdirrahman'i dinliyor musun ne soyluyor?"
"Ne soyuyor?" dedi.
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Receb'te umre yapti diyor" dedim. Hz. Aise (radiyallahu anha):
"Ebu Abdirrahman'a Allah magfiret etsin. Omrum hakki icin, Receb'de umre yapmadi. Hem O, nasil olur da yanilir, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in) yaptigi her umrede o da hazir bulunmustu" dedi. Ibnu Omer, Hz. Aise (radiyallahu anha)'nin bu sozlerini isittigi halde ne "evet!" ne de "hayir!" demedi, sukut etti."
Buhari, Umre 3; Muslim, Hacc 219, (1255); Tirmizi,Hacc 93, (936, 97); Ebu Davud, Menasik 80, (1991,1992).
Alıntı ile Cevapla
  #154  
Alt 10 January 2009, 20:55
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1551 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) dort umre yapti: 1- Hudeybiye umresi, 2-Muteakip sene Zilkade ayinda yaptigi umretu'1-kada, 3-Ciirrane'den yapti-gi umre, 4- (Veda hacci sirasinda) hacc ederken yaptigi umre."
Tirmizi, Hacc 7, (816); Ebu Davud, Menasik 80, (1993); Ibnu Mace, Menasik 50, (3003).

1552 - Hz.Urve (rahimehullah) demistir ki:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uc umre yapti: Biri Sevval ayinda, ikisi de Zilkade ayindadir."
Muvatta, Hacc 56, (1, 342).

1553 - Imam Malik'e ulastigina gore: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) uc sefer umre yapmistir:1- Hudeybiye senesinde, 2- (Hudeybiye yilini takip eden) kaza senesinde, 3-C'urrane senesinde"
Muvatta, Hacc 5, (1, 342).

1554 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) aramizda oldugii halde biz Veda haccindan bahsederdik ve Veda haccinin ne oldugunu bilmezdik. (Veda haccinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Allah'a hamd ve sena edip sonra da Mesih Deccal'i mevzubahis etmisti, sozu onun hakkinda epeyce uzatip sunlari da soylemisti:
"Allah'in gonderdigi her peygamber, ummetini onunla korkuttu. Hz.Nuh (aleyhisselam) ve ondan sonra gelen butun peygamberler onunla korkuttular. Bilesiniz o, aranizdan cikacaktir. Onun se'ninden (yapacgi icraatler) hic bir sey size gizli kalmayacak. Cunku sizlere gizlemez. Rabbinizin gozu kor degildir. Halbuki onun sag gozu kordur. Onun gozu pertlek bir uzum gibidir.
Haberiniz olsun! Allah sizlere birbirinizin kanini, malini haram kildi, bunlar,su gunlerinizin, su beldenizdeki haramligi gibi haramdir.
Acaba teblig ettim mi?" (Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bu sorusuna cemaat hep bir agizdan:
"Evet" diye cevap verdi. Bunun uzerine uc sefer:
"Ya Rab sahid ol! Ya Rab sahid ol! Ya Rab sahid ol!" dedi ve tekrar cemaate yonelerek:
"Vah size! -veya eyvah size!- Benden sonda donup birbirlerinizin boyunlarini vuran kafirler olmayin!" dedi."
Buhari, Hacc 132, Edeb 43, 95, Hud 9, Diyat 2, Fiten 8; Muslim, Iman 119, (66).

1555 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), saclarini tarayip yagladiktan, rida ve izarini giydikten sonra Medine'den ashabiyla birlikte ayrildi. Rida ve izar cesitlerinden, vucudun cildine boyasi gecen za'feranla boyanmis olanlar disinda hic bir seyi yasaklamadi. Boylece Zulhuleyfe'ye geldi. Orada devesine bindi. Devesi onu Beyda sirtina cikarinca O (aleyhissalatu vesselam) da, Ashab'i (radiyallahu anhum) da telbiye getirdiler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kurbanligina takisini takip nisanladi. Bu is, Zilkade ayinin sondan besinci gununde cereyan etmisti. Mekke'ye Zilhicce'nin dordunde indi. (Ilk is) Beytullah'i tavaf etti, Safa ve Merve arasinda sa'yde bulundu. Kurbanligi sebebiyle ihramdan cikmadi. Cunku ona (kurbanlik alameti olan takiyi) takmisti. Sonra Mekke'nin Hacun yanindaki en yuksek yerine indi. Artik hacc icin telbiye getiriyordu. Kabe'ye onu tavaf ettikten sonra, Arafat'tandonunceye kadar hicyaklasmadi.Asabina ise, Kabe'yi tavaf etmelerini, Safa ile Merve arasindasa'yetmelerini emretti, sonra saclarini kisaltarak ihramdan cikmalarini emretti. Butun bu emirler, beraberinde kurbanlik olaraktakilanmis devesi olmayanlar icindi. Beraberinde hanimi bulunanlara, hanimlarida helaldi. Keza koku ve elbisede helaldi."
Buhari, Hacc,21,70,128

1556 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Arafat'ta vakfe yapti ve: "Burasi Arafat'tir, vakfe yeridir, Arafat'in her yeri vakfe yeridir" dedi.
Sonra gunes batar batmaz ifaza yapti. (Arafat'i terketti). Devesinin terkisine Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anhuma)'i bindirdi. Efendimiz (aleyhissalatu vesselam), -halk saginda ve solunda (develere telasla vururlarken) onlara donup bakmadan her zamanki sukun ve rifk halini koruyarak eliyle isaret edip: "Ey insanlar! Sakin olun" diyordu.
Sonra Cem'e (Muzdelife'ye) geldi. Orada iki namazi da (aksam ve yatsi) beraberce kildirdi. Sabah olunca Kuzah tepesine gelip uzerinde vakfe yapti.
"Burasi Kuzeh'dir, vakfe yeridir. Cem'in tamami vakfe yeridir!"dedi. Sonra oradan ayrildi, Muhassir vadisine geldi. Devesine vurdu. Deve dort nala kosarak vadiyi gecti. Orada durup, amcasi Abbas (radiyallahu anh)'in oglu Fazl'i devesinin terkisine aldi.
Oradan Cemretu'l-Akabe'ye geldi ve taslama yapti. Sonra menhara (kesim yerine) geldi:
"Burasi menhardir (kurbanlarimizi kesecegimiz yer), Mina'nin her tarafi menhardir" buyurdu. Has'am kabilesinden genc bir kadin gelerek:
"Ey Allah'in Resulu! Babam yaslanmis bir ihtiyardir, Allah'in hacc farizasi kendisine terettup etmektedir. Ben ona bedel hacc yapabilir miyim?" diye bir sual sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselàm):
"Babana bedel hacc yap!"cevabini verdi. Bu sirada eliyle, devenin terkisinde bulunan Fazl'in basini buktu. Amcasi Abbas (radiyallahu anh):
"Ey Allah'in Resulu! Amcanin oglu Fazl'in basini niye buktun?" diye sordu.
"Ikisini de birer genc goruyorum. Onlar hakkinda seytanin serrinden emin degilim!" dedi. Derken bir adam daha gelip:
"Ey Allah'in Resulu, ben tras olmazdan once ifaza tavafini yaptim!" dedi.
"Tras da ol, bunda mahzur yok!" cevabini aldi. Derken bir baskasi daha gelip:
"Ey Allah'in Resulu, ben taslama yapmazdan once kurbanimi kesmis bulundum!" dedi.
"Taslarini da at, bunda bir mahzur yok!" cevabini aldi. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Beytullah'a geldi, onu tavaf etti, sonra zemzem'e geldi ve:
"Ey Abdulmuttalibogullari, eger halk size bunun uzerine galebe etmeyecek olsa mutlaka cekerdim" dedi."
Tirmizi, Hacc 54, (885).

