#1
|
|||
|
|||
Ülkelerin Dış Ticaret Politikaları
Ülkelerin Dış Ticaret Politikası uygulaması ile başlayan ve artarak ve yeni biçimler kazanarak günümüze kadar gelen ülkelerin koruma önlemleri Dış Ticareti etkilemektedir. Koruma önlemleri uygulayan kendilerini olduğu kadar, dünya ekonomisine zarar vermekte ve korumanın maliyet ve külfetlerini diğer ülkelere ödetmektedir.
Ülkelerin koruma önlemleri almalarının temelinde vatan ananeden olup diğer bir faktörde ülkeler ve sanayiler arasında görülen rekabet gücü farklılıklarının bulunmasıdır. Farklılıkların giderilmesi için, yapısal dengesizliklerin kaldırılması gerekiyorsa da, bu dengesizlikler azalmamakta, aksine artmaktadır. Ülkelerin koruma önlemleri almalarının nedenleri çeşitlidir. Bu koruma önlemleri alma nedenleri şunlardır: 1. Dış ticaret hadlerinin iyileştirilmesi ve bu yolla ülke refahının artırılması. 2. Yurtiçindeki emeğin daha ucuz olan yabancı emeğin rekabetine karşı koruması 3. İstihdamın artırılması ve ödemeler bilançosu açıklarının kapatılması 4. Gena endüstrilerin korunması 5. Ulusal güvenlik açısından önemli olan stratejik ulusal sanayilerin korunması 6. Başka ülkelerin koruma oranlarını düşünmeye zorlamak 7. Ulusal üreticileri dampinge karşı korumak 8. Üye olunan toplulukların almış olduğu kararlar doğrultusunda ekonomik yaptırım uygulanması Durumlarında ülkeler koruma önlemlerine başvurmaktadırlar. Ülkelerin, Dış Ticarete konu olan mallarda uyguladıkları koruma önlemleri genel olarak iki başlık altında incelenmektedir. Bunlardan birincisi gümrük tarifeleri ile alınan koruma önlemleri, ikincisi tarife dışı alınan koruma önlemleridir. Alınan koruma önlemleri hangi tür olursa olsun bu politikaların iktisadi refahı olumsuz etkilediğine dikkat edilmelidir. GÜMRÜK TARİFELERİ Gümrük tarifeleri, dış ticarete konu olan malların üzerine konan ve bu malların ülkeye giriş-çıkışlarında alınan vergilerdir. Dış ticarete konu olan mallar iki türlüdür. Bunlar “ithal edilen mallar” ve “ihraç edilen mallar” dır. Yaygın olarak kullanılan tarife tür, ithalat üzerine konan tarifelerdir. İhracat tarifeleri nadir olarak kullanılmakta ve ithalat tarifelerinin aksine, ulusal sanayii korumaktan çok bir vergi hasılatı elde etmek amacıyla uygulanmaktadır. Örneğin ABD’nin ithal mallarına uyguladığı yüksek tarife oranları belirli sektörlerde devam etmektedir. Bunlar tekstil, ayakkabı, seramik. Cam ve kamyonlarıdır. Yüksek tarife oranlarının sürdürüldüğü tekstil sektöründe ortalama oran % 12 iken, kamyonlar için bu oran % 25 düzeyindedir. Tarife : Fiyat ve zam gösteren çizelge, bir şeyin kullanılmasını anlatan kağıt. Tarife Cetveli : 474 sayılı kanuna dayanılarak çıkartılmış bulunan eşyaların gümrük tarifelerini gösterir cetvel. Tarife Kontenjanı : Bir üçüncü ülke tarafından Türkiye’den ithal edilen mal yada mal grubunun gümrük vergisi oranlarında belirli bir miktar veya değer için indirim yapılması yada muafiyet sağlanması veya Türkiye’nin bir mal veya mal grubunun ihracatında belli bir oranda belirli bir miktar veya değer için indirim yapılması veya muafiyet sağlanmasını ifade eder. Uluslararası anlaşmaların hükümlerine