Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi
 

Go Back   Seversintabi.com Türkiye'nin En Büyük Forumu Bence Seversin Tabi > Genel Kültür > İslam Dünyası
Yardım Topluluk Takvim Bugünki Mesajlar Arama

gaziantep escort gaziantep escort
youtube beğeni hilesi
Cevapla

 

LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 11 June 2009, 14:41
Senior Member
 
Kayıt Tarihi: 14 October 2008
Mesajlar: 21,457
Konular:
Aldığı Beğeni: 0 xx
Beğendiği Mesajlar: 0 xx
Arrow Namazdaki Hareketlerin Anlamları

Kıyamın ruhu nedir? İnsanın bir bedenî ve şeklî yönü vardır. Bir de ahlakî güzelliklerini, psikolojik yapısını içinde barındıran, ve Rasûlü’yle aşkını perçinleyen manevî ve ruhanî bir yönü vardır. İnsanın şekli gözle görülür; görebilen her insan için çaba gerektirmez. Ancak insanın ruhundaki güzellikleri keşfetmek için, özel bir çaba ve emek gerekir. İnsanın güzelliklerini keşfe dalmak için senelerce onunla dost kalmak ya da fedakârane bir şekilde onunla bağlantı kurmak lazımdır. Namazın da canımızdan bir can gibi, herkes tarafından görülebilen bir şekli vardır; bir de derinlerde saklı huşu ve ikâme ile ortaya çıkan bir ruhu vardır. Huşu; gönlümüzü, zihnimizi ve ruhumuzun her noktasını namaza verme, odaklanma halidir. İkâme ise namazı ne dediğimizin ve yaptığımızın şuuru içerisinde dosdoğru bir şekilde kılmak; namazı Efendimiz’in kıldığı şekilde şartlarına uygun ifâ etmektir.

Daha anlamlı ve huşu dolu bir namaz kılabilmek İslam dininde önemlidir. Bu noktada öncelikli tavsiyemiz namazın şeklî yönünün haricinde O’nun ruhu diyebileceğimiz manevî yönünü keşfetmektir. Mevlânâ’ya göre “Namazın özü, ruhun namazıdır. Sûreten ve şeklen kılınan namaz geçicidir, devamlı olmaz. Çünkü ruh, deniz âlemidir, sonsuzdur. Cisim ise deniz kıyısı ve karadır, sınırlı ve ölçülüdür. İşte bu yüzden devamlı namaz ancak ruhun olabilir. Ruhun da eğilmesi ve kapanması (rükû ve secde) vardır; fakat bunları açıkça şekillerle göstermek lazımdır. Çünkü mananın şekille bağlılığı vardır. İkisi bir olmadan fayda vermezler. Kızgınlık, şehvet ve hırs rüzgârları, ancak namazı olmayanlara zarar verir.”

İsmail Hakkı Bursevi’ye göre, gerçek manada namaz kılanlar bu âlemin maverasında Fahr-i Âlem Efendimiz’e uyanlardır. Zira Rasûlullah’a uyma namazda perdesizdir. Vahdet mihrabında imam olan Fahr-i Âlem Rasûlullah Efendimize söz, iş ve hal bakımından tabi olup engelsiz olarak uyanların namazları hakikidir.

“Huzur-ı kalp olmadan namaz olmaz.” Yani âlem-i sırda kalp ile beraber olmadıkça hakiki namaza ulaşılmaz.

Kıyam, ’ın huzurunda saygı ile ayakta duruştur

Kıyam, ’ın huzurunda saygı ve sevgi duyguları içerisinde ayakta duruştur. Rabb’inin davetine karşı kulun davete icabet ederek ayakta O’nun huzurunda duruşudur. Kişi namaza niyetlenerek ayağa kalktığında kalbi, O’nun âlemlerin Rabb’i için ayakta durduğuna şahadet eder. ’a saygı ve sevgi duygusu kişinin bütün varlığına hâkim olur, her şeyi gözetimi altında tutan korkusu ve sevgisi insanı içine alır.

Namaz kılan kişinin ’ın huzurunda saygı ile durması gereği, “ ’a itaat ederek (gönülden boyun eğerek) ayakta durun (namaza durun).” (Bakara 2/238) ayetiyle vurgulanır. Hz. Peygamber de normal durumlarda namazın ayakta kılınmasını emretmiştir.

Elleri kaldırış:

Sağ elle ahireti, sol elle dünyayı arkaya atış…

Kıyam duruşunda insan namaza başlama tekbiriyle ellerini kaldırdığında şunları ifade etmek ister; “Ben şu anda bütün dünyevi kaygıları ve maddî düşünceleri, Hakk’ın dışındaki her şeyi elimin tersiyle arkaya atıyor ve Yüce Mevla’nın huzuruna çıkıyorum.”

İsmail Hakkı Bursevi ise kıyam duruşunda iki elin kaldırılmasını şöyle yorumlar: “Sağ el ahiretten, sol el dünyadan ibarettir. Elleri kaldırmak ise, dünya ve ahiret ilgisini gönülden çıkarıp arka tarafa atmak ve her ikisi sebebiyle de büyüklenmeyi yok etmek anlamını taşır. İnsan kıyamda iki elini kaldırdığında, beden diliyle dünyayı ve ahireti arkaya atarken gönül diliyle de “ en büyüktür.”(ALLAHu Ekber); “’tan başka ibadet edilecek hiçbir ilâh yoktur.” (velâ ilâhe ğayruk) diyerek Rabb’ine olan sevgi ve yakınlığını itiraf eder. Bir nevi namazda nefsinin köleliğinden kurtulan kulluk ve teslimiyetle yücelen kul, “Rabb’im, Sen’den başka Rab, kapısına gidilecek bir dost, duama ve dileklerime icabet eden sonsuz ikram sahibi Mevlâ bulamam ki… Ancak Sen varsın…” nidasıyla, dünyaya ve ahirete dair bütün isteklerini arkaya atar. Yunus Emre’nin “Bana Seni gerek Seni” sözünü bir nefes gibi içine çeker…

Yunus Emre ise kıyam duruşunda yaşanan bu manevî hali şöyle anlatır:

“Dünyayı bırak elden dünya gelmez bu yoldan
İki aşk bir gönülden asla geçmez bu haber.”
Namazın şekli bir damla ise, ruhu bir ummandır.


Paylaşmak Güzeldir
Alıntı ile Cevapla
Cevapla



Benzer Konular

Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Aşk Yanlızca Vuslat Değildir £Ŀ Şiir Dünyası 0 13 December 2008 22:02
NoClone 2007 Enterprise Edition v4.1.11 ceyLin Proğram Arşivi 0 13 December 2008 14:43
Motor Yenileştirmecisi (Motor Rektifiyecisi) ceyLin Meslekler 0 26 November 2008 15:48
Organ Naklinde Devrim ceyLin Dünyadan Haberler 0 20 November 2008 13:24
Irak'ta El Kaide zayıfladı iddiası ceyLin Dünyadan Haberler 0 11 November 2008 17:12


Saat: 03:54


Telif Hakları vBulletin® v3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
gaziantep escort bayan gaziantep escort
antalya haber sex hikayeleri aresbet giriş vegasslotguncel.com herabetguncel.com ikili opsiyon bahis vegasslotyeniadresi.com vegasslotadresi.com vegasslotcanli.com getirbett.com getirbetgir.com
ankara escort ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort kızılay escort çankaya escort kızılay escort ankara eskort

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0 PL2