IRTIDAD VE YOL KESME HADDI

1557 - Zeyd Ibnu Eslem (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Dinini degistirenin boynunu vurun."
Imam Malik, bu hadisi Muvaffa'da Akdiye 15, (2, 736)kaydeder ve hadis hakkinda su aciklamayi sunar: "Bu hadisin manasi sudur: "Her kim Islam'dan cikarak zindiklik ve benzeri bir dine girecek olursa, kendisine galebe calindigi takdirde oldurulur. Oyle birine tevbe teklif edilmez. Zira gercekten tevbe edip etmedigi bilinemez. Cunku bunlar (galebeden once) kufurlerini gizleyip, Musluman olduklarini ilan ediyorlardi. Ben, boylelerinin kufru, delille subut buldugu takdirde tevbe etmeye cagirilmalarini uygun bulmam, (tevbe etse de kabul edilmemeli)." Devamla der ki: "Bizim nezdimizde, esas olan sudur: "Bir kimse irtidad ederse tevbeye cagirilir, (kendisine galebe calinmazdan once) tevbe ederse (hayati bagislanir), aksi takdirde oldurulur."
Imam Malik devamla der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in:"Dinini terkedeni oldurun" hadisinin manasi: "Kim Islam'dan cikip bir baska dine gecerse" demektir. "Islam'dan baska bir dinden cikarak bir diger dine gecerse..." demek degildir. Sozgelimi Yahudiligi terkederek Hiristiyanliga veya Mecusilige gecen kastedilmemistir. Binaenaleyh ehl-i zimmeden herhangi biri boyle bir din degistirmesi yapacak olsa ne tevbeye cagirilir, ne de oldurulur."

1558 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Abdullah Ibnu Sa'd Ibni Ebi s-Sarh Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e katiplik yapiyordu. Seytan ayagini kaydirdi; adam irtidad ederek kafirlere sigindi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Fetih gunu, onun oldurulmesini emretti. Ancak, Hz. Osman (radiyallahu anh) onu himayesi altina aldi. Resulullah da bu himayeyi tanidi."
Ebu Davud, Hudud 1, (4358); Nesai, Tahrimu'd-Dem 15, (7,107).
Bu hadis Tefsir bolumunde, Nahl suresinin tefsiri sirasinda Nesai rivayeti olarak daha uzun bir hadiste gecmistir.

1559 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ukl ve Ureyne kabilelerinden bir grup insan Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina gelip:
Ey Allah'in Resulu! Biz hayvancilikla ugrasip sutle beslenen (col) insanlariyiz, (cift-cubukla ugrasan) koyluler degiliz" dediler. Bu sozleriyle, Medine'nin havasinin kendilerine iyi gelmedigini ifàde ettiler. Resulullah, onlara (hazineye ait) develerin ve cobanin (bulundugu yeri) tavsiye etti. Kendilerine oraya gitmelerini, develerin sutlerinden ve bevillerinden icmelerini soyledi. Gittiler, Harra bolgesine varinca, Islam'dan irtidad ettiler. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in cobanini da oldurup develeri surduler. Haber, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e ulasti.
Resulullah, derhal arkadaslarindan takipci cikardi (yakalanip getirildiler). Gozlerinin oyulmasini, ellerinin kesilmesini ve Harra'nin bir kenarina atilmalarini ve o sekilde olume terkedilmelerini emretti. "
Buhari, Muharibin 16,17,18, Diyat 22, Vudu 66, Zekat 68, Cihad 152, Megazi 36, Tefsir, Maide 5, Tibb 5, 6, 29; Muslim, Kasame 9, (1671); Tirmizi, Taharet 55, (72), Et'ime 38, (1846); Ebu Davud, Hudud 3, (4364-4371); Nesai, Tahrimu'd-Dem 7, (7, 93-9icon_cool.gif; Ibnu Mace, Hudud 20, (2578).

1560 - Ebu'z-Zinad (merhum) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) develerini calanlarin (el ve ayaklarini) kestigi, gozlerini de atesle oydugu zaman, Allah zulcelal hazretleri, Hz. Peygamber'i itab etti ve mesele uzerine su ayeti inzal buyurdu: "Allah ve Resulu'ne harp acanlarin cezasi..:" (Maide 33).
Ebu Davud, Hudud 3, (4370); Nesai, Tahrimu'd-Dem 7, (7,100).
Alıntı ile Cevapla
  #155  
Alt 10 January 2009, 20:56
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

ZINA HADDIYLE ILGILI HUKUMLER

1561 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh)'i hutbe verirken dinledim. Soyle demisti:
"Allah Teala hazretleri Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'i hak (din ile) gonderdi ve O'na Kitab'i indirdi. Bu indirilenler arasinda recm ayeti de vardi! Biz bu ayeti okuduk ve ezberledik. Ayrica, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zina yapana recm cezasini tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben su endiseyi tasiyorum: Aradan uzun zaman gecince, bazilari cikip: "Biz Kitabullah'da recm cezasini gormuyoruz (deyip inkara sapabilecek ve) Allah'in kitabinda indirdigi bir farzi terkederek dalalete dusebilecektir. Bilesiniz, recm, kadin ve erkekten muhsan olanlarin zinalari, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- sub–t buldugu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktir. Allah'a kasemle soyluyorum, eger insanlar: "Omer Allah Teala' nin kitabina ilavede bulundu" demeyecek olsalar, recm ayetini (Kitabullah'a) yazardim."
Buhari, Hudud 31, 30, Mezalim 19, Menakibu'l-Ensar 46, Megazi 21, I'tisam 16; Muslim, Hudud 15, (1691); Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824); Tirmizi, Hudud 7, (1431); Ebu Davud, Hudud 23, (4418).

1562 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Allahu Teala Kur'an-i Kerim'inde: "Kadinlarinizdan fuhsu irtikab edenlere karsi icinizden dort sahid getirin. Eger sehadet ederlerse onlari olum alip goturunceye, yahud Allah onlara bir yol acincaya kadar. kendilerini evlerde alikoyun (insanlarla ihtilattan menedin)" buyurdu. (Nisa 15).
Cenab-i Hakk, bu ayette (zina meselesinde) once kadini zikrettikten sonra, erkegi kadinla birlikte ele alarak soyle demistir: "Sizler-den fuhsu irtikab edenlerin her ikisini de (kinayarak) eziyete kosun. Eger tevbe edip (nefislerini) islah ederlerse artik onlara (eziyetten) vazgecin. cunku Allah tevbeleri cok kabul eden, en cok esirgeyendir" (Nisa 16). Cenab-i Hakk bu ayeti, celde ayetiyle neshederek soyle buyurdu: "Zina eden kadinla zina eden erkekten her birine yuzer deynek vurun. Eger Allah'a ve ahiret gunune inaniyorsaniz bunlara, Allah'in dinini tatbik hususunda, aciyacaginiz tutmasin. Mu'minlerden bir zumre de bunlarin azabina (bu cezalarina) sahid olsun" (Nur 2). Sonra Nur suresinde recm ayeti nazil oldu. Onceki (celdeyi emreden) vahiy bekar (zani) icindi. Sonra recm ayeti tilavetten kaldirildi, ancak hukmu baki kaldi."
Ebu Davud, Hudud 23, (4413).
Bu rivayetin "...yuzer deynek vurun"ibaresine kadar olan kisim Ebu Davud'a aittir, mutebakisini Rezin ilave etmistir.