göre tek taraflı olarak veya ikili yada çok taraflı tercihli ticaret anlaşmaları çerçevesinde ithalatta tarife kontenjanı uygulanması halinde kontenjanların kullanımına ilişkin usul ve esasları dış ticaret müsteşarlığının çıkarmış olduğu 30.04.1995 tarih ve 95 / 6814 sayılı karar uyarınca kota ve tarife kontenjanı yönetmeliğince belirlenmektedir. Bu yönetmeliğe göre Tarife kontenjanı; bir mal yada mal grubunun gümrük vergisi oranlarında belirli bir miktar veya değer için indirim yapılması yada muafiyet sağlanmasını ifade eder. TARİFE DIŞI ENGELLER Gümrük tarifelerinin dışında uluslararası mal ve hizmet akımlarını serbest ticaret koşulları altındaki normal gelişme seyrinden saptıran her türlü amaç ve politikalar olarak tanımlanabilir. Söz konusu kısıtlamaları, ihracat yönlü ve ithalat yönlü olarak iki gruba ayırmak mümkündür. İthalat iki yönlü tarife dışı kısıtlamalar, ithal malların yurtiçi fiyatlarını yükselterek yerli üreticileri korur. İhracat yönlü tarife dışı kısıtlamalar ise, suni olarak satışları artırmak için ihracata yapılan yardımlar ile ithalatın kısıtlanması için alınan tedbirleri kapsar. Tarife dışı engeller tarifeden farklı olarak kesinlik taşımaz ve geniş ölçüde idari kararlara bağlı olduğundan zaman içinde büyük değişiklikler gösterir. Bu nedenle ihracat ve ithalat üzerinde artan bir risk ve belirsizlik yaratırlar. Dış ticaretin hızla büyüdüğü ve karmaşıklaştığı 20. Yüzyılın yarısında tarife dışı kısıtlamalar, önemli bir yer tutmaya başlamıştır. GATT, çerçevesinde gerçekleştirilen çok taraflı ticaret görüşmeleri sonucunda , çeşitli tarifelerde, gümrük tarifelerinde çok önemli indirimler sağlanmıştır. Bundan dolayı artık gümrük tarifeleri dış ticarete müdahale aracı olarak çok daha az kullanılan ve fazla etkin olmayan bir araç durumuna gelmiştir. Buna karşılık tarife dışı kısıtlamalar, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte yolunda olan ülkeler açısından önem kazanmaya başlamıştır. Tarife dışı kısıtlamaların tercih edilmesinin iki sebebi; 1. 2. Dünya savaşından sonra GATT’ın yürürlüğe girmesi ile birlikte, gümrük vergilerinin eski önemlerini kaybetmeleridir. Görüşmelerde ortalama gümrük vergileri % 40’lardan % 7’lere kadar düşmüştür. 2. Gümrük tarifelerine ilişkin kararlar, yurt içinde ve uluslararası seviyede çok zor alınabilmektedir. Tarife dışı kısıtlamalar, gümrük tarifelerinden ayrı olarak dış ticarete müdahale için kullanılan araçların tümünü kapsar. Büyük çoğunluğu ithalat kısıtlamalarına yönelik olmakla beraber, ihracatın ve diğer döviz kazandırıcı işlemlerin teşvik edilmesi amacıyla da kullanılmaktadır. 1. MİKTAR KISITLAMALARI - ( KOTALAR ) Kota miktar kısıtlaması demektir. Kota sisteminin uygulanmasının başlıca nedeni, ülkenin ihrcatına nazaran ithalatının çok fazla olması ve ithalatı ayırt edici bir kontrol sistemi uygulayarak dengenin sağlanmak istenmesidir. Diğer yandan dış ticaret müsteşarlığınca yayınlanan kota ve tarife kontenjanı yönetmeliğine göre ise kota, ithalatta miktar ve/veya değer kısıtlaması uygulanması halinde, bir takvim yılı içinde veya muayyen bir dönem itibariyle yapılmasına izin verilen ithalatın