1563 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Sa'd Ibnu Ubade (radiyallahu anh): "Ey Allah'in Resulu, ne buyurursunuz, zevcemi bir erkekle yakalarsam dort sahid getirmek icin bekleyecek miyim?" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"-Evet bekleyeceksin!" dedi."
Muslim, Lian 14, (1498); Muvatta,Hudud 7, (2,823); Ebu Davud, Diyat 12, (4532, 4533).
Muslim ve Ebu Davud'un bir diger rivayetinde: "Bir adam, karisinin yaninda bir yabanci yakalasa onu oldurebilir mi ne dersiniz?" diye sorar. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Hayir!" deyince, Sa'd: "Bilakis evet! Seni hak dinle sereflendiren Allah'a yemin ederim, firsati yakalarsam ondan once kilincimi isletirim" der. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Efendinizin ne soyledigine bakin!" buyurur.

1564 - Ebu Hureyre ve Zeyd Ibnu Halid (radiyallahu anhuma) sunu anlattilar: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a muhsan olmayan cariye zina yaparsa ne gerekir? diye sorulmustu, soyle cevap verdi:
"- Cariye zina yaparsa ona celde uygulayin, yine zina yaparsa yine celde uygulayin, yine zina yaparsa yine celde uygulayin ve sonra onu (kildan mamul adi) bir ipe mukabil de olsa satin gitsin."
Buhari, Buyu 66,110,17; Muslim, Hudud 30, (1703);Muvatta, Hudud 14, (826); Tirmizi, Hudud 13, (1440);Ebu Davud, Hudud 33, (4469, 4470, 4471).
Bir rivayette: "(Efendisi) ona celde tatbik etsin, bir de ayiplamasin" denmistir.

1565 - Ebu Abdirrahman es-Sulemi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz.Ali (radiyallahu anh) hutbede soyle buyurdu: "Ey insanlar, kolelerinize -ister muhsan olsunlar, ister olmasinlar- haddleri tatbik edin. Zira, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in bir cariyesi zina yapmisti, ona celde tatbik etmemi emretti. (Dovmek uzere) yanina geldim. Yeni nifas olmustu. Doversem oldururum diye korktum. Durumu Resulullah'a arzettim. Bana:" Iyi yapmissin, iyilesinceye kadar ona dokunma" dedi."
Muslim, Hudud 34, (1075); Tirmizi, Hudud 13, (1441); Ebu Davud, Hudud 34, (4473).

1566 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hur kimseye terettup eden haddin bolunebilen cesidinin yarisini koleye hukmetti. Sozgelimi zina yapan bakirenin haddi, iftira (gazf) haddi ve surbu'l-hamr (icki) haddi boyledir. (Bunlar bolunebilen haddlerdir, koleye hep yarisi tatbik edilir).
Rezin ilavesidir.

1567 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) hazretlerinden rivayete gore: Cariyelerinden birine hadd tatbik etmis, bu maksadla ayaklarina ve bacaklarina vurmaya baslamisti. Bunu goren Salim (rahimehullah) kendisine:
"- (Sen niye boyle yapiyorsun?) Cenab-i Hakk'in"Bunlara Allah'in dinini tatbik hususunda aciyacaginiz tutmasin..:" (Nur 2) sozu nerede kaldi?" der. Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) de:
"- Beni ona sefkatli davraniyor mu buldun? Her halde Cenab-i Hakk onu oldurmemi emretmedi" cevabini verir.
Rezin ilavesidir.

1568 - Vail Ibnu Hucr Ibni Rebia (radiyallahu anh) anlatiyor; "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sagliginda, namaz kilmak maksadiyla bir kadin evinden cikmisti. Yolda ona bir erkek rastladi. Kadina cullanip ihtiyacini giderdi. Kadin bagirdi, adam ise sivisti gitti.
(Cigligi uzerine) kadina bir erkek ugramisti. Ona basindan geceni anlatip, bir adam bana boyle boyle yapti dedi. Sonra, bir grup muhacire rastladi, basindan geceni onlara da anlatip: "Bir adam bana boyle yapti!" dedi. Hep beraber yuruyup, kadinin kendisine tecavuz ettigi kimseyi yakalayip kadina getirdiler. Kadin:
"- Evet bu odur?" dedi. Sonra adami Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in yanina goturduler. Resulullah adamin recmedilmesini emrettigi sirada, kadina tecavuz etmis olan kimse kalkip:
"- Ey Allah'in Resulu, suclu benim!" diye itirafta bulundu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadina:
" Git. Allah gunahlarini affetti" dedi. Zan altinda kalmis olan kimseye de guzel sozler soyleyip (gonlunu aldi). Mutecavizin recmedilmesini emretti ve recmedildi.
Sonra Resulullah sunu soyledi: " Bu adam oyle bir tevbe ile tevbe etti ki, boyle bir tevbeyi Medine ahalisi yapsaydi kabul edilirdi."
Tirmizi, su ziyadede bulunmustur: "Vail (radiyallahu anh) Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in kadina mehir takdir edip etmedigini zikretmedi."
Tirmizi, Hudud 22, (1452); Ebu Davud, Hudud 7, (4379).

1569 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Omer'e, zina yapmis olan deli bir kadin getirildi. (Recm edilip edilemeyecegi hususunda) halkla istisare ederek recmedilmesine hukmetti. Kadina Hz. Ali (radiyallahu anh) ugradi. (Hazirligi gorunce):
"- Bunun hali nedir?" diye sordu. Kendisine: "Falanca kabileden deli bir kadindir, zina yapmistir. Hz. Omer (radiyallahu anh), recmedilmesine hukmetmistir" dediler. Hz. Ali (radiyallahu anh):
"- Kadini geri goturun!" dedi, sonra Hz. Omer'e ugrayip:
"- Ey mu'minlerin emiri! Bilirsin ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) :
"Kalem uc kisiden kaldirilmistir (artik onlar yaptiklarindan sorum1u degildirler): Buluga erinceye kadar cocuktan, uyanincaya kadar uyuyandan, sifa buluncaya kadar bunamistan." Bu bicare kadin falanca kabilenin bunagidir. Ona tecavuz eden, muhakkak ki akli noksanligi sirasinda tecevuz etmistir" dedi."
Ebu Davud Hudud 16. (4399.4400. 4401. 4402).

1570 - Habib Ibnu Salim (rahimehullah) anlatiyor: "Abdurrahman Ibnu Huneyn denen bir adam karisinin cariyesine temasta bulundu. Hadise, Kufe emiri Nu'man Ibnu Besir (radiyallahu anh)'e goturuldu.
"- Ben, dedi, hakkinizda, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in hukmuyle hukmedecegim: Eger zevcen, cariyeyi sana helal ederse, yuz deynek yiyeceksin, helal etmezse recmedileceksin.."
Sonra (tahkik etti) karisinin cariyeyi adama helal ettigini gorunce, emir yuz deynek vurdu."
Tirmizi, Hudud 21, (1451); Ebu Davud, Hudud 28, (4458, 4459); Nesai, Nikah 70, (6,124); Ibnu Mlace, Hudud 8, (2551).
Alıntı ile Cevapla
  #156  
Alt 10 January 2009, 20:56
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1571 - Seleme Ibnu Muhabbak (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), haniminin cariyesine temas eden bir adam hakkinda soyle hukmetti: "Eger, adam cariyeyi zorladi ise, cariye hurdur, adam, cariyenin efendisine (yani karisina) mislini borclanmistir, cariye riza gostermisse, cariye adamin olur, cariyenin efendisine, onun bir mislini borclanir."
Ebu Davud, Hudud 28, (4460, 4461); Nesai, Nikah 70, (1,124); Ibnu Mace, Hudud 8, (2553).

1572 - Bera Ibnu'l-Azib (radiyallahu anh) anlatiyor: "Dayim Ebu Burde Ibnu Niyar -beraberinde bir bayrak oldugu halde- bana ugradi. Kendisine nereye gidecegini sordum.
"- Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bana babasinin hanimiyla evlenen bir adamin kellesini getirmemi (ve malina da el koymami) emretti, Ona gidiyorum" diye Cevap verdi."
Tirmizi, Ahkam 25, (1362); Ebu Davud, Hudud:27, (4456, 4457); Nesai, Nikah 58, (6,109-110); Ibnu Mace, Hudud 35, (2607).

1573 - Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle emretti: "Kim, nikahi haram olan bir akrabasina cinsi temasta bulunursa -veya soyle demisti; kim haram yakini ile evlenirse- onu oldurun."

1574 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ummu veledine temas etmekle itham edilmisti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Hz. Ali (radiyallahu anh)'ye : "Git boynunu vur!" diye emretti. Hz. Ali, adama geldigi vakit, onu bir kuyunun icinde (yikanip) serinliyor buldu.
"Cik disari!" diyerek elinden tutup kuyunun disina cikardi. Hz. Ali, adamin mecbub (burulmus) ve tenasul organindan mahrum oldugunu gordu. Artik ona dokunmayip, durumu Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e haber verdi. Resulullah, onu, davranisi sebebiyle takdir etti."
Bir rivayette su ziyade gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Sahid, gaibin gormedigini gorur" buyurdu".
Muslim, Tevbe 59, (2771).

1575 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek ismini de verdigi bir kadinla zina yaptigini itiraf etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadina adam gondererek meseleyi sordurdu. Kadin, zina ettigini inkar etti. Bunun uzerine, adama hadd celdesi tatbik etti, kadina dokunmadi."
Ebu Davud, Hudud 31, (4466).

1576 - Ibnu Abbas hazretleri (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bekr Ibnu Leys kabilesinden bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek, bir kadinla (itiraf ederek) dort kere zina yaptigini soyledi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona yuz sopa vurulmasina hukmetti. Zira adam bekardi. Sonra, kadin aleyhine beyyine sordu. Kadin:
"- Ey Allah'in Resulu! Vallahi yalan soyluyor" dedi. bunun uzerine, Resulullah, adami iftira (kazf) haddine, yani seksen sopaya mahkum etti."
Ebu Davud, Hudud 31, (4467).

RESULULLAH'IN HADD TATBIK ETTIKLERI KIMSELER

1577 - Hz. Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a, Maiz Ibnu Malik el-Eslemi (radiyallahu anh) gelerek:
"- Ey Allah'in Resulu, ben nefsime zulmettim, zina fazihasini isledim, beni temizlemeni istiyorum" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu reddetti (geri cevirip meselenin uzerine gitmedi). Ancak Maiz ertesi gun tekrar geldi. Yine:
"- Ey Allah'in Resulu, ben zina fazihasini irtikab ettim!" diye ikinci sefer itirafta bulundu. Adami ikinci sefer geri ceviren Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adamin kavmine birisini yollayarak:
"Onun aklinda bir noksanlik biliyor musunuz, normal bulmadiginiz bir davranisina rastladiniz mi?"diye tahkik ettirdi. Ancak hep beraber:
"Biz onu gordugumuz kadariyla, aramizdaki salih kisilere denk akil (ve feraset) sahibi biliyoruz" dediler. Maiz ucuncu sefer muracaatta bulundu. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) onlara yine birini gondererek adam hakkinda sordurdu. Yine ne kendinde, ne aklinda bir kusur olmadigini soylediler.
Adam dorduncu sefer muracaat edince, ona bir cukur kazdirdi. Taslanmasini emretti ve taslandi.
Ravi der ki: Gamidiye adinda bir kadin da gelerek:
"Ey Allah'in Resulu, beni niye reddediyorsun. Goruyorum ki, beni de Maiz gibi geri cevirmek istiyorsun. Allah'a kasem olsun ben hamileyim de!" dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam):
"Oyle ise hayir. Sen git ve cocugu dogurunca gel" dedi. Kadin gitti cocugu dogurunca, bir beze sarilmis olarak cocukla geldi.
"Iste cocuk, dogurdum!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Git, sutten kesinceye kadar emdir, sonra gel!" buyurdu. Kadin gitti, o cocugu sutten kesince cocukla birlikte geldi. Cocugun elinde bir ekmek parcasi vardi.
"Ey Allah'in Resulu, iste cocuk, sutten kestim, yemek de yedi" dedi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cocugu alip, Muslumanlardan birine teslim etti. Sonra bir cukur kazilmasini emir buyurdu. Gogsune kadar derinlikte bir cukur kazildi. Bundan sonra halka taslamalarini emretti. Herkes tasladi. Halid Ibnu Velid (radiyallahu anh) elinde bir tas ilerledi, basina atti. Kan yuzune fiskirmisti, kadina kufretti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Halid'in kadina kufrettigini isitince:
"Ey Halid agir ol!" dedi ve ilave etti:
"Nefsimi kudret elinde tutan Zat-i Zulcelal'e kasem olsun, bu kadin oyle bir tevbe yapti ki, sayet alis-veriste sahtekarlik yapanlar ayni tevbe ile tevbe yapsalardi, onlarin bile magfiretine yeterdi !"
Sonra Resulullah (tekfin) emretti. Kadinin uzerine namaz kildirdi ve defnedildi."
Muslim, Hudud 22, (1695); Ebu Davud, Hudud 24, 25, (4434, 4441).

1578 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zina yapmis olan bir kimse icin celde ile hadd tatbik edilmesini emretti. Sonra, onun muhsan oldugu bildirildi. Bu sefer recmedilmesini emretti ve recmedildi."
Ebu Davud, Hudud 24, (4438, 4439).

1579 - Imran Ibnu'l-Husayn (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Cuheyneli, zinadan hamile kalmis bir kadin geldi ve:
"- Ey Allah'in Resulu! Ben bir hadd curmu isledim, cezasini bana tatbik et" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da kadinin velisini cagirip:
" Buna iyi muamelede bulunun. Cocugu dogurunca kadini bana getirin!" buyurdu. Velisi oyle yapti. (Dogumdan sonra gelince) Resulullah kadinin elbisesini uzerine baglamalarini emretti. Sonra taslamalarini soyledi ve taslandi. Uzerine cenaze namazi kildirdi. (Bunu goren) Hz. Omer:
"- Bu zaniye kadina namaz mi kildiriyorsun?" dedi. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz:
" Bu oyle bir tevbe yapti ki, onun tevbesi Medine ahalisinden yetmis kisiye taksim edilseydi onlarin hepsini rahmete bandirirdi. Sen Allah icin canini vermekten daha efdal bir amel biliyor musun?" diye cevap verdi."
Muslim, Hudud 24, (1696); Tirmizi,Hudud 9, (1435); Ebu Davud, Hudud 25, (4440, 4441); Nesai, Cenaiz 64, (4, 63).