miktar ve/veya değerini ifade eder diye tanımlanmaktadır. Kotaları dünyada ilk kez 1930’larda Fransa uygulamıştır. Fakat Fransa’nın gayesi daha farklı idi. Kotaların uygulandığı mal buğdaydı. Eğer buğdayın üzerine bir gümrük tarifesi konulsa, yurtiçi fiyatı artmayacak veya ithalat hacmi daralmayacaktı. Tarifenin tek etkisi ticaret hadlerini düzeltmek ve yabancıları vergileyerek devlete gelir sağlamak olacaktı. Fransa, ticaret hadlerinin düzelmesinden ve devlet gelirlerinin artmasında şikayetçi değildir. Fakat gayesi, buğday üreticileri için, daha yüksek buğday fiyatı elde etmekti. Fransa bu yüzden kotalara başvurdu. O zamandan beri çeşitli gayeler için uygulanmaktadır. Günümüzde kotalar ödemeler bilançosu krizlerini kısıtlamada, tarım fiyatlarını destekleme programlarında, ulusal güvenlik amacıyla etkin bir şekilde uygulanmaktadır. Kota, gümrük tarifesinden farklı olarak, ithalat miktar veya değeri üzerinde mutlak bir sınırlama getirir. Kota bir çeşit tarifedir. Aralarındaki tek fark, kotanın maliyetleri dikkate almaksızın otomatik bir koruma sağlamasıdır. Gümrük tarifeleri, ithal malı fiyatlarını artırarak bu malların ithalatını dolaylı yoldan etkilerken, kotalar ülkeye girecek mal miktarını doğrudan doğruya sınırlandırır. Kota uygulamasının sebebi, ülkenin dış ticaretinde meydana gelen açığı gidermek amacıyla ithalatta ayırt edici bir kontrol sistemi getirmektedir. Kotalar çeşitli şekillerde uygulanır. Mesela Türkiye 1999 yılında 1.500 adet otomobil ithal etmeye karar vermiş ise, bu “ithal kota” sıdır. Aynı şekilde Türkiye 1999 yılında 250.000 ton fındık ihraç etmeyi planlıyor ise, bu “ihraç kota” sıdır. Bu tip kotalara “global” veya “ayırım yapmayan” kotalar denir. Buna karşılık “seçici” veya “ayırımcı” kotalarda toplam hacim sınırı yanında ülke ayırımı da yapılır. Örneğin Türkiye eğer 1999 yılında Almanya’dan 1.800 otobüs motoru ithal etmeyi planlıyor ise bu seçici bir kotadır. Diğer bir kota şeklide “tarife kota” larıdır. Tarife kotasında ithal olunacak malın miktar veya değeri üzerine limit konur ve bu sınır içindeki ithalata düşük tarife uygulanır. Sınır aşıldığında ithalat yüksek tarifeden yapılır. Mesela Türkiye 1999 yılında ithal edeceği ilk 1.500 otomobile % 20 advalorem tarife uygulanır. Bu sınırın üzerindekilerden ise % 50 gümrük vergisi alınır. Kota sonucu tüketim ve yeniden dağıtım etkileri tarifelerde olduğu gibi olur. Fark sadece gelir etkisinde görülür. KOTA DAĞITIM YÖNTEMLERİ Geleneksel Ticaret Akışı Yöntemi Bu yönteme göre kota tahsisi yapılması halinde, kotanın bir bölümü geleneksel ithalatçılar için, kalan kısım ise diğer ithalatçılara ayrılır. Geleneksel ithalatçılar, refarans döneminde gerçekleştirdikleri ithalat miktarı ve değerini kanıtlaya gümrük giriş beyannamelerinin gümrük idarelerince onaylı bir örneğini kota tahsis başvurularına ekleyeceklerdir. Toplam başvuru ile talep edilen miktar ve/veya değer, geleneksel ithalatçılar için ayrılan paya eşit veya daha az ise talepler tam olarak karşılanır. Toplam başvuru ile talep edilen miktar ve/veya değerin geleneksel ithalatçılara ayrılan paydan fazla olması durumunda, kota dağıtımı, her