1580 - Ebu Hureyre ve Zeyd Ibnu Halid el-Cuheni (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bir bedevi, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek:
"- Ey Allah'in Resulu, Allah askina, hakkimda Allah'in kitabiyla hukmet!" diye yemin verdi. Bundan daha fakih olan bir digeri de:
"- Evet aramizda Kitabullah'la hukmet, bana da izin ver!" talebinde bulundu. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz:
" Meramini soyle! (seni dinliyorum)" dedi. Adam:
"- Oglum bunun yaninda isci idi. Karisiyla zina yapti. Bana,"Oglun icin recm gerekir" dediler. Ben de hemen oglum namina yuz koyunla bir cariyeyi fidye verdim. Sonra bir de ilim adamlarina sordum. Bana: "Ogluna yuz deynek ve bir yil surgun cezasi gerekir; bu adamin karisina da recm cezasi icabeder" dediler" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Ruhumu kudret elinde tutan Zat'a yemin olsun ikinizin arasini Kitabullah uygun sekilde hukme baglayacagim: Cariye ve koyunlar sana geri verilecek. Ogluna yuz sopa ve bir yil surgun tatbik edilecek" buyurdu. Sonra, Eslemli bir adama seslendi:
" Ey Uneys! bu zatin hanimina git, eger zinayi itiraf ederse onu recmet gel!"
Uneys, kadina vardi. O sucunu itiraf etti. Resululluh (aleyhissalatu vesselam) emretti, kadin recmedildi."
Buhari, Muharibin 30, 32, 34, 38, 46, Vekalet 13, Sehadat 8, Sulh 5, Surut 9, Eyman 3, Ahkam 39, Haberu'I-Vahid I, I'tisam 2; Muslim, Hudud, 25, f1697,1698); Muvatta, Hudud 6, (2, 822); Tirmizi, Hudud 8, (1433); Ebu Davud, Hudud 25, (445); Nesai, Kudat 21, (8, 240, 241); Ibnu Mace, Hudud 7, (2549).
Alıntı ile Cevapla
  #157  
Alt 10 January 2009, 20:56
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1581 - Imam Malik diyor ki: "Bana ulastigina gore, Hz. Osman (radiyallahu anh)'a evliliginin altinci ayinda dogum yapan bir kadin getirildi. Derhal recmedilmesini emretti. Ancak Hz. Ali (radiyallahu anh):
"- Cenab-i Hakk, Kur'an-i Kerim'de "(Insanin anne karninda) tasinma ve sutten kesilmesi (muddeti) otuz ay. dir..:" (Ahkaf 15) buyuruyor. Keza bir baska ayette de: "Anneler cocuklarini iki tam yil emzirirler. (Bu hukum) emmeyi tamam yaptirmak isteyenler icindir.."( Bakara 233) buyurmaktadir. Bu durumda hamilelik muddeti alti aydir." Bu aciklama uzerine Hz.Osman (radiyallahu anh) kadinin geri gonderilmesini emretmisti, ancak kadin recmedilmis bulundu."
Muvatta, Hudud 11 (2, 825).

1582 - Ebu Ishak es-Seybani (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Ebi Evfa (radiyallahu anh)'ya:
"- Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hic recm tatbik etti mi?" diye sordum. Bana: "Evet!" cevabini verdi. Ben tekrar:
"- Nur suresinin nuzulunden once mi, sonra mi?" diye sordum. "Bilmiyor'um!" dedi."
Buhari, Hudud, 21, 37; Muslim, Hudud 29, (1702).

1583 - Sa'bi (rahimehullah) anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh), kadini remettigi zaman onu persembe gunu dovdu, cuma gunu de recmetti. Ve sunu soyledi: "Ona Kitabullah(in hukmu) ile celde, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sunneti ile de recm tatbik ettim."
Buhari, Hudud 21.

1584 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Yahudilerden bir kadinla bir erkek zina yaptilar. Birbirlerine: "Bizi su peygambere goturun. Cunku bir kisim hafifletmeler getiren bir peygamberdir. Bize recm disinda fetvalar verirse kabul eder, Allah indinde O'nun hukmunu kendimize delil kilariz ve: "Peygamberlerinden bir peygamberin bize verdigi fetvalar(la amel ettik, hevamiza uymadik) deriz" dediler.
Mescidde ashabiyla birlikte oturmakta olan Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e gelerek:
"- Ey Ebu'1-Kasim, zina yapan kadin ve erkek hakkinda kanaatin nedir?" dediler. O, onlara tek kelime soylemeden Beyt-i Midraslarina geldi. Kapida durarak:
"-Hz. Musa (aleyhisselam)'ya kitabi indiren Allah askina soyleyin, muhsan olan birisi zina yapacak olursa bunun Tevrat'taki hukmu nedir?" diye sordu.
"- Yuzu siyaha boyanir, esek uzerine ters bindirilir ve dayak atilir."
-Hadiste gecen tecbiye: Zanileri, enseleri birbirine bakacak sekilde bir esege bindirilip, bu halde sokaklarda dolastirilmasidir- Ravi devamla der ki: "Yahudilerden bir genc (bu cevaba katilmayap) susmustu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onun suskunlugunu gorunce sualinde israr etti. Bunun uzerine genc: "Madem ki sen bize Allah'in adina yemin veriyorsun (gercegi soyleyecegim): "Biz Tevrat'ta recm emrini goruyoruz" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Allah'in emrini hafifletmenizin baslangici nasil oldu?" diye sordu. (Genc) su cevabi verdi:
"- Krallarimizdan birinin bir yakin akrabasi zina yapti. Kralimiz, recmi ona tatbik etmedi. Sonra halka mensup bir aileden bir erkek zina yapti. Bunu recmetmek istedi. Ancak adamin kavmi buna mani olup:
"- Sen yakinini getirip recmetmedikce biz de adamimizin recmedilmesine musaade etmeyecegiz!" dediler. Bunun uzerine, aralarinda simdiki cezayi vermek uzere anlasip sulh yaptilar.
(Bu aciklama uzerine) Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"- Ben Tevrat'taki ayetle hukmediyorum!" dedi ve onlarin recmedilmelerini emretti ve recmedildiler. Zuhri (rahimehullah) der ki: "Bana ulastigina gore su ayet bunlar hakkinda nazil olmustur:
"Suphesiz ki Tevrat'i biz indirdik. Ki onda bir hidayet, bir nur vardir. Kendisini (Allah'a) teslim etmis olan (Israil) peygamberleri, Yahudilere ait (davalarda) onunla hukmederlerdi..." (Maide 44). Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlardan biri idi."
Ebu Davud, Hudud 26, (4450, 4451).