başvuru sahibinin referans döneminde gerçekleştirdiği ithalat miktar ve/veya değeriyle orantılı olarak yapılır. Geleneksel ithalatçılara ayrılan pay için yeterli başvuru olmaması durumunda, başvuruda bulunan diğer ithalatçılar artan miktar ve/veya değerlerden Genel Müdürlüğün belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde yararlandırılır. b) Başvuru Sırasına Göre Eşit Oranda Kota Tahsis Yöntemi Başvuru sırasına göre eşit oranda kota tahsis yönteminde Genel Müdürlük, toplam kota miktar ve/veya değerini veya bir kısmını, ürününün yapısını ve ekonomik miktarını dikkate alarak belirleyeceği eşit oranda başvuru sahiplerine, başvuru sıralarını dikkate alarak dağıtır. c) Talep Edilen Miktar ve/veya Değerle Orantılı Kota Tahsis Yöntemi Toplam başvuru ile talep edilen miktar ve/veya değerler, ilgili kota miktarını ve/veya değerine eşit yada daha az olması halinde talepler tamamen karşılanır. Toplam başvuru ile talep edilen miktar ve/veya değerlerin mevcut kota miktar ve/veya değerini aşması durumunda başvurular , talep edilen miktar ve/veya değerler ile orantılı olarak karşılanır. d) Müsteşarlık Tarafından Belirlenecek Yöntem Müsteşarlık (İthalat Genel Müdürlüğü), gerekli gördüğü durumlarda ürününün yapısı ve ekonomik miktarını ve belirlenen kota miktarı ve/veya değerini dikkate alarak, farklı bir kota tahsis yöntemi belirleyebilir. İthalat Kotaları Hükümetler tarife sisteminde olduğu gibi ithal edilen bir mala gümrük vergisi koymak yerine, doğrudan ithalat hacminin fiziki miktar veya değer olarak sınırlandırılabilirler. Kotalar ithalatı kısıtladıkları ölçüde, yerli sanayii dış rekabetten korur ve ödemeler bilançosunda düzeltici etki doğururlar. Kotalar tarifelere göre çok daha kesin bir koruma sağlamaktadırlar. Çünkü tarife uygulamasında yüksek tarifelerden de olsa ticaret mümkündür. Tarife uygulamasında ihracatçı bir ülkenin koyduğu gümrük duvarını sattığı malın fiyatını düşürerek aşabilir. Ancak kota uygulamasında böyle bir olanak yoktur. Gönüllü İhracat ve İthalat Kotaları Bir ülkenin ithalatına kota uygulama yerine ithalatını yaptığı yabancı ülkenin üreticilerine ihracatlarını sınırlandırması mümkündür. İthalat kotaları ile gönüllü ihracat kısıtlamaları arasındaki mümkün olabilecek tek fark devlet geliri etkisindedir. İthal kotaları uygulamasında devlet geliri belirsizdir. Yabancı ülke ihracatçıları, ülke ihracatçıları ya da ilgili ülke hükümeti duruma göre bu gelirden pay alabilirler. Gönüllü ihracat kısıtlamalarında ise ihracatçı ülkeler genellikle yüksek fiyatlardan dolayı daha çok yararlanır görünümündedir. Bundan dolayı da ihracatçı ülkelerin gönüllü ihracat kısıtlamalarını niçin kabul ettikleri anlaşılabilir. İthalat kotaları ile gönüllü ihracat kısıtlamaları arasındaki diğer farklar, ticaret akımlarını kısıtlamalarında görülmektedir. Gönüllü ihracat kısıtlamalarının ithalat kısıtlamalarına göre birkaç nedenden daha az etkin oldukları ileri sürülmektedir. Bir kere gönüllü ihracat kısıtlamaları geçici olarak belirli bir zaman için müzakere edilirler. Halbuki ithal kotaları devamlı statüde tespit edilip uygulanırlar. Diğer taraftan gönüllü ihracat kısıtlamaları bütün arzcıları kapsamaz, halbuki ithal kotaları uygulanan malların tüm arzcılarını kapsar. Bu nedenle gönüllü ihracat kısıtlamalarında başka ülkeler yoluyla dolaylı olarak ilgili mal ithalatçı ülkeye girilir. Örneğin Japonya ABD7ye gönüllü ihraç kısıtlaması koyarak çelik ihracatını kısıtlamasına rağmen, Japon çeliği Kanada yoluyla ABD’ye girebilmiştir. Son olarak gönüllü ihracat kotaları ihracatçı ülkenin gönüllü uygulamasının sonucu olduğundan, ithalat kotalarına göre uygulamada gayri ciddi olarak nitelendirilmektedir. Çünkü , ithalat kotalarını koyan ülkeler bunu tekyanlı olarak koyarlar ve uygulamasını da ciddi olarak izlerler. Halbuki gönüllü ihraç kotalarında durum böyle değildir. TARİFE VE KOTALARIN KARŞILAŞTIRILMASI Kotaların devlet geliri etkisi açısından tarifelerden farklı olduğunu gördük. Kota ve tarifeler piyasa mekanizmasındaki etkinlikleri bakımından da farklıdırlar. Tarife piyasa mekanizmasının işleyişi açısından kotalara göre daha esnektir. Kotalar piyasa mekanizmasını tamamıyla tıkarlar. Bu nedenle eşdeğer tarife ve kotaların uygulanması durumunda kotaların ticarete etkisi daha kısıtlayıcı olur. Tarife ile kotalar arasında hükümete gelir sağlamanın dışında da bazı önemli farklar vardır. Kotalar tarifelerden farklı olarak ithalatı kısıtlar. Tarife ise ithalatı aynı oranda sınırlamaz. Tarife uygulayan ülkeye ihracat yapan üreticiler,ihraç fiyatlarını düşürüp verginin bir kısmını kendi üzerlerine alarak ithalatın azalmasına engel olabilirler. Kotaların tarifelere oranla üstün olduğu durumlar şunlardır: Kotalar, tarifelere göre daha fazla esnekliğe sahiptir. Hükümetler, ekonominin içinde bulunduğu duruma göre süratle kota uygulamasına gidebilirler. Kotalar geçici nitelikte olduklarından ihracat ortadan kalktıktan sonra kolaylıkla ortadan kaldırılabilirler. Gümrük tarifelerinin konulması ve kaldırılması süre alır. Çünkü tarifeler yasalarla konulur ve kaldırılır. Kotaların ithalatı sınırlandırma etkisi kesinder. Kota miktarının dışında ülkeye mal girişi olmaz. Kotalar ithalatı istenen ölçüde daralttığı için ticaret bilançosunu düzeltme , ithalat ikamesi sanayi dallarında üretimi artırma ve işsizliği gidermede tarifelere göre daha üstün ve etkindir. Gümrük tarifelerinin kotalara karşı üstün olduğu taraflar ise şöyledir; Kotaların aksine gümrük tarifeleri ekonomide serbest piyasa düzeninin işleyişini aksatmaz. Kota uygulamasında fiyat mekanizmasının işleyişi bozulur ve ekonomide yanlış kararlar alınabilir. Gümrük tarifesi sonucunda tarifeye tabi malın dahili fiyatı tarife oranı kadar yükselir. Kota uygulamasında ülkeye mal girişi kesin olarak kısıtlandığından, dahili tüketici çok yüksek fiyata razı bile olsa istediği malı bulamaz bu durum ülkede kaçakçılığı ve karaborsayı teşvik ederek toplumsal düzeni bozar. Tarife uygulamasında azda olsa ülkeye ithal malı girer bu durun ithal ikamesi sanayi dallarını düzenlemekte yararlı olur. Kotaların yukarıda sayılan sakıncalarından dolayı Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT), bazı özel durumlar dışında kotaların dış ticaret politikası aracı olarak kullanılmasını yasaklamıştır. |