1585 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Yahudiler, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelip, kendilerinden bir erkekle kadinin zina yaptigini soylediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlara:
" Recm hakkinda Tevrat'ta ne buluyorsunuz?" diye sordu. Onlar:
"- Teshir edip rezil ederiz ve dayak atariz" dediler. Abdullah Ibnu Selam (radiyallahu anh):
"- Yalan soyluyorsunuz. Zinanin Tevrat'taki cezasi recmdir" dedi. Hemen Tevrat'i getirip actilar. Iclerinden (Abdullah Ibnu Surya adinda) biri elini recm ayetinin uzerine koydu. Sonra, ayetten onceki kisimlardan okumaya baslayip (kapadigi kismi atlayarak arka kismini okumaya devam etti. Abdullah Ilbnu Selam (radiyallahu anh) mudahale edip:
"- Kaldir elini!" dedi. Adam elini cekti, tam orada recm ayeti mevcut idi. Bunun uzerine:
"- Ey Muhammed, Abdullah dogru soyledi. Tevrat'ta recm ayeti mevcuttur!" dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) derhal o iki zaninin recmedilmesini emretti ve recmedildiler."
Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) der ki: "Erkegin, atilan taslara karsi korumak icin, kadinin uzerine egildigini gordum."
Buhari, Hudud 37, 24, Cenaiz 61, Menakib 26, Tefsir, Al-i Imran 6, I'tisam 16, Tevhid 51; Muslim, Hudud 26, (1699); Muvatta, Hudud 1, (2, 819); Tirmizi, Hudud 10; Ebu Davud, Hudud 26, (4446, 4449).

LIVATA (Homoseksualite) VE HAYVANA TEMASININ HADDI

1586 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Kimin Lut kavminin sapik isini yaptigini gorurseniz, faili de mef'ulu de oldurun."
Tirmizi, Hudud 24, (1456); Ebu Davud, Hudud 29, (4462, 4463).
Tirmizi, Ebu Hureyre'nin de boyle bir rivayette bulundugunu belirtir. Ebu Davud'da Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tari yapilan bir rivayette: "Livata yaparken yakalanan bekar (yani muhsan olmayan kisi) de recmedilir" denmistir.

1587 - Yine Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'in rivayetine gore, Hz. Ali, livata yapan cifti yaktirmistir. Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) uzerlerine bir duvari yiktirmistir."
Rezin ilavesidir.

1588 - Hz.Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Lut kavminin igrenc fiilini isleyen kimse mel'undur."
Rezin ilavesidir. (Munzir'de kaydedilen uzunca bir hadisin parcasidir).

1589 - Hz.Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Ummetim icin en ziyade korktugum sey Lut kavminin amelidir" buyurdular."
Tirmizi, Hudud 24, (1457); Ibnu M ce, Hudud 12, (2563).

1590 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kadina duburunden temas eden mel'undur" buyurdular."
Ebu Davud, Nikah 46, (21.62).
Alıntı ile Cevapla
  #158  
Alt 10 January 2009, 20:56
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1591 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allahu Teala hazretleri, erkege temas edenveya kadinlara arka uzvundan temas eden erkege (kiyamet gunu rahmet nazariyla) bakmaz."
Tirmizi Rada 12, (1165).

1592 - Yine Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kim bir hayvana temas ederse onu oldurun, hayvani da beraber oldurun"buyurdu.
Ibnu Abbas'a: "Hayvanin gunahi ne (o nicin oldurulsun?)" diye soruldu. Su cevabi verdi: "(Bu hususta Resulullah'tan bir sey isitmedim). Tahminimce eti yenmesin veya ondan istifade edilmesin diyedir. Zira ona, bu muamele yapilmistir."
Ebu Davud, Hudud 30, (4464); Tirmizi, Hudud 23, (1454).
Ebu Davud ve Tirmizi'de su rivayet de gelmistir: "Hayvana temas edene bir hadd takdir edilmemistir."

KAZF (IFTIRA) HADDI

1593 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Maruz kaldigim iftiradan beni temize cikaran vahiy indigi zaman, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) minbere cikip, durumu hatirlatti ve ilgili ayeti (Nur 11-23) tilavet buyurdu. Minberden inince iki erkek ve bir kadina kazf haddi vurulmasini emretti. Ve derhal icra edildi. Burada hadd icra edilen sahislar Hassan Ibnu Sabit, Mistah Ibnu Usase ve Hamna Bintu Cahs (radiyallahu anhum) idi."
Ebu Davud, Hudud 35, (4474, 4475).

1594 - Ebu'z-Zinad (radiyallahu anh) anlatiyor: "Omer Ibnu Abdilaziz (radiyallahu anh) iftira sebebiyle bir koleye seksen sopa vurdu. Ebu'z-Zinad der ki: "Bu hukum hakkinda, Abdullah Ibnu Amir Ibni Rebia'ya sordum. Bana su cevabi verdi:
"- Ben, Osman Ibnu Affan ve arkadan gelen diger halifelerin zamanlarina yetistim, hic birisinin iftira sebebiyle koleye kirktan fazla vurdugunu gormedim."
Muvatta, Hudud 17, (2, 828).

1595 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir insan diger bir insana: "Ey Yahudi" diye hitab edecek olursa ona yirmi sopa vurun. "Ey muhannes (kadinlasmis)" diyecek olursa yine o kadar ceza verin. Nikahi haram olan birine, bunu bilerek muvakaa (ask-i memnu) yaparsa oldurun."
Tirmizi, Hudud 28, (1462).

HADD-I SIRKAT (HIRSIZLIK HADDI)

1596 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zamaninda, hirsizin eli, bir deri kalkanin degerinden daha dusuk bir esya icin kesilmezdi. Kalkan, turs veya hacefe diye iki cesitti, ikisinin de belli bir degeri vardi."
Buhari, Hudud 13; Muslim, Hudud 5, (1684); Muvatta, Hudud 24, (2, 832); Tirmizi, Hudud 16, (1445); Ebu Davud, Hudud 11, (4383); Nesai, Sarik 9, (8, 77-81).

1597 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uc dirhem kiymetindeki bir kalkani calan hirsizin elini kesti."
Buhari, Hudud 13, Muslim, Hudud 6, (1684); Muvatta, Hudud 24, (2, 832); Tirmizi, Hudud 16, (1445); Ebu Davud, Hudud 11, (4484); Nesai, Sarik 9, (8,77-82).

1598 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Allah, bir yumurta calip da eli kesilen, bir ip calip da eli kesilen hirsiza lanet etsin."
A'mes der ki: "Buradaki yumurtadan maksadin demir topagi oldugu, bazi iplerin de uc ve daha fazla dirhem ettigi kanaatinde idiler."
Buhari, Hudud 13, 7; Muslim, Hudud ?, (1687); Nesai, Sarik 1, (7, 65).

1599 - Umeyye el-Mahzumi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir hirsiz getirildi. Sucunu itiraf etmisti. Ancak caldigi esya beraberinde bulunmadi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (hadden kurtarmak maksadiyla): "Senin caldigini zannetmiyorum"dedi. Hirsiz: "Hayir caldim" diye te'yid etti. (Resulullah) sozlerini ayni sekilde iki veya uc kere tekrar etti.
Sonunda, elinin kesilmesini emretti ve kesildi. Sonra hirsiz Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a getirildi. Efendimiz:
" Allah tevbe ve istigfarda bulun!" diye nasihat etti. Adamcagiz:
"- Allah'a tevbe ediyor, O'ndan magfiret diliyorum" dedi. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da:
" Allahim, onu magfiret et!"diyerek uc kere duada bulundu."
Ebu Davud, Hudud 8, (4380); Nesai, Sarik 3, (8, 67).

1600 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Hirsizlik yapan Mahzumlu kadinin durumu Kureyslileri fazlasiyla uzdu.
"- Bu kadin hakkinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam) nezdinde kim muessir bir sefaatte bulunabilir?" diye adam aradilar.
"- Bu ise, sadece Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in cok sevdigi Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anhuma) cur'et edebilir" dediler. Usame (huzura cikarak), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a sefaat talebinde bulundu. Efendimiz:
"Allah'in hududundan bir hadd hususunda sefaat mi taleb ediyorsun?" diye cikisti. Sonra kalkip cemaate su hitabede bulundu:
" Sizden oncekileri helak eden sey sudur: Iclerinden serefli birisi hirsizlik yapti mi onu terkedip (ceza vermezlerdi). Aralarinda kimsesiz zayif birisi hirsizlik yapinca derhal ona hadd tatbik ederlerdi. Allah'a yemin olsun! Muhammed'in kizi Fatima hirsizlik yapmis olsa mutlaka onun da elini keserdim."
Buhari, Hudud 11, 12, 14, Sehadat 8, Enbiya 50, Fedailu'1-Ashab 18, Megazi 52; Muslim, Hudud 8, 1688; Tirmizi, Hudud 9, (1430); Ebu Davud, Hudud 4, (4373, 4374); Nesai, Sarik 5, (8, 74, 75).
Ebu Davud ve Nesai'nin, Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den kaydettikleri bir rivayette soyle denmistir: "Mahzum kabilesinden bir kadin, mal istiare ederdi."
Nesai'de su ziyade mevcuttur: "Mahzumlu kadin (taninmis komsularinin) diliyle bazi mallari ariyet olarak almisti."
Alıntı ile Cevapla
  #159  
Alt 10 January 2009, 20:57
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

1601 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a dalindaki meyveden sorulmustu. Su cevabi verdi:
"- Ihtiyac sahibi olmak kaydiyla, etegine almaksizin, sadece yiyene bir Sey gerekmez."
Tirmizi, Buyu 54, (1289); Ebu Davud, Hudud 12, (4390); Nesai, Sarik 11-12, (8, 84-86).
Ebu Davud ve Nesai'de su ziyade mevcuttur: "Kim agactan beraberinde meyve gotururse, aldiginin bedelini. iki katiyla borclanir ve ayrica ceza da ceker. Kim de kurutma yerine getirilmis olan meyveden bir seyler calar ve bunun miktari da bir kalkanin degerine ulasirsa kolunun kesilmesi gerekir. Kim de bu miktardan az calarsa aldigi miktarin iki misli borc oder ve ayrica ceza ceker."
Nesai'de su ziyade vardir: "Meradan calinan koyun icin el kesilmez. Eger bu hayvan agilda idiyse kalkan degerinde olani icin el kesilir.

1602 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hurma ozu icin, agacin basindaki meyve icin, dagda otlayan (agila girmemis) koyun icin, ihanet edilen emanet icin, yagmalanilan icin, kapip kacirilan icin el kesilmez."
Rezin ilavesidir.

1603 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor "Resulullah aleyhissalatu vesselam)'a bir hirsiz getirilmisti.
"-Oldurun onu!" diye emretti. Kendisine:
"-Ey Allah'in Resulu, bu adam sadece caldi" denildi. Bunun uzerine
"-Oyleyse (elini) kesin!" dedi ve derhal eli kesildi. Sonra ayni adam ikinci sefer getirildi. Yine:
"-Oldurun onu!" diye emretti. Kendisine:
"-Ey Allah'in Resulu, bu adam hirsizlik yapti" dendi. Bunun uzerine
"-Oyleyse kesinl" dedi ve derhal (sol ayagi) kesildi. Sonra ucuncu sefer getirildi ve hirsizlik yaptigi soylendi. Hz. Peygamber:
"-Oldurun onu!" diye emretti. Kendisine:
"Ey Allah'in Resulu, bu adam hirsizlik yapti" denildi. Bunun uzerine :
"-(Sol elini) kesin!" diye emretti. Sonra ayni adami dorduncu kere getirdiler.
"-Oldurun onu !" buyurdu. Kendisine:
"-Ey Allah'in Resulu, bu adam hirsizlik yapti" dediler. Bunun uzerine
"-(Sag ayagini da) kesin!" diye emir buyurdu. Ayni adam besinci sefer getiririldi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam):
"Oldurun onu" diye emretti. Hz. Cabir (radiyallahu anh) der ki: "Adami goturup oldurduk. Sonra suruyerek goturup bir kuyuya attik. Uzerini de tasla doldurduk."
Ebu Davud, Hudud 20, (4410); Nesai, Sarik 15, (890, 91)

1604 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resullah (aleyhissalatu vesselam): "Kole hirsizlik yaparsa, onu bir mangira da olsa satin gitsin"' buyurdular."
Ebu Davud, Hudud 22, (4412); Nesai, Sarik 16, (8,91).

1605 - Ezher Ibnu Abdillah el-Harazi anlatiyor: "(Yemenli) Kela' kabilesinden bir grubun mali calindi. Bunlar, bir kisim dokumacilari itham ettiler. Dokumacilari alarak Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan olan Nu'man Ibnu Besir'e getirdiler. Nu'man onlari bir kac gun hapsetti, sonra saliverdi. (Sikayetciler), Nu'man'a gelip: "Sen onlari dayaksiz, azarsiz saliverdin, olur mu?" dediler. Nu'man onlara:
"-Ne istiyorsunuz? Onlari dovmemi istiyorsaniz doverim. Maliniz cikarsa alirsiniz. Ama dovdugum halde maliniz cikmazsa, onlara vurdugum kadar da size vururum" dedi.
"-Yani hukmun bu mu?" dediler. Nu'man (radiyallahu anh):
"-(Hayir bu benim degil), Allah ve Resulu'nun (aleyhissalatu vesselam)in hukmudur"' cevabini verdi."
Ebu Davud, Hudud 10, (4382); Nesai, Sarik 2, (8, 66).

1606 - Hz. Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "(Bir gun) Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni cagirarak;
"-Insanlara (kitleler halinde) olum gelip, ev, yani kabir kole mukabilinde temin edilince halin ne olacak ?" buyurdu. Ben:
"-Allah ve Resulu bilir- veya Allah ve Resulu benim icin neyi (uygun bulup) secerlerse olur-" diye cevap verdim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"-Sana sabir tavsiye ederim -veya sabret-" buyurdu."
Hammad der ki: "Nebbasin (yani mezarlari acarak kefenleri calanlarin) eli kesilmelidir" diye hukmedenler bu hadisle amel ettiler. Cunku, nebbas olunun evine girmis olmaktadir".
Ebu Davud, Hudud 19 (4409).

1607 - Abdurrahman Ibnu Avf (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesslam) :"Hirsiz, kendisine hadd tatbik edildi ise borclandirilamaz" buyurdu".
Nesai, Sarik 17 (8, 93).

1608 - Useyd Ibnu Hudayr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle hukmetti: "Kisi calinan malini, hirsizlik ittihami yapilmayan kimsenin elinde gorunce dilerse malini hirsiza odemis oldugu bedeli ona odeyerek alir, dilerse, hirsizin pesine duser".
Hz. Ebu Bekir, Hz. Omer ve Hz. Osman (radiyallahu anhum) boyle hukmettiler."
Nesai, Buyu' 96 (7,313).

1609 - Cunade Ibnu Umeyye'den rivayete gore, Busr Ibnu Ertat (radiyallahu anh) demistir ki: "Resulullah (aleyissalatu vesselam)'i dinledim: "Seferde eller kesilmez" diyordu." Tirmizi deki rivayette "gazvede. . ." denmistir.
Tirmizi, Hudud 20, (1450), Ebu Davud, Hudud 18, (4408); Nesai, Sarik 16,(8,91).

1610 - Sa'bi (rahimehullah) anlatiyor: "Iki kisi, ucuncu bir sahsin hirsizlik yaptigina dair sahitlikte bulundular. Bunun uzerine Hz. Ali (radiyallahu anh) adamin kolunu kesti. Bu iki kisi gidip bir muddet sonra diger bir adami getirip: "Biz hata etmisiz, hirsizligi yapan o degilmis (bu imis)" dediler. Hz. Ali (radiyallahu anh) bunlarin sahidligini iptal ederek (getirdikleri bu sahis aleyhinde kabul etmedi. Ayrica) onlara, onceki adamin diyetini yukledi ve: "Bilsem ki siz bu isi bilerek yaptiniz, kollarinizi keserdim" dedi".
Buhari, Diyat 21 (Bab basliginda senetsiz olarak kaydedilmistir).
Alıntı ile Cevapla
  #160  
Alt 10 January 2009, 20:57
salagın teki :)
 
Kayıt Tarihi: 29 September 2008
Mesajlar: 0
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Standart Cvp: Hadis-i Şerifler

HADDU'L-HAMR

1611 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resullullah (aleyhissalatu vesselam), hamr icin, hurma dallari ve nalinlarla hadd vurdu. Hz. Ebu Bekir radiyallahu anh kirk darbe le hadd vurdu".
Buhari, Hudud 2, 4; Muslim, Hudud 37, (1706); Tirmizi, Hudud 13, (1343); Ebu Davud, Hudud 26, (4479).

1612 - Sevr Ibnu Zeyd el-Dili anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh), hamr icin uygulanmasi gereken haddin miktari hususunda (Ashabla) istisarede bulundu. Hz. Ali (radiyallahu anh): "Seksen sopa vurulmasini uygun goruyorum" dedi. Cunku kisi, icince sarhos olur, sarhos olunca hezeyana duser (sacmalar), hezeyana dustu mu iftira atar. (Iftiranin cezasi ise 80 sopadir). Boylece Hz. Omer (radiyallahu anh) icki icenler icin haddi 80 sopa takdir etti."
Muvatta, Esribe 2, (2, 842).

1613 - Abdurrahman Ibnu Ezher (radiyallahu anh) anlatiyor: "Huneyn'de iken Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e Sarap icin bir adam getirildi. Resulullah (tahkiren) yuzune toprak sacti. Sonra Ashab'a emretti, ayakkabilariyla ve ellerinde bulunan (deynek, cubuk vs) baska seylerle adama "Yeter, cekin ellerinizi" deyinceye. kadar vurdular. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)in vefatindan sonra Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) de icki icenlere kirk darbe vurdurdu. Arkadan Hz. Omer (radiyallahu anh) de halifeliginin baslangicinda kirk sopa vurdurmaya devam etti. Ancak, hilafetinin sonunda (insanlar azip fisk artinca) seksen sopa vurdurdu.
Hz. Osman (radiyallahu anh) ise iki kere hadd uyguladi: Birini kirk digerini seksen yapti. Hz. Osman'dan sonra Hz. Muaviye (radiyallahu anh) haddi seksende sabit kildi."
Ebu Davud, Hudud 37, (4487, 4488).

1614 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Icki haddi icin, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kirk, Hz. Ebu Bekir kirk, Hz. Omer (radiyallahu anhuma) seksen sopa vurdular. Hepsi de sunnettir. (Bu bana daha hos geliyor)."
Muslim, Hudud 38, (1702); Ebu Davud, Hudud 36, (4480, 4481).

1615 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim (israrla) icki icerse dorduncu sefere kadar kamcilayin, sonra (devam ederse) oldurun."
Ebu Davud, Hudud 37, (4482); Tirmizi, Hudud 15, (1444).
Ebu Davud'un, Kabisa Ibnu Zueyb (radiyallahu anh)'den yaptigi bir rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Sarap icmis bir adam getirildi. Hemen celde yapildi, sonra tekrar getirildi, yine celde yapildi, sonra tekrar getirildi, yine celde yapildi, sonra tekrar getirildi yine celde yapildi ve oldurme kaldirildi. Artik, olum cezasi bir ruhsat olarak kaldirilmisti."

1616 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hamr hususunda kesin bir hadd takdir etmedi. Bir adam icmis, sarhos olmustu. Caddede yalpa yaparken kendisine rastladi. Adami hemen tutup Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a getirmek icin harekete gectiler. Adam, Abbas (radiyallahu anh)'in evinin hizasina gelince bosanip kacti ve Abbas'in evine girerek ona iltica etti.Durum Resulullah (aleyhisalatu vessalam)'a anlatilmisti, guldu ve:"Yani o,bunlari (kacma, girme ve iltica) yapti mi?" dedi. Hakkinda her hangi bir emir vermedi."
Ebu Davud, Hudud, 36, (4476).

1617 - Umeyr Ibnu Said en-Nehai (rahimehullah) anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh)'yi dinledim, sunu soylemisti: "Ben hadd vurdugum kimselerden biri olecek olsa, icimde uzuntu duymam, ancak icki sebebiyle hadd vurdugum olurse onun uzuntusunu hissederim. Cunku o olecek olsa (yakinlarina) diyet oderim. Zira Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ickinin haddi ile ilgili (kesin bir miktari) sunnet kilmadi. Icki haddiyle ilgili miktari biz takdir ettik."
Buhari, Hudud 4; Muslim, Hudud 38 (1707); Ebu Davud, Hudud 36, (4486).

1618 - Ibnu Sihab (rahimehullah)'a:
"- Kole icki icecek olursa ona tatbik edilecek haddin miktari nedir?" diye sorulmustu, soyle cevap verdi:
"- Bana ulastigina gore, ona, hure verilen cezanin yarisini uygulamak gerekir. Hz. Omer, Hz. Osman ve Ibnu Omer (radiyallahu anhum ecmain) ickide, kolelerine, hurlere tatbik ettikleri haddin yarisini tatbi ederlerdi."
Muvatta, Esribe 3, (2, 842).

1619 - Said Ibnu'l-Museyyeb (rahimehullah.) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh), icki sebebiyle Rebia Ibnu Umeyye'yi Hayber'e surdu. Oradan kacip Herakliyus'a giderek Hiristiyanliga gecti. Hz. Omer (radiyallahu anh) bu hadise uzerine: "Bundan boyle hicbir Muslumani surmeyecegim" dedi.
Nesai, Esribe 47, (8, 319).

1620 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Lakabi Himar olan bir adam vardi. Bu zat zaman zaman Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i guldururdu. Hz. Peygamber bu adami, icki sebebiyle dovdurmustu. Bir gun yine icki sucuyla getirildi. Resulullah emretti, celde uygulandi. Cemaatten birisi: "Allah'im su adama lanet et! Kac sefer icki sebebiyle getirildi, bir turlu islah olmuyor)" diye beddua etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
" Ona lanet etmeyin. Allah'a yeminle soyluyorum, bu adam hakkinda bildigim bir sey varsa o da Allah ve Resulu'nu (samimiyetle) sevmis olmasidir" buyurdu."
Buhari, Hudud 5.
Ebu Davud'da, Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'den kaydedilen bir rivayette: "Boyle soylemeyin, fakat soyle deyin: "Ey Allahim, ona rahmet et, onun taksiratini affet!" buyurmustur.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla




Saat: 23:18


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri Antalya Seo tesbih aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort eryaman escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort
mecidiyeköy escort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2